Kılıçdaroğlu'ndan Aile Bakanına: 'Çocukları Düşünmüyor, Vakfı Düşünüyor'
Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Karaman'daki skandal konusunda hükümet kanadından gelen açıklamaları eleştirdi. 'Buna bir kere rastlanmış olması kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz' diyen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu'na seslenen Kılıçdaroğlu, 'Çocukları düşünmüyor, vakfı düşünüyor. Sana ne? Bu yurtları kim açtı bunun hesabını vereceksin, çocuklara da sahip çıkmıyor. Utan, sen annesin; nasıl böyle bir dil kullabilirsin?' dedi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, partisinin Meclis'teki grup toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:
'Pakistan'ın acısını yürekten paylaşıyoruz'
Bu kürsüye her geldiğimde terör konusu açılırsa, 'Terör bir insanlık suçudur' derim. Teröre karşı bütün insanların ortak tavır takınmasını söylerim. Pakistan'da bir olay oldu. Pakistan'ın bizim için ayrı bir özelliği var. Kurtuluş Savaşı'nda Pakistanlılar para toplayarak maddi destekte bulunmuşlardır. Onların acılarını yürekten paylaşıyoruz. Bizim üstümüze düşen bir görev varsa o görevi yerine getirmeye hazır olduğumuzu duyuruyoruz. Teröre karşı mücadele ortak bir mücadeledir, ben de, siz de, Pakistanlı da, Fransa, Belçika da verecek. İnsanlığı terör ayıbından kurtarmamız gerekiyor.
CHP Düzce İl Başkanı'na saldırı: 'Kahpece saldıranlara söylüyorum; Size tasmayı takanlara sakın güvenmeyin'
Terör şimdi farklı bir şekilde ortaya çıkmaya başladı. Düzce İl Başkanımız izleniyor. Arabasına vuruyorlar, 3 kişi saldırıyor. Osmanlının torunları olduklarını sanıyorlar, Osmanlıyı kullanıyorsunuz, Osmanlı namuslu adamdır. Ona kahpece saldıranlara şunu söylüyorum; size tasmayı takanlara sakın güvenmeyin. Sonuna kadar takipçisi olacağım. Olayın arkasında kimler var yakından takip edeceğiz.
Bu olayların temelinde bozulan ahlaki değerler var. Olağanüstü bir yozlaşma var. Toplumda ciddi bir yozlaşma var. Üzülerek ifade ediyorum bu Müslümanlık adına yapılıyor. Şiddet, hırsızlık, ahlaksızlık hiç alakalı değildir. Toplumun önderi olan kişi ahlaklıysa toplum onu örnek alır. Biz de illaha siyasi ahlak yasası çıksın diyoruz. Parlamentoya ahlaklı insan gelsin, dürüst insanlar gelsin, teröre karşı onurlu dik duran insanlar gelsin.
'14 yılda ne oldu?'
14 yılda ne oldu? Kadına şiddet yüzde 1400 arttı. Her gün bir kadın cinayetiyle karşı karşıyayız. Yazık günah değil mi? Yoz kültür buna geliyor. Ülke yönetilmiyor. Uyuşturucu yaygınlaştı. Her 5 evlilikten 1'i boşanmayla sonuçlanıyor. Uyuşturucu artışı yüzde 678. Araştırma önergesi verdik, reddedildi.
Karaman'daki skandal: 'Herkesin özenle gizlediği bir olay. Kim tuttu bu yurtları?'
Çocuklara cinsel istismar yüzde 434 arttı. Türkiye'nin geldiği hale bakın. Minicik, gencecik çocuklar böyle istismarla karşılaşıyor. Herkesin bildiği, herkesin özenle gizlediği bir olay. O çocuklara zarar gelmemesi için heyet görevlendirdik. İki gerçek ortaya çıktı; biri o yurtların kime ait olduğunu hiçbir kamu görevlisi söyleyemiyor. Kim tuttu bu yurtları? İkinci gerçek, dernekler ve vakıflar ilk ve orta öğrenim düzeyinde yurt açamazlar çünkü yasak. Yasaksa, yurt açılamıyorsa bu öğrenci yurtları kimin izniyle açıldı?
Bakan Ramazanoğlu'nun açıklaması: 'Çocukları düşünmüyor vakfı düşünüyor. Sen annesin, nasıl böyle bir dil kullanırsın?'
Sema Ramazanoğlu'nun açıklaması var; 'Buna bir kere rastlanmış olması kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz.' Çocukları düşünmüyor, vakfı düşünüyor. Sana ne? Bu yurtları kim açtı bunun hesabını vereceksin, çocuklara da sahip çıkmıyor. Utan, sen annesin; nasıl böyle bir dil kullabilirsin?
Davutoğlu, 'Karaman'dan yaşanan olaydan haberimiz var. Buna izin vermedik, vermeyiz.' Sayın Davutoğlu, bu yurtların açılmasına kim izin verdi? 'Bir vakfı karalamak da ayrı bir ayıptır. Paralel yapı öncülüğünde kirli bir algı siyaseti üretiliyor.'
45 çocuğa tecavüz edilmiş, biz onların dertleri ile uğraşıyoruz. Bu kalkmış hala paralel yapıdan. İkisi paralel. Aynı yoldan gidiyorlar. Sizin fikriniz paralel değil miydi? İlgili vakfı övüyor. Bir bekle sonucu bekle. Aynı yolda gidiyorlar. Sayın Davutoğlu sana soruyorum, onlar ne istediler de siz verdiniz? O çocuk evlerini paralel yapı mı açtı? O öğretmenleri paralel yapı mı görevlendirdi? Daha önce tecavüzden mahkum olmuş birisi bu vakfın etkinliğine davet ediliyor, bunu da mı paralel yapı yaptı? Suçlusun, suçunu başkasının üzerine atma.
'Bu işin asıl sorumlusu MEB'dir'
Milli Eğitim Bakanı, 'MEB olarak ne yapmamız gerekiyorsa, onu yapıyoruz.' Sayın Bakan, yasaların sana verdiği görevi yerine getirmiyorsun. Bu işin asıl sorumlusu MEB'dir. Biz çocuklarımızı kime emanet ediyoruz, MEB'e emanet ediyoruz. MEB ilköğretim öğrencileri için bir tek yurt açmış değildir. Sen yurt açtın da aileler çocuklarını oraya mı getirmedi? Bu işin sorumlusu MEB'dir.
'Sayın Davutoğlu'na soruyorum; Bu yasadışı evlerden kaç tane var?'
Sayın Davutoğlu'na asıl sorumu soruyorum; Sayın Davutoğlu bu yasadışı evlerden kaç tane var? Bana gelen bilgi 10 binin üzerinde. O çocuklara ne ders veriliyor? Cumhuriyet düşmanlığı mı öğretiliyor? Bunun üzerine sonuna kadar gideceğiz. Bütün kirli çamaşırları orada ortaya çıkaracağız. Türkiye bu ayıptan kurtulmazsa binler yeni mağdur çıkacaktır.
'Kim teröristten yana? Onlar bu bombayı yerleştirirken CHP mi iktidardı?'
Bana 'Terörün mü, milletin mi yanındasın' diye soruyor. Her zaman söyledim. Ama hükümet kimin yanında göstereyim. Bir memlekette huzuru sağlamak hükümetin görevidir. Bu terör örgütü, mahkemeler kurdu. Sayın Davutoğlu kim teröristin yanında, adam mahkeme kuruyor, sen 'dokunmayın' diyorsun. Vergi dairesi kurdular. Paralel vergi dairesi. Buna müdahale ettin mi, etmedin. Sen kimden yanasın? Askere alma kurumu kurdular. Ses çıkarmadın. Daha ilginci, trafik kontrolleri yaptılar. Televizyonlar bunu da gösterdi. Bu trafik polisinin görevi değil mi? Sayın Davutoğlu kim teröristten yana? İkinci aşama güvenlik güçlerinin önlem almasına engel oldular. 290 yazı yazdılar, valilere 'dokunmayın' dediler. 'Şehirlere 200 ton bomba yerleştirler' diyor. Onlar bu bombayı yerleştirirken CHP mi iktidardı? Şimdi ben sana adam gibi soruyorum, bunlar olurken sen başbakan değil miydin? Üçüncü ayağı da, strateji. Terör örgütü lehine büyük bir propagandaya giriştiler. Terör örgütü liderini yol gösteren kişi olarak saydılar. İçişleri Bakanı, 'AK Parti ile PKK görüyor' dedi. Kim milletten yana, kim teröristten yana, çık açık açık bunun cevabını ver. Kendine güveniyorsan, beraber bir televizyona çıkalım seninle bir konuşalım. Cesaret et, valla üzerine fazla gelmeyeceğim. Ona sorduğum hiçbir soruya cevap veremiyor.
'Tüyü bitmemiş yetimin hakkını nasıl vereceksin?'
Bu kaçak sarayın maliyeti ne kadar? Sayın Davutoğlu çık açıkla. Lal olmuş vaziyette, neden, abisi izin vermiyor. Milletin ödediği vergilerin hesabını vermek onurlu ve namuslu bir görev değil midir? Bu Kaddafi 250 bin dolar vermişti, nereye harcadınız? Hangi dernek. Parayı hiç ettiler, söyleyemiyor. Abisi izin vermiyor. Sen bunun hesabını veremiyorsan tüyü bitmemiş yetimin hakkını nasıl vereceksin?
Terör örgütü diye tutturdun, Salih Müslim'i niye davet ettin, niye oturdun konuştun? Cevap yok ama millete yalan söylemeye gelince mangalda kül bırakmıyorlar.
Bizim tavrımız gayet nettir. Vatandaşın hakkını koruruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin hakkını da sonuna kadar savunuruz.
'Doğru haber yapan gazetecilerin cezaevinde ne işi var? Akademisyenler düşüncesini açıkladı diye cezaevlerinde ne işi var? Asıl sorulması gereken bu'
İki gazeteci bir haber yaptı diye hapse konuldu. Anayasa Mahkemesi bir karar verdi.
Cumhurbaşkanı yerinde, zamanında ve bütün kitleye hitap eden bir dil kullanmalı. Her konuda konuşmazlar, taraf olmazlar. 78 milyonu kucaklayacak bir dil kullanırlar. Ama bizde böyle biz özellik yok. 'Sizin ne işiniz var' diyor, onlar da 'Sizin Suriye'de ne işiniz var' derse ne cevap vereceksiniz?
Doğru haber yapan gazetecilerin o cezaevinde ne işi var? Akademisyenlerin düşüncesini açıkladı diye o cezaevlerinde ne işi var? Asıl sorulması gereken bu.
'Sayın Erdoğan sanırım Zarrab'ı ziyaret eder'
Reza Zarrab ABD'de tutuklu. Sayın Erdoğan ABD'ye gitti. Sanırım Zarrab'ı ziyaret eder. Onun bakanları onun önünde yatıyordu. Ayıptan Türkiye'yi temizlemenin yolu 17-25 soruşturmalarının açılmasıdır. Size bir hikaye anlatacağım:
1 Ocak 2013: Gana'dan bir kargo uçağı Türkiye'ye gelir. Gümrük memurları 'ne var' diye sorar. '1,5 ton doğal taş' var diye belgeler düzenlenir. Kontrol ederler 1,5 ton altın vardır. 'Yanlış beyan, kaçakçılık var, altına el koyacağız' derler. Bakanlar seferber olurlar.
8 Ocak 2013: Gana'da düzenlenen sahte belgeleri Türkiye'de değiştirirler, gümrüğe teslim ederler.
18 Mart 2013: Müfettiş raporuna baskılar var. Raporda 'Bu durumda Gana'da düzenlenen belgelerin gerçeği yansıtmadığı sonucuna varılıyor' diyor. Açıkça sahte diyor. 'Gelen altınların Bebek Zencani ile ilişkisi olduğu görüldü' diyor. İran idama mahkum etti, biz ne yaptık?
16 Şubat 2013: Devletin gözünün önünde 14,6 milyon liralık altın çalınıyor. Kimsenin haberi yok. Aslında herkes biliyor.
17 Şubat 2013: Kaçak uçak Dubai'ye hareket ediyor. Transit geçiş diyorlar. Belgelerde adres var. Gana'dan İstanbul'a mesafe 7354 kilometre geliyor. Yakıt ikmali yapıyor, Dubai'ye gidiyor. Gana'dan Dubai'ye gitseydi, 2992 kilometre.
'Türkiye'yi bu kirlilikten kurtar'
Sayın Davutoğlu'na sesleniyorum. Namuslu adamsan Türkiye'yi bu kirlilikten kurtar.
Ajanslar
Yorum Yazın
O neden utansın sayın başkan. Kafasına bez bağladı diye onu oraya getiren halk utansn.
böyle zorluyorum kendimi şu herifi ciddiye alayım diye.. yok gelmiyo.
zorlama zaten. rahat bırak kendini. anlamaya çalış. empati kur. iyi oku söylediklerini. zaten ciddiye alırsın.
Ya nasıl bir parti bu? Nasıl muhalefet yapıyorlar? Kaç gündür sosyal medyanın zaten gündeminde olan ve bir çok yönden eleştirilmiş konular bunlar. Sen ana mu... Devamını Gör