Görüş Bildir
Haberler
Kalbiniz Dağlanacak: Herkesin En Az Bir Kez Okuması Gereken 7 Sezai Karakoç Şiiri

Kalbiniz Dağlanacak: Herkesin En Az Bir Kez Okuması Gereken 7 Sezai Karakoç Şiiri

Muhammed Said
30.05.2017 - 12:34

Kalbiniz Dağlanacak: Herkesin En Az Bir Kez Okuması Gereken 7 Sezai Karakoç Şiiri

     Bazı şairler vardır; kendi yüreğine derman olamayışı, merhem olur başkalarının yarasına. Bu cümlenin adeta ete-kemiğe bürünmüş halidir edebiyatımızın yalnız çınarı Sezai Karakoç...

     Yaşar gibi yazan bir şairin mısraları; belki geminiz olacaktır ruhlar denizine... Uslu durursanız belki de mısralarına saklanmış şirinleri görebilirsiniz... 

Not: Bu güzel şiirleri okumayı sevmeyen yakınlarınızla paylaşmanız dileğiyle...

İçeriğin Devamı Aşağıda

1.Şiir: Balkon

1.Şiir: Balkon

Çocuk düşerse ölür çünkü balkon 

Ölümün cesur körfezidir evlerde 

Yüzünde son gülümseme kaybolurken çocukların 

Anneler anneler elleri balkonların demirinde 

İçimde ve evlerde balkon 

Bir tabut kadar yer tutar 

Çamaşırlarınızı asarsınız hazır kefen 

Şezlongunuza uzanın ölü 

Gelecek zamanlarda 

Ölüleri balkonlara gömecekler 

İnsan rahat etmeyecek 

Öldükten sonra da 

Bana sormayın böyle nereye 

Koşa koşa gidiyorum 

Alnından öpmeye gidiyorum 

Evleri balkonsuz yapan mimarların

2.Şiir: Batış

2.Şiir: Batış

Güneştir düşen turuncusunda menekşeler sunarım 

Gece artık hiç dönülmeyecek yerlerdeki o sevgiliye 

Çocuklara kekik toplayan o sevgiliye 

Bir kekik uzatan çocuk anne deyince 

Deniz dibinden çatı çeken 

Çocuk üstüne arkadaş üstüne 

Güneştir düşen yeşilinde bir yüz döner 

Değişmeyen o gençliğiyle sevgili 

Ölümden sonraki kurtulma gibi 

Döner döner de gelir karşıma 

Deniz dibinden çıkan ahtapot ölüleri 

Eski utanmaları çeker su yüzüne 

Güneştir kırmızı ve ben en çömezi bir rengin 

Altın hatıralar hükümetinin 

Bitmeyen sultanı o sevgiliye adanmış 

Soy utanç soy anış soy sevgi 

Gel artmaz azalmaz ey sevgi

3.Şiir: Anneler Ve Çocuklar

3.Şiir: Anneler Ve Çocuklar

Anne öldü mü çocuk 

Bahçenin en yalnız köşesinde 

Elinde siyah bir çubuk 

Ağzında küçük bir leke 

Çocuk öldü mü güneş 

Simsiyah görünür gözüne 

Elinde bir ip nereye 

Bilmez bağlayacağını anne 

Kaçar herkesten 

Durmaz bir yerde 

Anne ölünce çocuk 

Çocuk ölünce anne

4.Şiir: Veda

4.Şiir: Veda

Silahlara veda 

Geceye rüyaya ve sana 

Yalnızlığın geyik gözlü köşesinden 

Düzenlerin çıkmazına 

Çizdiğim resmin 

Saat kulesi ağlıyor 

Ağzım o çeşit yok 

Şişe bu çeşit var 

Sen bir gece gelsen 

Güneş doğmasa 

Gitmeden yine gelsen 

Bu yeni geleni 

Bu bize bakanı 

Sana bir anlatsam 

Güneş doğmasa 

Sandıkların içini göstersem sana 

Çizdiğim resmin 

Yalnızlığın geyik gözlü köşesinde 

Bir rafa koyabilsen 

Olup biteni ve onları 

Sabaha kadar konuşsak 

O ürkek ürkek bakanı sana bir anlatsam 

Ateşi karı tüfeği çeksem 

Ocağa pencereye kapıya 

Kemana veda 

Yağmurda şeytan ve şapkası 

Silahın ölümünü kutluyorum 

Tren kaçırmış gibiyim 

Sana veda

5.Şiir: Şehrazat

5.Şiir: Şehrazat

Sen gündüzün gecenin dışında 

Sen kalbin atışında kanın akışında 

Sen Şehrazat bir lamba bir hükümdar bakışında 

Bir ölüm kuşunun feryadını duyarsın 

Sen bir rüya geceleyin gündüzün 

Sen bir yağmur ince, hazin 

Sen şarkılarca büyük uzun 

Sen yolunu kaybeden yolcuların üstüne 

Bir ömür boyu yağan bir ömür boyu karsın 

Sen merhamet sen şefkat sen tiril tiril kadın 

Sen bir mahşer içinde en aziz yalnızlığı yaşadın 

Sen başını çeviren cellat başının güne 

Sen öyle ki sen diye diye seni anlayamayız

Şehrazat ah Şehrazat

Sen sevgili, sen can, sen yarsın

İçeriğin Devamı Aşağıda

6.Şiir: Sevgi

6.Şiir: Sevgi

1. 

Ah benim sevgim çiçek örneği 

Çarpılmışların kinini yeniler 

Beni alnımdan vurmak ister 

Saraların iftiraların gençliği 

Bilirim geçmektir sevgi 

Ölümün en yumuşak en ayarlı yerinden 

Çünkü çocuklar geçer 

Ölümün en yumuşak en ayarlı yerinden 

Zarif vakitlerin seçkin kadınları 

Hazırlardı kızlıklarında (doğum)ları 

Kaçmakla kurtulamadıkları 

Arada uyguladıkları 

2. 

Çölden farklı olmayan bu korku 

Çocukların bu korkudan olur neşeleri 

Siyah sepete baktıkça her biri 

Sıcak hoşluğunu anlarlar ölmenin 

O gün gün ışığından mahrum 

Mahrum bırakılmış genç kızlar 

Anneleriyle parka çıkarlar 

Anneleriyle anneleriyle anneleriyle

7.Şiir: Ve Mona Roza

7.Şiir: Ve Mona Roza

Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara 

Sana doğru uzanan çaresiz ellerimi 

Sırrımı söylüyorum vefakar balıklara 

Yalnız onlar tutacak bu dünyada yerimi 

Koyverip telli pullu saçlarını rüzgara 

Bir çocuğun ardına düşen heykellerimi 

Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara 

Bir çevre sağ elimden bulanık suya düştü 

Ve boğazımı sıktı parmaklar ince uzun 

Günahkar toprağımın saçından bir tel düştü 

Sana ne olmuş Roza, bir derde tutulmuşsun 

Bir ekmek kadar aziz fikirler böyle pişti 

Noel ağaçları ve manolyalar kahrolsun 

Bir çevre sağ elimden bulanık suya düştü 

Şu şapkayı çıkarıp atıyorum ırmağa 

Her şeyim sizin olsun, hep sizin, kesik başlar 

Rüyasında örümcek başlarsa ağlamaya 

İçine gül koyduğum tüfek ölmeye başlar 

Günahını sırtına yüklenen kaplumbağa 

Gibi ölüm önünde öz benliğim yavaşlar 

Öyleyse bu şapkayı atıyorum ırmağa 

Bu erkekler kokuyu kediler gibi alır 

Ve kediler de her gece sürünür yastıklara 

Denizleri bahtiyar eden günler kısalır 

Satılmayan çiçekler zehirli ve kapkara 

Unutulmuş erkekler ve kadınlara kalır 

Bir geyiğin eriyen gözleri düşer kara 

Ve erkekler kokuyu kediler gibi alır 

Ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık 

Ve toprağın rüyaya yılan gibi girişi 

Sana da Mona Roza, taş bebeği bıraktık 

Ellerinde kılıçlı balıkların bir dişi 

Senin hatıran kadar büyük, yeni, karanlık 

Senin hatıran kadar Allah ve şeytan işi 

Ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık 

Bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim 

Ta boğazıma kadar çıkan deli yağmura 

Tüyüme horozdan çok itimat edeceğim 

İtimat edeceğim şu belalı yağmura 

Ruhumu bayrak yapıp ben teslim edeceğim 

Asılmış bir adamın iki eli yağmura 

Bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim 

Bir tren ışığına, güneşe çekmek seni 

Ve bir şehir yaratmak ruhundan Geyve diye 

Parçalanan gemiyi ve yırtılan yelkeni 

Katıvermek sessizce söylenen bir türküye 

Ve sonra bir köşede öldürmek ölmeyeni 

Ve son vermek bu bitmeyen şarkıya 

Bir tren ışığına, güneşe çekmek seni 

Sana tavus kuşunun içine girdiğini 

En son söz olarak söylemek istiyorum 

İçimde tavusların kaybolduğunu 

Bana da bir çift ak kanat kaldığını 

Son, en son söz olarak söylemek istiyorum 

İçime girdiğini, tüyünü yolduğumu 

Son, en son söz olarak söylemek istiyorum 

Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara 

Sana doğru uzanan çaresiz ellerimi 

Sırrımı söylüyorum vefakar balıklara 

Yalnız onlar tutacak bu dünyada yerimi 

Koyverip telli pullu saçlarını rüzgara 

Bir çocuğun ardına düşen heykellerimi 

Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1
1
0
0
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın