Görüş Bildir
Haberler
Çocukların Kişilik ve Benlik Saygılarının Gelişmesinde Ailelerin Rolü

etiket Çocukların Kişilik ve Benlik Saygılarının Gelişmesinde Ailelerin Rolü

Onedio Arena
17.01.2024 - 23:13

Aile ortamında büyütülen çocukların kişisel farkındalığının ve başarısının, değer yapısının ve duygusal durumunun yanı sıra genel kişisel aktivitesinin gelişmesinin anahtarı olduğu düşünülmektedir. Ebeveynler çocuklar için genel olarak empati ortamı yaratırlar. Aile desteği ile büyüyen çocuklar farklı tutumlar, kendini ifade etme ve merkezi yönelimleri ve durumları belirleyen düşünme tarzlarını geliştirirler (Coopersmith, S). Bu sayede kişisel açıdan belirleyici olan çevre koşulları ile ilişki modelleri kurulmaktadır. Çocukların büyütüldüğü günlük rutin ve bakımların kalıpların ve davranışların değerlerin standartlaştığı ilk alan ailedir.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Ebeveynler çocukların diğer insanlarla ilişkilerini belirlerken yetenek ve becerilerini engelleyen ya da destekleyen tutumlar da oluşturabilirler.

Ebeveynler çocukların diğer insanlarla ilişkilerini belirlerken yetenek ve becerilerini engelleyen ya da destekleyen tutumlar da oluşturabilirler.

Ailenin çocuğun gelişimi üzerindeki etkisine ilişkin önemli çalışmalardan biri Coopersmith'in  çocukların gelişimine etkisi olan çalışmasında, aile büyüklüğü, doğum sırası, kardeşlerle ilişkiler, akranlar, anne ve babanın kişilik özellikleri ve bunların özellikleri gibi çeşitli etkenlerin olduğunu ifade etmiştir. Bu faktörlerden biri, temasın sıklığını ve ebeveynlerle çocuklar arasındaki ilişkinin gücünü etkilediği yönünde olmuştur. Aile bağları az çocuklu olan ailelerde daha güçlüdür. Bu koşullar daha fazla ebeveyn ilgisini, çocuklarla daha fazla vakit geçirmeyi ve daha fazla empatiyi desteklemektedir.  Çocuk-ebeveyn ilişkileri çocuğun kişiliğinin gelişmesi için bir ön koşuldur. Ailede yeterli düzeyde ilişkiler kurması çocuğun sosyal deneyim geliştirmesine yardımcı olur ve duygusal-irade alanının oluşumunu etkiler. Çocukla iletişim, çocuğun bilincinin zenginleşmesini sağlar ve yapısını, çeşitli zihinsel süreçlerin gelişimini, bilincini, öz farkındalığını belirler.

Başkalarıyla etkileşimde bulunamama, iletişimsizlik, otizm ve hipoaktivite ile kendini gösteren sosyal güvensizlik olarak tanımlanmaktadır. Hipoaktivite ve hiperaktivite, çocukların sosyal güvensizliğinin yetersiz koruyucu mekanizmalarıdır. Bu nedenle önemli görevlerden biri güven oluşumu ve kendine karşı olumlu bir tutumdur. Güvenin oluşması hem nesnel (aile içi ilişkiler, çevre, ulusal özellikler) hem de kişisel (mizaç ve sinir sistemi) birçok duruma bağlıdır. Çocuk çevresindekilerin sevgisini fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak algılamaktadır. Ayrıca kişi bunu alamadığında, düşük benlik saygısı, başarısızlık beklentisi ve başkalarına artan bağımlılıkla ilişkilendirilen kaygı, endişe, suçluluk ya da öfke ile birlikte çeşitli şekillerde savunma tepkileri ve sosyal korku geliştirmektedir. Çocuklarda olumlu duygular oluşturmak yetişkinler açısından önemlidir. Çocuklar çevresinde olduğu dünyayı yavaş yavaş anlamaya başlar ve yerini fark eder. Böylelikle güdülerin ortaya çıkmasına sağlar. Öte yandan, bu güdülerin etkinliğini, davranışın istikrarını ve dış koşullardaki değişimden bağımsızlığını sağlayan duygu ve duygular gelişecektir. Kişiliğin tüm yönleri yakın birlik içinde olduğunu unutmamak gerekir. Çocukların  tüm zihinsel yaşamı başkalarının değerlendirmesinin etkisi altında gelişmektedir. Yeni deneyimler, bilgiler ve beceriler

başkaları tarafından değerlendirilir.

Yetişkinin değerlendirmesi, çocuğun bir sonuç elde etme çabalarını harekete geçirerek teşvik edici bir rol oynar mı?

Yetişkinin değerlendirmesi, çocuğun bir sonuç elde etme çabalarını harekete geçirerek teşvik edici bir rol oynar mı?

Çocukların ebeveynlerden aldığı özerklik ve desteğin derecesi ile ilişkilidir. Benlik saygısı, kişinin kendisinin, niteliklerinin, yeteneklerinin ve başkalarıyla olan ilişkilerinin imajı ve değerlendirmesidir; kişiliğin en önemli bileşeni olarak düşünebiliriz. Öz değerlendirme, eleştirel düşünmenin, yani gerçekliği analiz etme yeteneğinin oluşumunun temelidir. Kişinin ve kişinin fiziksel ve zihinsel yeteneklerinin, güdülerinin, hedeflerinin ve eylemlerinin farkındalığını ifade eder (Bornstein, MH).

Benlik saygısının oluşumu 3-4 yaşlarında çocuğun iyi-kötü, doğru-yanlış, güzel-çirkin kavramlarını işlemeye başlamasıyla başlar. Benlik saygısının temeli ebeveynler tarafından atılmaktadır. Benlik saygısı, bireyin kendisinde gözlemlediklerini, başkalarında gördükleriyle ve onların kendisini nasıl değerlendirdiklerine ilişkin varsayımlarıyla sürekli karşılaştırmasının sonucudur. Coopersmith'e göre benlik saygısı kendine karşı olumlu ve olumsuz bir tutumdur. Üstelik bu, kişinin kendini onaylaması veya onaylamaması anlamına gelir ve kişinin kendi yeteneklerine ve niteliklerine güvendiğini gösterir. 

Benlik kavramı, kişinin eylemlerini, eylemlerini, düşüncelerini ve deneyimlerini dil yardımıyla, doğaya ve diğer insanlara karşı tutumunu anlama ve değerlendirmede ortaya çıkan içsel bilgiyle karakterize edilir. Kendini tanımanın çok düzeyli süreci, kişinin kendine yönelik duygusal değer tutumu yoluyla kırılan çeşitli deneyimlerle bağlantılı olduğudur. Benlik kavramı ailenin etkisine ilişkin önemli sonuçlardan biridir; ayrıca farklı boyutları, kişiliğin ifade alanlarına atıfta bulunan farklı kişilik özelliklerini gösterir niteliktedir. Bağlanma düzeyini belirler ve kişilerarası ilişkilerin gelişimini etkilemektedir. Aileler çocukların duygusal ihtiyaçlarına karşılık vermezse kaçıngan bağlanma, kaygılı bağlanma ortaya çıkmaktadır. 

Sonuç olarak olumlu benlik saygısının altında yatan birkaç önemli koşul vardır: Çocukların yetişkinler tarafından koşulsuz kabul edilmesi, sevgi ve sıcaklık ortamının yaratılması.  Açıkça tanımlanmış sınırları ve gereksinimleri olan, adil, baskıdan uzak ve tartışılabilir bir çerçeve oluşturması. Yetişkinlerin çocukların aldığı kararlara değerlendirilebilir ölçüde yaklaşması,  kişiliğine karşı saygılı ve ciddi tutum sergilemesi bir çocuğun gelişimi açısından oldukça önemlidir. Benlik saygısı, öz düzenleme mekanizmalarında önemli bir rol oynamaktadır.  

Harward araştırmasında, Mutlu insanları mutsuz insanlardan ayıran en önemli etken, güçlü koşulsuz olan ilişkilerdir. 

İhtiyatlı ve sağduyulu bir soru, bilgeliğin yarısıdır. Francis Bacon

Cihan TAŞ

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
3
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam