Görüş Bildir

Bu haber taslak halindedir!

Haberler
Rb Leipzig Sisteminin Türk Dişlisi: Levent Sürme

Rb Leipzig Sisteminin Türk Dişlisi: Levent Sürme

Onedio Spor
23.08.2020 - 14:21

‘Grimm Kardeşler’i kıskandıracak güzellikte bir masal…

2009’da Almanya 5. Lig ekibi Markranstadt’ın lisansını satın alarak başlayan hikaye, 2016’da Bundesliga’ya yükselerek devam etti. Kısa süre içerisinde Şampiyonlar Ligi sahnesinde de kendine yer edinen doğu Almanya ekibi RB Leipzig’in bu yıl Devler Ligi’nde geldiği nokta malumunuz. Her ne kadar bugün itibarıyla süreç devam etse de Nagelsmann ve ekibinin kaleme aldığı bu masal, Bremen Mızıkacıları, Hansel ve Gretel, Rapunzel gibi masalların ünlü Alman yazarları Grimm Kardeşler’i (Jacob ve Wilhelm Grimm) bile kıskandıracak seviyeye geldi bence.

24.2 yaş ortalamasıyla Şampiyonlar Ligi’nde yarı finale yükselirken bunu da henüz 33 yaşındaki genç patronları Julian Nagelsmann önderliğinde gerçekleştirdiler. Kulüp politikası olarak altyapı odaklı genç futbolcu yetiştirme ve genç oyuncu transferleri ile yol alan kırmızı beyazlı takım son iki yılda 23 yaşın üzerinde herhangi bir oyuncu transfer etmedi. (33 yaşındaki yedek kaleci Philipp Tschauner harici. Kendisi bu sezon 1 dakika bile forma giymedi.)

Genç yaşta yaşadığı sakatlık antrenörlük kariyerine vesile oldu

Levent Sürme’nin gurbet hikayesi henüz 6 yaşında (1989) ailesinin Almanya’ya taşınmasıyla başlıyor. Augsburg’a yerleşen Sürme ailesi ilk olarak Levent Sürme’yi Augsburg takımının alt yaş takımına kaydettiriyor. İlerleyen dönemlerde iki ağır ameliyat geçiren Sürme genç yaşında futbola veda etmek zorunda kalıyor.

17 yıldır antrenörlük mesleğini yapıyor ve son 8 yıldır UEFA A Lisansı’na sahip Sürme. 15 yıl emek vereceği Augsburg bünyesinde bu işe adım attığında sadece 19 yaşındaydı. U-8’den A Takım’a kadar bütün kategorilerde ‘Şef Antrenör’ titri ile görev aldı. Şu an PSG’nin teknik direktörü olan Thomas Tuchel ile Augsburg altyapısında 3 yıl beraber çalıştı. Son iki sezon Ralf Rangnick ile son 1 yıldır da Julian Nagelsmann ile çalışma fırsatı buldu. Levent Sürme’nin RB Leipzig organizasyonu içerisindeki görevi ise U-15 takımı antrenörlüğü oldu.

Sahaya yansıttıklarıyla herkesin takdirini toplayan RB Leipzig’in bu başarısının perde arkasındaki anlayışı, sistemi ve felsefeyi son 2 yıldır bu kulüpte görev yapmış, sistemin önemli çarklarından altyapı ayağında çalışmış 37 yaşındaki Türk antrenör Levent Sürme ile değerlendirdik. Keyifli okumalar…

“2.5 saat soru yağmuruna tutuldum. Ardından Rangnick, ‘Levent’in buraya gelmesi için elinizden geleni yapın’ dedi”

15 yılın ardından Augsburg’dan 2018 yılında RB Leipzig’e katıldınız. Bu süreci anlatır mısınız? Nasıl oldu? Bildiğim kadarıyla direkt Sportif Direktör Ralf Rangnick istedi sizi…

“Augsburg’da geçirdiğim son yıllarda zaten her yıl birçok kulüpten teklif alıyordum fakat hem kendimi henüz hazır hissetmiyordum hem de Augsburg’da devam eden eğitimimi tamamlamak istiyordum. 2 yıl önce RB Leipzig scoutları tarafından bu takıma önerildiğimi öğrendim. Hemen akabinde RB Leipzig Sportif Direktörü Ralf Rangnick beni görüşmeye davet etti. İlk görüşmede takımın altyapı sorumlusuna oyun ve futbol felsefemi sunum yaptım. İkinci görüşmede ise Sportif Direktör Ralf Rangnick ve Yönetim Danışmanı Helmut Gross tarafından adeta soru yağmuruna tutuldum. 2.5 saat süren görüşmenin ardından Rangnick yetkililere, “Levent’in buraya gelmesi için elinizden geleni yapın” dedi, elimi sıktı ve gitti. Görüşmemizde Rangnick benim son maçlarım hakkında her şeyi biliyordu. Bu olay beni oldukça etkilemişti.”

Orada sizi en çok etkileyen, şaşırtan şey neydi? RB Leipzig’in diğer takımlardan farkı ne?

“Bu yapılanma içindeki en önemli konu ‘Oyun felsefesi’. Benimsenen bu felsefe en alt yaş takımından A takıma kadar aynı. Bu genelde kulüplerde pek karşılaşılan bir durum değil. Bunun yanı sıra sunulan imkanlar ve tesisler çok üst seviyede. Yok yok. Kulüp başarı için elinden gelen her şeyi yapıyor. Kulüp bünyesindeki herkes kendini ve takımı geliştirmek için her gün çalışıyor. Kulübe bir yenilik geldiğinde herkes aynı zamanda haberdar oluyor. Saklı gizli bir şey yok. Kulübün kendine ait bir ‘Bilim Merkezi’ var. Kulübün felsefelerinden biri de ‘Herkesin gittiği yoldan değil kendi yolumuzdan gitmeliyiz’. Hemen hemen her hafta dünyanın her yerinde kulübe staj görmek için antrenörler geliyor. Harika bir organizasyon.”

“RB Leipzig’in transferde katı kriterler var. Kesinlikle 25 yaş üstü oyuncu almaz”

Altyapıya verilen önemin yanı sıra genç futbolcu transferi de yapıyor RB Leipzig. Siz de son 2 yıldır bu oluşumun içinde yer aldınız. Bu organizasyonundan bize bahsedebilir misiniz? Bu yapı nasıl işliyor?

“Transferde en önemli kriter futbolcunun kulüp felsefesine uygunluğu. Scoutlar hep genç oyuncu avında. Kulüp kesinlikle 25 yaş üstü oyuncu almaz. Oyuncu gelişime açık mı, nasıl geliştirilir, potansiyeli nedir? Bu soruların cevabı aranıyor. Oyun felsefesine ait kriterler var. Bunlara uymayan oyuncunun transfer olma şansı yok. Kulübün içinde çalışan herkes, alt yapıdan A takıma bu felsefeyi bilir. Futbolcunun yanı sıra teknik adam ve antrenörlerde de bu kriterlere bakılır.”

Alman hocaların takımları bu yıl Avrupa’ya damga vurdu. Önce Leipzig (Julian Nagelsmann) sonra Bayern Münih (Hansi Flick)… Jürgen Klopp, Thomas Tuchel vb. Ayrıca havuzda Hannes Wolf, Domenico Tedesco ve Florian Kohfeldt gibi sayısız genç antrenör de mevcut. Alman teknik adamların bu kadar başarılı olmasını neye bağlıyorsunuz?

“Almanya’da kimse sizin yaşınıza bakmaz, yaş kriterini ele alarak hakkınızda iyi veya kötü karar vermez. Sahada ne görüyorsa onun için kıstas odur. Bu yüzden Almanya’da rekabet çok yüksek ve bütün antrenörler oldukça hırslı. Örneğin bugün U-14 takımını çalıştıran bir teknik adam, “Birkaç yıl içinde Bundesliga’da bir takım çalıştırmak istiyorum.” diyebiliyor.

Tuchel üç sezon boyunca Augsburg’da benim üzerimde Altyapı Sorumlusu olarak çalıştı. Bunun yanı sıra Augsburg II takımı ile 6. Lig’de teknik direktörlük yapıyordu. Julian Nagelsmann da onun yardımcısıydı. Diğer bir başarılı genç teknik direktör Tedesco da yakın zamanda U-10 antrenörüydü. Burada antrenörler büyük rekabetten dolayı yaptıkları ile yetinmeyip sürekli kendini geliştirmeye çalışıyor. Ben de kendimi sürekli geliştirmeye çalışıyorum.''

“Nagelsmann aşırı hırslı biri ve kaybetmeyi sevmiyor”

Şu an Avrupa’nın gündeminde olan Julian Nagelsmann ile beraber çalışma fırsatınız oldu mu? Nasıl biri?

“Nagelsmann aşırı hırslı biri teknik adam ve kaybetmeyi kesinlikle sevmiyor, kabul edemiyor. Çalıştırdığı takımlara da bu duyguyu aktarıp bunu çok iyi aşılıyor. RB Leipzig’de A takım ve altyapı aynı çatı altında olduğu için burada her şey çok transparan. Julian ve ekibi ile çok çalıştım ve onlardan çok şey öğrendim.”

Ralf Rangnick sizin için ne ifade ediyor? Onunla çalışmak nasıldı?

“Ralf Rangnick bir profesörü diyebilirim. Fikirleriyle her zaman futbol dünyasını etkiliyor. Kurduğu ekipte her alanın uzmanı ile çalışmak ister. Avrupa’nın önde gelen liglerinde yer alan 10 teknik adam onun eski öğrencisi. Onun fikirleriyle çalışmak, ondan öğrenmek ve antrenman sistemini görmek, bunlara dahil olup içinde bulunmak en büyük şansımdı.”

“Öğretme işini iyi öğrenmek gerekiyor”

Ülkemizde UEFA A ve B lisansı, karışık program ile çoğu eski futbolcuya verildi? Böyle bir şey Almanya’da mümkün mü?

“Buna benzer bir uygulama Almanya’da da birkaç yıl önce olmuştu ama beğenilmeyip tepki toplamıştı. Ben belki dünyanın en iyi matematikçisi olabilirim ama aynı zamanda en iyi matematik öğretmeniyim diyemem. Bunların ikisi ayrı kavramlar. Öğretme işini iyi öğrenmek gerekiyor.”

Kariyer hedefleriniz nelerdir? Bundan sonraki süreçte neler yapmak istiyorsunuz? Türkiye’de çalışır mısınız?

“İlk etapta en önemli hedefim Bundesliga’da yardımcı antrenörlük yapmak ve UEFA Pro Lisans almak. Tabii ki bir gün kendi ülkemde, Türkiye’de çalışmayı çok isterim. Konu futbol olduğunda Türkiye benim için kendi gücünün farkında olmayan, bunu keşfedememiş bir dev.”

“Kilit nokta ‘Eğitim’”

Sizin söylemek istediğiniz ya da eklemek istediğiniz bir şey var mı?

“Türkiye’de benimsenen futbol anlayışı ve felsefesi ne yazık ki beni oldukça fazla üzüyor. Sahadaki futbola bakıldığında oynanan oyunun güncel olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Kulüplerimiz geleceğe yönelik çalışmıyor. Hemen hemen yapılan tüm hamleler kısa vadeli, günü kurtarmaya yönelik çalışmalar. Uzun vadede sabır, güven ve cesaret ile büyük işler başarabilirsiniz. Futbolumuzun her yönünde bu kavramların eksikliğini yaşıyoruz.

Dışarıdan bir göz olarak baktığım zaman yapılan transferlerin çoğu kamuoyunda ses getirmek ve taraftarlarını etkilemek amaçlı. Takımların kendi oyun felsefelerine yönelik transfer yaptıklarını düşünmüyorum. Herhangi bir kriterleri olduğunu da düşünmüyorum. Günü kurtarmaya yönelik hamleler. Umarım yakın gelecekte ülkemizin takımları da her yönden kendi sistemlerini geliştirerek ses getirebilir. Bu potansiyel var ama asıl önemli olan bunu yapabilmek. Mevcut zihniyetin ‘Eğitim’ ile değişmesi ve gelişmesi Türk futbolunun kilit noktası olacaktır.”

Kaynak: https://www.trtspor.com.tr/haber/deta...
İçeriğin Devamı Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın