Şort Giydiği İçin Saldırıya Uğrayan Ayşegül Terzi: 'Halen Otobüse Binemiyorum'

Şort giydiği gerekçesiyle bir belediye otobüsünde saldırıya uğrayan Ayşegül Terzi, olayın ardından 20 gün sonra dışarı çıkabildiğini; halen otobüse binemediğini söyledi.

Doğan Haber Ajansı'na konuşan Terzi, otobüste rahat olmadığını, bir kez ablasıyla beraber bindiğini vurgulayarak, “Çok kalabalıktı. Herkes bakıyormuş gibi geliyordu. Bir kez bindiğimde biri sanki çok dikkatli bakıyordu yüzüme. Tip olarak ona da benzettim. Belki benzemiyordu ama ben benzettim. Hala binemiyorum otobüse” diye konuştu.

Olayla ilgili 26 Ekim’de görülecek duruşmada saldırganla ilk kez karşı karşıya gelecek olan Terzi, hazır hissetmese de duruşmaya gideceğini söyledi: 

“Bir yandan korkuyorum aslında. Yüz yüze gelince ne yaparım diye? Bir yandan da görmek istiyorum, nasıl kendini savunuyor, ne diyor diye? Biliyorum ne söylerse söylesin beni kesinlikle tatmin etmeyecek. Söylediği hiçbir şeyin de mantıklı bir açıklaması olamaz.”

Olayla ilgili hiçbir şey hatırlamadığını da kaydeden Terzi, saldırganın akli dengesinin yerinde olduğunu düşündüğünü kaydetti. Saldırganın, “Pişman değilim” sözlerini hatırlatan hemşire, “Daha ileri gitmeden yıldırıcı bir ceza almasını istiyorum. Yine olsa yine yapacak. O zaman bu adamın dışarıda gezmesi çok saçma ve gezmemesi lazım. Kimseye de yapmasın, yapmasına da fırsat verilmesin” dedi.

‘Kabus görüyorum, uyku düzenim yok’

Olayın ardından uzun süre kabus gördüğünü anlatan Terzi, uyku düzeninin kalmadığını da sözlerine ekledi: “Ben hemşireyim, uyku benim için çok önemli normal şartlarda. Hiç uyanmam normalde. Sürekli geceleri uyanıyorum. Doğru bir uyku düzenim yok hala.”

Bir hastanede hemşire olarak çalışan Ayşegül Terzi, işten evine giderken bindiği otobüste, bir erkeğin saldırısına uğramıştı. Terzi, saldırganın kendisine önce “Şort giyenler ölmeli” diyerek sözlü sataştığını, ardından da otobüsün demirinden destek alarak yüzüne tekme attığını anlatmıştı.

Tekmenin etkisiyle bayılan Terzi’nin anlatımına göre otobüs şoförü ve otobüstekiler de kendisine yardımcı olmamıştı.

Terzi’nin basına konuşması sayesinde duyulan saldırı, kamuoyunda ve sosyal medyada infiale yol açınca, saldırgan kısa süre içinde yakalanmıştı.

Çakıroğlu’nun bir gayrimenkul şirketinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığı, o gün işinden çıkıp Çekmeköy’deki evine gitmek üzere otobüse bindiği anlaşılmıştı.

Bekar ve ailesiyle yaşadığı öğrenilen Çakıroğlu’nun için manik depresif teşhisi konulduğu, ancak tedavi olmak için sevk edildiği hastaneye gitmediği iddia edildi. 

AA’nın haberine göre, Abdullah Ç.’nin ağabeyi de, kardeşinin aslında şizofren olduğunu ancak doktora gitmeyi reddettiğini öne sürmüştü.

Abdullah Çakıroğlu ilk ifadesinde, “Giydiği şort ortama uygun değildi. Bu nedenle sinirlenip hareketi yaptım” demişti.

Polisteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Çakıroğlu, emniyet çıkışında gazetecilere şöyle demişti: “Arkadaşlar her şey kontrol altında… Sıkıntı yok. Gerekli izahatları yapacağım… Vandalların saldırısına uğradım… 20 tane solcu terörist bana saldırdı… Her şey İslam hukukuna göre oldu.”

DHA ve Diken