HDP'den Bakanlık Teklifine Bir Ret İki Evet
HDP'li Tüzel, Meclis'te basın toplantısı düzenledi.
Levent Tüzel'in teklifi reddedeceği iddia edilmişti. HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın 3 arkadaşımızda yakın zamanda göreve başlayacak demesine rağmen İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, 'Bu hükümetin devamı olrak gördüğümüz, kural tanımayan, HDP üzerinde de baskı kurmaya çalışan bu halka saldırı hükümeti karakteri taşıyan geçici de olsa bu seçim hükümetinde görev almayı doğru bulmuyoruz. Kurucu genel başkanı olduğum ve HDP ittifak kurduğumuz vekil olarak temsil edilmiş olduğum bu çalışma içerisinde, kararımız bu yönde teşekkül etti. HDP parti yönetimi ile de paylaştık. Sayın Başbakan'a bu görevi bu nedenlerle kabul etmeyeceğimizi bildirmiş olacağız' diyerek kurulacak seçim hükümetinde yer almayacağını duyurdu.
Tüzel'in açıklamalarından satır başları:
'Saray çevresi bir türlü hazmedemedi'
Başkanlık rejimini gerçekleştiremeyen sayın cumhurbaşkanı ve ekibi ülkeyi böylesi olağanüstü koşullarda bir seçime götürüyor. Bu bir dayatma ve süreç o günden bugüne anti demokratik şekilde işledi, işlemeye devam ediyor. Yeniden savaş başlatıldı. HDP’nin, 7 Haziran seçimlerindeki elde etmiş olduğu başarı, halk desteği, çözüm barış halkların gönüllü birliği için vermiş olduğu çabaların halk tarafından karşılık görmüş olmasını, saray çevresi bir türlü hazmedemedi. Ne yazık ki memleketi kaos ortamına ve çok açık halka açık ilan edilmiş bir savaşla seçime götürerek, buradan yeniden değişik seçim sonuçlarını elde etmeyi hesaplıyor. Biz bu hesabın tutmayacağını düşünüyoruz. Çünkü halkımızın büyük çoğunluğu, barışın kardeşliğin, hiçbir gencin gözünün yaşının akmasını istemiyor.
'Yaşam hakkı devlet tarafından her gün ihlal ediliyor'
Yaşam hakkı en kutsal hak. Ama yaşam hakkı devlet yönetimi tarafından her gün ihlal ediliyor. Ülkenin Kürt illerinde, bölgede, bugün Yüksekova’da olan gelişmeler her yerde olağanüstü hal ve halka karşı yürütülen operasyonlar söz konusu. Öz yönetime dair görüşler ileri sürdükleri iddiasıyla tutuklanıyorlar. Ama bunun bir de terse dönmesi söz konusu. Bu savaşın kendilerini vurduğunu her gün görüyor. Artık asker polis cenazelerinde yüreği yanan acılı insanlarımız, bu savaşın sorumlularını teşhir ediliyor. Bu masa niçin devrildi? Üç yıldır süren bu süreç niye artık bitti denilip, silahlar konuşmaya başladı?
Bugün de öncelikle benim de diğer HDP’li vekil arkadaşlarımızın, eş başkanlarımızın çağrısı gibi, öncelikli dileğimiz bu haksız savaşın halka karşı yürütülen savaşın derhal durdurulması. Kürt halkı adına, Türkiye halkları adına, demokrasi adına mücadele ettiğini söyleyen her kimse, bu savaşın tarafı olmaması gerektiğini söylüyorum.
'Cumhurbaşkanı seçime kendisi giriyor'
Sayın Başbakan, bakanlık görevi tevdi etti. Kabul edip etmediğimizi saat 6’ya kadar iletmemizi istediler. Resmi görüşümüzü kendilerine ileteceğiz. AKP hükümeti ve aslında bir numara diyeceğimiz sayın cumhurbaşkanı “seçimlere ben mi giriyorum” diye hala konuşan cumhurbaşkanı, muhtarlar toplanıyor, başbakan müftüleri topluyor. Bir devlet anlayışını adım adım uyguluyor, topluma empoze ediyor. Evet seçime kendisi giriyor. 7 Haziran’da da böyleydi 1 Kasım’da da böyle. Ve ben inanıyorum ki 7 Haziran Seçim Sonuçları ortaya çıktığında, 1 Kasım’a kadar işleyecek süreci 8 Haziran’dan itibaren AKP kurmayları planladılar. Ve bu senaryoları simülasyon üzerinde yürüttüler. Özel güvenlik bölgeleri ilan edilmesi, iç güvenlik yasasının devreye sokulması, cenazede canı yanan insanların sözlerinin hakaret sayılıp tutuklanmaları ve bir dizi hukuksuzluk.
'Her şey Cumhurbaşkanı-Başbakan ikilisinin keyfiyetleri çerçevesinde uygulanıyor'
Anayasa yok, hukuk yok, teamül yok. Her şey Cumhurbaşkanı-Başbakan ikilisinin keyfiyetleri çerçevesinde uygulanıyor. Ve şimdi bizim katılmamızı istedikleri, tekrarlanacak seçimin yürütülmesini sağlayacak seçim hükümetinin de bu işleyişin bir devamı olacağı çok açık. Hem halka karşı yürütülen savaş, hem baş gösteren ekonomik kriz, işte kamu emekçileriyle imzalanan toplu sözleşmede örnekte olduğu gibi, hem ülkedeki halkları refaha kavuşturacak bir dil tersine nefret söylemini hala sürdürüyorlar. Hala HDP’yi düşmanca hedef gösterir halde olmaları aslında bu hükümetin aynı çizgide iş yapacağını gösteriyor.
Teslim edelim, kabul edelim ki yeni hükümetin de ana işlevi bu olacaktır. Her tür keyfiyetle, entrikayla arzu ettikleri sonucu elde etmek için her şeyi göze almak… Ama bu hepimizden kaybettiriyor. Canımızdan, geleceğimizden, ortak yaşamımızdan. Temsil ettiğim Emek Partisi’nin de esas kaygısı budur.
Bölgede olanlar hayli kaygı verici. AKP hükümeti çok açık Kürt hareketine, barış isteyen güçlere, HDP’ye tuzak hazırlıyor. Bugün hükümette HDP’nin varlığını bile sindirmekten çok çok uzakta demokrasi kültürü kesinlikle yok. Yılların teamülü Kılıçdaroğlu’na işlemedi. En küçük bir saygı gereği parti yönetimlerine, önerecekleri vekillerin isimleri sorulmadı. Başbakan benim hakkımdır benim anayasal yetkimdir deyip işin içinden çıkmaya çalışıyor.
Doğan ve Konca bakanlık teklifini kabul etti
HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan, kendisinin ve Ali Haydar Konca'nın HDP MYK kararı doğrultusunda geçici hükümette yer alacaklarını açıkladı.
Cumhuriyet'ten Alican Uludağ'ın ulaştığı Doğan, “Bu anayasal bir zorunluluk. Şuanda bir uzlaşı kültürüne ihtiyaç var. Barışın biran önce egemen kılınması gerekiyor. Geleceğe yönelik kaygılarımız var. Bir uzlaşmayı gerçekleştirmek için böyle bir katılım doğrudur” dedi.
Ajanslar