AKP İktidarı Fahiş Benzin Vergileriyle De Halkı Soydu
AKP döneminde benzin yüzde 210 pahalandı. Bu dönemde dolardaki yüzde 35'lik artıştan arındırıldığında benzin fiyatındaki net artış yüzde 129'a geliyor.
AKP döneminde akaryakıta yapılan zamları ve üzerindeki dolaylı vergi yükünü inceleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, 'AKP döneminde benzin yüzde 210 pahalandı. Bu dönemde dolardaki yüzde 35'lik artıştan arındırıldığında benzin fiyatındaki net artış yüzde 129'a geliyor. AKP, petrol ürünlerinden alınan fahiş vergiler yoluyla yıllardır halkı soyuyor. Türk halkı, uygulanan fahiş vergiler nedeniyle akaryakıta diğer ülke yurttaşlarının kat kat üzerinde para ödüyor. Bu çarpıklığı ancak halkçı bir iktidar düzeltir, bu soyguna CHP son verecektir' dedi.
Yazılı açıklama yapan CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran şunları kaydetti:
5 TL'yi aşan benzin fiyatıyla dünya rekortmeni olan Türkiye, Fed kararları ve 17 Aralık operasyonları üzerine döviz kurundaki sıçrama nedeniyle dolar cinsinden sıralamada birkaç basamak aşağı kaysa da hala ilk 5'te yer alıyor.
Türkiye'de fahiş benzin fiyatının nedeni, tüketiminden alınan insafsız nitelikteki dolaylı vergiler… Vatandaşın 1 litre benzine ödediği paranın sadece üçte biri ana fiyat… B ütçe açıklarının kapamada kolay yöntem olarak başvurulan ve fiyatın içinde tahsil edilen aşırı yüksek miktar ve oranlardaki ÖTV, KDV gibi dolaylı vergilerle birlikte benzinin pompa fiyatı, rafineri çıkış fiyatının 3 katına ulaşıyor.
Türkiye'de dolar bazında benzin fiyatı, kişi başına milli gelirin 100 bin doları aştığı Norveç'teki ile neredeyse aynı düzeyde. Bir depo benzinin bedeli Norveç'te asgari ücretin yaklaşık yüzde 2'sine, Türkiye de ise dörtte birine denk geliyor.
AKP döneminde; özellikle de serbest fiyat sistemi ne geçilen 2005'ten sonra, akaryakıttan alınan yüklü miktardaki dolaylı vergiler, bütçe açıklarının kapatılmasında önemli bir rol oynadı. EPDK verilerine göre 2005-2012 döneminde akaryakıttan 181 milyarı ÖTV ve 69 milyarı KDV olmak üzere toplam 250 milyar liralık dolaylı vergi tahsil edildi.
AB'ye uyum gerekçesiyle ÖTV'de ' kırsal motorin ' uygulaması 2011 başında kaldırıldı, çiftçinin kullandığı motorinle, gemilerde ve diğer alanlarda kullanılan motorinin fiyatı eşitlendi. Yani Çiftçi Mehmet 'in traktöründe kullandığı motorinden de 'gemiciklerin' yaktığı motorinden de aynı ÖTV alınıyor, ikisi de 1 litre motorine aynı parayı ödüyor.
AKP hükümeti yıllarca bütçeyi, başta akaryakıt olmak üzere vatandaşın tüketiminden aldığı dolaylı vergilerle finanse edip, sonra da 'mali istikrar'ı sağlamakla övündü, 'cari açık azar' bahanesiyle de vergi oranlarını makul düzeylere çekmekten kaçındı, ancak cari açıkta da Türkiye'yi dünya rekortmeni yaptı.
AKP, petrol ürünlerinden alınan fahiş vergiler yoluyla yıllardır halkı soyuyor. Türk halkı, uygulanan fahiş vergiler nedeniyle akaryakıta diğer ülke yurttaşlarının kat kat üzerinde para ödüyor.
Bu çarpıklığı ancak halkçı bir iktidar düzeltir, bu soyguna CHP son verecektir.
AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılının sonunda 1.64 TL (1 dolar) olan benzinin litre fiyatı, 26 Mart itibariyle 5.08 TL'ye (2.30 dolara) ulaştı. Benzin fiyatında yaklaşık 11 yıllık dönemdeki kümülatif artış yüzde 210'a ulaştı. Buna karşılık 2002 yılının sonunda 1.6345 TL olan dolar kuru, Fed'in başlattığı parasal sıkılaştırma ve 17 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet soruşturmaları sonrası ortaya çıkan siyasal istikrarsızlığın etkisiyle sıçrama yaşayarak 2013 sonlarında 2 TL'yi aştı. 26 Mart 2014 itibariyle 2.2121 TL olan dolar kuru baz alınırsa AKP döneminde dolarda TL'ya karşı kümülatif değerlenme yüzde 35 dolayında gerçekleşti. Fiyatı bu dönemde üçe katlanan benzinde dolar cinsinden artış yüzde 129 olarak gerçekleşti. Başka deyişle bu dönemde Türkiye'de benzin kurdan bağımsız olarak yüzde 129 zamlandı.
En pahalı benzinde Türkiye hala ilk 5'te…
5 TL'yi aşan benzin fiyatıyla dünya rekortmeni olan Türkiye, Fed kararları ve 17 Aralık operasyonları sonrası dolar kurunda yaşanan sıçrama nedeniyle ülkeler sıralamasında birkaç basamak aşağı kaysa da hala ilk 5'te yer alıyor. Mart 2014 itibariyle benzinin en pahalı olduğu ülkeler litrede 2.87 dolarla Norveç, 2.45 dolarla İtalya, 2.44 dolarla Hollanda, 2.36 dolarla Danimarka ve 2.30 dolarla Türkiye ve Yunanistan…
Ancak gelirle orantı kurulduğunda Türkiye göreli olarak akaryakıtta en pahalı ülke… 40 litrelik deposu bulunan bir araç Norveç'te 115 dolara, Türkiye'de ise 92 dolara doluyor. Kişi başına milli gelirin 100 bin doları aştığı Norveç'te bir depo benzin bedeli, 6 bin dolar dolayındaki asgari ücretin yaklaşık yüzde 2'sine denk geliyor. Kişi başına milli gelirin 10 bin dolar dolayında bulunduğu Türkiye de ise arabanın deposunu doldurabilmek için net 382 dolar olan asgari ücretin dörtte birini ödemek gerekiyor. Üst sıralardaki diğer ülkelerle kıyaslandığında da durum aynı…
Türk halkı, uygulanan fahiş vergiler nedeniyle akaryakıta dünyadakinin kat kat üzerinde para ödüyor, başka deyişle hükümet halkı soyuyor.
Pahalılığın nedeni insafsız vergiler…
Türkiye'de akaryakıtın dünyaya göre çok daha yüksek fiyata satılması, tüketiminden alınan dolaylı vergilerden kaynaklanıyor. Yani Türkiye'yi dünyanın en pahalı benzinini tüketen ülkeler arasına sokan, sık sık da dünya şampiyonu yapan faktör, bu ürünlerden alınan yüksek boyutlardaki dolaylı vergiler... Petrol ürünlerinde vergisiz rafineri fiyatı dünya ile paralel, bazen onun da altında seyrederken, bütçe açıklarının kapamada kolay yöntem olarak fahiş ölçülerde tahsil edilen dolaylı vergiler bu ürünlerdeki pahalılığın asıl nedenini oluşturuyor.
Dolaylı vergiler; rafineri çıkış fiyatı ile pompa fiyatı arasında yaklaşık 3 katlık bir orantıya yol açıyor. Yani 1 litre benzine pompada ödenen fiyat içinde rafineri çıkış fiyatının payı sadece üçte bir dolayında bulunuyor. Litre fiyatının yaklaşık yüzde 60'ı, Maliye'nin kasasına giden Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve Katma Değer Vergisi'nden (KDV) meydana geliyor. Pompa fiyatının kalan yüzde 10'luk kısmını ise BDDK payı, dağıtım şirketi ve bayi karları ile nakliye ve benzeri unsurlar oluşturuyor.
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu gereğince 1 Ocak 2005'ten itibaren yeni bir düzenlemeye gidilerek, sektörde serbest piyasa modeline geçildi. Bu dönemde akaryakıt fiyatları dünya ham petrol fiyatları ve kurdaki gelişmeler paralelinde piyasa tarafından belirlenirken, devlet ise akaryakıttan yüksek oranlarda vergi almaya; Türk halkı da pahalı benzin ve motorin kullanmaya devam etti. Devletin akaryakıt fiyatlarını son kez belirlediği 31 Aralık 2004'te 2.3 TL olan 1 litre benzin 26 Mart 2014 itibariyle 5.08 TL oldu. Serbest piyasa döneminde geçilen 1 Ocak 2005'ten bu yana pompada benzinin litre fiyatı yüzde 117 artış kaydetti.
Rafineri çıkış fiyatı 1.6 TL dolayında bulunan 1 litre benzin, ÖTV ve KDV gibi dolaylı vergiler ve ayrıca EPDK payı, dağıtıcı ve bayi payı gibi unsurların üzerine eklenmesiyle pompada 5 TL'yi geçiyor. Tüketicinin 1 litre benzine ödediği paranın 1.6 TL'si rafineriye, yaklaşık 50 kuruşunu da üretim-satış zincirindeki diğer kuruluşlara giderken, KDV ve ÖTV olarak devlete ödenen kısım 3 lirayı buluyor. Benzin tüketenler, rafineri fiyatının iki katı vergi ödemek durumunda kalıyor. Yani 1 litre benzine ödenen paranın 3 lirası sektörün değil Maliye'nin kasasına gidiyor.
Akaryakıttan 8 yılda 250 milyar TL dolaylı vergi topladılar…
AKP döneminde; özellikle de serbest fiyat sistemi ne geçilen 2005'ten sonra, akaryakıttan alınan yüklü miktardaki dolaylı vergiler, bütçe açıklarının kapatılmasında önemli bir rol oynadı. EPDK'nın en son 2012 sonu itibariyle açıkladığı verilere göre 2005-2012 döneminde akaryakıttan 181.2 milyarı ÖTV ve 69.2 milyarı KDV olmak üzere toplam 250.3 milyar liralık dolaylı vergi tahsil edildi.
Satın aldıkları benzin, motorin ve diğer ürünlerin fiyatı içinde tahsil edilen bu vergiler, devletin bu dönemdeki toplam vergi gelirinin yaklaşık yüzde 15'ini, milli gelirin de yüzde 3'ten fazlasını oluşturdu. Oysa gelir düzeyine bakılmaksızın herkesten eşit olarak alınan dolaylı vergiler, ülkede vergi adaletini ve gelir dağılımını bozuyor.
Yüksek oranlarda alınan dolaylı vergiler yüzünden benzin, motorin gibi petrol ürünlerinin aşırı pahalanması, bu ürünlerin yolcu ve yük taşımacılığı ve birçok sektörde temel girdi olması dolayısıyla zincirleme biçimde tüm mal ve hizmetlerin fiyatına yansıyor. Bu durum ayrıca, kaçak ve katkılı benzin satışlarını artırıyor, kayıt dışı ekonominin büyümesine de yol açıyor.
AKP hükümeti yıllarca bütçeyi, başta akaryakıt olmak üzere vatandaşın tüketiminden alınan dolaylı vergilerle finanse edip, sonra da 'mali istikrar'ı sağlamakla övündü, 'cari açık azar' bahanesiyle de vergi oranlarını makul düzeylere çekmekten kaçındı, ancak cari açıkta da Türkiye'yi dünya rekortmeni yaptı.
Çiftçi Mehmet de 'gemicikler' de aynı ÖTV'yi ödüyor…
Avrupa Birliği'ne uyum gerekçesiyle kırsal motorin uygulaması 2011 başından itibaren kaldırıldı. Kırsal-euro diesel ayrımı kaldırılarak, motorinden maktu olarak alınan ÖTV miktarları alan ayrımı gözetmeksizin içerdiği kükürt oranına göre belirlendi. Böylece çiftçinin kullandığı motorinle, gemilerde ve diğer alanlarda kullanılan motorinin fiyatı eşitlendi. Motorinden kırsal ayrımı olmaksızın litrede 1.5245 TL ÖTV alınıyor. Yani Çiftçi Mehmet 'in traktöründe kullandığı motorinden de gemicikleri yüzdürmek için kullandıkları motorinden de aynı miktarda ÖTV alınıyor, hepsi de 1 litre motorine aynı parayı ödüyor.
Halen 1 litre motorin pompada 4.43 liraya satılıyor. Türkiye, motorin fiyatında da dünyada ilk sıralarda yer alıyor. 2002 sonunda kırsal motorinin litre fiyatı 1.28 lira düzeyinde bulunuyordu. Buna göre çiftçinin kullandığı motorinin fiyatı on bir yıllık dönemde tam yüzde 246 zamlandı.
Soyguna son vereceğiz…
Benzin, motorin gibi petrol ürünlerinden nispi ve maktu olarak alınan ÖTV, KDV gibi dolaylı vergiler, aşırı yüksektir. Dolaylı vergiler nedeniyle rafineri çıkış fiyatı ile pompa fiyatı arasında oluşan yaklaşık 3 katlık fark izah edilir olmaktan uzaktır. Akaryakıttaki yüksek vergi oranları, kişi başında milli gelirde dünya 63'üncüsü olan Türkiye'yi, birinci sıradaki Norveç'le birlikte ' dünyanın en pahalı benzini tüketen ülkesi ' haline getirmiştir. Yüksek dolaylı vergiler, zaten dışa bağımlı olunması nedeniyle petrolün varil fiyatı ve kur hareketlerinden kaynaklanan artışlar yaşandığında, pompaya katlamalı olarak yansımıştır.
Birçok sektörde temel girdi olan akaryakıtın aşırı pahalanması, ekonomi genelinde zincirleme bir etkiyle maliyetleri yükseltiyor. Fahiş vergiler yüzünden akaryakıtın aşırı pahalanması, tüketicileri 'katkılı benzin', '10 numara yağ' gibi toplum sağlığını tehdit eden yasa dışı ürünlerin kullanımına itiyor, sektörde kayıt dışılığı büyütüyor .
Gelir düzeyine bakılmaksızın herkese aynı biçimde uygulanan fahiş dolaylı vergiler AKP döneminde, dar gelirli milyonlar aleyhine vergi adaletini bozmuştur .
Vergi pastasında, kar ve servet üzerinden alınan doğrudan vergilerin payı yükseltilmeli, adaleti bozan ve sosyo ekonomik açıdan birçok olumsuzluğa yol açan dolaylı vergilerin payı düşürülmelidir .
CHP iktidarında bu çarpık yapı düzeltilecektir. Bu soyguna CHP son verecektir…