Görüş Bildir
Haberler
Kitaplar Ne Diyor?

Kitaplar Ne Diyor?

adem kara
06.05.2014 - 11:29

Kitaplar Ne Diyor?

Türkiye gündemi yayıncılık sektörünü farklı şekilde etkiliyor. Raflarda yerini alan kitapların büyük kısmı ya gündeme dair ya da gündemden yola çıkarak hazırlanmış. Ortam çok sakin gibi dursa da rakamlar satışların yükseldiğini gösteriyor.

Yılın tüm edebiyat etkinliklerinde konuşulan bir konu var. O da 2014’ün yayıncılık dünyası adına durgun bir yıl olup olmadığı. Genel satışlar artış gösterse de, edebiyat dünyası durgun ve bir süre daha böyle olacağa benziyor.

YAYFED'e (Yayıncılık Federasyonu) göre, 2014 Mart ayında bandrollü toplam satış 26 milyon 283 bin 799 olurken, 2013 Mart ayında bu rakam 26 milyon 367 bin 729 idi. Bu yılın Mart ayı 2013'ün gerisinde kalsa da, Nisan'da, 28 milyon 946 bin 857 kitap bandrollü olarak satıldı. Bu da geçen yılın aynı ayına göre yüzde 10 artış anlamına geliyor.

Satılan kitapların yüzde 63’ü yetişkin kitapları, çocuk ve gençlik kitapları ile inanç yayınlarından oluşuyor. Eğitim alanındaki yayınlar toplam satışın yüzde 40’ına, akademik yayınlar ise yüzde 2’sine denk geliyor. İşin mutfağındaki isimlere, Türkiye’de yayıncılık sektörü adına nasıl bir sene geçirdiğimizi sorduk. Yayınevi yöneticilerine yönelttiğimiz sorular ve yanıtları ise şöyle:

2013 yılı yayıncılık sektörü adına durgun bir yıl mı oldu, 2014 nasıl başladı?- Bilhassa yerli edebiyat yayınlarında gözle görülür bir oranda 'sayı' düşüşü var mıdır, varsa bunun temel sebebi nedir?- Bu yılın 'Türkiye'de' en çarpıcı edebiyat olayı ne oldu sizce?- Türkiye gündemi yayıncılık sektörünü 'içerik' olarak etkiliyor mu?

Deniz Yüce Başarır / Doğan Kitap Yayın Direktörü

2013’ün durgun bir yıl olduğunu söylemek mümkün değil. En azından kendi yayınevimiz adına konuştuğumuzda… Biz önemli bir büyüme oranıyla kapadık 2013’ün, yılın en çok satan iki kitabını yayımladık: Yılmaz Özdil’den Beraber Yürüdük Biz Bu Yıllarda ve Zülfü Livaneli’den Kardeşimin Hikayesi. Şu gerçeği de kabul etmek gerekir: yaz başında Gezi Direnişi’nin etkisiyle bir durulma oldu. Doğal olarak okurların gözü Gezi’deydi. Alışveriş merkezlerine tepki vardı, kitabevleri de bu süreçten etkilendi. Ama sonbaharla birlikte bu durum değişti. 2014 ise seçim gündemiyle birlikte daha sakin başladı. Ama karamsar olmak için bir neden göremiyorum.

Yerli edebiyat alanında bir düşüş var mı, doğrusu ben sizin kadar emin değilim. Öne çıkan kitapların kişisel gelişim alanında olduğunu (2014 yılı için söylüyorum) söylemek mümkün. Çok satan listelerinin ilk sıralarını bu aralar hep bu tarz kitaplar kaplıyor. Ama birçok edebiyat eseri de yayımlanıyor. Hem de çok iyi tanıdığımız isimlerden. Sadece onları listelerde göremiyoruz.

Böyle çarpıcı bir olay oldu mu, bilemiyorum…

Elbette gündem yayıncılık sektörünü etkiliyor. Örneğin seçim öncesi herkes beklemeye başlıyor. Sadece seçim ya da propaganda konuşmaları kaplıyor hayatımızı. Ya da bir anda gündem değişiyor ve o güne uygun diye çıkardığınız bir kitap gündem dışı kalabiliyor. Aslında edebiyat eserlerinin tüm bu gündemin dışında her zaman okunması ve satın alınması gerekir. Çünkü herkesin gündemden zaman zaman uzaklaşıp, insanı anlatan, dünyayı kavratan kitaplara ihtiyacı var. Bu, gündeme de farklı bakabilme yeteneğini geliştirmemiz açısından önemli.

Emine Eroğlu / TİMAŞ Yayınları Genel Yayın Yönetmeni

İstatistikler bir durgunluk olmadığına işaret ediyor. Verilere göre 2013’te bandrol tüketiminde % 13’lük bir artış var. Bu da bir şeklide kitap sektörünün genişlediğini gösteriyor.. Fakat yayıncılıktaki üretim dengesi bozuldu. Ağırlık çocuk ve gençlik yayıncılığına, doğru kaydı. Bu durum, çocuk ve gençlik yayıncılığı yapmayan ya da o alanda başarılı olamayan kültür yayıncılarını zorlamaya başladı. Bir de değişen okur talepleri pazara yerli/yabancı çok fazla isim ve eserin girmesine sebep oldu. Yeni yazar ve çok satan popüler kitaplar piyasadaki eski dengeleri büyük ölçüde değiştirdi.

Popüler kitaplar edebiyatı ciddi şekilde gölgeliyor. Bunu çok iyi tahlil etmek gerek. Eskiden muhafazakar kesimde seküler okurun tanımadığı çok satan yazarlar vardı. Şimdi muhafazakâr/ seküler farkı kalktı. Light maneviyat akımı var. Bu bir süre daha devam edecek gibi görünüyor. Bir de sosyal medya kitap satışları üzerinde belirleyici bir etki oluşturmaya başladı. Twitter cümleleri ile santimantal denemeler/ romanlar yazan genç kalemler ortaya çıktı. Yazar profili gençleştiği ve iletişim araçları yazarlığı da kolay pazarlanan bir metaa dönüştürdüğü için dünün “çok satan” yazarları bugün eskimeye başladı. Ahmet Altan, Orhan Pamuk, Elif Şafak gibi yazarların beklenen oranda satmaması bunun neticesi. Bu yazarların 20 yaşın altında kaç tane okuru var, sorusu “durgunluk” olarak tanımladığımız halin de bir izahatı olabilir.

Beni çarpan edebiyat olayı hatırlamıyorum. En çok memnuniyet duyduğum Şule Gürbüz ve Ahmet Büke’nin yeni öykü kitapları oldu.

Elbette etkiliyor. Gezi olaylarından sonra bir “gezi edebiyatı” teşekkül etti. Edebiyatta sosyal konular daha fazla işlenilir oldu. Aktüel siyaset kitapları büyük ölçüde hükümlerini yitirdi. “ulusalcı” düşünce kitapları listelerde yer tutmaya başladı.

Can Öz / Can Yayınları Genel Yayın Yönetmeni

2013 bizim için oldukça tatsız bir seneydi. Ancak, sanıyorum yayınevinde yaptığımız değişikliklerin etkisiyle, 2014 yılı 1. çeyreği Can Yayınları tarihinin mali olarak en verimli dönemi oldu. Yayınlanan kitap sayısında ise azalma değil, artış yaşadık. Önümüzdeki dönemde de bu tempoyu düşürmeyi planlamıyorum. Ancak genel olarak sektör durgunluğunu yorumlamak gerekirse, Türkiye, tüm kurumlar ve sektörlerde bir ilke ve haysiyet iktidarsızlığı yaşamaktadır ve bu zeminsizlik ortamı elbette tüm şirketlerin uzun vade plan yapamamasına, kabuğuna çekilmesine sebep olmaktadır. Kültür yayıncılığının kendine özgün sorunlarını “memleket hali”nden izole ederek ölçümlemek şimdilik pek mümkün görünmüyor.

Bunu yorumlamak için henüz çok erken. Türkiye korkutucu bir hızla değişiyor ve sarsılıyor. Bu yıpratıcı dönemin tüketim/kültür eksenindeki etkisini ancak 10 sene sonra belki sağlıklı yorumlayabileceğiz. Olgunlaşmamış düşüncelerim ise şimdilik Türkiye’nin kendini yeniye kapattığı, bilindik simaların ise daha çok kendilerini tekrarladığı üzerine; ancak bu yoruma fazla güvenmiyorum.

Benim için yılın önemli edebiyat olayı Can Yayınları’ın kapak tasarımını değiştirmesidir.

Hem de nasıl! Raflara bakın, önde sergilenen kitapların dörte biri gündeme dairdir.

Türkiye’de gerçekleri gizlenen, kapalı kapılar ardında yürütülen, oldu bittiye getirilen, ama toplumun bilmeye talip olduğu çok fazla konu, gelişme var. Üstüne üstlük “algı yönetimi” adı altında insanlara sürekli yanlış, eksik bilgiler pompalanıyor. Bu böyle devam ettiği sürece okurların raflardan gündeme dair beklentileri yüksek kalacaktır. Bedia Ceylan Güzelce | Al Jazeera Türk

Kaynak: http://www.aljazeera.com.tr/al-jazeer...
İçeriğin Devamı Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
3
0
0
0
0
0
0