İsmail Altıntaş Yazio: Gözleri Aşka Gülen
Gözlerimi açmak için zorladım kendimi. Sağ gözüm yastığa gömülmüş ve açılmamak için direnirken sol gözüm telefonun yerini kestirmeye çalışıyordu.
Kapalı olan sağ gözümdeki uçsuz bucaksız, berrak ve pürüzsüz gökyüzü adeta bütün vücudumun kontrolünü ele geçirmek istiyordu.
Yüzümü yıkayıp, başımı kaldırıp aynada kendimizi gördüğümüzde:
- O mağrur gözlerinden öperim, sarılırım. İki gözümün çiçeği. Gözünü seveyim. İyi bak kendine. Hasretle. Selametle.
İçim kıpır kıpır. Başlasın toplantı.
Akademisyenler, bakanlık temsilcileri, ilgili STK temsilcileri… Ortam ciddi. Toplantı akışı paylaşıldı. Ama o da ne? Bu nasıl bir akış? Daldan dala ve plansız! Sol gözüm gördüklerine inanamadı.
- Olamaz. Dalga mı geçiyorsunuz? Allah aşkına siz günlük yaşamda karşılaştığınız bir problemi çözerken bile böyle saçma bir planlama mı yapıyorsunuz ki burada böyle bir şey yaptınız? Yap spikerliğini çık şu ortamdan çabuk!
Sıramı bekliyorum. Dinliyorum. Klasik bürokrasi ortamına düşmüşüm. Her konuşmacı yaptıklarını küçük dağları ben yarattım edasıyla anlatıyor. Mutfaktan bihaber, üst katlarda kurdukları küçük dünyalarında Kobe Beef talep ederek.
Sıra bende, ben ise şaşkın ve gergin. Sağ gözüm ise dumur! Ama sanırım bildiğini okuyacak. Okudu da. Bir anda bütün gerginliğimi aldı ve bende olanı olduğu gibi yaşayarak, hissederek, ortamdan soyutlayarak sol gözümün de elinden tutarak akışa taşıdı bizi. Evet, kendi akışımı yaşadım. Bitiğinde bir sessizlik oldu, soru da gelemedi. Ardından müsaade istedim ve ortamdan ayrıldım. Bu ayrılış benim için planlıydı çünkü sadece bir saat katılacağımı toplantıya davet edildiğimde bildirmiştim. Ama ne yalan söyleyeyim toplantı bitmeden ayrılmak bende katılımcılara ceza veriyormuşum hissini uyandırdı.
Buna rağmen sol gözüm hala ayrılamamıştı. Sorguluyordu. Sağ gözüm sağ olsun, koştu yine yardıma:
- Bizim bir amacımız var ve bu amaç için etki alanımızı değerlendirmeye çalışıyoruz. Bu amaç için çalışan diğer insanlarla fikir alışverişinde bulunmak istiyoruz. Bu amaç için yaşamımızı programlıyoruz. Sen bugünü ailene ayırdın. Toplantıya ise ailen uzun pazar uykusunda olduğu saati ayarlayarak katıldın ve ayrıldın. Şimdi bunu geride bırakma vakti. Bak, ev cıvıldamaya başladı.
Sol gözüm biraz olsun rahatladı ve:
- O zaman bir şarkı da benden sana. 'Gözleri aşka gülen taze söğüt dalısın, gel bana her gece sen gönlüme dalmalısın!'
İsmail Altıntaş
Yorum Yazın
Metin ve olay akışı beni çok etkiledi. Yaşanan bir anı gibi o an kendimi orada hissettim. Heyecan, duygu ve düşünceler kaleminize sağlık 🙏☺️