Görüş Bildir
Haberler
Tarihte Görülmüş ve Günümüzde Hala Görülmekte Olan 7 Ölümcül Grip Çeşidi

Tarihte Görülmüş ve Günümüzde Hala Görülmekte Olan 7 Ölümcül Grip Çeşidi

NoraF
14.10.2015 - 18:57

Grip, influenza veya enflüanza, Viral bir hastalıktır. Sağlıklı insanlarda ortalama bir haftada geçmesine rağmen; vücut direncini düşüren kronik hastalığı olan kişilerde (şeker, kalp-akciğer hastalıkları, AIDS vb.) ve yaşlılarda pnömoni (zatürre), meningoensefalit (beyin iltihabı), miyokardit (kalp kası iltihabı) gibi ölümle sonuçlanabilecek hastalıklara yol açabilir. Bu tür risk grubundaki kişilere 'yüksek risk grubundaki kişiler' denir.

Kışın yaklaşmasıyla gribe yakalanan insanların sayısı bir hayli artar. Grip, virüs enfeksiyonu olduğu için tedavisi yoktur. Antibiyotikler tedaviye yaramazlar, çünkü antibiyotikler yalnızca bakterilere etki ederler. Yaklaşık bir hafta içinde hastalık kendiliğinden iyileşecektir; ancak doktora gitmek ve 3-5 gün iyice dinlenmek gereklidir. Bol sıvı tüketilmesi de salgıların rahatça dışarı atılmasını sağladığından iyileşmeyi hızlandırır.

İçeriğin Devamı Aşağıda

1. İspanyol Gribi

1. İspanyol Gribi

İspanyol gribi ya da İspanyol nezlesi, 1918-1920 yılları arasında H1N1[1] virüsünün ölümcül bir alt türünün yol açtığı grip salgınıdır. İspanyol Gribi, 18 ay içinde 50 ile 100 milyon arası insanın (o dönemde yaşayan nüfusunun %5'i) ölümüne sebep olarak insanlık tarihinde bilinen en büyük salgın olmuştur.

İspanyol Gribinin bir özelliği, zayıf, yaşlı ve çocuklardan çok, sağlıklı genç erişkinleri etkilemiş olmasıdır.

Prof. Dr. Metin Özata’nın kaleme aldığı 'Atatürk ve Tıbbiyeliler' kitabına göre, Samsun’a gitmeden önce İspanyol gribi geçiren Mustafa Kemal, hastalığı Beşiktaş’ta Akaretler’deki evinde atlattı.

2. Asya Gribi

2. Asya Gribi

Virüsün neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. İnfluenza grubundaki en ağır grip tiplerindendir. Grip virüsleri; A, B ve C olarak üç ayrı sınıfa ayrılırlar.

Asya gribini “A “sınıfı virüsü meydana getirir. 1957 yılında Çin’den başlayarak, Uzakdoğu’ya daha sonra da Avustralya, Amerika ve Avrupa’ya yayılmış olmasından ötürü bu adla anılmaktadır. Bu büyük salgında, ABD’’de 40 milyon insanın Asya gribine yakalandığı ve 8000 kişinin öldüğü bilinmektedir.

Asya gribi bulaşıcı bir hastalık olup, genelde dört yılda bir salgın olarak ortaya çıkmaktadır. Zamanla virüsün yüzeyindeki protein yapısı değişerek yeni suşlar( soylar ) oluşmakta ve bunlar yeni salgınlara neden olmaktadır. Yani Asya gribinin virüsleri özelliklerini değiştirebilmektedir. Virüsün özelliklerini değiştirmesi bu hastalığa karşı geliştirilen aşının etkisini kısıtlamaktadır.

3. Domuz Gribi

3. Domuz Gribi

Kümes hayvanları ve domuzlar ile yakın temasta çalışan kişiler, özellikle korumasız bir şekilde temasta bulunanlar, eğer hayvan insana bulaşabilen bir virüs taşıyorsa enfeksiyon kapma riski altındadır. Buna karşılık, hastalıklı bir hayvanın eti uygun bir şekilde pişirildiği zaman herhangi bir risk arz etmemektedir. SIV, insandan insana bulaşabilecek şekilde yapısını değiştirebilmektedir. 2009 yılındaki domuz gribi vakalarının bu tip bir virüs tarafından oluştuğu belirtilmektedir.

 Belirtiler; ateş, öksürük, boğaz ağrısı, vücut ağrısı, baş ağrısı, üşüme hissi ve yorgunluktur. Normalden daha fazla sayıda hasta ishal ve kusma şikayeti bildirmiştir.[7]

Bu epidemide ateşsiz, daha atipik seyreden vakalar da görülmektedir. Örneğin, bir aileden birisinde tipik grip semptomları olmasına rağmen ailenin başka üyelerinde hafif bir burun akıntısı, gözlerde batma şikayeti, boğaz ağrısı olabilmekte ve hiç ateşi olmayanlara rastlanmaktadır. İki hastadan biri hafif seyretmektedir, ancak doktora “ben hastayım” diye gelenlerin önemli bir kısmında ateş vardır; hastaneye yatırılanlarda bu oran %90-95'e ulaşmaktadır. Yani daha ciddi vakaların hemen hepsi ateşlidir.

4. Fujian Gribi (H3N2)

4. Fujian Gribi (H3N2)

H3N2 virüsü aslında bilindik bir virüstür. H3N2 virüsünün

1968 yılında olan 1,5 milyon kişinin ölümüne yol açan Hong Kong gribi ile aynı

numaraları taşıması en büyük endişenin kaynağı olmuştur. Fakat bu salgıda

beklenen ve korkulan büyük salgın olmadığı, fakat bulgularını diğer grip

virüslerinden biraz daha farklı olduğu gözlemlenmiştir. H3N2 virüsünün de kendi

içinde de ayrılan alt gruplarının olması bu endişelerden dünyayı

rahatlatmıştır. Dünyadaki salgına bakıldığında, Amerika Teksas’ta H3N2 den 35

ölüm bildirilmiştir. Fakat bu virüs Teksas alt grubu ile anılan bir virüstür.

5. Hong Kong Gribi

5. Hong Kong Gribi

İlk kez Hong Kong'da ortaya çıkan bu grip H3N3 olarak biliniyor ve dünya çapında yaklaşık 1 milyon kişinin yaşamına mal oldu. 

Asya Gribi sonrasında 1968'lerin başlarında ilk defa Hong Kong'da (H3N2) tespit edilmiştir. 33.800 ölümle bilim insanları tarafından 20. yüzyıl pandemileri arasında en hafifi olarak sayılır. En hafif olmasının nedenlerinden birincisi Hong Kong virüsünün 1957 ve 1968 yılları arasında dolaşan Asya Gribi virüsüne benzer olması ve bu virüsle gelişen enfeksiyonlar sayesinde toplumda bağışıklık gelişmesi ve benzer virüsün enfeksiyonunun daha hafif geçmesine neden olmasıdır. İkinci neden bu pandeminin de önceki iki pandemide olduğu gibi Aralık ayına kadar hız kazanamamış olması ve bu ayda okulların kapalı olması nedeniyle yayılımının kısıtlı kalmasıdır.

İçeriğin Devamı Aşağıda

6. Kuş Gribi

6. Kuş Gribi

Ateş, öksürük, boğaz ağrısı, kas ağrıları başlangıç belirtileridir. Akciğerde ağrı görülür. Bunun sonucunda zatürre, solunum sıkıntısı ve ölüme kadar giden bir takım tablolar oluşabilir. Belirtiler hastalıkla temastan 2 -3 saat ile 3 -4 gün içinde kendini gösterir. Ancak, 7-10 günlük kontrol daha doğru olacaktır. Hücrelere yeterli oksijen gitmediği için vücut morarmaya başlar. Bu yüzden Endonezyalılar kuş gribine 'mavi ölüm' diyor.

Kuş gribi, hasta ve hastalıktan ölmüş hayvanlarla yakın temas halindeki insanlara bulaşabilir. Bu hayvanların gözyaşı, burun akıntısı, boğaz akıntısı veya dışkısıyla temas edenler de hastalığa yakalanabilir. Ayrıca bu atıklarla kirlenen yüzeylerle temas etmek ve bu virüsü solunum yoluyla almakla insanlara bulaştırabilir. Virüs insana geçtikten 2-4 gün sonra hastalık ortaya çıkar.

7. İngiliz Gribi

7. İngiliz Gribi

1989 yılında görülen bu grip hakkında fazla bir bilgi bulunmamaktadır. İngiltere'de ortaya çıkan grip 1 yılda 30 bin kişinin hayatına mal olmuştur.

Gribi ‘Hızlı’ Atlatmak İçin 5 Öneri

Gripten korunmak kadar hasta olduktan sonra en hızlı şekilde atlatmak da önem taşıyor. Gribe yakalandıktan sonra 5 basit uygulamayla hastalıktan en sağlıklı şekilde hızlıca kurtulabiliriz.

1. Gribi hızlı atlatmak için tedavinizi asla aksatmayın:

1. Gribi hızlı atlatmak için tedavinizi asla aksatmayın:

Doktorunuzun verdiği tedaviyi aksatmadan uygulayın. Kendi teşhisinizi kendiniz koyup gelişigüzel ilaç kullanmayın. Özellikle tedavi amacıyla alınan antibiyotiklerin faydasından çok zararı olmaktadır. Grip için reçete edilen ilaçlar; doğrudan enfeksiyona yönelik olmayıp, belirtileri düzeltmeye, hastalığın daha kolay geçirilmesine ve komplikasyonların önlenmesine yardımcı olmak içindir. Antibiyotikler değil; doktorun reçete edeceği ateş düşürücüler, burun solunumunu rahatlatan spreyler, boğaz ağrısı ve yanması için gargaralar ve pastiller, vücut direncini artırmak amacıyla vitaminler kullanılmalıdır.

2. Gripten kurtulmak için istirahat edin:

2. Gripten kurtulmak için istirahat edin:

Bu dönemde hasta kişi yatağında yatmasa bile kesinlikle vücudu yorucu-yıpratıcı egzersiz ve hareketlerden uzak durmalı, mutlaka birkaç gün istirahat etmelidir. Grip ciddi derecede işgücü kaybı ve okul çağındaki çocuklarda da ders kaybına neden olmaktadır. İstirahat edilmezse hem tedavi süreci uzuyor hem de hastalığın oluşturacağı yan etki riskleri artırılmış oluyor. Hasta kişilerin istirahat etmesinin bir diğer avantajı da, çalıştıkları kurumlarda başka kişileri hasta etmeyecek ve hastalığı yaymayacak olmalarıdır.

İçeriğin Devamı Aşağıda

3. Yeterli süre boyunca uyuyun:

3. Yeterli süre boyunca uyuyun:

Uyku düzeni vücut sıhhati için en önemli detaylardan biridir. Uyku esnasında, özellikle çocuklarda, hücreler yenileniyor ve melatonin hormonu salgılanıyor. Günlük ortalama 7 saat uyunması organizmanın savunma sistemini güçlendirecektir.

4. Sıvı tüketiminizi azaltmayın:

4. Sıvı tüketiminizi azaltmayın:

Bol su için. Özellikle karışık bitki çayları da (ıhlamur, kuşburnu, ahududu, yasemin, papatya, böğürtlen…) tüketebilirsiniz. Elbette her fazla şeyin zararı olduğundan, aşırı sıvı tüketiminden de kaçınmalısınız.

5. İyi beslenin:

5. İyi beslenin:

C vitamini vücudun savunma sistemini güçlendirdiğinden özellikle turunçgiller olmak üzere meyve tüketin. Koyu yeşil yapraklı taze sebzeleri sıkça tüketmeniz de vücut direncinizi artıracaktır.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
53
42
38
23
12
6
5