Görüş Bildir
Haberler
Ruh Eşinle Nerede Tanışacaksın?

etiket Ruh Eşinle Nerede Tanışacaksın?

Osman Avcı
01.12.2014 - 10:12 Son Güncelleme: 01.12.2014 - 16:19

Sen her ne kadar 'yav he he' desen de, biz yine de tahminimizi yapalım, sorumluluğu üstümüzden atalım.

İçeriğin Devamı Aşağıda

1. Evlendin ve balayına gideceksin. Bunun için Türkiye'den bir yer seç!

2. Hüzünlü bir şarkı seç!

3. Hangi özellik senin için daha çekici?

4. Yabancı bir dizi seç!

5. Gece yatmadan önce, en çok hangisini yersin?

İçeriğin Devamı Aşağıda

6. Romantik bir hava durumu seç!

7. Hazır seçmişken, kendine ünlülerden bir de kanka seç!

8. Son olarak, ruh eşinle romantik dakikalar geçireceğin bir bank seç!

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda

Maçta, Stadyumda!

Evet evet, ruh eşini tuttuğun takımın maçında, stadyumda bulacaksın. Çılgınlar gibi takımın galibiyetine sevinirken ya da galibiyet golü için tırnaklarını yerken; o muhteşem anlarda yani, O'nu bulacaksın yanındaki koltukta. Onun aşkı tutacak ellerinden ummadığın anda. Korkutmayacak sizi musalla taşı ayrıca ve de pazara kadar değil mezara kadar seveceksiniz birbirinizi. İyi günde, kötü günde; yağmurda, çamurda; hep destek, tam destek olacaksınız birbirinize. Vurdu gol olduuu! :)

Asansörde!

Adımını asansöre attığın anda, gözleriniz birbirinizi bulacak. İlk başta gözlerini kaçıracaksın ondan, utanacaksın. Kendin basabilecek olmana rağmen diyeceksin ki '10. kata basabilir misiniz?'. O da tebessüm edip 10'a basacak. İçinden 'ona bir daha bakmak istiyorum' diyeceksin. Bu fikir, içini kemirecek. Ve tam ona bakmadan önce içinden diyeceksin ki 'Aman bakınca n'olacak?'. Baktığın anda onun da sana baktığını göreceksin ve BOOOM! Parça tesirli bombalar, fırlayan şarapneller daha neler neler. Gerisi mi? Gerisi iyilik güzellik canım! :)

Süpermarkette!

Evde ne yiyeceğini bilmez halde, açlıktan karın ağrıları ve hezeyanlar içinde sağa sola çarparken, aklına çok çarpıcı bir fikir gelecek: Makarna! Ama o da ne? Ketçap-mayonez yok. Hay aksi! Eşofmanlarınla süpermarkete seğirteceksin. Telaşla soslar bölümünü ararken, birinin alışveriş arabasına çarpacaksın. Özür dilerken birbirinizin sözünü keseceksiniz. İçinden 'keşke üstüm başım bu kadar paspal olmasaydı' diye geçireceksin. Sonrasında ikiniz de kekeleyerek birbirinizi tanıtacaksınız ve gerisi malum! O ketçap-mayonezi bir yadigar olarak yıllarca saklayacaksınız!

Sinema Salonunda!

Günlerden perşembe, malum gsm operatörünün de indirim günü. Evde tuzlu kabak çekirdeği yiyip, Acun seyretmektense sinemaya gideyim diyeceksin. Yanına da pek tabii 'O' oturacak. Biraz geç gelmiş filme, onun yerine de boş diye, montunu vesaire koymuşsun. Kaldırırken teşekkür edecek. Sonra, aman tanrım o da ne? Bu koku, bu rayiha, sanırım cennettesin! Film de pek bayık, hiç de Ekşi'de anlatıldığı gibi değil! Filmi bırakıp, yandaki orijinal senaryo ile ilgileneceksin. Birkaç kaçamak temastan sonra serçe parmaklar bulacak birbirini, ki hep ilk birleşen onlar olmuştur. Sonrasını anlattırmayın şimdi :)

Barda!

Günlerden pek tabii ki Cumartesi. Diyorsun ki, arkadaşlarla dışarı çıkalım da haftanın stresini atalım. İçinde en seksi hissettiğin kıyafetlerini giyip çıkıyorsun dışarı. Mekan çok bayık, müzikler apaçi ötesi. Ama o da ne? O loş ortamda güneş gibi parlayan bir şeyler var ve sana bakmakta. Bu acayip an aralıklarla 10-15 dakika devam ediyor. Sonra diyorsun ki içinden 'baka baka güzelleştik, artık tanışma zamanı'. Arkadaşlarının gazıyla yolunda ilerlerken, güneş de sana yaklaşmakta tanışmak için. Taktiğe gerek yok, ilk tanışma gerginliğine de: Oh mis! Sonra konuşmak için sakin bir yer arıyorsunuz, burasıysa klasik :)

Şehirlerarası Yolculukta!

Şehirlerarası Yolculukta!

Tatil için memlekete gidiyorsun. Aklında sadece ama sadece anneciğinin güzel güzel yemekleri var. Bir de diyorsun ki 'inşallah yanım boştur ya da en azından az konuşan ve zayıf birisi denk gelse!' Ama yanında karşı cinsten birisi beliriyor. Karışıklık bir süre sonra anlaşılıyor, biletçinin kafası karışmış, yerleri yanlış satmış. Otobüste de değişeceğiniz başka yer yok. Zaten ikinizin de yerinizi değiştirmeye pek niyetiniz yok. Sonrası bilindik: Otobüs molalarında başlayan muhabbet derinleşiyor ve müebbet hale geliyor!

Arkadaşının Düğününde!

Belli bir süre sonra fark ediyorsun ki, bu dünyadaki tek yalnız insan sensin. Arkadaşlarının hepsi ama hepsi evlenmiş, hatta bazılarının da çocuğu olmuş. 'Evlenmesi namümkün' dediğiniz bir arkadaşın da son olarak evleniyor. 'Artık bu kadarı da fazla, düğüne gitmeyecem, küserse küssün' diyorsun içinden. Ama pamuk kalbin dayanamıyor, gidiyorsun. Her zamanki gibi seni bekarlar masasına yöneltiyorlar. Masada bütün o yalnızların ve depresif kişiliğin arasından birisi elmas misali parlıyor. Muhabbete dalıyorsunuz. Sanki onu kırk yıldır tanıyormuş gibisin. Sonrası yüzük, nişan, falan, filan :)

Yılbaşı Partisinde!

Senin ruh eşini bulacağın zaman pek yakında: Bu yılbaşında, bir partide. Artık bu parti, iş arkadaşlarının mı, çocukluk arkadaşlarının mı, yoksa okuldan arkadaşlarının mı düzenlediği bir parti olur bilemiyoruz. Bildiğimiz tek şey var, bu aralar bir partiye davet edilirsen ona lütfen git! Hem evde tombala oynayıp, hindi yiyip, saçma sapan televizyon izleyeceksin de n'olacak. Milli Piyango çekilişini takip etmesen n'olacak, hem zaten sana çıkmayacağı kesin. Senin piyangon o partide ;)

Müdavimi Olduğun Kahvecide!

Senin ruh eşini bulacağın yer, müdavimi olduğun-sürekli gittiğin o kahveci. Zaten senin bu aralar o kahveciye dadanmanın sebebi: O. Tamam kahveleri güzel, yemekleri de... Ancak asıl mesele: O. Uzun zamandır birbirinizin farkındasınız. Bakışıyorsunuz deli gibi. Hatta kaçamak bakışlar yüzünden kör olma olasılığınız çok yüksek. Ama yetti bu kadar bakıştığınız. Onun geleceği de yok, mecbur sen gideceksin. Ve bize inan, asla pişman olmayacaksın; çünkü o, senin ruh eşin ;)

BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
374
265
189
134
78
77
49