Yıllarca Çekmiş Birinden, Şizo Obsesif Bozukluk- Anksiyete Bozukluğu Hastalarına Tavsiyeler.
"Neyden korktuğumuzu biliyoruz, ama kimse cesaretimize ne sikim olduğunu söylemiyor."
Not: Unutmayın ki, bunlar benim kendi yaşadıklarım sonucunda çıkardığım şeyler. Diğer insanlarda farklı olabilir. Ama ben kimseyi yalnız bırakmayacağım.
Öncelikle merhaba. Ben psikiyatri filan değilim. Ama çok ileri düzey Anksiyete bozukluğu ve Şizo Obsesif bozukluk yaşamış, bir insanım. 2014 sıralarında buraya sadece trollük yapmaya girerdim, şimdilerde bıraktım. Bugünlerde ise istemsiz agresif yorumlar yapıp çıkıyorum. Üç buçuk dört yıldır şizo obsesif bozukluk-anksiyete bozukluğu hastasıyım. İki kere Hacettepe Psikiyatri bölümünde yattım. Korkudan delirdiğim, kafamın içinde bana düşman biriyle yaşadığım günler oldu. İlaçlar yan etki yaptı, defalarca hastanelik oldum, intihar edeceğim diye acillere gittim. 57 kilodan 100'lü kilolara yükseldim, sonra tekrar verdim. Şu an ise başa çıkmayı öğrendim, artık lanet korkular ya da obsesyon beni alt edemiyor.
Bu içeriği hazırlamaktaki amacım ise benim gibi insanlara biraz olsun yardımcı olmak. Çünkü eğer yalnızlarsa, bu iş çekilmez oluyor. Bana akrabalarım bile deli muamelesi yapıp sırtını dönmüştü.
Öncelikle şunu kafamıza koyalım. Bu işten kurtulmanın tek çaresi sizsiniz, ne doktorlar, ne sikindirik ilaçlar, ne yüz üstü bırakan akrabalar. Sizsiniz. Lütfen okuyun ve tavsiyeler zor gelse bile uymaya çalışın, tek ricam bu. Başka türlü kurtuluş yolunuz yok. 'Doktorunuza gidin, ilaçlarınızı kullanın.' gibi klişe tavsiyeleri herkes verecektir zaten. Ben yapım gereği biraz da marjinal bir tip olduğumdan işe farklı yaklaşacağım.
Şizo obsesif bozukluğu kendi yaşadıklarımı anlatarak, kendimi anlatarak tanımlayacağım. Aklınıza gelecek her konuda bana düşman, beni aşağılayan, yanlış yönlendiren bir iç ses ile yaşadım. Belki görüntü filan yoktu, ama bana düşman biri vardı sanki içimde. Beni kemiriyordu, yerlere yatıp ağlıyordum. Ama gitmiyordu. Kavga ediyordum, ama yenemiyordum.
Öncelikle, Anksiyete bozukluğu, kişinin olağan ya da olağan dışı şeylere duyduğu endişe, korkulardır. Korku, endişe bozukluğu diyebiliriz. Atıyorum benim yer çekiminin ortadan kalkıp uçacağına inanan arkadaşım vardı. Ve bundan cidden inanıp korkuyordu. Ve Anksiyete ile normal korku arasında farklar vardır. Anksiyete saplantıdır. İnsanın içini kemirir.
1. Tek Çare! Bir İsyan Başlatın.
2. Bulmak Zorundasınız!
- Sizi motive edecek bir şeyler arayın ve onu bulun. Bulamıyor musunuz? O zaman benim vereceğim tavsiyelere uyun amk. Bir şeylerin yapın yani boş durmayın. Bunu yapmak ise zorundasınız. Dediğim o. Öncelikle Battle Shounen türündeki Japon Çizgi Dizileri, ve romanları yani Anime- Mangalar'da yoğun gaz, motivasyon içeriği vardır. Google'a yazın, battle shounen anime-manga diye. Konusu hoşunuza giden bir şey seçin ve deneyin. Bakın yapamıyorum demeyin, deneyin diyorum. Ben de yapamıyordum, ama yaptım. Bir şeyler yapmazsanız öyle bekler durursunuz ilaçlardan medet umarsınız.
3. İyi Birini Bulun, Hedefle-Yap Taktiğini Benimseyin
Ben dediğim gibi iki kez hastaneye yatmış, onlarca doktor görmüş biriyim. Doktorun verdiği teselliler, telkinler ilaçtan daha çok işe yarıyor. O sebeple doktorunuzdan memnun değilseniz söyleyin. 'Değiştirin amk doktorunu, başka doktor verin bana.' deyin. Bunu yapın.
Bir şeyleri hedefleyip başarmak kişiye iyi hissettirir. Şimdi hiç 'Ama korkuyorum, ama içimde şu var bu var.' demeyin. Benim de vardı. Ciddi ciddi ölümsüzlüğün bulunup bana sonsuza kadar işkence yapılacağından korkuyordum, geceleri uyuyamıyordum. Öyle absürt şeyler vardı ki anlatamam. Büyük ihtimal epey kilo alacaksınız, önce onu vermeye odaklanabilirsiniz mesela.
4. Dinlemeyin, Deneyin
Üsttekiler gibi bu da zor gözükecek, ama dediğim gibi başka çare yok amk. Olsa zaten bu kadar sıkıntı çeken kişi olmaz. Eğer içinizde sizi aşağılayan, size zorbalık yapan biri varsa onunla kavga etmek, onu yanıltmak yerine onu dinlemeyin.
'Sen ne yaptın peki mk evladı?' diye soracak olursanız. Ben en çok gece yatarken uğraşıyordum bu iç düşünce-seslerle. Bu sebeple bir kelime bulup sürekli onu söylemeye, gerekirse sesli söylemeye, bağırmaya çalıştım ki beyini farklı yöne çekebileyim.
Ve unutmayın ki, içinizdeki her neyse sizin bir parçanız. Üstte demiştim. Denge. Motivasyon. Alın arkadaşlar elinize birer çizgi roman, aynılarını çizmeye çalışın. Ya da içinizden geçenleri bir kağıda yazın, internette paylaşın. Benim gibi internetten korkuyor musunuz? Siktir edin size kalsın.
Ve inanın birşeyleri denemek gerekiyor. Olmadı mı? Farklı bir şey dene. Çabala. Ama işi doktora, ilaca bırakma.
5. Son olarak,
Eğer zamanında benim olduğum gibi akrabalarınız deli muamelesi yapıp yanına almamış, arkadaşlarınız birbir kaçmış, sevgilinin s'sini düşünecek durumda değilseniz. Kendinizi motive edecek birine ihtiyacınız varsa buradayım ben. Özel mesaj atın amk. İşim ne sanki?
Yorum Yazın