Görüş Bildir

Bu haber taslak halindedir!

Haberler
Şüphecilerden İnananlara: Klopp, Liverpool'u Nasıl Baştan Yarattı?

Şüphecilerden İnananlara: Klopp, Liverpool'u Nasıl Baştan Yarattı?

Onedio Spor
01.07.2020 - 15:33

Liverpool’u İngiltere’nin ve Avrupa’nın en iyi takımı haline getiren Jürgen Klopp’un Anfield’a gelişinin üzerinden daha 5 sene bile geçmedi.

YORUM: Neil Jones | ÇEVİRİ: Can Doğan

Bu başarı hikayesini anlatmaya Liverpool’un en dibe çöktüğü andan başlamamız en uygunu olur: Takvim yaprakları 24 Mayıs 2015’i gösterirken Kırmızılar, konuk olduğu Stoke City’ye 6-1 mağlup oldu.

O maçta hafızalara kazınan olay Steven Gerrard’ın son kez Liverpool formasını giymesi veya Simon Mignolet’nin 23 dakikada kalesinde 5 gol görmesi değildi.

Hatta sağ bekte Emre Can’ın, forvet ikilisinde ise Adam Lallana ile Philippe Coutinho’nun bulunduğu kadro kağıdı veya Stoke’un karşılaşmayı 5-0 önde götürürken oyuna giren 19 yaşındaki Jordan Ibe’ın maç sonunda basın mensupları konuşturulmaya zorlanması da değildi.

İlk yarının ardından stadyumu terk etmeyen, maçın son düdüğünü bekleyip kendi oyuncuları ve teknik direktörü tünele girerken onlara tepki gösteren Liverpool taraftarlarının öfkesiydi asıl gerçek olan.

Liverpool dibe çakılmıştı.

Liverpool ECHO ’nun “İşten atılma suçu” olarak nitelendirdiği bu maçın ardından teknik direktör Brendan Rodgers bir şekilde görevinin başında kalmayı başardı. Ancak bu karar sizi yanıltmasın, o hezimetin yaşandığı gün her şeyin değiştiği gündü.

Liverpool’un 30 uzun ve acı dolu yılın ardından yeniden Premier Lig şampiyon olmasıyla sona eren o yolun temelleri Britannia Stadyumu’nda atılmıştı.

8 Ekim 2015’te Jürgen Klopp, Liverpool’un yeni menajeri olarak duyurulmuştu. Bu gelişmeden 4 gün önce Brendan Rodgers, yönetim kurulu başkanı Ian Ayre tarafından toplantıya çağrıldığında ona ne söyleneceğini tahmin ediyordu.

Günün erken saatlerinde Everton ile 1-1 berabere kalan Rodgers’ın Liverpool’un oynadığı son 9 resmi maçın sadece 1’ini kazanabilmişti. Premier Lig’de 10. sırada yer alıyordu. Sahada oyun hiç kimseyi mutlu etmiyordu. Sezon öncesinde değişen teknik ekip ve yeni transferler de çare olmamıştır.

Zaman gelmişti.

Liverpool’un Rodgers’ın kovulduğuna dair yayımladığı açıklamada yeni teknik direktör için arayışların sürdürüldüğü ifadesi de yer alıyordu ama Kırmızılar zaten aradığı kişiyi bulmuştu.

Klopp, Rodgers’ın ayrıldığı tarihin üç gün öncesinde yani 1 Ekim’de Liverpool’un sahipleriyle görüşme yapmıştı. 5 ay önce Borussia Dortmund’dan ayrıldıktan sonra 1 yıl boyunca takım çalıştırmayacağını söyleyen Klopp’u bu kararından vazgeçirmeye yönelik bir teklif hazırlandı.

Liverpool yöneticileri dersine iyi çalışmıştı. Klopp’un bütün geçmişine ait 60 sayfalık bir dosya hazırlanmıştı. Toplantıların ikinci gününde sağlam bir teklif yapıldı.

Klopp’un menajeri Marc Kosicke, görüşmeleri sürdürürken; Alman teknik adam kafasındaki düşüncelerle birlikte Central Park’ta bir yürüyüşe çıktı. 1 hafta sonra ise Klopp’un elinde kırmızı bir forma ve Anfield’ın anahtarları bulunuyordu.

Yöneticilerden Mike Gordon, New York’taki görüşmelerin ardından Klopp’a “Ne kadar heyecanlı olduğumu açıklayacak kelime bulamıyorum.” yazılı bir mesaj attı. Klopp’un cevabı kısa ve netti: “Woooooooww!”… O artık hazırdı.

Melwood’daki basın toplantısında Klopp, takımın mevcut form durumunu “Korkunç” olarak nitelendirmişti. Klopp, Liverpool’un agresifliğini, enerjisini ve takım çalışmasını iyileştirerek Anfield’ın dünyanın en çok korkulan stadyumu haline getireceğini söyledi.

Geçtiğimiz sene Goal ’e konuşan Klopp “Buraya geldiğim dönemde kimse bu takımı sevmiyordu, ortada bir takım falan da yoktu. Liverpool için yeterince iyi olmadıklarını düşünüyorlardı. Çünkü onlara bu hissettirilmişti.” ifadelerini kullanmıştı.

Verdiği ilk röportajda taraftarları yeniden takımlarına destek vermeye davet etti: “Şüphecilerden inananlara…”

Takımın orta saha oyuncularından Adam Lallana “Her zaman kendimize güvenmemizi ve kimseden korkmamamız gerektiğini söyledi. Bana ‘Benim için çalış’ derdi. Tüm istediği buydu.” şeklinde konuştu.

Göreve geldiğinde yaptığı ilk işlerden biri Melwood’daki bütün çalışanları toplayıp, oyunculara onların isimlerini bilip bilmediklerini sormak oldu. Ardından “Öğrenin! Onlar size yardım etmek için buradalar. Herkes her şeyden sorumludur.” dedi.

Saha içerisindeki ilerleyiş bir karışıktı. Chelsea ve Manchester City’yi deplasmanda mağlup edebilen Liverpool, kendi evinde Crystal Palace’a yenilebiliyordu. Klopp, 2-1 kaybedilen Crystal Palace maçını su sözlerle anlatıyor: “82. dakikada yediğimiz golün ardından stadyumu terk eden insanlar gördüm. O an kendimi çok yalnız hissettim.”

1 ay sonra Liverpool, konuk ettiği West Bromwich karşısında beraberliği Divock Origi’nin duraklama dakikalarında attığı golle kurtarmıştı. Maçın son düdüğünün ardından Klopp, oyuncularını Kop Tribünü’ne götürdü ve taraftarı selamladılar. Liverpool’un ligde 9. sırada olması ve sahada çok kötü bir oyun sergilenmesi nedeniyle bu davranışla alay edildi. Ama mesaj çok açıktı: taraftalar maçın sonuna kadar stadyumdaydı. Her şey yeniden başlıyordu.

Klopp geldikten sonraki basın toplantılarında genellikle yeni transferlerle ilgili sorular soruluyordu. Klopp da bir keresinde “Ben antrenmanlara inanıyorum. Bazen bu ülkede antrenmanlara inanan tek kişi olduğumu düşünüyorum. Geri kalan herkes sadece transferlere inanıyor.” cevabını vermişti.

Klopp’un takımın başında olduğu ilk transfer döneminde savunmada yaşanan sorunlara çare bulmak adına sadece QPR’dan Steven Caulker kiralandı.

Klopp, genç oyunculara şans veriyordu. Birçok takımda kiralık olarak oynayan oyuncuları geri çağırdı. Klopp’un ilk 7 ayında 9 oyuncu Liverpool formasıyla ilk Premier Lig maçlarına çıkarken, 22 yaşından küçük 14 oyuncu da forma şansı buldu.

Liverpool, Premier Lig’de 2015-16 sezonunu dokuzuncu olarak bitirdi. İngiltere Lig Kupası ve UEFA Avrupa Ligi’nde ise finale yükselmelerine rağmen kupa gelmedi. Özellikle Basel’de Sevilla’ya kaybedilen Avrupa Ligi finali Şampiyonlar Ligi’ne katılma şansını yok etmiş oldu.

Yaz transfer döneminde ise Joel Matip, bonervis bedeli ödenmeden Schalke’den transfer edildi. Southampton’dan Sadio Mane 34 milyon euro, Newcastle United’dan ise Georginio Wijnaldum 28 milyon euro ödenerek kadroya dahil edildi.

Klopp, her ne kadar Borussia Dortmund’dan eski öğrencisi Mario Götze’nin de transfer edilmesini istese de, yapılan görüşmelerin ardından bu fikirden vazgeçildi.

2016 yılının Kasım ayında Liverpool’da sportif direktörlük görevine getirilen Michael Edwards “Jürgen’in en önemli ve güçlü yeteneklerinden biri olarak etrafındaki insanlara güvenmesini söyleyebilirim. Sağlık ekibinden veri analistlerine, aklınıza gelebilecek kim varsa onların uzmanlıklarına sonuna kadar inanır. Gerek duyduğunda onların fikirlerine katılmadığı da oldu ama genel olarak onları dinledi.” ifadelerini kullandı.

2017 yılında Klopp, Bayer Leverkusen’den Julian Brandt’ın alınmasını istedi. Kulüp ise Roma’dan Mohamed Salah’ı getirdi. Edwards, Klopp’a Salah’ın çok gol atacağını ve bu konuda kendisine güvenmesini istediğini, Klopp’un da bunu kabul ettiğini sözlerine ekledi.

Her şey çok güzel gidiyordu ama Liverpool’un bir sonraki seviyeye geçmesi için bazı şeyler daha yapması gerekiyordu. İlk olarak Coutinho’yu satacaklardı, ardından gelen parayla iki önemli transfer gerçekleştireceklerdi.

Coutinho, Barcelona’ya gönderildi. Liverpool ise Southampton’dan 85 milyon euro karşılığında Virgil Van Dijk’ı transfer etti. Bu ilk önemli hamleydi.

Van Dijk’ın ardından Klopp’un “İşinin en iyisi” olarak nitelendirdiği file bekçisi Alisson Becker için Roma’ya 74 milyon euro ödendi. Bu da ikinci önemli hamle oldu.

Klopp, Kiev’de Real Madrid’e kaybedilen Şampiyonlar Ligi finalinin ardından “Elimden gelenin en iyisini yaptım ama yeterli olmadı. Biz hala Rocky Balboa’yız, Ivan Drago değil.” açıklamasını yaptı.

Kiev’deki yenilgiye kadar Klopp, Liverpool’un başında çıktığı 69 lig maçının sadece 2 tanesini kaybetmişti. Bu maçların 58’i kazanılmış, alınabilecek 210 puanın 186’sı haneye yazdırılmıştı.

Sonunda kupalar gelmeye başladı. Klopp’un öğrencileri, Tottenham’ı mağlup ederek kulüp tarihindeki altıncı Avrupa şampiyonluğunu elde etti. Bunu UEFA Süper Kupa ve FIFA Kulüpler Dünya Kupası şampiyonlukları izledi.

Şimdi ise ligin bitimine 7 maç kala elde edilen 23 puanlık fark, onları Premier Lig şampiyonu yaptı.

Klopp kararlı, birlikte mücadele eden ve başarıya aç takımına “Lanet olası mental devler” ismini taktı.

İki kere Premier Lig’de Altın Ayakkabı ödülünü kazanan Salah’tan Oyuncular Birliği tarafından arka arkaya yılın oyuncusu ödülüne layık görülen Van Dijk’a, Jorden Henderson’dan Mane’ye ve Trent Alexander-Arnold’a kaliteli isimlere sahipler.

Geçtiğimiz Ekim ayında, Ballon d’Or için aday gösterilen 30 kişilik listede Liverpool’dan tam 7 oyuncu bulunuyordu.

2019 yılının Ağustos ayında Goal ’e konuşan Klopp “Bu dünya için yaptığımız şeyleri seviyorum. Bu kulüpteki herkesin büyük bir kalbi var. Herkes doğru yolda ilerliyor.” demişti.

Henüz 5 yıl bile geçmemesine rağmen akılda kalan anıları bir düşünün:

Dortmund maçındaki Dejan Lovren, Everton karşısındaki Mane ve Origi, Manchester City ve Roma galibiyetleri, Oxlade-Chamberlain’in roketi, Alexander-Arnold’ın Barcelona maçında kullandığı köşe vuruşu, Salah’ın Madrid’den aldığı intikam…

Oyuncuların gelişimini de düşünün:

Andrew Roberton, Jordan Henderson, Winaldum, Firmino, Milner, Joe Gomez’in büyümesi, yeni jenerasyondan Curtis Jones ve Harvey Eliott…

Geçtiğimiz Aralık ayında Liverpool ile olan sözleşmesini 2024 yılına kadar uzatan Klopp, ayrılmayı bir an bile düşünmedim demişti.

Bunu nasıl yapabildi? Liverpool şu an Klopp’un önderliğinde futbolun zirvesinde yer alıyor. Şüphecilerden inananlara ve başaranlara…

Jürgen Norbert Klopp, hiç de kötü bir iş yapmadı, değil mi?

Kaynak: https://www.goal.com/tr/haber/yorum-s...
İçeriğin Devamı Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın