Görüş Bildir
Haberler
Diyanet İşleri Başkanı Görmez: 'İbret-i Alem Olsun Diye O Aracı İade Edeceğiz'

Diyanet İşleri Başkanı Görmez: 'İbret-i Alem Olsun Diye O Aracı İade Edeceğiz'

Deniz Gök
04.05.2015 - 23:13 Son Güncelleme: 05.05.2015 - 10:25
İçeriğin Devamı Aşağıda

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, HDP lideri Selahattin Demirtaş’ın Diyanet’i kapatma vaadi ve tartışmalara konu olan makam aracıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Görmez '1 milyonluk makam aracı' tartışmalarının sorulması üzerine 'Araç kesinlikle zırhlı değil. İbret-i alem olsun diye o aracı iade edeceğiz' dedi. 

İddiaların bir algı operasyonuna dönüştürüldüğünü söyleyen Görmez, 'Bir kurumun ve o kurumun başındaki insanı itibarsızlaştırmak için bir araç olarak kullanıldı. Bunu gördüğüm an benim için o araç bir mezara dönüştü. Ben bir gün daha o araca binmedim' ifadelerini kullandı.

Habertürk canlı yayınında Ankara Temsilcisi Veyis Ateş'e konuşan Görmez'in açıklamalarından satır başları:

Seçim süreçlerinde, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın en çok konuşulduğu, tartışıldığı hem  tarihi yapısıyla hem yaptıkları, zaman zaman Diyanet İşleri Başkanı şahsı üzerinden çok yoğun bir tartışma yaşandığını izliyoruz. Biz de büyük bir dikkatle takip ediyoruz. 

'Kilise değiliz, ruhban sınıfı değiliz'

Tabii ki demokratik ülkelerde bu yadırganacak bir durum değildir. Siyasi partilerin, gerek seçim öncesi gerekse her zaman hem din ile ilgili politikaları, Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilgili vizyonları, hatta  kaldırmak gibi bir düşüncesi varsa bunları toplumla açık şekilde paylaşması gayet normaldir. Kilise değiliz, biz de ruhban sınıfı değiliz, tartışılmaz değiliz. Bizim bütün yaptıklarımız insanlar tarafından değerlendirilir, eleştirilir.  

Diyanet İşleri Başkanlığı kalmalı mı kalkmalı mı?

Doğrusu bizim kabul etmeyeceğimiz, toplumun yadırgadığı, toplumun mahşeri vicdanı yaralayan  bu tartışmaların bir boyutu var. Diyanet İşleri teşkilatında çalışan mihrap görevlisi, din gönüllüsü, minber görevlisi insanların, cemaatleriyle birlikte size yapacağım bu açıklamaları, toplumdan gelen, kendi teşkilatımızdan gelen baskılar üzerine yaptığımızı açıkça ifade ediyorum. 

'Diyanet millet kurumudur'

Bu tartışmalarda işin siyasi boyutuna elbette karışmayız ama kurumumuzla ilgili bir itibarımıza gölge düşüren hepimizi üzen, bazen insanların kendi ideolojilerini, öfkelerini hatta bazen asla doğru olmayan haberler üzerinden eğer Diyanet bir polemik konusu haline getiriliyorsa, bu mahşeri vicdanı yaraladığı için bu açıklamayı yapıyorum. Bu açıklamalarda yadırgadığımız birkaç önemli husus var. Birinci Diyanet İşleri Başkanlığı sıradan bir kamu kurumu değildir, aynı zamanda millet kurumudur. 

Kurumun toplumsal meşruiyeti, yasal meşruiyetinin önündedir. Bu toplumun birliğinin çimentosudur, daima millet bu kuruma farklı bakmıştır. Eleştirilerimizi yapabiliriz ama eleştirileri yaparken sıradan bir kamu kurumu gibi 'gelirim kapatırım, yok ederim' vs düşüncelerle bu doğru değil. 

'Bu hizmeti yol, su ve elektrik gibi bir hizmet olarak görürseniz...'

Eğer siz bu hizmeti yol,su, elektrik gibi bir hizmet olarak tanımlar ve öyle görürseniz o zaman Diyanet İşleri Başkanlığı'nın varlığını ve yokluğunu vergi politikaları üzerinden tarif etmeye başlarsınız. Bu milletin manevi hayatının inşasında bu kurumun emeği var.

Diyanet sadece sünnilere mi hizmet veriyor?

Orada şöyle bir yanılgı var, eğer siz bu hizmeti sadece İslam'ın bir mezhebi çerçevesinde verildiğini kabul ederseniz, yanılırsınız. Mezhep farklılıklarını dikkate alarak kuruma böyle bir eleştiri yapılırsa bu doğru olmaz. 

Diyanet'in hizmeti sadece namaz kıldırmak Hacca götürmek değil. 

Alevi vatandaşlarımıza hizmet konusunda çok kafa yorduk. Alevi meselesini Diyanet İşleri üzerinden tartışmak doğru değil. 

Diyanet olmasaydı, Avrupa'daki vatandaşlarımız asimile edilirdi.

'1 milyonluk makam aracı' tartışması

'1 milyonluk makam aracı' tartışması

HaberTürk'ten Veyis Ateş: İddia şu: Uluslararası önemli bir markanın s500 bir aracı satın alıyorsunuz. Bunun piyasa fiyatı 976 bin o zaman ki dolar kuruyla. Devlet malzeme ofisine yüzde 4 komisyon ödeyip hızlıca alınsın diye bir fiyat ödüyorsunuz, bu daha yüksek bir rakama çıkıyor. Sonra sizin açıklamanız diyorsunuz ki 'Biz bu aracı 976 bin TL'ye değil, 322 bin TL'ye aldık fakat bu KDV'si ve özel tüketim vergisi ödenmemiş hali'. İkincisi bakanların bindikleri araç s350 ve standart cetveline göre Diyanet İşleri Başkanı'nın binmesi gereken araç 120 bin TL. Bunun üzerinden şunlarla eleştirildiniz, Papa Türkiye'ye geldiğinde çok daha düşük segmentteki bir araca binerken bizim Diyanet İşleri Başkanı'mız nasıl s500 tabir edilen bir araca biner. Öncelikle böyle bir makam aracınız var mı? 

'Ankara'da devlet gerekliği içinde herhangi bir genel müdürlüğe, müsteşarlığa, bakanlığa bir makam aracı nasıl tahsis ediliyorsa o şekilde bundan birkaç ay önce Diyanet İşleri Başkanlığı'na böyle bir aracın tahsis edildiği doğrudur. Bu haber ilk önüme geldiğimizde Moskova'da bir toplantıdaydım.

Bakanlar Kurulu sadece kurumlara, izin veriyor. O izni sadece Diyanet İşleri Başkanlığı'na vermiyor, Hakkari valisi'ne de Siirt Valisi'ne de veriyor. '

Talep sizden mi geldi?

'Bizden geldi, burası Diyanet İşleri Başkanlığı bir ihtiyaç var.'

'Edep el vermediği için daha önce konuşmadım'

'Edep el vermediği, bu makamın mehabeti, bu kurumun saygınlığı pek çok şeyi konuşmayı engellediği için ilk defa konuşuyorum. Nasıl bir süreç yaşadık bunu anlatmam gerekiyor.

Haber şöyleydi, Diyanet İşleri Başkanı'na Diyanet Vakfı'nın (Cami önlerinde toplanan para ile) 1 milyon dolarlık zırhlı bir araç alındı. Ertesi gün tekzip edildi. Sadece şöyle değiştirildi; Vakıf parasıyla değil, milletin vergileriyle. Ama düzeltme yapılmadı. Sonra mahkemeye gidildi, Diyanet mahkemeyi kazandı. Gazete üst mahkemeye gitti, yine Diyanet kazandı. Tekzipte bunun doğru olmadığı vardı. 16. sayfada küçük bir şekilde yer aldı. 

Kamu kurumları herhangi bir şey aldığında, her türlü vergiden muaf olduğunu herkes bilir. Devletin ona ne ödediğini herkes bilir. Mesele daha başka. Eş zamanlı Papa, Diyanet İşleri Başkanlığı'nı ziyaret etmişti. Bütün gazetelerde çok mütavazi bir Papa, çok kibirli, israfa boğulmuş, devletini zarara uğratmış bir Diyanet İşleri Başkanı imajı. 

Aynı haberin sonra Suudi Arabistan'daki üç büyük gazetede yayınlatıldığını öğrendim. Bu bir algı operasyonuna dönüştürüldü. O araca bir gün bile binmedim. 

Araç kesinlikle zırhlı değil. İbret-i alem olsun diye o aracı iade edeceğiz. '

HaberTürk

Twitter'dan Seçmece 'Milyonluk Araç' Tepkileri

İçeriğin Devamı Aşağıda
İçeriğin Devamı Aşağıda
İçeriğin Devamı Aşağıda
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1
0
0
0
0
0
0