Görüş Bildir
Haberler
Türk Edebiyatının Sevgiyi Karın Tokluğuna Yaşayanları Bile Doyuracak 16 Şairinden 16 Şiir

Türk Edebiyatının Sevgiyi Karın Tokluğuna Yaşayanları Bile Doyuracak 16 Şairinden 16 Şiir

Yusuf Uyğun
17.02.2016 - 17:08

1. Yılmaz Odabaşı

1. Yılmaz Odabaşı

Gözlerini sil ve bu sevda kadar koyu bir çay tutuştur ellerime. 

Yok, gitme! 

Gitme, sen gidince sevmek yüreğimde düğümleniyor, 

Özlemeyi yutkunuyorum; 

Sonra pencerene ürkek kuşlar konuyor 

Şu gök var ya şu gök, birden üstüme çöküyor, 

Yok.. gitme! 

Gitme aç göğsünü ısınıp kalayım öyle.

İçeriğin Devamı Aşağıda

2. Nazım Hikmet Ran

2. Nazım Hikmet Ran

Sen sabahlar ve şafaklar kadar güzelsin

sen ülkemin yaz geceleri gibisin

saadetten haber getiren atlı kapını çaldığında

beni unutma

ah! saklı gülüm

sen hem zor hem güzelsin

şiirlerimin ılıklığında açılmalısın

sana burada veriyorum hayata ayrılan buseyi

sen memleketim kadar güzelsin

ve güzel kal.

3. Turgut Uyar

3. Turgut Uyar

Şöyle bir içten öpmeni senin, 

Bin tane cennete değişmem... 

Varsın yatağımız ipek olmasın, 

Güzel vücudun danteller içinde değilmiş, 

Ne çıkar... 

O bütün tatlı saatlerinde gecenin 

Güneş perdelere gelene kadar, 

Kollarında bulutlarda gibiyim, 

Mehtap saçağımızdaki buzlarda 

Odamıza bir soğuk aydınlık dolmuş. 

Gözlerin gözlerimde, 

Boynumda sımsıcak kolların, 

Gündüz ki yorgunluğum kaybolmuş. 

Seni her an minnetle yad ederim 

Sen şimdi şarkılarla evimizdesin, 

Sahibem, efendim, ela gözlüm 

Gözlerinden öperim.. 

Boydan boya bekçi düdükleri sokaklarda 

Gecemiz huzur içinde ela gözlüm. 

Öpüşlerin öpüşlerin ardarda... 

Hem sevgi hem şefkat dolu ellerin 

Ne olur yine böyle yarında 

Binlerce şükrediyorum hayata geldiğime 

kollarında.. 

Bir başka lezzet var hayatta ela gözlüm, 

Öteki alemleri bilmek istemem. 

Şöyle bir içten öpmeni senin, 

Binlerce cennete değişmem... 

4. Ahmet Telli

4. Ahmet Telli

Anısı biz olalım bu sokakların 

öpüşmediğimiz tek saçak altı 

hiçbir otobüs durağı kalmasın 

Biz yürüyelim kent güzelleşsin 

gürültüsüz sözcükler bulalım 

yeni sevinçlere benzeyen  

Biz gelince bir yağmur başlar 

yüzün çizilir buğulanan camlara 

bir uzun karartma biter 

akasyalar köpürür birdenbire 

ve her avluda adınla anılan 

çiçekler sulanır akşam üstleri  

Bir arkadaş evine uğrarız yolüstü 

bir fincan kahve içeriz, ısıtır bizi 

başını sessizce omzuma koyarsın 

gülüreyhan olur soluğun 

Biz kalırız kuşlar dönüp gelir 

her balkonda bir menekşe sesi  

Belki yeniden güzelleştiririz 

adları değiştirilen parkları 

perdeleri hiç açılmayan evlerde 

ışıklar yanar çocuk sesleri duyulur 

tanıdık sevinçlerle dolar yeniden 

kendi sesini kemiren alanlar  

Anısı biz olalım bu sokakların 

ve hiç durmadan yağmur yağsın 

Biz gürültüsüz sözcükler bulalım 

sarmaşıklar fısıldaşsın yine 

Gidersek birlikte gideriz 

yeni sevinçler buluruz hüzne benzeyen.

5. Özdemir Asaf

5. Özdemir Asaf

Seni saklayacağım inan

Yazdıklarımda, çizdiklerimde,

Şarkılarımda, sözlerimde.

Sen kalacaksın kimse bilmeyecek

Ve kimseler görmeyecek seni,

Yaşayacaksın gözlerimde.

Sen göreceksin, duyacaksın

Parıldayan bir sevi sıcaklığı,

Uyuyacak, uyanacaksın.

Bakacaksın, benzemiyor

Gelen günler geçenlere,

Dalacaksın.

Bir seviyi anlamak

Bir yaşam harcamaktır,

Harcayacaksın.

Seni yaşayacağım, anlatılmaz,

Yaşayacağım gözlerimde;

Gözlerimde saklayacağım.

Bir gün, tam anlatmaya..

Bakacaksın,

Gözlerimi kapayacağım..

Anlayacaksın.

6. Nihat Behram

6. Nihat Behram

Beni geçmişin dehşetiyle besle 

beni geleceğin özsuyuyla

Küpeler tak kulaklarıma kirazlardan 

mendilimi fesleğenlerle yıka

Bana çılgın bir gürleyiş bellet 

yankısıyla kapan üstüme geceleri

Benimle rüzgarları tanıştır 

gözlerimi boralara düğümle

Beni kan kardeşi bilsin gözyaşların 

beni umudunla büyüle

Bana ıssız gecelerden yıldız kaymaları sun 

beni ucu kıl birbirine sürtünen çakmak taşlarının

Koynuma başakları yıkayan yağmurunla yağ 

kasıklarımı zeytin yapraklarıyla yenile

Ben seni esir alayım şiirlerle 

Sen beni kul bil  kendine 

İçeriğin Devamı Aşağıda

7. Şükrü Erbaş

7. Şükrü Erbaş

Sen bende neleri öpüyorsun bir bilsen

Herkesin perde perde çekildiği bir akşam

Siyah bir su gibi yollara akan yalnızlığı öpüyorsun

Ağzında eriklerin aceleci tadı

Elleri bulut, gözleri ot bürümüş ekin tarlası

Bir çocuğun düşlerine inen tokadı öpüyorsun.

Yağmur her zaman gökkuşağını getirmiyor

Aralık kapılarda bekleyişin çarpıntısı

Bir kadının eksildikçe ömrüme eklenen

Uzun gecelerini, solgun gövdesini öpüyorsun.

Uzak dağ köylerine vuran ay ışığı

Kerpiçlerden saraylar kuruyor yoksulluğa

Ne suların ibrişimi ne gökyüzü ne rüzgâr

Sen bende gittikçe kararan bir halkı öpüyorsun.

Sakarya Caddesi'nde sarhoşlar

Rakıyla buğulanmış kaldırımlarına gecenin

Yüksek sesle bir şeyler çiziyorlar.

Yalnızlık her koşulda bir sığınak bulur, diyorum

Uzanıp dudağımdaki titremeyi öpüyorsun.

Örseler acıyla düştüğü yeri

Susarak büyüyen adamların sevgisi.

Ağzında pas tadıyla bir inceliği söylemek

Bir gülünç içtenliktir, gecikmiş ve ezik

Sen bende yanlış bir ömrün tortusunu öpüyorsun.

İnsanın zamana karşı biricik şansıdır aşk

Onca kapı onca duvar içinde bulur aynasını.

Sen bende neleri öpüyorsun biliyor musun

Herkesin simsiyah kesildiği bir akşam

Yıldızlarla yedirenk gökyüzünü öpüyorsun.

Sen bende, gözlerinin anne ışığıyla

Bir solgunluktan doğan kocaman bir çocuğu öpüyorsun.

8. Edip Cansever

8. Edip Cansever

Bütün iyi kitapların sonunda 

Bütün gündüzlerin, bütün gecelerin sonunda 

Meltemi senden esen 

Soluğu sende olan 

Yeni bir başlangıç vardır 

Parmağını sürsen elmaya, rengini anlarsın 

Gözünle görsen elmayı, sesini duyarsın 

Onu işitsen, yuvarlağı sende kalır 

Her başlangıçta yeni bir anlam vardır. 

Nedensiz bir çocuk ağlaması bile 

Çok sonraki bir gülüşün başlangıcıdır. 

9. Can Yücel

9. Can Yücel

Ne kadar çok elimiz varmış meğer!

İlkin, senin elinle tutuşan benimki

Sonra çocuklarınki

Gençlerinki

Tekel İşçilerininki

Sonra, ellerin elleri...

Ne kadar çok elimiz oldu, baksana,

Tutuşa tutuşa

Bir orman yangını gibi.

10. Ahmed Arif

10. Ahmed Arif

Seni, anlatabilmek seni.

İyi çocuklara, kahramanlara.

Seni anlatabilmek seni,

Namussuza, halden bilmeze,

Kahpe yalana.

Ard- arda kaç zemheri,

Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.

Dışarda gürül- gürül akan bir

dünya...           

Bir ben uyumadım,

Kaç leylim bahar,

Hasretinden prangalar eskittim.

Saçlarına kan gülleri takayım,

Bir o yana 

Bir bu yana...

Seni bağırabilsem seni,

Dipsiz kuyulara,

Akan yıldıza,

Bir kibrit çöpüne varana,

Okyanusun en ıssız dalgasına

Düşmüş bir kibrit çöpüne.

Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,

Yitirmiş öpücükleri,

Payı yok, apansız inen akşamlardan,

Bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene,

Seni anlatabilsem seni...

Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır

Üşüyorum, kapama gözlerini.

11. İbrahim Tenekeci

11. İbrahim Tenekeci

zar tutuyorsun ey hayat bu kaçıncı sevgili 

yanlış ata oynamışım gözlerim öyle dedi. 

pır pır diye ses çıkardı yürürken yüreğimden 

denizleri sulardım tozmasın diye deniz 

sporu çok severdim çiçeğe yem vermeyi 

kuşlara binerdim ve kaçardım basından 

bak buraya yazıyorum diye milyar kelimeyi 

ziyan eden de bendim hem de hiç sıkılmadan. 

güzeldim de galiba bunu nasıl söylesem: 

eline sağlık Tanrım leyla çok güzel olmuş 

Tanrım eline sağlık dünya da çok güzel olmuş 

keşke biraz ölmesem.

İçeriğin Devamı Aşağıda

12. Ahmet Hamdi Tanpınar

12. Ahmet Hamdi Tanpınar

Kime dokunsam sensin

Kimi çağırsa dudaklarım...

Başımın tacı, canım efendim.

Görünmez çığlıklarımı gören

Eğilmez başımı öpensin.

Sen bir deniz derinliğisin

Uslanmak bilmez kederler ülkesi...

Coşup yağan fırtına sessizliğim

Kül kedisi yorgunluğunda kalbim

Masalcı ninesini arıyor.

13. Metin Altıok

13. Metin Altıok

Bu yaşa geldim içimde bir çocuk hâlâ

Sevgiler bekliyor sürekli senden.

İnsanın bir yanı nedense hep eksik

Ve o eksiği tamamlayayım derken,

Var olan aşınıyor azar azar zamanla.

Anamın bıraktığı yerden sarıl bana.

Anılarım kar topluyor inceden,

Bir yorgan gibi geçmişimin üstüne.

Ama yine de unutuş değil bu,

Sızlatıyor sensizliği tersine.

Senin kim olduğunu bile bilmezken.

Sevgiden caydığım yerde darıl bana.

14. Cahit Sıtkı Tarancı

14. Cahit Sıtkı Tarancı

Desem ki vakitlerden bir

Nisan akşamıdır,

Rüzgârların en

ferahlatıcısı senden esiyor,

Sende seyrediyorum

denizlerin en mavisini,

Ormanların en kuytusunu

sende gezmekteyim,

Senden kopardım

çiçeklerin en solmazını,

Toprakların en

bereketlisini sende sürdüm,

Sende tattım yemişlerin

cümlesini.

 

Desem ki sen benim için,

Hava kadar lazım,

Ekmek kadar mübarek,

Su gibi aziz bir şeysin;

Nimettensin, nimettensin!

Desem  ki...

İnan bana sevgilim inan,

Evimde şenliksin,

bahçemde bahar;

Ve soframda en eski

şarap.

Ben sende yaşıyorum,

Sen bende hüküm

sürmektesin.

Bırak ben söyleyeyim

güzelliğini,

Rüzgârlarla, nehirlerle,

kuşlarla beraber..

15. Yılmaz Güney

15. Yılmaz Güney

hangi zorluğu yenmemiş insanoğlu.

hele taşıyorsa içinde bu insanca sevgiyi.

güzel günler zorlu duraklardan geçer

sevdiğim.

damla damla birikiyor insan.

damla damla sevgili...

bir gün akıp gideceğiz hayata...

duvarlar yıkılacak,

açılacak bütün kapılar bilesin.

benim yüreğim sensin şimdi,

seni vurur durur...

ve yine damla damla çoğalıyorsun içimde.

16. Cemal Süreya

16. Cemal Süreya

Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden

En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu  

                                                              kesmemeye

Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız

Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun

Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez

Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor

Bütün kara parçalarında

                           Afrika dahil

Aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun eksik olma

Yatakta yatmayı bildiğin kadar

Sayın Tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha neler

Boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının

Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde

Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor

Bütün kara parçaları için

                           Afrika dahil

Senin bir havan var beni asıl saran o 

Onunla daha bir değere biniyor soluk almak

Sabahları acıktığı için haklı

Gününü kazanıp kurtardı diye güzel

Birçok çiçek adları gibi güzel

En tanınmış kırmızılarla açan

Bütün kara parçalarında

                           Afrika dahil

Birlikte mısralar düşünüyoruz ama iyi ama kötü

Boynun diyorum boynunu benim kadar kimse  

                                                  değerlendiremez

Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek

İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar

Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar

Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna 

                                                            diziyorlar

Bütün kara parçalarında

                            Afrika dahil

Burda senin cesaretinden laf açmanın tam da sırası

Kalabalık caddelerde hürlüğün şarkısına katılırkenki

Padişah gibi cesaretti o, alımlı değme kadında yok

Aklıma kadeh tutuşların geliyor

Çiçek Pasajında akşamüstleri

Asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor

Bütün kara parçalarında

                           Afrika hariç değil

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
73
39
10
3
2
2
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Diego Lugano

seni, anlatabilmek seni..

tatlış penguen

akgün akova olsaydı diye bekledim