Zeynep Öztekin Yıldırım Yazio: İhtiyacın Kadar Çalış, İhtiyacın Kadar Tüket
Geçen gün arkadaşım Ceren’in doğum günüydü, aradım kutladım, konu çocuklara sonra iş mevzularına geldi. Covid sebebiyle kapandığımız o ilk zamanlardan beri evden çalışmaya devam ettiğini söyledi. “Sıkılmadın mı artık?” diye sorunca, “Hayır, aksine, huzura erdim, beni yoran dedikoducu insanlardan kurtulmuş oldum,” diye cevapladı.
Bu uzun kapanma dönemi bizlere uzun düşünme zamanları bahşetti.
Son günlerde twitter’da dikkatimi çeken diğer paylaşım başlığı ise “pek çok şeyi aynı anda yapabiliyorsun ama yapmak zorunda değilsin,” “her şeyi kısa sürede yapıyorsan süreyi uzat,” “bugün de ayaklarını uzatma günü olsun,” gibi cümleler.
Timeline’a düşen bu paylaşımlar Türk takipçiler tarafından da büyük kabul görüyor.
Korona salgınının yol açtığı depremin artçıları önümüzdeki günlerde hissedilecek anlaşılan. Ben kendi adıma konuşursam haftada 20 saatte yapacağım bir iş için 40 saat mesai saatini doldurmak zorundaydım yasalar gereği. Hayatta en çok değer verdiğim çocuklarıma harcayacak enerjim kalmadan eve dönüyordum. Her gün en az bir saatim de yolda geçiyordu üstelik. Artık iş ile ilgili bir görüşme yaparken ne kadar saat çalışacağımı soruyorum, daha az ücret alsam da daha az harcamayı öğrendim.
Kapanma zamanlarında gezegenimize ne kadar çok zarar verdiğimizi anlayıp, gereğinden fazla tükettiğimizi gördük. Evlerimiz polyester üreticilerinin ucuz iş gücü ile ürettiği ürünlerin bedava depolarına dönüşmüş adeta. Market, terzi, kırtasiye, ufak tefek tamir işlerini bir güne toplayıp arabayı olabildiğince az kullanmaya çalışıyorum. Evde yenecek kadar yemek pişiriyorum. Kapitalist düzenin sevdiği bir tüketici örneği iken artık elime aldığım her şeye Dünyamıza atılacak bir çöp gibi bakmaya başladım. Evet, evet %70 indirimde diye o mor elbiseyi almıyorum artık!
İstifa depremi ya da ihtiyacın kadar çalışma dönemi ile insanoğlu yeni bir döneme giriyor. Daha az kazanıp, daha az tüketmeyi, daha az harcamayı öğrenip. Daha çok sorgulamaya, daha çok düşünmeye, elimizdeki kısıtlı kaynakları daha çok korumaya başlayacağız gibi. Ne dersiniz?
Yorum Yazın
Zeynep bravo çok güzel yazmışsın. Kutlarım.