Görüş Bildir
Haberler
Rizeli Kadınlara "Mini Etekle Eylem" Diyerek Saldıran Yerel Basına, Cevabı Yine Kadınlar Verdi!

Rizeli Kadınlara "Mini Etekle Eylem" Diyerek Saldıran Yerel Basına, Cevabı Yine Kadınlar Verdi!

Magarica
20.07.2015 - 18:23 Son Güncelleme: 21.07.2015 - 09:03

Geçtiğimi hafta Rize'de Yeşil Yol projesine karşı düzenlenen eylemde hem Rize'den hem de çevre illerden pek çok Karadenizli kadın, toprağını savunmak için bir aradaydı. Kimi yöresel kıyafetlerle, kimi ise her zaman nasıl giyinmeyi tercih ediyorsa o doğal haliyle, aynı amaç için oradaydı. Ancak, başta Olay53 adlı haber sitesi olmak üzere, pek çok yerel basın, kadınların amacı üzerine değil, giyimleri üzerine haber yapmayı tercih etti.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Başta Karadeniz olmak üzere ülkenin pek çok yerinde, genç, yaşlı, kadın, erkek tüm doğa savunucuları bir araya gelerek yaşam alanlarını savunuyorlar.

Başta Karadeniz olmak üzere ülkenin pek çok yerinde, genç, yaşlı, kadın, erkek tüm doğa savunucuları bir araya gelerek yaşam alanlarını savunuyorlar.

Ancak maalesef, özellikle kadınları hedef alan karşı haber kaynakları, vatandaşların amaçlarını anlatmayı değil yaşam şekillerine saldırmayı tercih ediyor. Bunlardan bir yenisini daha, dün yaşadık.

Rize'nin yerel basın kollarından biri olan Olay53 adlı haber sitesi, dün Çamlıhemşin'de gerçekleşen eyleme katılan kadınların fotoğraflarını, "Rize'de Mini Etekli Yeşil Yol Defilesi (Eylemi!)" başlığıyla haber olarak yayınladı.

Rize'nin yerel basın kollarından biri olan Olay53 adlı haber sitesi, dün Çamlıhemşin'de gerçekleşen eyleme katılan kadınların fotoğraflarını, "Rize'de Mini Etekli Yeşil Yol Defilesi (Eylemi!)" başlığıyla haber olarak yayınladı.

Haberde, İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerden gelen kadınların, mini etekleriyle boy gösterdiği ve yörede yaşayan vatandaşlar izlenimini vermek için yöre kıyafetlerini giydiği söyleniyor.

Habere buradan ulaşabilirsiniz.

Büyük şehirden geldiği söylenen kadınlar ise, Rize'de büyümüş, okumuş, kimisi halen orada yaşayan kimisi ise yılın belli bir kısmını halen orada geçiren kadınlar.

Büyük şehirden geldiği söylenen kadınlar ise, Rize'de büyümüş, okumuş, kimisi halen orada yaşayan kimisi ise yılın belli bir kısmını halen orada geçiren kadınlar.

Mini etekli ve makyajlı olarak tanımlanan kadınlardan biri olan ve yörenin insanı olmadığı söylenen Demet Atagün, aslında o yörenin insanı. Şu anda, yapılan çirkin haber karşısında şikayetçi olmak için hazırlanıyor. Onedio'ya konuşan Atagün, o günü anlattı: 'Dün sabah sosyal medya üzeriden basın açıklaması olacağını görünce, denize gideceğimize gidip destek verelim diye düşündük. Benim izlenimlerime göre de dışarıdan hiç kimse yoktu. Doğal halleriyle gelen Hemşin kadınları vardı. Basın açıklaması yapıldı, az yüründü ve horon oynandı. Çarpıtacak hiçbir durum yoktu kanımca. Empati kurmanın çok zor olduğu bir kesim olduğunu unutmuşum. Kadın bedeni üzerinden halkı kışkırtan, izinsiz fotoğraf yayımlayan ve üzerine yabancı olarak gösteren bir kesimden bahsediyoruz.  Etek giyince Ankaralı ya da İstanbullu oluyorsun. Halbuki Oce’de doğup büyüdüm ben.'

"Çamurla oynayarak, dereden eve gelmeyerek, yeşillikler içersinde yuvarlanarak büyüdüm. Tek süs olayım derenin kenarındaki taşlardan elime kına yakmaktı."

"Çamurla oynayarak, dereden eve gelmeyerek, yeşillikler içersinde yuvarlanarak büyüdüm. Tek süs olayım derenin kenarındaki taşlardan elime kına yakmaktı."

Demet Atagün, tüm çocukluğunu, gençliğini Rize'de geçirmiş ve halen de gidebildiği her an köyüne gitmeye çalışıyor: 'Hemşin köylerinden biri olan Yeniyol Oce Köyü’nde doğdum. İlköğretim ve lise öğrenimimi burada tamamlayıp, üniversite eğitimi için İstanbul’a gittim. Şu anda bir lisede Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak çalışıyorum. (...) Hal böyle olunca da gurbette çalışırken tek hayal ettiğin şey yeşilin kokusu, derenin ve tulumun sesi oluyor. Bu nedenle bütün tatillerimi köyde geçiyorum. Köy çocuğu olmak böyle bir şey sanırım… Çok şanslıyım.'

Yalnızca Demet değil, Karadeniz'de yaşam mücadelesi veren pek çok kadın, durumdan son derece rahatsız.

Yalnızca Demet değil, Karadeniz'de yaşam mücadelesi veren pek çok kadın, durumdan son derece rahatsız.

Yeşil Yol projesine karşı kurulan inisiyatif olarak bilinen Fırtına İnisiyatifi ve Karadeniz'in her köşesinde katledilen doğayı korumaya kendini adamış Karadeniz İsyandadır Platformu, yaşananlar karşısında Onedio'ya konuştu.

İçeriğin Devamı Aşağıda

"Ülkemizde maalesef, eğitimli, sorgulayan, üreten ve fikrini ortaya koyan gençlere ve özellikle de kadınlara tahammül edemeyen bir güruh var. Nerede olursak olalım, şehirde ya da kırsalda zaten buraya ait değilmişiz gibi hissettiriliyoruz."

"Ülkemizde maalesef, eğitimli, sorgulayan, üreten ve fikrini ortaya koyan gençlere ve özellikle de kadınlara tahammül edemeyen bir güruh var. Nerede olursak olalım, şehirde ya da kırsalda zaten buraya ait değilmişiz gibi hissettiriliyoruz."

Fırtına İnisiyatifi'nden Özlem Erol, 5 yıldır Çamlıhemşin'de 35 yıldır da Türkiye'de yaşayan bir kadın olarak rahatsızlığını şu sözlerle dile getirdi: 'Çamlıhemşin'de verilen yeşil yol mücadelesi kapsamında, daha önce yaşanan süreçler tekrar ediliyor. Ortada kendi fikrini ortaya koyan, düşünen, üreten kendi kültürüne kendi doğasına kol kanat germek isteyen kadınlar var ise buna tahammül edilemiyor. Direk cinsel ayırımcılık içeren ithamlarla, insanların kişisel tercihleri ve görüntüleri üzerinden haberler yapılıyor. (...) Buralı olsun olmasın, dünyalı olan tüm kadınlar ve kendi adımıza yaşam haklarımıza ve özgürlüklerimize bu kadar ucuz saldırılmasını kınıyoruz ve gerekli tüm mercilerde ulusal ve uluslararası olarak hak ve hukuk yollarına başvuracağımızı herkesin bilmesini istiyoruz. Yarın da fırtına inisiyatifi olarak bu konu ve burada yeşil yol üzerinden yıpratılmak istenen tüm kadınlar ile ilgili bir basın açıklamamız olacak.'

Kadınların aşağılandığı, yok sayıldığı onlarca haberin arasında, bu haber de yok olup gidecek... Olan kendi toprağını savunduğu halde yok sayılan kadınlara oluyor her zaman.

Kadınların aşağılandığı, yok sayıldığı onlarca haberin arasında, bu haber de yok olup gidecek... Olan kendi toprağını savunduğu halde yok sayılan kadınlara oluyor her zaman.

Horon kuran kadınların, mini etek giymesi haber yapılıyor. Oysa, mevzu bahis edilmesi gereken, o kadınların orada bulunma sebepleri. Yaylalarını korumak, topraklarını vermemek uğruna mücadele eden kadınların yok sayılmasına karşı durulması gerekiyor.

"Direnen Kadınlar Özgürdür!"

"Direnen Kadınlar Özgürdür!"

Karadeniz İsyandadır Platformu adına konuşan Canan Armutçuoğlu da yaşananlar karşısında düşüncelerini şu sözleriyle aktardı: 'Karadeniz'de süregelen ekoloji mücadelesinde kadınları her zaman ön planda görürüz. Yaşam alanlarının yok edilecek olmasından duyduğu endişeyi, kadın başka bir coşkuyla dile getirir. (...) Kadın için yaşadığı yer, emeğiyle sahip çıktığı ve kendini bu sahiplenmeden dolayı özgür hissettiği alandır ve bu alanda yaşayan her canlı onun özgürlük duygusuna dahildir. (...) Daha fazla zenginlik için, daha fazla talan edilecek saha arayan iktidarın yeşil yol isimli makyajla Karadeniz'in yaylalarını katletmeye geldiğinin bilincinde olan her yaştan Karadeniz kadını, elbette en önde, en fazla sözü söyleyen olacaktır. Kısa eteğiyle tüm 'genel ahlak' kurallarınızı hiçe sayarak rahatça eylemlerde slogan atacak, horonu kuracak ve direnecektir. Bu, bizim yaşam alanı mücadelemizdir, bu bizim özgürlük mücadelemizdir. Emekle işlediği deresinden, havasından, ağaçlarından öğrendiği, kendisini var ettiği her yer, kadının özgürlüğüdür ve direnen kadınlar özgürdür...'

Hazırlanan haberle hedef alınan kadınlara, sosyal medyadan da destek büyük. İşte atılan tweetlerin bazıları:

İçeriğin Devamı Aşağıda
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
2
0
0
0
0
0
0