Görüş Bildir
Haberler
Öykü Evren Özen: LGBTİ Dernekleri Ne Getirdi Ne Götürdü!

Öykü Evren Özen: LGBTİ Dernekleri Ne Getirdi Ne Götürdü!

Türkiye LGBTİ Birliği
04.01.2015 - 12:55 Son Güncelleme: 04.01.2015 - 19:23

Öykü Evren Özen: LGBTİ Dernekleri Ne Getirdi Ne Götürdü!

Türkiye LGBTİ Birliği lgbti.org'da yazmaya başlayan Öykü Evren Özenden LGBTİ Dernekleri hakkında şok iddialar.

İşte Öykü Evren Özen'in o yazısı.

Uzun zamandır bu konu da yazmayı istiyordum. Ama bu bugüne kısmetmiş.

Yaklaşık 22 yıldır eşcinsel örgütlenmelerinde yer aldım. Kiminde sadece

katılımcı ama çoğunda aktif bir kişi olarak yer aldım.

Yıllar önce daha yeni kurulum aşamalarında Lambda İstanbul’un

toplantılarına katılıyordum. Daha sonra KAOS GL nin birkaç etkinliğinde

yer aldım. Geçmiş yılarda iki kurum arasında hep içsel sorunlar vardı

zannedersem bu daha hala devam ediyordur. Zaman geçip bilinçlendikçe

aslında bu kurumların LGBTİ mücadelesini aşarak proje yani para

kazanılan örgütler haline dönüştüğünü farkettim.

Bu çok başarılı bir gelişme olarak görünse de aslında işin içine para

girince bu mücadeleyi canla başla hiçbir karşılık beklemeden yapan

kişilerin inanılmaz değiştiğini gördüm. Aslında galiba para her kişiyi

değiştiriyor. Sosyalizmi savunan bu aktivistlerin aslında kapitalist

olduklarını farketmem hayatımın şokuydu. Sosyalist gözükerek

kapitalizmin nimetlerinden yararlanmak ne derece doğru onu bu sosyalist

aktivistlere sormak gerekir. Aslında daha da ileri gidip bu mücadele

uğruna AB-ABD-Konsolosluklar ve çeşitli sivil toplum örgütlerden

aldıkları milyon avrolar ile yaptıkları ne diye baktığımızda ne yazık ki

birkaç broşür, kitapçık, dergi, web sitesi, panel dışına çıkmıyor. Daha

ilginci dernek üyelerinin çoğalmaması ve halen toplumun LGBTİ

bireylerinden destek beklemeleri de düşündürücü. Yapılan etkinliklere

katılanlarda genelde LGBTİ bireyler ve yakınları. Yani topluma

inememeleri de çok ilginç. Bu kadar maddi destek al ve sonuç bu kadar

vahim olsun.

Aynı zamanda Türkiye de yasal dernek statüsünde bulunan oluşumların

yönetimleri değişse bile aslında arka planda yönetenler aynı kalmakta

tıpkı bugün başbakanımız olduğu gibi aslında yönetenin o olmadığının

bilinmesi gibi. Bunun bu şekilde olması aslında o kurumlarda ki

kişilerin elinde ki maddi gücü kaybetmek istememesi olduğunu biliyoruz.

Hep okuruz 30-40 yıldır başkan güven tazeledi diye aslında öyle midir?

Yoksa başka kişilere şans verilmemesi midir? Bu ciddi anlamda

tartışılmalı. Bu nedenle derneklere yeni üyeler alınmaması da korkunç

bir iddiadır.

LGBTİ derneklerin genel anlamda Kürt politikasını desteklemeleri de

ilginç bir yaklaşım benim bakış açımdan. Fakat HDP yi destekleyen bu

dernekler acaba hiç şunu düşünmüş müdür? Neden HDP seçilebilecek yerden

bir ilçe meclis ya da milletvekili adayı göstermemiştir? Neden doğuda o

kadar belediyesi olan HDP nin LGBTİ bir başkanı ya da eş başkanı

yoktur!.. Yoksa LGBTİ bireyler kullanılmakta mıdır? Tabi ki şunu da

tartışmak gerekir İstanbul’da HDP den aday olan aktivistler varken neden

KAOS GL ve Pembe Hayat tan hiç kimse siyasete adım atmamaktadır? Bu

gayet düşündürücü bir durum.

Bu günün LGBTİ dernekleri aslında bugünün iktidarı AKP ile gizli bir

anlaşma mı yapmıştır? Gayet güçlü bir yaklaşım çünkü Sağlık

Bakanlığından dahi proje alıp daha sonra bedava aldıkları prezartifleri

para karşılığı seks işçilerine satmışlardı. Hükümetin çalışmalarını

yeterince güçlü eleştiremedikleri de çok net. En son Kızılay başkanının

açıklamasına cılız bir ses çıkması da bunla bağlantılı omasın.

1993 yılında Bursa da LGBTİ arkadaşlar toplanıp fanzin niteliğinden

SPARTAKÜS isimli gay- lezbiyen dergisini çıkarmaya başlamıştık. Fakat o

zamanın emniyetinin baskısı ile ancak 3- 4 sayı çıkarabilmiştik, ama bu

Bursa gibi bir kent için büyük başarıydı. Hatta Altıparmak semtinde

bulunan Kelepir kitabevinde de satılıyordu. O dönem için bunun kabul

edilmesi çok ciddi bir durumdu.

Bu dönemde arada KAOS GL ye yazılar yazıyordum. Arada güçlü

bağlarımız vardı ta ki Travestileri, Transeksüelleri, Geyleri,

Lezbiyenleri ve Biseksüelleri Koruma Yardımlaşma ve Kültürel

Etkinlikleri kısa adıyla Bursa Gökkuşağı LGBT Derneğini kurana kadar.

Dernek kurulduğu tarihlerde diyaloğumuz gayet iyiyken Türkiye de ilk kez

düzenlediğimiz 1. Türkiyeli Eşcinseller Buluşması ismiyle ilk kez yasal

izinli bir yürüyüş organize ettik. Bu yürüyüş iznini veren emniyet aynı

zamanda arka planda yürüyüşü provakative etti ve o meşhur Bursaspor

olayları cereyan etti. Bu olayda derneğimiz içinde bulunan yabancı

uyruklu LGBTİ bireyler olduğu için elçiliklere yansıdı. Bu New York

Times, Birleşmiş Milletler, İLGA ya kadar yansıdı. Bunun sonucunda o

dönem ilk resmi GL derneği KAOS a ulaşan kurumlar destek oluyor. Bu

durumda politika olarak TT yani travesti transeksüellere çok fazla

destek olmayan bu kurumun yönetimi proje anlamında bu desteği farkedince

daha önce cinsel yönelimi nedeniyle KAOS GL ile sorun yaşayan Buse

Kılıçkaya ile projesel bir destekle Pembe Hayat Derneği ni kurup Türkiye

ye ve dünya ya Türkiye’nin ilk TT derneği diye lanse edip destek almaya

başlıyorlar. Tabi ki bu dönemde şiddet ve ev çalıştırdığım iddiasıyla

hakkımda provasyonel çalışmalar yapmaya başlıyorlar. Bursa Gökuşağı

LGBTİ Derneğine gelecek destekleri önünü kesmek için. Bunun içinde şahsi

problemimin olduğu kişileri aleyhime kullanıyorlar. İşlerine geldiği

zaman hemen kendi mahkemelerini kurup yargılıyorlar yok ediyorlar.Ama bu

esna da 15 yaşında derneklerinde ki birey tarafından tecavüzü hiç

konuşmuyorlar ve o dönemde Lambda İstanbul LGBTİ derneği başkanı boksör

diye tanınan ev çalıştıran başkanı da hiç tartışmıyorlar. Çünkü

sosyalist gözüken bu oluşumda ki aktivistler aslında yıllardır değişmez

ve aktivizmi kapitalist düzene göre bir şirkette çalışır gibi yapmaya

başlarlar. Çoğu resmi dernekte halen yıllardır aldıkları proje adı

altında ki paraların nerelerde kullanıldığının hesabını vermemekte

direnmektedir. Çünkü hesapların tutturulması hiçte kolay değil ama bizim

muhasebecilerimiz gelir gideri dengeler. Dernek gelir gider makbuzları

da derneğin kontrolündedir. Aynı zamanda ülkemizde KDV yi verip fatura

kestirmekte mümkündür bu da başka seçenek olabilir. Harcamalar ne derece

denetlenebilir. Genelde savundukları ilke gelin bakın kontrol edin

olur. Ama gerçekte şirketleşen kurumlar neyi nasıl yapacağını çok iyi

bilir.

Bursa Gökkuşağı LGBT derneğinin kapatılma sürecinde ve derneğimizin

denetim kurulu üyesi İrem Okan’ın vahşice öldürülmesi sürecinde bu

dernekler acaba neden yoktu? Tabi ki Bursa’da faili meçhul LGBTİ

cinayetlerinde ve şiddet olaylarında bunu da çooook düşünmek gerekir.

Yaklaşan seçimlerde acaba bu kurumlar U dönüşü yapıp CHP yi mi

destekleyecekler ne dersiniz? Fakat bir önce ki seçimde CHP yi

desteklemeyen hatta ağır sözler kullanan bu kurumlar bunu nasıl izah

edecek. Yıllardır CHP d siyaset yapıyorum. Ciddi anlamda CHP tabanında

ki büyüklerimin desteğini gördüm. Onların oyu ile ilçe ve il delegesi

oldum. Ön seçimde blok listeyi delerek 648 oy almamda çok önemliydi.

Tepeden inme siyaset değil halk için siyaseti savunuyorum ve Atatürk

ilkelerine göre sağlam adımlarla dik duruşumu bozmadan ilerliyorum.

Şimdi karşımızda milliyetçiliğe karşı olduğunu iddia eden, sosyalist,

eleştiriyi hazmedemeyen, aslında homofobik ve transfobik oluşumlar

bulunuyor. Milliyetçiliğe karşı olan LGBTİ bireyler aslında kürt

milliyetçiliğini teşvik ediyorken nasıl CHP altında siyaset yapacaklar

bunu da düşünmek gerekiyor!. Kaos GL: Kürdistan’da homofobi ve transfobi ile mücadele forumu yapılacak

Seks işçiliğini şiddetle savunup seks işçiliği dışında seçenekler

dışında mücadele etmeyenLGBTİ örgütler ne derece tartışılabilir. Yoksa

AB yi arkasına alan bu kurumları eleştirenleri lobiler yok mu eder?  Facebook: LGBTİ Derneklerindeki Gerçekler Ortaya Çıkmalı

LGBTİ aktivizmini sonuna kadar destekliyorum. Fakat kesinlikle para

için aktivizm olduğunda bu ruhun kaybolduğuna inanıyorum. Bu tıpkı

siyasetin halk için değil para için yapılması gibi bir durum. Halk için

yapılmayan her çalışma yok olmaya mahkumdur. Bu nedenle LGBTİ

oluşumlarda da en fazla iki dönem görev yapanların bir daha o kurumda

olmaması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu o kurumlara olan güveni

yıpratmaktadır.

Son söz; hangi kurumda olursa olsun halk için mücadele ediyorsa bu

kurum hesap vermeli. Proje adı altında alınan milyon avro’larında bu

nedenle hesabını hem halk hem devlet sormalı. Nasıl Deniz Feneri hesap

vermeli diyorsak bu derneklerde hesap vermeli mutlaka.

ÖYKÜ EVREN ÖZEN

İçeriğin Devamı Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1
1
0
0
0
0
0