Yıldızlararası – Interstellar Film Analizi
Salonları Doldurun!
Sert bilim-kurgu adı konulan, olası teknolojik gelişimleri aksiyon veya macera değil de, bilimsel spekülasyon ve felsefe için kullanan türü sinemaya uyarlamak çok zor iş. Bu tarz filmler salonlara safi eğlenmeye giden genel seyirciye sıkıcı gelebilir, fakat aynı zamanda bilim bazlı büyüleyici ve karmaşık görselleri elde edebilmek için eğlencelik “blockbuster” filmlere fırlatılan bütçeye ihtiyacı vardır. İşte bu yüzden en ünlü yönetmenlerin bile yüksek bütçeli sert bilim-kurgu çekebilmesi bir mucize, sonuç iyi de olsa kötü de…
Bu mucizelerin arasından türün sınırlarını zorlayan ve bilime bağlı kalırken sinemanın daha önce gitmediği olağanüstü diyarlara korkusuzca ilerleyen devrimsel bilim-kurgu filmleri ise tek elle sayılacak kadar nadirdir. Daha önce bu filmlerin yarattığı dünyaların benzerini hiçbir yerde görmemiş seyirci ve eleştirmen kitlesi, beynin algılayabildiği gerçeklere bu denli bir cesaret ile meydan okuyan bir sanat eseri ile ne yapacağını şaşırıyor tabii. Belki de bu yüzden bu filmler vizyona girdiği dönemlerde ortalama eleştiriler alıp, ‘saçmasapan’ ve ‘mantıksız’ damgası verilip bir kenara atılıyor, ta ki on-yirmi sene sonra zamanının ötesinde birer şaheser olarak taçlandırılıncaya kadar.
1968 yılında Kubrick’in 2001: Bir Uzay Macerası vizyona girdiğinde seyirciler ve eleştirmenler hem sinema dilini bu kadar zorlayan, hem de insanlığın olası geleceğini bu kadar detaylı bir biçimde inceleyen bir film ile ne yapacaklarını şaşırmışlardı. Bu dönemde filmin ortasında küfür ederek sinemadan çıkan seyirciler, 2001’i yerden yere vuran eleştirmenler bulmak zor değildi. Fakat on yıllar sonra Kubrick’in filmi teknik bir şaheser olarak anılmakla kalmıyor, insanlığın kapsamını ve evrendeki yerini derin bir dürüstlükle inceleyen filozofik bir sanat eseri olarak da biliniyor.
Gerçek 2001 yılında vizyona giren Kubrick/Spielberg şaheseri Yapay Zeka ise özellikle sınırları zorlayan karmaşık finali yüzünden ilk başta anlaşılmamıştı, bir kenara atılmıştı. Fakat sadece sekiz yıl sonra ilk vizyona girdiğinde kötü puan veren eleştirmenler bile içinde bulunduğu on yılın en iyi filmlerinden bir olduğunu kabul ettiler. Gerçek yapay zeka teknolojisi ilerledikçe o filmin değerinin giderek daha da çok anlaşılacağını tahmin ediyorum.
Şimdi ise sıra bol bol tartışma yaratma, eleştirmenler ve seyirci tarafından anlaşılamama, bundan on-yirmi yıl sonra bir şaheser olarak adlandırılma sırası Christopher Nolan’ın muhteşem, cesur, aşırı kuvvetli bir biçimde duygusal olduğu kadar karmaşık, ve sinema sanatının sınırlarını zorlamaktan haz alan modern sert bilim-kurgu şaheseri Yıldızlararası’nda. Konuyu burada kesmek zorundayım, devamı için aşağıdaki linke tıklayın.
Interstellar Poster
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın