onedio
Kıta İkiye Ayrılıyor: Afrika'da Yeni Bir Okyanus Oluşacak!
Dünya, ayaklarımızın altında sessiz ama devasa bir değişim içinde. Bilim dünyasının en prestijli yayınlarından National Geographic’in güncel verilerle desteklediği bir rapora göre, Afrika kıtası milyonlarca yıldır devam eden bir süreçle ikiye bölünüyor. Bu jeolojik parçalanma, sadece bir kara parçasının ayrılması değil, aynı zamanda Dünya haritasına eklenecek yepyeni bir okyanusun da habercisi niteliğinde.Detaylar 👇Kaynak
33 Tane Var! Bilim İnsanlarına Göre İnsanların Beşten Fazla Duyusu Olabilir
Yüzyıllardır insan duyuları görme, işitme, koku alma, tat alma ve dokunma olmak üzere beş temel başlık altında ele alınıyor. Ancak son yıllarda nörobilim ve bilişsel bilim alanında yapılan araştırmalar, bu yaklaşımın insan algısını açıklamakta yetersiz kaldığını ortaya koyuyor. Bilim insanlarına göre denge, beden farkındalığı ve içsel sinyaller gibi birçok algısal süreç de bağımsız duyusal sistemler olarak değerlendirilmeli.İşte detaylar...
2025, “Uzayda Yalnız mıyız?” Sorusuna En Çok Yaklaştığımız Yıl Oldu
İnsanlığın evrene dair en temel sorularından biri olan “Uzayda yalnız mıyız?” 2025 yılında bilimsel gelişmelerle yeniden gündemin merkezine yerleşti. Son bir yıl içinde yapılan gözlemler ve elde edilen veriler, Güneş Sistemi dışındaki gezegenlerin sayısının hızla arttığını ve bu dünyaların sanılandan çok daha çeşitli yapılar barındırdığını ortaya koydu. Özellikle yeni nesil uzay teleskoplarının sağladığı veriler, uzak gezegenlerde yaşam ihtimalinin artık yalnızca teorik bir tartışma olmaktan çıktığını gösteriyor.Kaynak: TRT
Günler Artık 24 Saat Olmayacak mı? Dünya’da Günlerin 25 Saate Uzaması Bilimsel Olarak Mümkün!
24 saatlik bir gün, hayatın en sabit gerçeklerinden biri gibi kabul ediliyor. Saatler, takvimler, çalışma düzeni ve günlük rutinler bu süreye göre şekilleniyor. Ancak bilim dünyasında uzun süredir konuşulan bir gerçek var. Dünya’nın dönüşü sandığımız kadar değişmez değil. Son araştırmalar, gezegenin kendi ekseni etrafındaki hareketinin çok yavaş ama istikrarlı biçimde yavaşladığını ve bunun yıllar sonra saatleri değiştirebileceğini dile getiriyor.
Dünya’dan Daha Eski Yüzeyi Magma ile Kaplı Gizemli Gezegen Keşfedildi
Gökbilimciler, güneş sistemimizin çok ötesinde yer alan ve alışılmış gezegen tanımlarını zorlayan sıra dışı bir keşfe imza attı. Yapılan gözlemler, Dünya’dan daha yaşlı olduğu belirlenen ve yüzeyinin büyük bölümünün magma ile kaplı olduğu bir gezegenin, aşırı sıcaklığa rağmen atmosferini milyarlarca yıl boyunca koruyabildiğini ortaya koydu.
Reklam
Neye Niyet, Neye Kısmet! Dünya'nın Etrafında Kalkan Oluşturdular
İnsanoğlunun yeryüzündeki faaliyetleriyle doğanın dengesini değiştirdiği artık su götürmez bir gerçek. İklim krizinden biyosferdeki dönüşümlere kadar pek çok alanda izimiz bulunuyor. Ancak bilim dünyasından gelen son veriler, bu etkinin sadece yer küreyle sınırlı kalmadığını, farkında olmadan uzayın derinliklerine kadar uzandığını kanıtlıyor. Bilim insanları, insan faaliyetlerinin Dünya çevresinde koruyucu bir 'radyasyon bariyeri' oluşturduğunu keşfetti.Detaylar 👇Kaynak
Reklam
Güneş’e Yakından Bakış: NASA, Güneş’i Tarihinde İlk Kez Bu Kadar Ayrıntılı Görüntüledi
NASA, Güneş’i gözlemleme konusunda uzun süredir sınırları zorluyordu. PUNCH göreviyle birlikte uzaydan gelen veriler ilk kez parçalı değil, bütüncül şekilde kaydedildi. Güneş’in dış atmosferi ile uzaya yayılan parçacık akışı aynı karelerde yer aldı. Uzay havası olayları artık yalnızca sonuçlarıyla değil, oluşum süreciyle de izlenebiliyor. Bilim insanları açısından kritik sayılan veriler kısa sürede elde edilmeye başlandı.Kaynak
Yarım Asırlık Teori Gerçek Oldu: Zaman Yansıması İlk Kez Deneysel Olarak Görüldü
Bilim dünyasında uzun süredir yalnızca teoride varlığı öngörülen “zaman yansıması” olayı, New York’ta yapılan deneylerle ilk kez gözlemlendi. Araştırmacılar, özel tasarlanmış bir metamalzeme sayesinde elektromanyetik dalgaların zaman içinde geriye doğru hareket edebildiğini ve frekans değişimine uğrayabildiğini gösterdi.İşte detaylar...
Reklam
2025 Yılında Bilim Dünyasında En Çok Konuşulan Gelişmeler
2025 yılı, bilim ve teknoloji dünyasında yaşanan dönüşümün hız kesmediği, hatta ivme kazandığı bir yıl oldu. Özellikle Yapay Zeka (AI)'nın her alanda derinleşmesi, sağlıkta çığır açan kişiselleştirilmiş tedaviler ve uzay araştırmalarındaki heyecan verici keşifler, bilim kurgunun sınırlarını zorlayan bir geleceği bugüne taşıdı. Bu gelişmeler, hem günlük yaşantımızı kökten değiştirmeye başladı hem de etik ve felsefi tartışmaların fitilini ateşleyerek bizi insan-makine sinerjisinin yeni boyutlarına doğru itti.İşte 2025 yılında bilim ve teknoloji dünyasında en çok konuşulan ve bizi en çok şaşırtan 15 gelişme 👇
Laboratuvarda Üretilen “Mantar Eti” Tavuk Etine Güçlü Bir Alternatif Olabilir
Hayvancılığın çevre üzerindeki baskısı ve artan protein ihtiyacı, gıda sektörünü yeni arayışlara itiyor. Çinli bilim insanlarının laboratuvar ortamında geliştirdiği mantar bazlı protein, hem üretim maliyeti hem de çevresel etkileri açısından tavuk etine dikkat çekici bir alternatif olarak öne çıkıyor.İşte detaylar...
Uyku Kalitesini En Çok Artıran Egzersiz Türü Açıklandı! Yürüyüşten Bile Etkili
Düzenli egzersiz yapmak, uyku kalitesini artırmanın en bilinen yollarından biri. Ancak yakın zamanda yapılan geniş çaplı bir araştırma, hangi egzersizin uykuya en çok fayda sağladığı sorusunu yanıtladı. 30 farklı çalışmanın meta-analizi, yürüyüş, aerobik egzersiz ve direnç antrenmanına göre yoga yapmanın çok daha etkili sonuçlar verdiğini ortaya koydu!İşte detaylar...Kaynak
Reklam
Bilim İnsanları Açıkladı: Erkek Cinsiyetini Belirleyen Y Kromozomu Risk Altında
Bilim dünyasında uzun zamandır tartışılan Y kromozomunun geleceği, yeni değerlendirmelerle yeniden gündeme taşındı. Erkek cinsiyetinin belirlenmesinde kritik rol oynayan bu kromozomun evrimsel süreç boyunca önemli ölçüde gen kaybettiği ortaya koyuluyor. Uzmanlar, mevcut verilerin Y kromozomunun sanılandan daha kırılgan bir yapıya sahip olabileceğine işaret ettiğini belirtirken, bazı araştırmacılar ise sistemin hala dengeli olduğunu savunuyor. İnsan biyolojisinin geleceğine ışık tutan bu tartışma bilimsel çevrelerde dikkatle takip ediliyor.Kaynak
Bilim Adamları Açıkladı: Paradoks Olmadan Zaman Yolculuğu Mümkün Oluyor
Classical and Quantum Gravity dergisinde yayımlanan bir teorik fizik çalışmasında iki araştırmacı, zaman yolculuğuna dair en ünlü mantık paradokslarından birine matematiksel bir çıkış yolu sunduklarını açıkladı.Avustralya’daki Queensland Üniversitesi’nden Germain Tobar ve Fabio Costa, belirli koşullar altında zaman yolculuğunun fizik yasalarıyla çelişmediğini ve bunun matematiksel olarak da gösterilebildiğini ileri sürdü. İkilinin çalışması, zaman yolculuğunun yıllardır tartışılan tutarsızlıklarına yeni bir bakış açısı getirdi.Kaynak - Euronews
Reklam
Bilimsel Araştırmalar Yaşlanan Hücrelerin Doğal Yolla Yeniden Gençleştirilebileceğini Ortaya Koydu
Bilim dünyasında son yılların en dikkat çekici gelişmelerinden biri, yaşlanan hücrelerin yeniden canlandırılabileceğine dair ortaya konan yeni bulgular oldu. Özellikle mitokondrilerin yani hücrenin enerji üretim merkezlerinin yaşla birlikte zayıflaması uzun süredir birçok hastalığın temel nedenlerinden biri olarak görülüyor. Şimdi ise araştırmacılar, hücrelerin kendi biyolojik mekanizmalarından yararlanarak bu enerji kaybını tersine çevirebilecek doğal bir yöntem geliştirmeyi başardı. Bu yöntem, hem kalp hem beyin hem de kas dokusu için yepyeni tedavi kapılarını aralayabilecek potansiyele sahip.
Çernobil'de Çıkan Siyah Mantar Bilimi Şok Etti: "Radyasyonla Beslenip Büyüyor"
Çernobil'de gerçekleşen patlamanın üzerinden yaklaşık 40 yıl geçti. Patlama bölgesindeki yasak bölge insanlara kapalı olsa da, buradaki yaşam sadece hayatta kalmakla kalmadı, aynı zamanda şaşırtıcı bir şekilde radyasyona uyum sağlayarak gelişti. Bu uyum sağlamanın en büyük örneklerinden biri ise Cladosporium sphaerospermum adı verilen bu siyah mantar. Bilim insanları bu mantarın reaktörün çevresinde kalan iyonlaştırıcı radyasyonu kendi avantajına çevirmiş olabileceğini düşünüyor.Detaylar 👇
Fay Genişliyor! İki Gözde Şehir Her Yıl Yavaş Yavaş Denize Çöküyor
Dünya genelinde yürütülen iki ayrı bilimsel çalışma, yerkabuğunun durağan olmadığını ve hem iklim hem de tektonik açıdan önemli riskler taşıdığını gözler önüne serdi. Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye'de yapılan bu araştırmalar, San Francisco ve Los Angeles'ta hızlı çöküşü, İç Anadolu'da ise Tuz Gölü Fayı'nın bilinenin aksine genişlediğini ortaya koydu.Detaylar 👇Kaynak: 1, 2, 3
Reklam