Öldüren Güzellik: Geçmişten Günümüze 7 Korkunç Güzellik Uygulaması
Cildin katmanlarına zarar veren kimyasal deri soyucular, kalp sorunlarına neden olan iştah bastırıcılar, Barbie bebeğe dönüşmek için girilen ameliyatlar, kalkık burunlar, silikon göğüsler... Bunlar, modern zamanın güzellik standartlarına kavuşmak için başvurulan yöntemlerden sadece birkaçı. Lakin geçmişe dönüp baktığımızda da durum farklı değil. Hatta bazı zamanlar daha vahşi yöntemlere başvurulduğunu söylemek mümkün. İşte en az günümüzdekiler kadar korkunç 7 güzellik yöntemi.
1. Korseler
Erkekleri baştan çıkarmanın en iyi yolu nedir biliyor musunuz? Olması gerektiği gibi olan bir vücut. Açık konuşmak gerekirse, korse bedeni ve beli destekleyici özellikleri açısından gayet kullanışlı ve güzel bir ürün. Fakat birçok kadın, daha güzel görünmek adına korseleri sıktıkça sıkıyor. Dolayısıyla hem beden yapısına, hem de nefes almayı zorlaştırdığı için ciğerlere zarar veriyor.
2. Arsenik Yemek
19.yüzyıl ve öncesinde kadınlar ışıldayan bir cilde, ışıl ışıl gözlere ve hafif balık etli fakat seksi bir görünüme sahip olmak için arsenik yiyordu. Elbette belirli koşulların sağlanmış olması gerekiyordu. Dayanıklılık kazanana kadar yalnızca bir tane, ay yükseldiğinde yenirdi. Arsenik kullanmaya başlayan kişi, eğer vazgeçip bırakmak isterse hayatını kaybediyordu. Bunun yanı sıra, arsenik kullanımı guatr hastalığına sebep oluyor; tiroitte bulunan iyotu engelleyip, şişkinliğe hatta ölüme sebebiyet veriyor.
3. Tenyalar
Zayıflamak için tehlikeli bir yöntem olmasının yanı sıra, iğrenç bir yöntem olduğunu da söyleyebiliriz. Hap şeklinde yutulan tenya yumurtaları, yumurtadan çıkıp bağırsağa yapışırlar. Besinler sindirilmeden tenyalar tarafından yenir. Bağırsağında tenya olan kişi, gerektiği şekilde beslenemez, zayıflar fakat tenyalar büyümeye devam eder. Cerrahi müdahale ile bağırsakların temizlenmesi gerekebilir.
4. Ayak Bağlama
10.yüzyılın sonlarına doğru, kadınların küçük ve zarif ayaklara sahip olması için Çin'de başlatılan bu geleneği hala devam ettirenler var. Ergenlik dönemine giren genç kızların, diğer kadınlardan daha zarif görünmesi için ayakları sıkıca bağlanır, demir ayakkabılarla yürümek zorunda bırakılır. Ayaklar bir süre sonra bağlandığı şekli alır ve büyümesi durur. Çoğu eş bu durumun farkına bile varmaz, çünkü kadınlar eşleri ile beraberken ayaklarını göstermezler. Yöntem, 'Altın Nilüferler' olarak da bilinir.
5. Tho-Radia Radyoaktif Kozmetik Ürünleri
1930lu yıllarda, Dr. Alfred Curie ve Alexis Moussali tarafından geliştirilen kozmetik ürünler, dönemin en ünlü ve en çok satanları arasında yerini almıştı. Radyoaktif maddeler içeren bu güzellik ürünlerinin reklamında ve pazarlamasında içeriklerinin hepsi tanıtılması ürünün satışındaki artışı engellemedi. Kadınlar, radyoaktif güzellik ürünlerini 'daha parlak ve genç bir cilde sahip olmak için' kullanmaya devam ettiler.
6. Ölümcül İt Üzümü
Diğer bir deyişle 'Güzel Kadın'. Birçok kadının, it üzümünü gözlerini irileştirmek için kullandığını biliyor muydunuz? İri gözlerin daha seksi olduğunu düşündükleri için gözlerine it üzümü sürüyorlar. Aşırı kullanım ise körlük ile sonuçlanıyor.
7. Kurşun Tozu
Özellikle 1700lü yıllarda çiçek hastalığının bıraktığı veya ciltte kendiliğinden oluşan lekelerden kurtulmak için kurşun tozu kullanılırdı. Ucuz ve erişimi kolay olan kurşun tozundan pudra yapılır ve cilde sürülürdü. Lakin bu masum görünen yöntem beyin şişmesine ve organların bir bir iflas etmesine sebep oldu. Bu şekilde hayatını kaybeden insanlar olmasına rağmen, kadınlar güzel görünmek uğruna kullanmaktan vazgeçmediler.
Yorum Yazın
Bu yöntemleri korkuyla karşılayan erkeklerin günümüzde kalçasına platin taktıran, memelerini silikonla dolduran, dudaklarını burnuna kadar şişiren, saçlarını... Devamını Gör
helal olsun güzel özetlemişsnz
şu an da millet çok akıllı sayılmaz hani. kilo almıyım diye yedikten sonra kusanlar, pamuk yutanlar var.
Pamuk yutmak mı😶
#4 ' de ki çok iğrenç. insanın önce kendine güzel görünmesi gerekir. Orada eşi ayağını hiç görmeyecek olabilir ( ki nasıl hiç görmeyecek onu da anlamadım ill... Devamını Gör
cok kötü bi durum evet ama bu bi gelenek ve az bi yapılma oranı olsa da devam etmekte resmen kadına bir ezziyet ya :(