Görüş Bildir
Haberler
Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı

Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı

Ulaş
01.11.2014 - 11:01

Bir ‘Seri Katil’ | Emre Kongar | Cumhuriyet

18 canı yitirdiğimiz son Ermenek maden ocağı kazası, emekçilerin ve meslek odalarının öncülük ettiği büyüyen kamuoyu tepkilerine yol açan cinayetleri bir kez daha gündeme getirdi.

Aslında bütün bu cinayetler bir seri katilin işi:

İnşaat cinayetleri...

Tersane cinayetleri...

Kömür madeni cinayetleri...

Hep aynı katil tarafından birbiri ardına işleniyor!

Katil, sömürü düzenini en ileri düzeylere taşıyan acımasız küresel kapitalizmin, azgelişmiş ülkelerdeki denetimsiz uygulamalarından yararlanan siyasal fırsatçılığın yol açtığı yağma!

Kaynak: http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazi...
İçeriğin Devamı Aşağıda

Kıraathane Sohbeti | A. Turan Alkan | Zaman

Yav kardaşım o kadar cayırtı kopardılar; hepsi hepsi 150 Peşmerge, kırk da araç.

Yardımına koştukları Kobane’ye, arslanlar gibi Suriye topraklarını geçerek kestirmeden gitmek yerine binbir naz ü piyazla bizim topraklardan geçiyorlar. Niyeküne? Bizimkiler, “Yok ağa, buradan geçirmeyiz” diye kostaklandılarsa da Obama bizimkilerin bileğini kanırttı, her ne hikmetse bir gecede razı oluverdiler. Ee, bu işler Davos’ta efelik taslamaya benzemiyor tabii...

-Sen onu boşver abi, bizi aşar; Validebağ’daki camiyi konuşalım; dinsizler ‘cami yaptırmayız’ diye ortalığı velveleye veriyorlar...

-He he, ne diyordum, televizyonda gördün mü, adamlar da gece yarısı sessiz sedasız gitmek varken Cumhuriyet Bayramı’na denk düşürüp geçit alayı yapıyorlar.

Kaynak: http://www.zaman.com.tr/ahmet-turan-a...

Kazalar ve AKP | Murat Belge | Taraf

İş kazasından geçilmiyor. AKP iktidarıyla birlikte bunların artmış olması da yanılmıyorsam bir olgu. Bu iki olgu arasında bir nedensel ilişki kurmak istemiyorum, ama dolaylı bir bağlantı olabileceğini düşünüyorum. Ama AKP’ye gelmeden önce, bu toplumun genelgeçer ideolojisinde böyle bir gelişmeye imkân hazırlayan ögeler olduğu kanısındayım.

Bunu bir “Allah kerim” ideolojisi olarak adlandırmak mümkün. Böylesine yaygın olmasında, “insan hayatına verilen değer” anlayışının büyük eksikliğinin önemli bir payı var.

Çernobil günlerini bir hatırlayın: böyle bir felâket olmuşsa, oradan buraya hiçbir şeyin savrulmadığını tesbit etsen bile, yurttaşa, “Ne olur, ne olmaz, tedbirli olun. Şunu yapmayın, bunu yemeyin,” yollu uyarıda bulunursun.

Kaynak: http://www.taraf.com.tr/yazilar/murat...

Asker Riski | Ali Bayramoğlu | Yeni Şafak

Güvenlik hadiseleri artar, ülkeyi boğucu asayiş iklimi kaplarsa, bunun ilk sonucu güvenlik kurumlarının öne çıkması olur.

Hadiseler Kürt meselesi gibi sistemin kurumları, ideolojisi ve dokusuyla merkezi sinir sistemini uyaran bir meseleden kaynaklanırsa, bu öne çıkış rejimin tonuna da temas eder.

Türk siyasal sistemi askeri dokudan henüz çıkmakta. Geride hala pek çok tortu var. Önemlisi devasa bir bellek var. Askeri imparatorluktan askeri cumhuriyete uzanan mesafeye oranla atılan adımlar pek kısa.

Böyle olunca hareketlilikler göze batıcı oluyor.

Askerin 6-7 Ekim olaylarında kamusal alana çağrılması ve çıkması uzun süredir görmediğimiz haki renkli bir durumdu.

Kaynak: http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/...

Kırmızı Kitap ve Pandora'nın Kutusu | Orhan Kemal Cengiz | Bugün

Bir ülkeyi bir mesleki grup yönetiyorsa eğer, onların çalışma alanı o ülkenin en büyük sorunu haline gelir.

Örneğin, kendi tecrübemizden, askerlerin yönettiği bir ülkenin neye benzediğini çok iyi biliyoruz.

Hiçbir dönemde olmadığı kadar büyük tehditler altındaki ülkemizde ” nutuklarını çok dinledik.

Türkiye’nin üç tarafının denizlerle dört tarafının da düşmanlarla çevrili olduğu kafamıza çakıldı.

Dışımız da içimiz de düşmanlarla kaynıyordu.

Bütün eğitimini, psikolojisini, var oluşunu “düşmanla” çarpışmak üzerine kurmuş olan bir meslek grubunun yönettiği bir ülkede “düşmandan” bol ne olabilirdi ki?

Kaynak: http://www.bugun.com.tr/kirmizi-kitap...

Uzay Mekiğimiz Olsa, İl Başkanını Astronot Yapar Bunlar… | Yılmaz Özdil | Sözcü

Şu an elinizde tuttuğunuz gazete sayfasını, yukardan aşağıya, dikine yırtın… Cıııırt diye gider.

Enlemesine yırtmaya çalışın.

Parça parça olur.

Ağaçtır çünkü o.

Hangi işlemden geçirilirse geçirilsin, hangi şekle bürünürse bürünsün, ağaçtır.

Dikine, liflerinin suyudur.

Nasıl yaklaşacağını bilirsen…

“Kütük” bile uyumludur.

İşi bilmezsen…

“Kağıt” bile direnç gösterir.

Zorluk çıkarır.

Kaynak: http://sozcu.com.tr/2014/yazarlar/yil...
İçeriğin Devamı Aşağıda

Demek ki Bu MGK Çok Sevap Kazanacak | Ahmet Kekeç | Star

Eşkıya, biçare, Yezit, Firavun ... Bunlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan için sarf edilen sözler.

Bir de “uzun” var.

Ki, en ehvenidir... Uzun’un ölmesi için toplu dualar, kahhariyeler, hacet namazları...

Bütün bu faaliyetler toplamı, bize, yapılan işin “din” le irtibatlı olduğunu gösteriyor. Yani, Erdoğan’la mücadele, sadece Emniyet ve Yargı’da yuvalandığı iddia edilen güç(ler) tarafından yürütülmüyor; bu güce dinden “referanslar” getiren (yani bu gücü meşrulaştıran) taraftarlar da mücadelenin bir ucundan tutuyor. Kiminin dinleme cihazı, kiminin bedduası...

Buraya tekrar döneceğim...

Kaynak: http://haber.stargazete.com/yazar/dem...

İster IŞİD, İster DAİŞ; Çikletten Çıkmadı Ya Ortaya | Murat Yetkin | Radikal

Ben demiştim demeyi sevmiyorum ama daha dün yazdık, Türkiye’nin Kobani’den daha büyük derdi, kâbus senaryosu Irak ve Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) Halep’e saldırmasıdır diye.

Aynı gün Paris’te Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ortak açıklamasında Fransız Cumhurbaşkanı François Hollande da IŞİD’e karşı savaşta tek meselenin Kobani olmadığı konusunda Erdoğan’a katıldığını ve Fransa’nın da asıl endişesinin Halep olduğunu söyledi.

Halep, Suriye’nin ikinci büyük şehri. Kilis’e yalnızca 60 kilometre uzaklıkta. Şehrin bir kısmını elinde tutan El-Kaide bağlantılı El-Nusra örgütünün son zamanlarda IŞİD’le yakınlaştığı iddiaları doğruysa, böyle bir saldırıda, Halep IŞİD’e düşmese dahi, Türkiye’ye kısa sürede büyük bir göç dalgası gelmesi endişesi var.

Kaynak: http://www.radikal.com.tr/yazarlar/mu...

Yeni Türkiye'ye Yeni Beste mi? | Fatih Altaylı | Haber Türk

YAPIMINA Başbakanlık binası olarak başlanmıştı.

Hayli büyüktü ve bu büyüklük makuldü.

Çünkü Başbakanlık eskiydi, küçüktü, yetersizdi ve birkaç binaya bölünmüş olarak çalışıyordu.

Hepsini tek çatı altında toplamak iyi fikirdi.

Ancak dönemin Başbakan’ı, Cumhurbaşkanı seçildi.

Biz farkında değilmişiz ama seçime katılan adaylardan biri de Başbakanlık binasıymış.

Erdoğan’la birlikte bina da Cumhurbaşkanlığı’na seçilmiş olmalı ki, seçimin kazananı belli olunca Başbakanlık binası olarak yapımına başlanan bina da Cumhurbaşkanlığı binası oluverdi.

Kaynak: http://www.haberturk.com/yazarlar/fat...

Şimdi de Gündemde Beyaz Kürtlerin Hezeyanları mı Var? | Mehmet Barlas | Sabah

Akıl hastanesindeki delilerden ikisi ' Sen değil ben Napolyon'um ' diye bağırarak birbirleriyle dövüşüyorlarmış. Doktorlar belki uzlaşırlar ümidiyle Napolyon olduklarını iddia eden bu iki deliyi sabaha kadar aynı odaya kapatmışlar. Sabah odanın kapısını açmışlar. Odadan çıkan ilk deliye ' Sen kimsin ' diye sorduklarında yine ' Ben Napolyonum ' cevabını almışlar. Derken ikinci deli odadan çıkmış. Ona da ' Sen kimsin ' diye sormuşlar. İkinci deli kırıtarak gülümsemiş ve ' Ben Josefin'im ' demiş.

Bu fıkrayı günümüzün kargaşalarla dolu gündemindeki asıl kendilerinin laikçi olduklarını iddia eden ve sokak kalkışmaları ile görüşlerini topluma kabul ettireceklerini düşünen Batılı ve Güneydoğulu kıt akıllılarına uygulasaydık...

Kaynak: http://www.sabah.com.tr/yazarlar/barl...
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0