Neden, Niçin, Nasıl? Merak Edilen Enteresan Sorulara Verilmiş 12 Aydınlatıcı Cevap
Neden veya nasıl gibi soruları zaman zaman bir şey ile karşılaştığımızda sorarız ama detaylarını araştırma konusuna gelince genelde bu durumu pas geçeriz. İşte bu tarz sorulara cevaplar veren çeşitli kaynaklardan derlediğimiz bilgiler sizlerle...
1. Yara İzleri Neden Kalıcıdır?
2. Eski Fotoğraflarda Neden Kimse Gülümsemiyor?
3. Nem Neden Yazın Havanın Daha Sıcak Hissedilmesine Sebep Olur?
4. Gaz Devleri Olarak Bilinen Gezegenler Katı Bir Çekirdeğe Sahip mi?
Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün genellikle gaz devleri olarak sınıflandırılır. Bu gezegenler hidrojen, helyum, amonyak ve metandan oluşan kalın bir atmosfere sahiptir. Ancak gezegenlerin iç kısımlarına doğru gidildikçe artan sıcaklık ve basınç nedeniyle atmosferi oluşturan bu maddeler sıvı hale dönüşmeye başlar. Yani gaz devleri katı bir yüzeye sahip değildir.
Kesin olarak bilinmese de bilim insanları bu gezegenlerin demir-nikel alaşımı, kayaçlar ve hidrojen bileşiklerinden oluşan katı bir çekirdeğe sahip olabileceğini düşünüyor. Örneğin hacmi Dünya’dan yaklaşık 1300 kat daha büyük olan Jüpiter’in çekirdeğinin, yaklaşık olarak Dünya ile aynı büyüklükte olduğu tahmin ediliyor.
5. Beynimiz de Kaslarımız Gibi Yorulur mu?
Kasların yorulması güç üretme kabiliyetlerinin azalması olarak tanımlanabilir.
Girdiğimiz bir sınav sonrasında ya da zor bir karar vermemiz gerektiğinde zihnen yorgun hissederiz. Beynimiz toplam vücut ağırlığımızın %2’sini oluşturmasına rağmen, vücudumuzun harcadığı toplam enerjinin %20’sini kullanır. Yani beynimiz çok çalışan bir organımız. Araştırmalar karar verme süreçlerinde beynin daha fazla enerji harcadığını gösteriyor. Bu nedenle bazı bilim insanları beynimizin de kaslarımız gibi çok çalıştığında daha verimsiz olmaya başladığını düşünüyor.
6. Dünyada En Yaygın Olarak Bulunan Madde Nedir?
Perovskit, ilk olarak Rusya’nın Ural dağlarında keşfedilmiş, adını 1839'da Rus mineralog Count Lev Perovski'den alan kristalli bir mineral sınıfıdır. Perovskit; magnezyum, silikon ve oksijenden oluşan bir mineraldir ve gezegenimizin toplam kütlesinin yarısını oluşturduğu tahmin ediliyor. Bilim adamları, Dünya'nın katmanlarından mantonun büyük ölçüde bu maddeden oluştuğunu tahmin etmektedirler: Şu ana kadar hiç kimse bu bölgeden bir numune alıp bu tahmini kanıtlanamamıştır.
Genel olarak mantonun katı olduğu varsayılır, ama bazı bilimciler bunun çok yavaş hareket eden bir sıvı olduğunu düşünür. Volkanlardan püsküren kayalar bile yer yüzeyinin altındaki ilk 200 km'den gelir ve alt manto 660. km'de başlar. Bilimdeki birçok şey gibi, bu da aslında bilgiye dayalı bir tahminden başka bir şey değil.
7. Ağzımızdan Neden Hoh Deyince Sıcak, Püf Deyince Soğuk Hava Gelir?
Hohladığımızda, ciğerlerimizden çıkan hava sıkışma veya genleşme olmadan rahat bir şekilde çıkar. Oysa üfürürken dudaklarımızı büzmek zorunda kalırız. Dolaylısıyla hava sıkışarak çıkar. Sıkışan havada meydana gelen enerji kaybı da soğumaya sebep olur.
8. Mezara Niçin Çiçek Konulur?
İlk olarak Mısır Firavunu Tutamkamon'nun M.Ö 1346'da öldüğünde mezarının çiçekten taçlarla kaplandığı saptanmıştır. Kuzey Avrupa'da ise M.Ö 2000 yıllara kadar mezara çiçek konduğu belirlenmiştir. O zamanlarda bu çiçeklerin amacı iyi ruhları çekme,kötü ruhları kovma amacıylaydı. Sonradan ise asıl amaç cesetler çürürken çıkan kokuyu kamufle etme amacını taşır. Servi ağacı da bu nedenle mezarlıklarda kullanılır. Ağacın yaprakları rüzgarı önler, kendine özgü ferah kokusu vardır.
9. 1972'den Sonra Neden Bir Daha Ay'a Gidilmedi?
İnsanoğlu Ay'a son kez ayak bastığında tarih 11 Aralık 1972'yi gösteriyordu. ABD Ay’a gidileceğini ilk kez duyurduğunda halk tarafından gösterilen ilgi inanılmazdı. Ancak ne zaman ki insanoğlu Ay’da yürüdü kısa bir süre sonra ilgi inanılmaz derecede düştü. Ne de olsa artık hedefe ulaşılmış ve Ay’a ayak basılmıştı. Ay’a gitmektense Dünya yörüngesinde bir uzay istasyonu kurma fikri daha cazip ve ucuz bir seçenek olarak ilgi görmeye başladı. Kısaca, diğer uzay görevlerine kıyasla Ay’a gitmek artık çok pahalı bir hedef halini almıştı ve buna bütçe bulmak da sorundu. İşte bu nedenlerden dolayı Ay cazibesini kaybetti.
10. Yeşil Olmayan Bitkiler Nasıl Fotosentez Yapar?
Bitkilere yeşil renk veren klorofil pigmenti, aynı zamanda onların fotosentez yapmasını da sağlar. Bir bitkinin yeşilden farklı renkte görünmesi, klorofil bulundurmadığı anlamına gelmez. Tüm bitkilerin yapraklarında klorofil bulunur, ancak kızıl gürgen ve kızıl Japon akçaağacı gibi bazı bitkilerde sarı, turuncu ve kırmızı renkleri veren karotenoid ile mor, mavi, kırmızı ve pembe renkleri veren antosiyanin klorofilden çok daha fazla bulunduğundan bu bitkiler yeşil görünmez. Aslında bu pigmentler klorofilin soğurma gerçekleştiremediği bazı dalga boylarında enerji yakalayabildikleri için fotosenteze yardımcı olurlar.
11. Gökkuşağı Bayrağının Kökeni Nereye Dayanıyor?
İlk gökkuşağı bayrağını 1978 yılında, San Fransisco’lu bir sanatçı olan Gilbert Baker, aktivistler tarafından yapılan LGBT topluluğu için bir sembol çağrısına istinaden tasarladı. Gilbert, “ırkların bayrağı” olarak bilinen 5 renkli bayraktan esinlendi ve bayrağını sekiz renk olmak üzere tasarladı: pembe, kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, çivit ve menekşe. Bu renkler sırasıyla şu değerleri temsil ediyordu: cinsiyet, hayat, sağlık, güneş, doğa, sanat, ahenk ve ruh.
12. Teknoloji Bu Kadar İlerlediği Halde Neden Hala Hasar Görmeyen Araba Üretilmiyor?
1940-60'lı yıllar boyunca üretilmeye çalışıldı ve bunda da büyük yol alındı. Çelik takviyeli sağlam şaseler, kalın dayanıklı kaportalar ve tamponlar almış başını yürümüştü. Otomobille kaza yapıyordunuz, kafa kafaya çarpışıyordunuz ve araba bu çarpışmadan çoğunlukla sağlam çıkıyordu. Ama sapa sağlam kalan arabaların içindeki yolcular ölüyordu. Çünkü araçlar çarpışmanın enerjisini sağlam kaldıkları için ememiyor, içerideki yolcu da eylemsizlik gereği 10-15 g kuvvetine maruz kalıp hayatını kaybediyordu.
Günümüzde, otomobillerin ön şase ve kaportası yüksek darbelerde akordeon misali ezilecek biçimde tasarlanır. Bu sayede kaza anında oluşan enerji kaporta tarafından emilerek yolcuların daha az g kuvvetine maruz kalması amaçlanır. Emniyet kemeri ve hava yastığı takviyesi ile de insanın alacağı hasar minimum düzeye indirilmeye çalışılır.
Yorum Yazın
#6 'yı püskevit diye okumak