Urfa'da Oxford Vardı da Biz mi Gitmedik? Şöhreti ve Güzelliğiyle Kampüs Şehir Oxford
'Urfa'da Oxford vardı da biz mi gitmedik?'
İbrahim Tatlıses 1997'de bir röportajda dile getirmişti bu serzenişi.
Aslında bir çoğumuzun hayali olan ve dünyanın en iyi üniversitelerinden biri olan Oxford Üniversitesi, birçok köklü üniversite gibi kampüs şehir olma özelliği taşımaktadır.
Dünyanın en ünlü ve prestijli eğitim merkezi
Kampüs şehir olma özelliğinden dolayı Oxford şehri, öğrencilerin yanı sıra her yıl milyonlarca turistin uğrak noktası haline gelmeyi başarmıştır.
Cornmarket Caddesi şehrin en uğrak noktası
Londra'ya trenle sadece bir buçuk saat uzaklıkta olan Oxford, tüm şehre yayılan kampüsü ile dünyanın en eski üniversite şehri olma özelliğini taşımaktadır. Bazı kayıtlara göre 1096 yılında eğitime başladığı bilgisine ulaşılabilmektedir.
Şehrin her sokağında Oxford Üniversitesi bünyesinde kurulmuş kolejlere ya da fakültelere rastlanmaktadır. Şehir ayrıca; Harry Potter, X-Men gibi Dünyaca ünlü birçok filme de ev sahipliği yapmıştır.
Şehrin en meşhur caddesi olan Cornmarket Caddesi'nde birçok mağazaya, müzeye ve yeme-içme noktalarına ulaşabilirsiniz.
Harry Potter'ın çekildiği Hogwart solununda Grinfindor'a katılın.
Oxford'un en ünlü turistik noktası olan Christ Church (Christ Kilisesi) 1546 yılında İngiltere Kralı 7. Henry tarafından kilise korosuna erkek üyeler yetiştirmek üzere kuruldu.
Kilisenin ünlü olmasının sebebi ise Harry Potter filminin meşhur Hogwart Büyük Salon sahnelerinin burada çekilmesi. Salona girdiğiniz anda o büyülü atmosferi yaşamaya başlıyorsunuz.
Gezerken bile kendinizi daha zeki hissedeceğiniz yer: Radcliffe Camera
Radcliffe Camera, bulunduğu konum itibariyle Oxford'un en meşhur binası. 1737-1749 yılları arasında Neo-Klasik mimari tarzda inşa edilen bu yapı Bilim Kütüphanesi olarak hizmet vermektedir.
Adını finansörü ve ünlü bir doktor olan John Radcliffe'den almıştır. Arkasında St. Mary the Virgin Kilisesi, sağında ve solunda dünyaca ünlü Hertford College, Queen's College, All Souls College ve önünde de yine dünyaca ünlü Bodleian Kütüphanesi bulunmaktadır.
Bu da çocuğunun, akrabasının göbek bağını gömmek isteyen ve Türkiye'den gelen misafirler için eşsiz bir nokta olacaktır. Ben de yeğenimin göbek bağını bu noktaya gizlice gömerek şimdiden kendisine karşı olan beklentilerimizi Everest noktasına getirdim.:)
Biraz mola verip alışveriş yapmak için doğru nokta: Broad Street
Rengarenk evleri ve hediyelik eşya mağazaları ile Broad Caddesi alışveriş için en güzel noktalardan bir tanesi. Sheldonian Tiyatrosu'nun da bulunduğu bu cadde üzerinde, özellikle Oxford Üniversitesi logolu bir çok hediyelik eşyayı satın alabileceğiniz mağazalar bulunmaktadır.
Ahlar Köprüsü (Bridge of Sighs)'nün altından geçin.
Oxford'un simgesi olan Ahlar Köprüsü bir çok filmin özellikle romantik sahnelerine ev sahipliği yapmıştır. New College Lane yolu üzerinde bulunan ve Hertford Koleji'nin her iki yakasını birbirine bağlayan bu muhteşem köprü turistlerin uğrak noktalarından biridir.
Bodleian Kütüphanesi'nin muhteşem atmosferini hissedin
Dünya'nın en ünlü kütüphanelerinden biri olan Bodleian Kütüphanesi arşivinde;12 milyona yakın yazılı eser ve 5000 üzerin elektronik materyali barındırmaktadır.
Oxford öğrencisi değilseniz her saat başı rehberle gezilme şartı olan bu kütüphane, özellikle giriş kısmında bulunan muhteşem tavanı ile ziyaretçilerin boyunlarının tutulmasına sebep olmaktadır.
Kültür patlamasına devam: Oxford Üniversitesi Doğal Tarih Müzesi
Birleşik Krallık'ta bulunan ülkelerin, bu ülkeleri seyahat eden turistler açısından en avantajlı yönlerinden birisi de dünyaca ünlü birçok müzenin ücretsiz olması. Oxford'un en büyük ve ünlü müzesi olan 'Oxford University Museum of Natural History' de bu ücretsiz müzelerden birisi.
Müzede doğanın tarihsel gelişimine yönelik bir çok parça sergilenmektedir. Son derece interaktif faaliyetlerle dolu olan müzede özellikle dinozor kemikleri ve fosiller ilgi çekmektedir.
Orta Çağ mimarisinin en güzel örnekleri ile dolu sokaklar boyunca yürüyün.
Oxford Üniversitesi 38 kolejden ve kendi içinde 4'e ayrılan akademik bölümlerden oluşmaktadır. Sadece 22.000 kayıtlı öğrenci bunca muhteşem eserin arasında öğrenim görmektedir.
Üniversitenin, tarihle bağını koparmadan geleceğe hükmeden insanları yetiştirmesine tanık oldukça 'Neden biz böyle olamadık?' sorusu sürekli aklımızdan geçti durdu.
Düşünsenize, tarihin en eski medeniyetlerine, ilk üniversitelerine ev sahipliği yapmamıza rağmen ne mimari açıdan ne de akademik açıdan bu üniversitelerin yanından bile geçemeyen üniversitelere sahip olmamız ne kadar da üzücü!
Ve yine veda zamanı...
Yorum Yazın
HİÇ İLGİMİ ÇEKMEDİ ÇÜNKÜ O ŞİRİN DUVARLARIN ŞİRİN KAPIŞARIN MİMARİLERİN ALTINDA MİLYARLARCA MASUMUN KANI VAR O KAN OLMASA YAPAMAZLARDI KANMAYIN ŞU ŞİRİNLİKLE... Devamını Gör
Her ülke ve kültür kendini inşa ederken bir çok masumun kanını akıtmıştır. Vallaha gayet de hoş bir atmosferi var sen zevksiz bir çomarsan...