Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Size 'Keşke Ben de Böyle Âşık Olsam' Dedirtecek Türk ve Dünya Edebiyatından 30 Harika Aşk Romanı
'Aşk' edebiyatın en önemli temalarından biridir. Bir edebî tür olarak aşk romanları ise kimi okurlar tarafından hafifsenir. Bu tarz aşk romanları genellikle 'romans' niteliğindedir. Ancak biz listemizde, 'büyük çoğunluğu' ilk bakışta aşk romanı olarak nitelendirilemeyecek ya da aşk teması olmakla beraber toplumsal/ruhsal/siyasal açıdan da büyük roman olarak değerlendirilebilecek, klasikleşmiş veya modern klasik olarak görülen yapıtlar arasından seçmeye çalıştık. İyi okumalar diliyorum.
Not 1: Yapıtlardaki aşk öğesi, mutluluk/ahlâk/toplumsal normlar açısından değil; tutkunun ve duygunun yoğunluğu açısından değerlendirildi.
1. "Anna Karenina", (1877) Lev Nikolayeviç Tolstoy
2. "Madame Bovary", (1856) Gustave Flaubert
'Madame Bovary', Gustave Flaubert tarafından 19. yüzyılda yazılmış çok önemli bir romandır.
Birçok edebiyat eleştirmeni tarafından ilk çağdaş realist roman sayılan 'Madame Bovary' ilk kez 1857 yılında basılmıştır.
Bu kitaptan sonra Bovarizm akımı oluşmuş ve psikolojide tatminsizlik, memnuniyetsizlik anlamına gelen bir rahatsızlık olarak yer almıştır.
Tabii ki Madame Bovary'nin yaşadığı unutulmaz aşk da hafızalardaki yerini almıştır.
3. "Kırmızı ve Siyah", (1830) Henri Stendhal
Stendhal, dünya aşk edebiyatının en önemli klasiklerinden biri olan 'Kırmızı ve Siyah'ın konusunu gazetede çıkan bir yargılama haberinden almıştır. Kırmızı ve Siyah’ta, Julien Sorel ile Madame de Renal’in aşkı, tutkulu aşklara güzel bir örnektir.
'Kırmızı ve Siyah', bir aşkın, gittikçe büyüyen bir aşkın hikâyesidir. Korkuları, duraksamaları, ateşli tutkusuyla, usta elinden çıkmıştır.
4. "Genç Werther'in Acıları", (1774) Johann Wolfgang von Goethe
'Genç Werther’in Acıları', Johann Wolfgang von Goethe tarafından 1774 yılında ve iki haftada yazılmış mektup romandır.
Goethe, bu romanı yazdığında 25 yaşındaydı. Romanın piyasaya çıkmasının ardından hem pek çok intihar vakası ile karşılaşılmış, hem de Almanya sokakları bir “Werther salgınına” uğrayarak, ortalığı mavi ceket, sarı pantolon giyen duygulu gençler istila etmiştir.
Genç Werther’in Acıları, Werther adındaki genç bir hukuk stajyerinin, diğer taraftan nişanlı bir bayan olan Lotte ile intiharına kadar kurmuş olduğu ızdırap dolu münasebetini konu almaktadır.
5. "Vadideki Zambak", (1835) Honoré de Balzac
Honoré de Balzac'ın en bilinen kitaplarından biridir. Kocasıyla mutlu olmayan Henriette'le, kendisinden çok daha genç olan Felix'in imkânsız aşkını anlatan kitap, 18 yy. Fransa'sındaki, devrim sonrası, toplumsal hayat hakkında da ipuçları içermekte, duygusal bir yakınlaşmayı anlatmaktadır.
Başka bir gözden okuyucuların gözüne girmiştir. Ayrıca kişi ve yer tasvirlerinde büyük ustalıkla okuru olayın kurgusunun içine sürüklemiştir.
Romanda, 18. yy. ailesi tarafından çeşitli itilişlere maruz kalan bir gencin zamanla hayatında olan değişimleri ve ilerde tanıştığı bir kadına olan bağlılığı anlatılıyor. Aşkın getirdiği ızdıraplar, son derece özgün ve iyi anlatımla yansıtılıyor.
6. "Kolera Günlerinde Aşk" (1985) Gabriel Garcia Marquez
'Kolera Günlerinde Aşk', Gabriel García Márquez'in en ünlü romanlarından biridir.
19. yüzyılın sonları - 20. yüzyılın başları arasında Fermina Daza, Florentino Ariza ve Doktor Juvenal Urbino üçgeninde gelişen canlı bir karşılıksız aşkı konu alan kitap, acı çekmenin yüce bir davranış olduğu fikrini yoğun şekilde işler.
Florentino Ariza sevdiği bir ömür boyu sevdiği Fermina Daza'ya kavuşabilmek için tam 53 yıl 7 ay 11 gün bekler.
7. "Ve Durgun Akardı Don", (1928) Mihail Şolohov
'Ve Durgun Akardı Don', Mihail Şolohov'un ilk büyük eseri, geniş bir tarih sürecini kapsayan dört ciltlik bir romandır. Yazar, bu romanın getirisi olarak 1965'te Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanır.
Eserin kahramanı bir Kazak köyü olan (aynı zamanda yazar Mihail Şolohov'un da doğum yeri olan) Vyeşenskaya'lı Gregor Melehov'dur.
Eser I. Dünya Savaşı'ndaki Rus Devrimi'ni ve o dönemki toplumun sosyal ve politik duruşunu tarafsızca ve gerçek anlamıyla okuyucuya yansıtmaktadır.
8. "İlk Aşk", (1860) Ivan Turgenyev
'İlk Aşk', Rus yazar İvan Sergeyeviç Turgenyev tarafından yazılan aşk romanıdır. Romanda genç bir delikanlının, kendinden yaşça büyük olan bir kadına aşık olması, rakibinin babası olması ve bu durumun getirdiği dramatik olaylar anlatır.
9. "Lolita", (1955) Vladimir Nabokov
'Lolita' veya az bilinen adı ile 'Beyaz Irktan Dul Bir Erkeğin İtirafları', Vladimir Nabokov'un meşhur İngilizce romanı. 1955'te Paris'te ilk baskısı yapılmıştır. Daha sonra yazarı tarafından Rusça'ya çevrilen roman 1962'de Stanley Kubrick tarafından yine Lolita adı ile sinemaya uyarlanmıştır.
Roman, ana karakter Humbert Humbert'in su pericikleri adını verdiği ergenlik çağındaki genç kızlara karşı cinsel tutkusunu konu eder...
10. "Muhteşem Gatsby", (1925) F. Scott Fitzgerald
Genç ve yakışıklı zengin Jay Gatsby, zengin muhiti Long Island'daki villasında çılgın partiler verir ve gösterişli bir hayat sürer. Servetinin kaynağı komşuları arasında dedikodu konusu olan Gatsby, pahalı zevkleri için para harcamaktan kaçınmaz ve adeta sefahat içinde yüzer.
Ancak bu ışıltılı hayatın ardında, yalnız ve hayal kırıklığına uğramış bir adam saklıdır: Gatsby'nin hayattaki tek arzusu, geçmişi geri getirmek ve savaş öncesinde beraber olduğu sevgilisi Daisy Buchanan ile bir araya gelmektir. Oysa Daisy savaş sırasında evlenmiştir ve şimdi kızı ve kocasıyla birlikte, Long Island'ın karşı yakasında yaşamaktadır...
11. "İnce Memed 1", (1955) Yaşar Kemal
Yakın zaman önce kaybettiğimiz usta yazar Yaşar Kemal'in 'destansı' romanı 'İnce Memed 1' muazzam Türkçesi ve insanda isyan ve çoşku duyguları uyandıran hikâyesi ile her an okurun zihninde çok özel bir yere sahip.
Bu destansı roman Memed'in aşkı açısından bir aşk romanıdır aynı zamanda...
12. "Bir Kadının Portresi", (1881) Henry James
Hem roman tekniği açısından, hem realizm akımı açısından hem de hikâyesi açısından önemli bir roman 'Bir Kadının Portresi'...
13. "Doktor Jivago", (1957) Boris Pasternak
'Doktor Jivago', Sovyet yazarı Boris Pasternak'ın Rus Devrimi sırasında geçen ünlü romanıdır.
Yazarın 1956'da Noviy Mir Dergisi'ne gönderdiği ilk romanı Doktor Jivago, SSCB resmi görüşüne uygun yazılmadığı gerekçesiyle reddedildi. 1957'de ilk kez İtalya'ya gizlice kaçırılan roman, burada hem Rusça hem de İtalyanca olarak aynı anda yayımlandı. Ertesi yıl da İngilizce basılan 'Doktor Jivago' kısa sürede çeşitli dillere çevrilerek dünyaca ünlendi.
Pasternak, 1958 Nobel Edebiyat Ödülü'ne değer görüldü. Ancak, yapılan baskılar sonucu ödülü geri çevirmek zorunda kaldı. SSCB'de uzun yıllar yasak olan roman, 1985'deki demokratikleşme hareketi döneminde yayımlanabildi.
14. "Aşk ve Gurur", (Gurur ve Önyargı) (1813) Jane Austen
Klasik dönem romanları arasında önemli bir yere sahip olan 'Aşk ve Gurur', 18. yüzyıl İngiltere'sinde geçen unutulmaz bir aşk hikâyesini konu alıyor.
Orta halli bir ailenin zeki ve neşeli kızı ile kibirli ve mağrur olmasının yanı sıra son derece dürüst ve varlıklı genç bir adamın neredeyse nefretle başlayan ilişkilerinin büyük bir aşka dönüşünü anlatan bu kitapta, biri gururlu diğeri önyargılı iki insanın zaman ilerledikçe yanıldıklarına ve birbirlerine yaptıkları onca haksızlığın yalnızca aşkla telafi edilebileceğine şahit olacaksınız.
15. "Jane Eyre", (1847) Charlotte Brontë
On yaşında öksüz kalan Jane Eyre, kendisini hiçbir zaman sevmeyen, ancak kocasının vasiyeti üzerine bakımını üstlenen yengesiyle zor bir yaşam sürmektedir.
Gönderildiği katı kuralları olan yatılı okulda kötü günler geçirir. Ancak Jane Eyre, Charlotte Brontë kadar şanslı değildir; okulda on yıl kalır ve öğretmen olarak mezun olur. Edward Rochester'ın malikânesinde mürebbiye olarak iş bulur. Evin gizemli efendisi Rochester'e âşık olur; ancak onu hayal bile edemeyeceği zorluklar ve acılar beklemektedir...
16. "Günlerin Köpüğü", (1947) Boris Vian
'Günlerin Köpüğü', Fransız yazar Boris Vian'ın 1946 yılında yazdığı romanıdır. Yozlaşmış ilişkiler içinde yaşanan bir aşkı ve ardından gelen ölümü gerçeküstü bir zeminde işleyen roman, iki gün gibi çok kısa bir sürede yazılmıştır.
17. "Uğultulu Tepeler", (1847) Emily Brontë
19. yüzyıl İngiliz edebiyatının önemli kadın yazarlarından biri olan Emily Bronte'nin ilk ve tek romanı 'Uğultulu Tepeler', kırık olduğu kadar marazi de olan bir aşk hikâyesi etrafında gezinerek kadın ve erkek, insan ve doğa, aşk ve ölüm, sadakat ve ihanet, hakikat ve yalan gibi ikilikleri kendine özgü bir dille işliyor.
Gotik roman türünün başarılı örneklerinden olan 'Uğultulu Tepeler', karanlık ve puslu evleri, içinde türlü arzuların, tutkuların ve düşüncelerin boyattığı odaları, ter içinde uyanılan kâbusları anlatırken, gerçekçiliği elden bırakmayan bir strateji izliyor.
18. "Rüzgâr Gibi Geçti", (1936) Margaret Mitchell
'Rüzgâr Gibi Geçti' Amerikan yazar Margaret Mitchell'ın 1936 tarihinde ilk basımı yapılmış Batı edebiyatının dünyaca ünlü tarihi romans kitabıdır. Amerikan iç savaşı döneminde geçen kitap, savaşın zorluklarına göğüs geren karakterlerin aşk, gurur ve hayat şartları örgüsüyle yazılan romantik bir eserdir.
Aynı isimle 1939 yılında kitaptan uyarlanan roman, “20. Yüzyılın En Popüler Romanı Pulitzer Ödülünü” de kazanmıştır.
19. "Kürk Mantolu Madonna", (1943) Sabahattin Ali
'Kürk Mantolu Madonna', Sabahattin Ali'nin 1943 yılında yayımladığı bir romanıdır. İlk olarak Hakikat gazetesinde 18 Aralık 1940-8 Şubat 1941 tarihinde “Büyük Hikâye” başlığı altında 48 bölüm olarak tefrika edilmiştir.
Sıra dışı bir aşk hikâyesinin konu edildiği roman, son yıllarca Türk edebiyatının en çok okunan yapıtlarından biri konumundadır.
20. "Lady Chatterley'in Aşığı" (1928) D.H. Lawrence
Yayımlandığı günden itibaren çeşitli tartışmaların odak noktasında yer alan Lady Chatterley'in Âşığı, savaşta yaralanarak kötürüm kalan Clifford'ın genç karısı Constance ile koru bekçisi Mellors arasındaki aşkı anlatır. Romanın, kadın ihaneti olarak önyargılı biçimde yorumlanmasına karşın, kocanın fiziksel kısıtlılığının yanı sıra, karısını duygusal açıdan da ihmal ettiği, hatta bir vâris sahibi olmak için kadını evlilik dışı gebeliğe bile yönlendirdiği görülür.
Eser, tutucu bir yaklaşımla müstehcen damgası yemişse de, aslında sorun, aristokrat bir kadınla işçi kesiminden bir erkeğin aşkını kabullenemeyen sınıf ayrımcılığına dayanır. Dahası, dönemin toplumsal ve siyasal yapısına da ışık tutan romanda egemen sınıfların emekçi kitlelere karşı ezici, aşağılayıcı ve dışlayıcı yaklaşımı yansıtılınca kitaba cephe alınmıştır.
21. "İmkânsızın Şarkısı", (1987) Haruki Murakami
Bir yolculuk sırasında Beatles'ın 'Norwegian Wood' adlı parçasını duyan kahramanımız 37 yaşındadır ve bu parça onu Tokyo'da geçirdiği üniversite yıllarına götürecektir. En yakın arkadaşının intihar edişi, geçen zamanın ardından onun kız arkadaşıyla yakınlaşması, araya giren zorunlu ayrılık ve yeni bir kız arkadaş.
'İmkânsızın Şarkısı' yalın, çarpıcı ve sıcak bir aşk hikâyesini anlatıyor. Murakami Japon edebiyatının aykırı, ama en çok okunan yazarı. Japon geleneklerinin dışında geliştirdiği üslubuyla adından çok söz ettiren Murakami'yi dünyaya tanıtan roman 'İmkânsızın Şarkısı'.
22. "Huzur", (1949) Ahmet Hamdi Tanpınar
'Huzur', büyük yazar Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Doğu-Batı sorunsalı çevresinde ele aldığı, felsefî niteliği bulunan çok önemli bir yapıt.
1939'da İstanbul'da Mümtaz karakteri çerçevesinde kurulan yapıt, kahramanın sevgilisi Nuran'a kavuşma - kavuşamama gelgitleri yaşaması ve bu yöndeki hissiyatları açısından bir aşk romanı olarak da görülebilir.
23. "Günden Kalanlar", (1989) Kazuo Ishiguro
Kazuo Ishiguro'nun benzersiz tarzını en iyi ortaya koyduğu eserlerinden biri 'Günden Kalanlar'...
24. "Masumiyet Müzesi", (2008) Orhan Pamuk
'Masumiyet Müzesi', Nobel Ödüllü romancı Orhan Pamuk'un tek 'aşk' romanı. 1975'te bir bahar günü başlayıp günümüze kadar gelen İstanbullu zengin çocuğu Kemal ile uzak ve yoksul akrabası Füsun'un hikâyesi: hızı, hareketi, olaylarının ve kahramanlarının zenginliği, mizah duygusu ve insan ruhunun derinliklerindeki fırtınaları hissettirme gücüyle, önemli bir eser.
'Masumiyet Müzesi'ni okurken yalnız aşk hakkında değil, evlilik, arkadaşlık, cinsellik, tutku, aile ve mutluluk hakkında da birçok düşünce ve sorgulama gerçekleşecek zihninizde.
25. "İngiliz Casus", (İngiliz Hasta) (1992) Michael Ondaatje
Sri Lanka asıllı Kanadalı yazar 'Michael Ondaatje'ye İngiltere'de Booker Ödülü kazandıran 'İngiliz Casus', İkinci Dünya Savaşının sonlarında Toskana'da rastlantı sonucu yaşamları iç içe geçen dört insanın ilginç öykülerini anlatıyor.
Her biri, savaşın vahşetinden kendi payına düşeni almış, acılarla yoğrulmuş dört insan: Geçirdiği uçak kazasında yanarak tanınmaz hale gelmiş, belleğini yitirmiş İngiliz Casus, kendini, kimliği belirsiz bu adamın bakımına adamış genç bir Kanadalı hemşire, savaş sırasında casusluk yaparken yakalanınca başparmaklarından olan eski bir İtalyan hırsız ve her an ölümle burun buruna yaşarken korkunun anlamını unutmuş bomba imhacısı bir Sih asker.
Ve aralarında bir hayalet gibi gezinen, savaş yorgunu bu insanları uzak bir geçmişe taşıyan ve okuru da İngiliz Casusun gerçek kimliğine götüren bir kadın...
26. "Aşk-ı Memnu", (1899-1900) Halit Ziya Uşaklıgil
Aşk-ı Memnu yani 'Yasak Aşk' ismindeki roman, son yıllarda daha çok popüler TV dizisine uyarlanmasıyla gündeme gelse de edebiyat tarihçileri ve araştırmacıları tarafından Türk edebiyatının Batılı anlamda ilk 'büyük' romanı kabul edilir. lk olarak 1899-1900 yıllarında Servet-i Fünûn dergisinde tefrika edilmeye başlanan roman, 1900 yılında kitap olarak yayımlanmıştır. Eser adına uygun olarak dönemin Osmanlı seçkin sınıfı arasındaki aşk ilişkilerini ve toplumsal ilişkileri konu edinir.
Yapıt daha önce de Halit Refiğ yönetiminde diziye uyarlandı ve 1975 yılında TRT'de altı bölüm olarak yayınlandı. Bu uyarlamada yeni versiyonun aksine, esas olarak romana sadık kalınmıştır. 'Aşk-ı Memnu' tüm bunların dışında Türk edebiyatı tarihinde çok önemli bir eser olarak önemini korumaktadır.
27. "Bir Gün Tek Başına", (1975) Vedat Türkali
Vedat Türkali bu eseriyle Milliyet Yayınları 1974 Roman ödülünü ve 1975 Orhan Kemal Roman Armağanı’nı kazandı.
Bir Gün Tek Başına, 27 Mayıs 1960 askeri darbesinden hemen önceki günlerde geçiyor. Siyasal çalkantılar ve aşk bir arada ele alınıyor.
28. "Bir Kadının Penceresinden", (1976) Oktay Rıfat
Türk şiirinin büyük ustalarından Oktay Rifat, 'Bir Kadının Penceresinden' ile, edebiyatın şimdiye kadar eser vermediği bir alanına yaklaşıyor.
Kendisini soluk soluğa okutan bir romanlaştırma ustalığıyla yazılmış bu ilk romanında, ünlü ozan, tadına doyulmaz Türkçesiyle 12 Mart sonrasının gerilimli havasında evliliğini belirli bir aydınlar ortamında sürdürüp çocuklarını büyüten bir kadının genç bir devrimciyle aşkını anlatıyor.
29. "Eylül", (1900-1901) Mehmet Rauf
'Eylül', Mehmet Rauf'un ilk psikolojik roman olarak Türk tarihine geçen romanıdır. Aynı zamanda bir aşk romanı olarak değerlendirmek de mümkündür.
Roman kişilerinin ruhsal çözümlemeleri üzerine kurulmuş olup, kimi yazarlara göre Mehmet Rauf’un yaşamından izler taşır.
Mehmet Rauf, Eylül’de Aşkı-ı Memnu’da olduğu gibi bir aşk üçgeni çerçevesinde, imkansız aşk, yasak aşk temasını işlemiştir.
30. "Aşk", (2009) Elif Şafak
Çok satan kitapların yazarı Elif Şafak'ın tasavvufî aşk ile dünyevî aşkı birlikte anlattığı romanı, yayımlandığında epey ses getirmişti.
Not 2: Her liste gibi, bu liste de eksik ve kusurlu, siz de lütfen eksikliğini hissettiğiniz romanları belirtin; listeyi ileride bu doğrultuda güncelleyebiliriz.