Görüş Bildir
Haberler
İnsanın Asil ve Kadim Dostu: At

etiket İnsanın Asil ve Kadim Dostu: At

Cenk Dağcı
07.03.2023 - 15:15 Son Güncelleme: 07.03.2023 - 15:16

Yarış atı sahibi, ayağı sakatlanan atın bir daha iflah olmayacağını bildiğinde ve atının daha fazla acı çekmesini istemediğinde istemeyerek de olsa atın hayatına son veriyor…

Bu realiteden esinlenen dünyaca ünlü Atları da Vururlar roman ve filminin bir yerinde şöyle bir cümle geçer: “Bir atın umudu yoktur. Onu sırtında şakıyan kamçının umutsuzluğu yürütür.”

 “Kısrak gitmek ister. ‘Yabancı yerdeyim’ der. ‘Beni bırakın, der. Tüm bir atlar böyledir... Yabancı yerde olduğunu sezince bir dünyayı ayağa kaldırırlar.”

Abbas Sayar, atlar üzerine yazılan Yılkı Atı romanında böyle söyler… Ve ekler, “Güneş doğar doğmaz Kısrak'ın sırtına yapıştı. Bir hoş oldu at. Sanki yüreğine kürek kürek hayat atıyorlar, dirlik atıyorlardı...”

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Atlar… İnsanın binlerce yıllık en kadim dostu. Yükünü alan, yetiştiren, savaşlar kazandıran, fetihler yaptıran, asil yol arkadaşı, sırdaşı…

Atlar… İnsanın binlerce yıllık en kadim dostu. Yükünü alan, yetiştiren, savaşlar kazandıran, fetihler yaptıran, asil yol arkadaşı, sırdaşı…

Genetik bir araştırmanın sonucuna göre, atlar bundan 6000 yıl önce Ukrayna otlakları, güneybatı Rusya ve batı Kazakistan'da evcilleştirildi. Yapılan araştırmaya göre, evcilleştirilmiş atlar yol boyunca kısraklarla çiftleşerek Avrupa ve Asya'ya yayıldılar. Arkeolojik bulgulara göre atlar Avrasya Bozkırları’nda (Ukrayna, güneybatı Rusya ve batı Kazakistan) evcilleştirildiler. Uzmanlara göre atlar binmek, et ve sütünden yararlanmak amacıyla kullanıldı.

At, avrat, silah

At bizim gibi toplumlarda hem bir savaş aracı, hem oyun arkadaşı, hem de günlük sporlarının ve fiziksel gelişmelerinin vazgeçilmez bir aracıdır. At, ekmeğini yaptığı buğdayı eken, biçen iyi bir tarım çalışanıdır. At, erkekliğe ilk adım atmanın, yiğitliğin, cesaretin sembolüdür. Efsaneler, masallar atla başlamış atla bitmiştir. At için şiirler, destanlar yazılmıştır. Soylular çocuklarına ata binmeyi öğretmek için büyük paralar harcamışlar ve binicilik bu sayede büyük bir sektör haline gelmiştir.

Efsane ve masallarda sahipleriyle birlikte silkinip daz (kel) bir ata dönüşen atlar bulunur. Böylece bir anda güçleri artar. Konuşabilen, uçabilen atlar vardır masallarda. Köroğlu’nun kıratı vardır ve sudan çıkıp gelmiştir. Battal Gazi’nin atının adı Aşkar’dır. Kırk gün güneş görmeyen bir ahırda ıslah edilmiştir. Manas destanında 200 kadar at adı yer alır. 

At; Türk, Moğol ve Altay halk kültüründe, halk inancında ve mitolojilerinde kutlu hayvandır. Atın rüzgardan yaratıldığına inanılır. Böylece rüzgarın gücü ve hızı ata geçmiştir. Ev yapılırken en büyük direğe veya çadırın orta direğine at kanı veya at sütü sürülür. Dağ, orman ve ateş ruhlarına dua edilirken kırmızı at yelesi kullanılır. İyi at, uçan kuşa yetişir, hiç yorulmaz, düşmanı hisseder, sahibini önceden uyarır, kahramanın durumunu anlar, rengini değiştirir, ölen kahramanı bırakmaz vatanına geri götürür, yaralı sahibini iyi birisinin yanına yetiştirir. Atlar, ruhları öbür dünyaya taşır. Muhammed miraca çıkarken Burak adı verilen bir binek hayvanı kullanmıştır ve bu binek Türklerce daima at olarak tasavvur edilmiştir.

Sanatta at

Sanatta at

At, sanat tarihinde insan figüründen sonra en çok betimlenen imgelerden biridir. Atlar ilk defa Antik Yunan ve Roma sanatında anatomik doğruluk ve sanatsal bir ifade ile betimlenmiştir. Klasik sanatın orta çağ boyunca kaybolan teknik ve biçimsel bilgileri Rönesans’la birlikte yeniden ortaya çıkmış ve at figürleri tekrar yetkin bir biçimde sanatta yer almıştır. At imgesi siyasi ve askeri gücü temsil ederken sanat eserine, yücelik ve soyluluk etkisi katmıştır. Leonardo da Vinci at figürünü hareket ve anatomik olarak doğruluk unsurlarıyla geliştirmiş ve atların ifadeleri aracılığıyla çalışmalarına duygusal bir boyut katmıştır. Geç Rönesans sanatçıları at figürlerini büyük kompozisyonlara hareket ve dinamizim etkisi yaratmak amacıyla sıklıkla kullanılmışlardır.

Yunan ve Romalıların atlarına verdikleri önem, yaptıkları mükemmel oranlı mermer ve bronz heykellerde, mozaiklerde, fresklerde, mitolojilerinde görülebilir. Homeros’un İliada ve Odissey Destanları efsanevi atlar, at ve binicilik hikâyeleri ile doludur.

At ve binicilik

MÖ 8. ve 7. yüzyıllar arasında İskitlerin Antik Yunanlılara atı tanıtmasıyla birlikte binicilik, Yunanlılar tarafından geliştirilerek bir sanat halini almıştır. 

Antik Yunanistan’da ve Roma İmparatorluğu’nda at günlük yaşamın, sporun, ulaşımın kısacası yaşamın her alanında önemli rol oynamıştır. Antik Yunan’ın en önemli özelliği olan spor oyunlarının vazgeçilmezidir. Görkemli geçit törenlerinin en önemli unsuru atlar olmuştur. 

At ve fetihler

17. ve 18. yüzyıllarda İngiltere’de ve Avrupa’nın pek çok ülkesinde savaşlar ve hızlı ulaşım için ata olan ihtiyacın artması birçok at ırkının ıslah edilmesi çalışmalarını hızlandırdı. Kıtalararası büyük göçlerin yaşandığı bu yüzyıllar, ihtiyaca uygun at cinslerinin, çeşitli ırklarla melezlenerek oluşturulduğu yıllardır.

İngiltere, Fransa, İspanya ve Portekiz gibi birçok Avrupa ülkesi atların ıslahı ile birlikte sömürge elde etmek için dünyanın uzak bölgelerine at sayesinde ulaştılar.

İstanbul'da fayton kültürü

İstanbul'da fayton kültürü

Fayton, Osmanlıdan kalan bir ulaşım sistemidir ve kentte 1950'lere kadar kullanıldığı görülmüştür. Ulaşımda fayton ve benzeri araçlarının kullanımı Osmanlı'da elit çevre arasında ortaya çıktı. Sultan Abdülaziz devrinde de kira faytonları kullanılmaya başlandı. ‘‘Lando’’ ‘‘Kupa’’ tarzı faytonlar kapalı faytonlardı. II. Mahmud devrinde modernleşmeyle atlı araba/fayton kullanımı arttı ve 1826'daki bir nizamname ile faytoncular esnaf topluluğu haline geldiler. 

Cumhuriyet devrinden sonra, gelişen yeni teknolojik ulaşım sistemlerinin de etkisiyle kentte fayton kullanımında azalma olmuş ve 'tematik' bir görünüm alarak ağırlıkla Adalar'da turistlere hitap eder olmuştur. 

Günümüzde atın önemi

20. yüzyılın başlarından itibaren özellikle endüstrileşme, tarımda ve savaş araçlarında makineleşme ile birlikte atın değeri azalmaya başlamıştır. Tarih boyunca at, çoklukla tarım, ulaşım ve ulaştırma gibi alanlarda kullanılmasına rağmen günümüzde bu alanların artık daha çok yarış, oyun ve spor alanlarında yaygınlık kazandığı görülmektedir.

Türkiye’de ise 1995 – 2010 yılları arasındaki verilere göre gittikçe azalan bir at popülasyonu bulunmaktadır. 

Atın günümüzde kullanıldığı temel alanlar 4 bölüme ayrılabilir: Atlı Oyunlar, Atlı Sporlar, Atlı Yarışlar, Atlı İş ve Gösteriler.

Atın, insanoğlunun yaşamında kullanım alanlarının azalmasına rağmen günümüzde bile bazı ülkeler, atın ekonomik değerini yüksek tutmak amacıyla oldukça büyük kaynaklar ayırmaktadır.

Duygulu, sadık, vefalı, dost…

Atların duygularını gösteren 17 farklı yüz ifadesi olduğu analiz edilmiş. Sadece gözlerini nasıl kıstığını ya da açtığını ya da kulaklarını nasıl kıstığını görerek, şu anki duygusal durumunun ne olduğu anlaşılabiliyor.

Atlar köpekler gibi değildir ve yanınıza gelip, dillerini uzatıp okşanmayı beklemezler.  

Atların beyni sezgisel çalışır. Tok olduğunda kimsenin kendisine saldırmayacağını düşünen at, bu sezgisel algılama yeteneği ile savaşlarda üzerindeki askere en iyi uyumu göstermesinden dolayı uzun yıllar orduların askerler kadar vazgeçilmez unsurları olmuştu. Bundan dolayı günümüzde insanlar dahi sezgisel davranışları at eğitimleri ile alırlar.

Web

Instagram

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Hüseyin Çavdar

Bir at sevdalısı olarak, cüsselerinin tersi incelikte bir ruha sahip bu yaratıkları bizlere tekrar hatırlattığınız için sizlere çok teşekkür ederim Cenk Bey