El Aletleriyle İşkence Ettikten Sonra Kurbanlarının Kafalarını Koparıp Evlerine Gömen Cani Çift: Rosemary ve Fred
Babası şizofren olan ve annesi onu doğurduktan sonra depresyona girip kliniğe yatan Rosemary Letts mutsuz bir çocukluk geçirdi.
Babası tarafından defalarca cinsel ilişkiye zorlandı, erkek kardeşlerine mastürbasyon yaptı, erken yaşlarda fahişelik yapmaya başladı ve defalarca kere tecavüze uğradı.
Sado-mazoşist eğilimleri olan Fred West fahişe olan eşi ve çocuğuyla birlikte bir karavanda yaşıyordu.
Bebek bakıcılarıyla ilişkiye giriyordu.
Birbirlerini görür görmez aşık oldular, dehşete eğilimlerini keşfettiler ve birlikte yaşamaya başladılar.
Rosemary kendi kızı Heather ile Fred, Fred’in fahişe eşi Rena’dan olan kızı Anne Marie ve Rena’nın başka bir adamdan olan kızı Charmaine ile aynı evde yaşamaya başladı. Evdeki çocuklara korkunç davranan ve sık sık şiddet uygulayan çift, sonradan ismi Dehşet Evi olan Cromwell Sokağı’ndaki evlerine taşındı.
Ve ilk cinayetlerini 1971’de işlediler: Fred’in ilk eşi Rena’yı öldürdükten sonra kızları Anne Marie ile Charmaine’yi kurban ettiler.
Gerisi de bir çorap söküğü gibi geldi. Taşındıkları yeni evlerine birçok oda yaptılar ve gazetelere ilan vererek kiracılar buldular. Seks ve uyuşturucu partileri düzenledikleri evde Rosemary gönüllü fahişe olmuştu. Hatta Fred gözetleme deliklerinden tüm olanları izliyordu.
Evlerinde yaşayan kiracılara, yoldan aldıkları otostopçulara ve kendi kızlarına tecavüz ettiler.
Genç kadınları dövdükten sonra yatağa bağlayan ve zorla cinsel ilişkiye giren cani çift işkence ettikten sonra öldürdüler. Ellerinden kurtulanların ifadesine göre, yatağa bağladıkları genç kadınlarla sırayla ilişkiye giriyor ve birbirlerini izliyorlardı. Hatta cinsel ilişkiye girip, onlara da izletiyorlardı. Aç ve susuz bıraktıkları kadınlar ifadelerinde günlerce tecavüze uğradıklarını anlattılar.
Kurbanlarının cesetlerini bir daire şeklinde gömdüler ve 16 yaşındaki kızları Heather kaybolduğunda her şey ortaya çıktı.
Kurbanlarını eşcinsel ilişkiye zorlayan Rosemary, 16 yaşındaki kızı Heather’ın kaybolmasını yakınlarına anlatamayınca gerçekler ortaya çıktı. 1994 yılının Şubat ayında tutuklanan çiftin ardından dehşet verici bilgiler basında yer aldı. 1978 yılında öldürdükleri 8 aylık hamile Shirley Robertson'ın karnını yararak bebeğini çıkarmışlardı. Bebeğin babası tabii ki Fred'di.
Mahkeme sürerken, Fred West hücresinde kendini gömleğiyle astı ve şu notu bıraktı: “Bu duygusal zırvaların hiçbirini istemiyorum. Benim istediğim düzüşmek.”
İngilizler bunu ‘kolay kurtuldu’ şeklinde yorumladı. Rosemary’nin avukatları her ne kadar Fred’e mecburi olarak yardım ettiğini iddia etse de müvekkillerini ömür boyu hapisten kurtaramadılar. Son ana kadar masum olduğunu iddia eden Rosemary West hiçbir pişmanlık belirtisi göstermezken, mahkemede şu sözleri söyledi: “Bütün sahip olduğum şey hayatım ve onu da sana veriyorum.”
Lynda Gough, Carol Cooper, Lucy Partington, Therese Siegenthaler, Shirley Hubbard, Juanita Mott, Shirley Robertson, Alison Chambers ve diğerleri…
Fred West’in ilk eşi ve kızları da dahil olmak üzere bağlanan, tecavüze uğrayan, tamir aletleri ile işkence edilen, kafaları koparılan ve vücutları parçalara ayrılmış şekilde toplam 15 cesede ulaşıldı.
Yorum Yazın