Gizlenen Hakasya Raporu: ALTIN BOYNUZ
1.

2. Hakasya Abakan...

Türklerin tarihte boy gösterdiği en eski yurtlardan 'Hakasya Abakan'.
Hakasya ismi sonradan anılan bir ad, asıl bilinen ismi MİNUSİNSK. Öz Türkçede anlamı; “bin tane suyun toplandığı, birleştiği kutsal yer.” Abakan'ın başkent tarihini incelersek sayfalar yetmez.
Coğrafyanın yakın tarihine SSCB hakimiyetinde kaldığı yıllara gidiyoruz...
3. Manyetik Anomaliler...

Stalin’in son yılları.
Yıl 1952, Sovyet uçakları Abakan’ın üzerinden geçerken manyetik fırtınaya maruz kaldıklarını, radarlarının bozulduğunu rapor ediyorlar. 2 uçak düşüyor, araştırmalar o günün teknolojisiyle sonuç vermiyor.
Nikolay Şvernik dönemi.
Yıl 1959 Abakan’ın üstünde 2 uçak daha düşüyor. Bazı koordinatlarda uçuş yasağı geliyor. Araştırma sonuçları bilinmiyor. Brejnev dönemine kadar yasağın sürdüğü sanılıyor. Bu dönemde de yine uçaklar düşüyor. Bu sefer 3 askeri uçak ve bir de küçük sivil uçak aynı bölge üzerinde düşüyor. Araştırma sonuçları bilinmiyor…
Soğuk Savaş döneminde, bir demir perde ülkesi olan SSCB oldukça ketum davranıyordu.
4. ABD Uyduları Tespit Ediyor...

Daha sonraki yıllarda uydular Abakan üstünde değişik sinyaller belirliyor.
Bölge üzerinde alınan sinyallerin ABD uyduları tarafından da tespit edildiği sonradan anlaşılıyor.
Vasili Kuznetsov 1984’te başa geliyor en kapsamlı şekilde bu konuyu araştırıyor ama bir kaç ay sonra Kuznetsov'un devlet başkanlığı sona eriyor.
5. Vatikan'ın İlgisi Ne?

1988’de Mihail Gorbaçov Yüksek Sovyet Başkanı seçilir. 1991'de malum SSCB dağılır, bir çok sırlar da tarihe karışır. Daha sonraki yıllarda anılarını anlatırken bir yakınına Gorbaçov şöyle diyecektir:
'Tuhaftır ki SSCB ekonomik dağılım aşamasındayken Vatikan bir mezara 2 MİLYAR DOLAR teklif etti.'
Bu mezar hangi mezardı?
6. Sovyet Belgeleri Pazarlara Düşüyor...

Sovyetler dağılınca birçok gizli belge yurt dışına çıkarılmış, pazarlarda; madalyalara, tanklara varıncaya dek, her şey satılığa çıkarılmıştı. Hatta eski silahlar, nükleer uranyum tüpleri dahi satılmıştı. CIA başta olmak üzere, birçok batılı istihbarat kurumları bu belgeleri koleksiyoner vasıtası veya başka yollarla elde etmişti. Bu bit pazarlarında hayret verici belgelere rastlamak mümkündü. Türkiye’de de Rus pazarları bir dönem çok meşhur olmuştu.
7. Bir Belge...

1960 ya da 70’li yıllara ait belgeden, bir rapordan bahsediliyordu:
Bir çoban, Hakasya’nın bugünkü başkenti Abakan yakınlarında çok eski olarak bilinen, adına “delikli kaya veya kutsal kaya” denilen kayalık bir yere rastlar.
8. Binlerce Yıllık Bir Mezar...

Buranın daha önce ziyaret edildiği oradaki işaretlerden bellidir; zira oraya çaputlar bağlanmıştır. Ama ne zaman bağlanmış, zamanı bilinmez.
Çoban meraklanır, orayı kurcalar ve yakınları ile define bulmak umuduyla kazarlar. Ama başarısız olurlar, bir müddet sonra hastalanarak ölürler. Çoban ve yakınları ölünce aile durumu yetkililere bildirir.
Yetkililerin yaptıkları bu incelemeler neticesinde, buranın binlerce yıllık bir lahit -anıt mezar- kalıntısı olduğu tespit edilir. Burayı araştıran SSCB yetkililerinden de kısa süre sonra ölenler olur. Hal böyle olunca olaya KGB ve askerler de dahil olurlar. Yapılan tetkikler neticesinde bu anıt mezarda yoğun radyasyon olduğu, ölümlerin sebebinin radyasyona bağlı olduğu rapor edilir.
9. Mezar'da Ne Vardı?

Yetkililer uzun uğraşlar sonunda ve bilim adamları eşliğinde mezara inerler. Kat kat olan mezar, çok ilginçtir; iki iskelet, çeşitli kova benzeri yarı toprak, yarı maden yapımı küpler, iki katlı şömineye benzer yapı vardır. Duvarlarda ilginç çizimler, tabi silinmemiş olanlar.
Fakat asıl hayret ve heyecan verici unsur ise; yuvarlak bir kaide üzerinde, bir insan boyunda, altına benzer bir boynuz bulunmaktadır.
10. Duvardaki Çizimler...

Duvarlardaki çizimlerde boynuz ve boynuz miğferli elinde boynuz asa tutan birisi. ayrıca yıldız haritaları, gezegen üzerinde boynuz miğferli bir adam, deniz altında bir boynuz, dünya üzerinde de toplamda üç boynuz resmedilmişti.
11. Boynuzlar İrtibat Halindeler...

En ilginci boynuzların titreşim çizgileriyle sanki birbirleriyle sinyal göndererek irtibat kurar şekilde çizilmiş olmalarıydı.
12. Yasak Bölge...

Burası derhal askeri ve yasak bölge ilan edilir.
13. İskeletler...

Buradaki iskeletler de tuhaftır.
İskeletlerin insan iskeletine ait olduğu rapor edilmiştir. Ancak daha sonra şekilleri itibari ile uzaylı olduklarına dair dedikodular yayılmıştır. Yapılan ileri incelemeler neticesinde bu iskeletlerin kesinlikle insan iskeleti olduğu ortaya çıkmıştır.
14. ALTIN BOYNUZ...

Asıl önemli olan ise “Altın rengindeki boynuz.” Boynuzu araştırmak ve deney yapmak için bir parçasını koparmak isterler. Ancak boynuzdan küçük bir parça bile kopartılamaz!
SSCB bilim adamları boynuzun altın ve bilinmeyen bir alaşımdan yapıldığını rapor ederler.
Mezardaki diğer materyaller ise en az 30 BİN YILLIKTIR.
Mezarda bulunan iskeletler de acaba mezar hırsızları mıydı? Hayır. İskeletlerden alınan örnekler de aynı tarihi veriyordu; en az 30 bin yıllıktılar.
'ALTIN BOYNUZ' ise yerinden oynatılamadı.
15. Carter & Brejnev Yakınlaşması...

1979 yılında Jimmy Carter ve Leonid Brejnev yakınlaşması vesilesi ile ABD’den bu konuda bilim adamları talep edildi.
Bu gizli mezar, ABD’li bilim adamları tarafından da incelendi.
Sonuçlar aynıydı. Boynuzun alaşımının dünya teknolojisiyle yapılamayacağı kanaati rapor edildi.
Altın boynuz ismi verilen bu materyal yerinden sökülemedi. Sökülemediği gibi bu boynuzu inceleyen ekipte de bazı değişiklikler olduğu gözlenmişti. İnceleme ekibinde halüsinasyon ve değişik hastalık belirtileri baş göstermişti.
Boynuzu yerinden oynatmak için her yol denendi, ama nafileydi.
16. Kam...

Son çare olarak SSCB ekibinin içinde bulunan Kazak Türkü bir bilim adamının teklifi kabul edildi.
Kazak Türkü, Şaman yani Kaman getirmeyi teklif etmişti...
Abakanlı yaşlı bilge bir gimin yani kaman Tunguzca’da şaman olarak bilinen bir zat getirildi. Tüm gizlilik kuralları uygulanarak, şaman mezara indi ve şöyle dedi:
“Atalarımızın kemikleri sızlıyor, duymuyor musunuz, bunu buradan çıkarırsanız, gökyüzünden de görülecek büyük felaketle karşılaşacaksınız, bizim de dirilişimiz olacak!”
Şaman Bilge kendine göre uyguladığı formülle altın boynuzu yerinden çıkartma bilgisini verdi. Sonuç inanılmazdı; uzun uğraşlar sonucu “Altın Boynuz” binlerce yıllık yerinden çıkarılmıştı…
17. Nakliye Sorunları...

Özel planlamalarla ve büyük bir gizlilik içerisinde boynuz kamyona nakledildi. En yakın askeri hava alanına götürülüp, uçakla nükleer araştırma merkezine götürülmesi planlandı.
Altın Boynuz, uçağa yüklendi ve tuhaflıklar başladı:
Uçağın bütün cihazları bozuldu, havalanmak şöyle dursun yerinden kımıldamadı. Başka bir askeri uçak getirildi ama sonuç aynıydı.
İlginç olan, kara aracına bir etkisi yoktu. Çok çeşitli ölçümler ve çalışmalar sonucunda kurşun bir muhafazalıkta Sibirya üzerinden Moskova yakınlarındaki askeri bir tesise getirildi.
18. Boynuz'un Peşinde...

Bu nakil olayından ABD haberdar olunca, Vatikan ve bazı güçler de bu altın boynuzun peşine düştüler.
Mezar incelenmiş, Türklerin atalarına ait olduğu kesinlik kazanmıştı. Kayı tamgasına benzer silik bir işaret işi farklı boyutlara da taşıyordu, bundan sonrası kesik…
19. Çernobil Reaktörünün Patlaması!

Bir kaç yıl sonra askeri üssün yetersizliği SSCB yetkililerini altın boynuzu Ukrayna'daki en gelişmiş nükleer araştırma tesislerine nakletmeye itti.
Evet Çernobil'in yolunu tuttu Altın Boynuz.
Çernobil’de ne kadar kaldı bilinmiyor ancak üzerindeki deney sonucu 26 Nisan 1986’da Çernobil patladı bu radyasyon uzaydan bile gözüktü.
20. Şaman'ın Söyledikleri Gerçekleşti...

Tıpkı şamanın dediği gibi felaket yaşandı ve ardından SSCB dağılma sürecine girdi, Türk yurtları bağımsızlığa kavuştu ve dirildi.
Daha sonra Gorbaçov bunu Kırım’daki evinde “Türklerin kadim medeniyeti boyunduruk altında tutulamazdı. Bu kader” diyecekti.
21. Mezara Tekrar Giriş...

SSCB dağılınca o kaosta her şey unutuldu.
Yıllar sonra Abakan müze yetkilileri mezarda araştırma yaptı; mezar talan edilmiş, çökmüştü, küp materyaller yoktu. Bazı kemik parçaları ve altın boynuzun kaidesi ordaydı.
Sergilemek için kaideyi müzeye götürdüler. Duvarlarda kalan resimler tahrip olmuştu ama yine de insanlık tarihini değiştirecek bulgular vardı.
22. Duvardaki Çizimler Diğer Boynuzların Yerlerini Mi Gösteriyor?

Yıldız haritaları aylarca incelendi; Dünya ve üzerindeki üç boynuz çizimi hesaplamalara göre Türkiye’de İstanbul’u işaret ediyordu.
Diğeri de Okyanusu…
Acaba Haliç’in eski ismi; “Altın Boynuz” buradan mı geliyordu__, bilinmez.
23. NASA Bilim Adamı'nın Açıklamaları...

SSCB döneminde çalışmalara katılan ABD’li bilim adamı NASA adına daha sonraki yıllarda (yaşlılığında) bir makale yazdı ama yayınlanmadan ölmüştü.
Makalesi şöyleydi:
“O mezar ya Stalin’in tıpkı Naziler gibi psişik deney yaptığı bir yerdi ya da geçmişte gezegenler arası iletişim telsizi veya bir harp silahıydı…'
24. Mezarın Sırrı...
Mezardaki şeyler neydi bilemiyoruz, ancak şu kesin ki Türklerin ataları sıradan bir kavim değildi.
Sümen altı edilmesi iyi oldu. Dünya aşağılık kompleksine gireceği gibi tüm bilinenler, sistemler değişebilirdi.
25. Kaynak:

Makale ve Mezar Fotoğrafları için Oktan Keleş ve ON ALTI YILDIZ sitesi yönetiminden şahsım tarafından alınan izin ile bu onedio sayfası hazırlanmıştır.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
