Sivil Toplum Örgütleri Sosyal Medyayı Keşfetti

Türkiye’de 100 bin Sivil toplum kuruluşu (STK)  içinde faal olmayanları da bir kenara koyduğumuzda STK’ların sosyal medyadaki varlıklarını 100’e yakın sosyal medya hesabını inceleyerek bazı sonuçlara ulaşıldı.

STK’lar dünyanın her bölgesinde olduğu gibi Türkiye’de de esas olarak örgütlenme sorunu ile uğraşıyor. Örgütlenmenin önündeki en büyük sorun yıllar yılı demokrasi eksikliği olarak gösterilse de bugün artık bu sav çok geçerli değil. Sivil toplum örgütlerinin örgütlenmede ve daha güçlü bir yapıya kavuşmakta karşılaştıkları en temel sorun finansman sorunu oldu. Gerek kitle iletişim araçlarının, gerek günlük geçim sorunlarının, gerekse tarihsel kötü örneklerin toplumu bireyselleştirmeye, yalnızlaştırmaya itmesi sonucu, sivil toplum örgütleri kendilerine üye olanlardan ve gönüllülerden yeteri kadar maddi destek sağlayamıyor.

Hem geliri düşük olan hem de sesini duyurmak isteyen STK’ların imdadına sosyal medya yetişmiş gibi görünüyor. Sosyal medyanın internet ve bilgisayar dışında çok zorunlu bir maliyet unsuru olmayışı ve onbinlerce hatta yüzbinlerce kişiye ulaşma imkânı STK’lar için bir cankurtaran simidioldu. Kendilerine üye ve gönül verenlere sosyal medya üzerinden bir mesajla ya da etkinlik oluşturma yoluyla ulaşabiliyor olmaları;toplantılarını, görüşlerini, eylemlerini bu sayede gerçekleştirebilmeleri sosyal medyanın bir demokrasi unsuru olarak da düşünülmesini sağlayacak gelişmeler.

Özellikle sendikalar, kadın hakları ve çocuk hakları savunucuları, dernekler, vakıflar sosyal medya ile son dönemde daha çok haşir neşir olmuş durumdalar. Basılı yayınların yüksek maliyet ve emek gerektiren giderlerinden bunalmış, finansmanı karşılamakta güçlük çeken kuruluşlar sosyal medya ile kendilerini ifade etme fırsatını yakaladılar.