Taksim Gezi Parkı Olayları Hakkında Kim Haklı- Kim Haksız?

Şanlı Türkiye , bin yıllardır özgür bir ülke ve farklılıkların ortak noktası olmasının da verdiği kuvvetle ayakta durmaktadır. Asya, Avrupa ve Afrika’nın tam kalbinde durmasından dolayı, birçok etnik kökeni, geleneği, göreneği ve çeşitliliği yine bünyesinde bulundurmaktadır. Türk insanı da gayet cevvaldir. Hür yaşamayı her daim sevmiştir, sevecektir. Türk insanı denilince pratik zekası, efendiliği, direnci, kuvveti, espirisi, çok yönlülüğü akla gelir. Bir başka ülkeye gittiğimizde bile “Türksün dimi?” sorusununu sorabilecek kadar naifizdir. Bununla beraber birbirimizi çok iyi tanıdığımızdan dolayı, neleri sevip, neleri sevmeyeceğimizi, nelerin bizleri kışkırtacağını, nelerin suları durultacığını çok çok iyi biliriz.

Biz Türk milleti olarak iyice kan revan içinde olmadan hastaneye gitmeyen, suyla yüzünü ve ensesini yıkayarak hastalığını geçirmeye çalışan bir yurdun insanlarıyız. Dayanıklıyız ve güçlüyüz. Cebimizde bazen paramız olmasada en afilli telefonu kullanabilen, en pahalı sigaraları içebilen ancak ısmarlamasını da bilen bir milletiz.

Kadir biliriz, kıymet biliriz, hatta çayımızı başkalarına içirmekten bile memnun olan, merhamet duygusu ve inancı bol bir milletiz. Yeri geldiğinde çok sabırsız, yeri geldiğinde de çok vurdum duymaz, yeri geldiğinde de en hassas konuları tartışan bir milletiz. Zeka ortalamasının her geçen gün daha da büyüdüğü bir milletiz. Duygularıyla, sevgisiyle, dostalarıyla hareket eden, sevdikleri için ve idealleri için canını seve seve feda edebilecek bir milletiz.

İçlerimizde öyle kişiler vardır ki, Kur’an okumamış Müslüman, nutuk okumamış Kemalist, kapital okumamış Sosyalist, ulusların zenginliği okumamış Liberaller de bolca bulunur.

Özgürlük nedir? sorusunu cevaplandırırsak eğer, iyi ve anlaşılabilir bir yol alabileceğimizi umuyorum.

• Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya bağlı olmaksızın düşünme veya davranma, herhangi bir şarta bağlı olmama durumu, serbestî.

** Her türlü dış etkiden bağımsız olarak insanın kendi iradesine, kendi düşüncesine dayanarak karar vermesi durumu, hürriyet.

Tabii bunları ifade özgürlüğü, pozitif özgürlük, negatif özgürlük, istenç özgürlük, düşünce özgürlüğü, seyahat özgürlüğü gibi kategorilere de ayırmamız mümkündür.

Türk milleti özgürlüğü seven bir halktır. Ne olursa olsun, ne pahasına olursa olsun, özgürlüğü için savaşır. Yılların birikmiş, yasaklamalarla pekiştirilmiş, umursamaz politikaların bir kırılma noktasıdır Gezi Parkı.

Aldatmacalara, yalanlara ve parasal güce karşı bir tepkidir Gezi Parkı.

Bir politik parti yöneticisinin ilahlaştırılmasına, onu sevmeyen, hatta sevmemekte değil, görüşlerine katılmayan kişileri “Allahsız” olarak tanımlandırılmasına karşı bir oluşumdur Gezi parkı.

Ki Lütfen, Bakara Suresinin 165. Ayetine Dinini Seven Herkesin Birkez Daha Bakmasını Tavsiye Ediyoruz.

İnsanlardan kimi de Allah'tan başka şeyleri O'na eş tutuyorlar da onları, Allah'ı sever gibi seviyorlar. Oysa iman edenlerin Allah sevgisi daha kuvvetlidir. O zulmedenler, azabı görecekleri zaman bütün kuvvetin Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın azabının gerçekten çok şiddetli bulunduğunu keşke anlasalardı.

Genç beyinlerin, düzgün düşünen taze gençlerin, para ve otoritenin dikte ettiği sınırlandırmalara karşı verdiği mücadeledir Taksim Gezi Meydanı.

Devletin tüm imkanlarını sadece bir tarafa sağlayıp, diğer tarafı düzenleme ve kısıtlamalarla “yontmaya” çalışırsan, işte gün gelir ve böyle bir patlama yaşanır. Kendi halkına, kendi gençlerine “düşman” gibi bakan bir yönetim ile nasıl bir gelecek beklenebilir?, sonra bu insanlar nasıl çıkacak ve gençlere umut vaad edecekler?

Utanması, sıkılması olmayan, yalanların yalanlarla kapatılmaya çalışıldığı şu günlerde, koskaca adamların, kalıplarının adamı olmamaları yüzünden ve bir tarafa kayırmacı, diğer tarafa baskıcı politikaları sayesinde Gezi Parkı Olayları başlatma düğmesine yine kendileri basmışlardır. Üstelik, hala arkasında milleti “aptal” yerine koyup suçlu arar gibi yapıp, hedef şaşırtmaya çalışmaktadırlar. Yazık…

Şehitlerin kanları daha yerde ilen, PKK’lı cenazesine 1 kez olsun barikat kurmamış olan polis şimdi ölen bir gencin cenazesine barikat çekmiştir. Katil Abdullah Öcalan’ın posterleriyle cirit atılan meydanlara girmemiş olan TOMA, gençleri acımasızca vurmaktadır. Büyük bir şiddetle ve kinle adeta “savaş” ilan edilen gençlere hem gaz bombaları hem de kimyasallarla dağıtmaya ve işkence etmeye çalışan bir hükümet, bilmezler mi ki sizden büyük Allah var! Velhasıl kelam…

Bizim anlatmak istediğimiz şudur…

Zulümü kim yaparsa yapsın, savunulacak bir tarafı olmadığını, din'in kimsenin tekelinde olmadığını, kaldı ki yüzyıllarca dinsiz milyonlarca kişinin yine bu topraklarda kardeşçe yaşadığını vurgulamak için bir ayetle cevaplandırdık. Anlayan için çok şey ifade ediyor. Anlamayan için de maalesef yapılacak birşey yok. Okuyan, araştıran ve irdeleyen kimselerin 'ALLAHSIZ' olduğu ülkemizde empoze edilmeye çalışılıyor. Bu oyunu göremeyen vatandaşlarımızı yine dinleri ve vicdanları üzerinden yönetmeye çalışıyorlar. Bunun adını da gelin siz koyun.