Öğrendiğinizde Sizleri Hayretler İçinde Bırakacak Dişlerle İlgili Son Derece Rahatsız Edici 28 Gerçek
Çok eski zamandan beri ağız sağlığına dikkat eden insanoğlu şu zamana gelene kadar oldukça tuhaf yöntemler kullanmış ve işler yapmış. Biz de sizin için en tuhaf ve ilgi çekici olanları derledik. 👼
1. Amerika'da her gün diş fırçalamak II. Dünya Savaşı sonrasına kadar olağan bir alışkanlık değildi.
İkinci Dünya Savaşı sırasında askerlerden görev sırasında, sağlıklı kalmak ve savaşmaya devam etmek için günde iki kez dişlerini fırçalamaları istenmişti. ABD'li sivillerin çoğu, İkinci Dünya Savaşı'nda görev alan askerler alışkanlığı evlerine getirene kadar dişlerini her gün fırçalamıyordu.
2. Tarih boyunca fakir insanlar para için dişlerini satmışlardır.
Orta Çağ'dan beri insanlar hem protezlerde hem de zengin hastalar için nakillerde kullanılmak üzere dişlerini sattılar. Herhangi bir naklin sonuçları genellikle kısa ömürlü oldu ve uygulayıcılar, sifiliz gibi hastalıkların da süreç sırasında bulaşabileceğini anladıklarında uygulama yok olmaya başladı.
3. Takma dişler bazen düşmüş askerlerin dişlerinden de yapılırdı.
18. ve 19. yüzyıllarda dişleri şeker tüketiminden çürümüş olan varlıklı hastalar için takma dişlere yerleştirilmiş insan dişleri en iyi seçenekti. Ne yazık ki, yaşayan bağışçılar yetersizdi ve mezar soyguncuları ancak az miktarda diş bulabilirdi.
4. Romalılar, dişlerini bayat idrarla beyazlatırlardı.
İdrar, Romalıların dişlerini temizlemek ve beyazlatmak için kullandığı amonyak maddesini içeriyor. İddialara göre amonyak, dişleri ağartma konusunda çok etkiliydi.
5. Bebeklerde yetişkin dişleri gözlerin altında ve çenede tutulur.
Altı yaşında süt dişlerimizi kaybetmeye başlarız. 21 yaşına geldiğimizde ise 32 daimi dişimiz vardır.
6. İddiaya göre George Washington, kölelerinin dişlerinden yapılmış takma dişleri vardı.
Washington, kendi dişleri olmadığı için tüm başkanlığı boyunca takma dişler kullandı. Uzun yıllar tahta olduğuna inanılan takma dişleri aslında fildişi, hayvan ve insan dişlerinin birleşiminden yapılmıştır. Bu insan dişlerinin köleleştirilmiş insanlardan geldiğinden emin olamayız, ancak 1784'te Washington'un Vernon Dağı'ndaki kölelerinden birkaçını dokuz diş için ödediği belgelenmiştir.
7. Meksika'da "Sabrın Efendisi" adında gerçek insan dişleriyle donatılmış bir heykel var.
18. yüzyıl sanat eserinin bir restorasyonu sırasında, ağzın önündeki sekiz sıralı dişin kemik veya hayvan boynuzlarından yapılmadığı, aslında insan dişleri olduğu keşfedildi! Muhtemelen yerel bir cemaat tarafından bağış olarak verilmiş olduğu düşünülüyor çünkü Meksika'nın başka yerlerinde kiliseye gidenlerin aziz heykellerine peruk yapmak için saçlarını teklif etmeleri oldukça yaygındı.
8. Tarım ortaya çıkana kadar insanlar çarpık dişlerle herhangi bir sorun yaşamadılar.
Çiftçilik, Homo sapiens için yeni normal haline geldiğinde ve avcılık-toplayıcılık ortadan kalktığında, insanlar için daha az çiğneme gerektiren daha yumuşak yiyecekleri tüketilmeye başlandı. Bilim adamları, sonuç olarak çenelerimizin zamanla değiştiğini ve kısaldığını ve genişlediğini tahmin ettiler. Ne yazık ki, dişlerimiz çenemizle birlikte gelişmedi, bu da temel olarak artık insan ağzında dişler için daha az yer olduğu anlamına geliyor.
9. Dünyanın bilinen en eski dolgusu, 6.500 yıl önce balmumundan yapılmıştır.
Bu dolgu, 24 ila 30 yaşındaki Neolitik bir erkeğe ait. Bilim adamları, dişlerinden birindeki dikey bir çatlağın mükemmel boyutta ince bir balmumu kapağıyla kapatıldığını fark ettiler, bu da Neolitik insanların bu malzemeyi hayattayken boşluklarını düzenli olarak doldurmak için kullanmış olabileceğini düşündürdü.
10. İnsanlar yazı sistemlerini, hatta tekerleği bulmadan çok önce, diş çürümesini düzeltmek için çürük dişleri delerlerdi.
14.000 yıl önce insanların çürümüş diş dokusunu ilkel aletler kullanarak çıkardığına dair kanıtlar var. 5.000 yıl sonra, ilk diş matkabının şimdiki Pakistan'da kullanıldığına inanılıyor. Keşif, en az dokuz kişinin azı dişlerindeki hassas delikler nedeniyle diş matkabı kullanıldığını kanıtladığı Neolitik bir mezarlıkta yapıldı.
11. Amerikan İç Savaşı sırasında, askerlerin savaş alanında bir barut kesesini yırtabilmeleri için en az dört karşıt ön dişe sahip olmaları gerekiyordu.
Bazı askerler, hizmetten kaçınmak için ön dişlerini aldırırdı.
12. The Hangover'da Stu'nun eksik dişi için herhangi bir efekt veya protez kullanılmadı. Ed Helms'in aslında o sahneyi çekmek için çıkardığı sahte bir kesici dişi var.
Ed'in yetişkin dişlerinden biri hiç çıkmadı ki bu aslında oldukça yaygın bir durum. 16 yaşında implant taktırdı ve protez kullanmaktan veya bir dişi karartmaktan tasarruf etmek ve filmin Stu'nun ön dişlerinden birinin eksik olduğu kısımlarını çekmek için diş hekimine implantını çıkarttırdı.
13. Temmuz 1911'de Antarktika'ya yapılan bir keşif sırasında, kaşif Apsley Cherry-Garrard'ın dişleri o kadar şiddetli bir şekilde çatırdadı ki paramparça oldular.
Cherry, meslektaşları Henry Bowers, Bill Wilson ve Robert Scott ile imparator penguen yumurtaları toplamak için oradaydı. İmparator penguen kolonisine ulaşmak için erkeklerin, sıcaklıkların -60°C'ye düştüğü şiddetli bir Antarktika kış ortası geçirmeleri gerekiyordu. Üçü hayatını kaybetti ve sadece hikayeyi anlatabilecek Cherry hayatta kaldı.
14. Kusmadan önce dişlerimizi midemizdeki asitten korumak için fazla miktarda tükürük üretiriz.
Hastalanmadan önce neden bazen çok miktarda salyanın aktığını hiç merak ettiniz mi? Midemizin içeriği oldukça asidiktir ve dişlerimize, ağzımıza ve boğazımıza zarar verebilir. Vücudumuz, kusmuktaki asidi nötralize etmek ve sonrasında ağzımızı çalkalamaya yardımcı olmak için kusmadan önce salya salgılayacak şekilde evrimleşmiştir.
15. Dünyaca ünlü yazar Roald Dahl, 21 yaşında, verdiği zahmete değmediğini düşündüğü için tüm dişlerini çektirdi.
Ayrıca, tüm dişlerin çekilip yerine takma dişlerin takılması hakkında öğütler ve nasihatlar verirdi.
16. Köpekbalıkları sürekli yeni diş çıkartırlar.
Köpekbalıkları sürekli olarak yeni dişler çıkarırlar. Eski dişler aşındığında, okyanus tabanına düşer ve yerine yenisi çıkar. Ortalama bir köpekbalığı ömrü boyunca 20.000-40.000 diş üretir.
17. Çıplak köstebek fareleri kesici dişlerini (ön dişleri) bağımsız olarak, yemek çubukları gibi hareket ettirebilirler.
18. Kedilerin öğünlerinde taurin adındaki sülfür türevi bir aminoasite ihtiyacı vardır, aksi takdirde dişlerini, kürklerini ve görme duyularını kaybedebilirler.
Taurin, insan vücudunda ve et, balık ve süt ürünleri gibi birçok gıdada doğal olarak bulunan bir amino asittir. Fiziksel performansı iyileştirdiği için genellikle enerji içeceklerine eklenir.
19. Diş hekimleri, yakın zamanda oral seks yapıp yapmadığınızı anlayabilir.
Özellikle agresif yaptıysanız, yumuşak damağınız (ağzınızın çatısı) morarma ve tahriş belirtileri gösterecektir. Bu diş endüstrisinde 'palatal petechiae' olarak bilinir.
20. Bazen yere düşen bir diş, hemen boş yuvaya tekrar sıkıştırılırsa kurtarılabilir.
Dişiniz düşerse, suyla yıkayıp ağzınıza tekrar takmayı deneyebilirsiniz. Yavaşça yuvaya itin, köküne değil, yalnızca tepeye dokunduğunuzdan emin olun ve yerinde tutmak için ağzınızı kapatın. Dişiniz kırılırsa, lütfen derhal profesyonel tıbbi yardım alın.
21. Bazen, Antarktika'ya keşif yapanların yirmilik dişlerini önceden çektirmeleri gerekir.
Her Avustralya Antarktika ve Alt Antarktika istasyonunda, Güney Kutbu'na giden keşif görevlilerinin ihtiyaç duyması halinde doktorlar görevlendirilmiştir. Bu doktorlar çok yeteneklidir, ancak acil diş hekimliği eğitimleri yirmi yaş dişlerinin çekilmesine kadar uzanmaz. Bu nedenle, bir diş hekimi, bir keşif gezicisinin yirmi yaş dişlerinin, uzaktayken onlara bir soruna neden olabileceğini tespit ederse, onları çektirmelidir.
22. İnsan vücudu, odontoma olarak bilinen bir tümör yüzünden 200'den fazla ekstra diş çıkartabilir.
Odontoma, diş dokusundan oluşan iyi huylu bir tümördür. Genellikle çene içinde normal dişlerinizin etrafında gelişen bir veya daha fazla anormal diş gibi görünebilir. Ölümcül olmasa da ana dişlerinizin gelişimini etkileyebilir ve ameliyatla alınması gerekebilir. 2014 yılında Hindistan'da odontoma'lı bir çocuk, sağ alt çenesinin içinden 232 diş çektirdi!
23. Eski yüzyıllarda insanlar diş hekimliği ihtiyaçları için berberlere, demircilere ve peruk yapımcılarına gittiler ve yöntemler oldukça kaba ve korkutucuydu.
1600 ve 1800'lerde, modern 'dişçi' mesleği yoktu ve insanlar saçlarını ve dişlerini düzeltmek için sık sık berberleri ziyaret ederdi. Berberler dişleri törpüler ve onları beyazlatmak için asit uygularlardı ki bu işe yaradı, ancak uzun vadede kaçınılmaz olarak çürümeye yol açardı.
Demirciler de dişçilik işleri yaparlardı ve bunu yapmak için forseps ve anahtar kullanırlardı. Bir dişi çıkartmak için anahtarı döndürdüklerinde çoğu zaman diş eti ve kemik onunla birlikte gelirdi; hastanın çenesi bazen bu yöntem yüzünden kırılırdı.
24. Diş macunu yaratmaya yönelik ilk girişimlerde, ezilmiş kemikler, yumurta kabukları ve küller gibi bileşenler kullanıldı.
Yunanlılar ve Romalılar diş macunu yapmak için ezilmiş kemikler, istiridye kabukları, odun kömürü ve ağaç kabuğu kullandılar. Ayrıca, Antik Çin'de diş macunu malzemeleri arasında topraklanmış öküz toynaklarının külleri, yanmış yumurta kabukları ve pomza bulunur.
25. Diş plağı yaklaşık 200-300 farklı bakteri türünden oluşur.
Aslında 'plak' dişlerinize yapışan ve diş çürümesine neden olan asit üreten bakterilerin adıdır. Plakta diş çürümesine yol açan sadece birkaç bakteri türü vardır ve en önemlilerinden birisi Streptococcus mutans olarak bilinir.
26. Bir diş macunu tüpündeki florür miktarı aslında çocuklar için ölümcül olabilir.
Çocuğun yaşına ve kilosuna bağlı olarak, belirli bir miktar diş macununun yutulması ciddi zehirlenmelere neden olabilir. Bu nedenle, çocukların fırçalamayı bitirdikten sonra diş macununu tükürmeleri önemlidir!
27. Mayalar eski matkapları kullanarak dişlerini süslerdi.
Maya kralları ve kraliçeleri, dişlerine küçük yeşim parçaları yerleştirmek için küçük delikler açarlardı. Yeşim, antik Maya için değerli bir taştı. Doğayı, büyümeyi ve beslenmeyi simgeliyordu. Hükümdarlar, halkına onları beslemek ve onlara bakmak için güvenilir olabileceklerini ifade etmek için kullandılar. Daha sonra da zengin sınıf da bu süsleme yöntemini kullandı.
28. Ve son olarak, Ortaçağ Almanya'sında diş ağrısının tedavisi bir eşeği öpmekti.
Almanya'nın Wetterau kentinde yaşayanlar, muhtemelen eşeklerin dişlerinin çıkıntılı olması nedeniyle, diş ağrısı semptomlarının bir eşeği öperek tedavi edilebileceğine inanıyorlardı. Benzer şekilde, Yunanlılar, eşek sütünden yapılan bir gargara kullanarak güçlü diş ve diş etleri elde edilebileceğine inanıyorlardı.
Hangi bilgi sizi en çok şaşırttı? Yorumlarda buluşalım.
Yorum Yazın