Obama ile Erdoğan Görüşecek mi? İbrahim Kalın Cevapladı: 'Üzerinde Çalışılıyor'

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın yarın ABD'yi ziyaret edecek olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, ABD Başkanı Obama ile ikili görüşme yapması için çalışmaların sürdüğünü söyledi ve şöyle devam etti: 'Bir ikili ziyaret değil, bir zirve ziyaretidir. Program elverdiği ölçüde ikili görüşmeler de olabilir. Obama ile bir görüşme olması için de çalışılıyor. Görüşmeyecek gibi spekülasyonlar yapılıyor. Bunları bir kenara koyup resmi açıklamaları dikkate almakta fayda var.'

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı. 

Kalın'ın açıklamaları şöyle:

DAEŞ belasından bütün dünyanın kurtulması gerekiyor. Gerekçesi ne olursa olsun, terörün meşru gösterilmesi kabul edilebilir değildir. DAEŞ terörünü besleyen en önemli unsur Suriye'de devam eden savaş. Suriye savaşı devam ettiği sürece terör örgütlerinin yayılması hızlanıyor. Biz nasıl DAEŞ terörünü kınıyorsak aynı şekilde PKK terörünün de aynı kararlılıkta kınanması, bunlara karşı somut adımların mutlaka atılması gerekir.

İstihbarat paylaşımı konusunda ülkeler daha aktif olmalı. Türkiye olarak, Brüksel'deki hadiseyi ilk defa yaşamadık. İlgili ülkeler gerekli adımları atmadığı için bu sonuçlar ortaya çıkmıştır. 120 küsür ülkeden 37 bin kişiye giriş yasağı koyduk. 100'ün üzerinde ülkeden gelen 3000 kişi sınır dışı edildi. Türkiye üzerine düşeni kararlılıkla yapmaktadır.

Müslüman karşıtı duygular siyasete alet ediliyor. Avrupa'da ve Amerika'da bunların siyset malzemesi yapıldığını gördük. Müslüman karşıtı söylemler DAEŞ gibi terör örgütlerinin elini güçlendirir. Bu konuda iyi sınav veren liderler de var.

Sayın Cumhurbaşkanımızın yarın ABD'ye bir ziyareti olacak. Daha önce de Cumhurbaşkanımız bu nükleer zirveye katılmıştı. Bu zirve bağlamında Cumhurbaşkanımızın yoğun bir programı olacak. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu ziyaret çerçevesinde Türkiye'de de yatırımları bulunan büyük Amerikan şirketleriyle programı olacak. Bütün bu yoğun programı sonunda da 2 Nisan Cumartesi günü Diyanet Merkezi'nin açılışını yapacağız. Burası hakikaten hepimizin gurur kaynağı olan büyük bir merkez olarak inşa edildi. Bir külliye olarak faaliyet gösterecek. ABD dönüşünde de İstanbul'da İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi'ne Sayın Cumhurbaşkanımız ev sahipliği yapacaktır.

Cumhurbaşkanımızın ziyareti ikili ziyaret değildir. Tabii ki ikili görüşmeler olacak. Sayın Obama ile böyle bir görüşmenin olması üzerinde şu anda çalışılıyor. 'Görüşmüyor, görüşmeyecek' diye çeşitli algı operasyonları yapılıyor. Biz en son Sayın Obama ile Paris'te görüştük, telefon görüşmelerimiz oldu. Bu tür spekülasyonları bir kenara bırakmakta fayda var. Zaten Cumhurbaşkanımız bu zirve boyunca Obama ile birlikte bütün liderlerle bir arada olacaklar.

Amerika'da bir yargıcın verdiği karardır, yürüyen bir süreçtir. Şu an bizim bununla ilgili farklı bir şey söylememiz uygun olmaz. Ne olacağını, hukuki bir süreç olması itibarıyla biz de buradan takip ediyoruz. Bize intikal eden doğrudan herhangi bir şey söz konusu değil.

Suriye'deki kriz bitmiş değil. Hala bu ateşkes anlaşması çerçevesinde bile çatışmalar yer yer devam ediyor. Sivillere karşı saldırılar, insani yardımların engellenmesi ve insanları açlığa mahkum etmek gibi uygulamalar da bazı noktalarda devam ediyor. Suriye rejiminin engelleyici tavrını kınadığımızı bir kez daha ifade ediyoruz. En büyük arzumuz müzakerelerin sonuç vermesi.

Lahor'da meydana gelen saldırıyı üstlenen grubun amaçlarının orada kutlama yapan Hristiyanlar olduğu şeklindeki açıklamaya atıfla, bu terör saldırısını tekrar en sert şekilde kınadığımızı ifade etmek istiyorum. Müslüman, Hristiyan, Sünni, Şii olsun veya hangi etnik, dini gruptan, mezhepten olursa olsun masum insanların böyle katledilmesi asla ve asla kabul edilemez. Hele bu din adına İslam adına yapılıyorsa, şunu herkesin bilmesi gerekir ki bunun ne bizim dinimizde ne inancımızda ne kültürümüzde hiçbir karşılığı yoktur. Bu olsa olsa barbarlıktır, ondan öte bir şey değildir.

Ülkeler zaman zaman bu tür saldırılar olduğunda çeşitli güvenlik değerlendirmeleri yaparlar, kısıtlı ve geçici olmak üzere bu tür seyahat uyarılarında bulunurlar.

Burada teröristleri sevindirecek tarzda hayatı adeta askıya alan, kilitleyen tavırlardan tabii ki kaçınmak gerekir. Bu bütün ülkeler için geçerli. İsrail bağlamında söylemiyorum bunu. Genel olarak zaten terörün yapmak istediği şeylerden bir tanesi bu, hayatı askıya aldırmak, dondurmak, gündemi belirlemek. Buna izin vermemek lazım, bu ancak teröristleri sevindirir.

Ajanslar