Kadınlar Futbolu Cinsiyetçiliğe Karşı Verdiği Savaşı Kazanabilecek mi?

FIFA 2019 Kadınlar Dünya Kupası’nın başarısı futbolun geleceği için çok önemli bir noktaydı ama hala erkekler futboluyla arasında bir ayrım bulunuyor.

YORUM: Ameé Ruszkai | ÇEVİRİ: Can Doğan

FIFA 2019 Kadınlar Dünya Kupası’nı kazanan ABD Kadın Futbol Milli Takımı’nın kupalarıyla birlikte takdim edilmesini beklerken, kadınlar futbolu için harika bir an yaşandı.

O an, toplumun bu oyunu nasıl kabul ettiğine dair acı gerçeklerden uzaklaşabiliyorduk.

Oyuncular, 50 binden fazla insanın ABD Kadın Futbol Milli Takımı’nın ücretlerin artırılması konusundaki mücadelesini nasıl desteklediğini dinliyorlardı.

Sıcak bir yaz gününde Lyon’da gerçekleşen olaylar ise dünya üzerinde büyük bir etki yaratacaktı.

FIFA 2019 Kadınlar Dünya Kupası’nın öncesinde, turnuva sırasında ve sonrasına yaşananlar şirketlerin oyunun bu alanına da reklam verebileceklerinin farkına varmasını sağladı.

FIFA, 2019-2022 yılları arasında kadınlar futboluna 1 milyar dolar yatırım yapacağının garantisini verdi. Visa ise 2025 yılına kadar UEFA’nın kadınlar futbolundaki bütün organizasyonlarına sponsor olmayı kabul etti.

FIFPro’nun da geçtiğimiz Nisan ayında yayınladığı raporda, kadınlar futboluyla ilgili bütün olumlu gelişmeler doğrulanmıştı.

Raporda “Kadınlar futbolunda liglere ve milli takım maçlarındaki taraftar sayısının inanılmaz bir potansiyeli var, yayıncıların ilgisi, yayınların izlenme sayısı ve yeni sponsorların varlığı giderek artıyor. Bu da büyük bir reklam ilgisinin doğmasını sağlıyor” ifadeleri yer aldı.

Geçtiğimiz Kasım ayında Goal’e konuşan Visa Avrupa Pazarlama Deparmanı Başkanı Adrian Farina “Biz kadınlar futbolunu desteklerken uzun bir yola çıktığımızın farkındaydık. Bu birliktelik kesinlikle kısa sürmeyecek. Kadınlar futbolunun tam potansiyeline ulaşmasını vizyon olarak belirledik. Aynı zamanda spor izleyicilerinin kısır döngüsünü de kırmak istiyoruz. Herkesin kadınlar futbolunun farkına varması lazım. Böyle olağanüstü bir şey kimse tarafından kaçırılmamalı.” demişti.

Kadınlar sporunun önemli ajanslarından NextGen Sports’un kurucularından Reece Land ise “Kadınlar futbolundaki bu ticari gelişmelerin, tüm sektörü hayal kırıklığına uğrattığını düşünüyorum” şeklinde konuşmuştu.

Bu ajans sadece üç sene önce kadınlar futboluna giriş yapmıştı. Arsenal’ın efsanevi teknik direktörü Arsene Wenger ile konuşma fırsatı bulan Land, Wenger’in kadınlar futbolunun gelecekteki en büyük şeylerden biri olacağını söylemesiyle birlikte tamamen ikna olmuştu.

Şimdi ise NextGen Sports, kadınlar futbolunun en büyük ajanslarından biri haline geldi. Reece Land de sporun ne kadar büyüdüğünü bizzat görmüş oldu.

Land sözlerine “Üç yılda geldiğimiz nokta neredeyse inanılmaz. Her şey değişti ama kadınlar futbolu hala olması gerektiği yerden çok geride. Ticari büyüme doğru yolda ilerliyor ama yine de normalde daha fazla büyümesi gerekiyordu. Kadınlar futbolunun hala nasıl büyük şirketler tarafından görülmediğini anlamakta zorluk çekiyorum” şeklinde devam etti.

Bu gelişmelerle birlikte kadınlar futbolunun her zaman karşılaşacağı bir sorun var: Futbolda kadının yeri yok…

21. yüzyılda hiçbir ülke ABD kadar kadınlar futboluna gerekli önemi vermedi. ABD Kadın Futbol Milli Takımı, 2015 ve 2019 yıllarında ikisi üst üste olmak üzere toplamda 4 kez bu turnuvada zafere ulaştı.

Öte yandan ABD Erkek Futbol Milli Takımı ise 2014’ten bu yana Dünya Kupası’na katılma başarısı gösteremiyor.

Ancak yine de geçtiğimiz Mart ayında ABD Futbol Federasyonu’nun yaptığı resmi açıklamada erkek futbolcuların daha çok para kazanmalarının nedeni olarak kadınlardan daha fazla yetenek gerektiren bir durumda oldukları ile açıklandı.

Onlara göre bu argüman cinsiyetçi değil, bilim…

ABD Futbol Federasyonu’nun bu açıklaması başka bir sorunu daha gözler önüne seriyor: Kadınlar futbolu ile erkekler futbolunun karşılaştırılması…

Gerçekten maddi ve manevi bütün destekleri arkasına alan dünyadaki erkek sporcuların, kadın sporculara göre daha kaliteli bir ürünü ortaya koyması büyük bir sürpriz mi?

Karşılaştırılan bu iki spordan biri 100 yıldır bütün kıtalarda büyük yatırımlarla desteklenirken; diğeri 50 yıl yasaklandıktan sonra yeni yeni ortaya çıkmaya başlıyor. Bunları nasıl karşılaştırabilirsiniz ki?

İngiltere’de ise durum Phil Neville’ın Kadın Futbol Milli Takını’nın başına geçirilmesiyle değişti. Bütün kariyerini lüks içinde sürdüren Neville’ın sporun içine girmesiyle birlikte, kadın futbolcuların ulaşım ve tedavi gibi temel ihtiyaçlarda bile sorunlar yaşamasının sorgulamaya başlamasına neden oldu.

Neville geçtiğimiz Mart ayında yaptığı açıklamada “Oyuncularım en iyisini elde edene kadar savaşmaya devam edeceğiz. Onlara en iyi fırsatları vermeliyiz” ifadelerini kullandı.

Liverpool, her ne kadar kadınlar futbolunda olmasıyla övünse de, işler göründüğü gibi değil.

The Athletic’in ortaya çıkardığı olayda Liverpool’un sezon öncesi yaptığı ABD kampına giderken, fındığa alerjisi olan bir kadın futbolcu, uçaktaki fındıklı ürünler kaldırılabilecekken bunun yerine tek başına yolculuk etmek zorunda bırakıldı.

Bu örnek yaşanan zorluklardan sadece bir tanesi… Liverpool’un erkek takımının bir taraftarı bu muameleden sonra kadın takımını nasıl ciddiye alabilir ki?

Jürgen Klopp’un yönetimindeki Liverpool’un erkek takımı Avrupa’nın zirvesine çıkmak için mücadele verirken, Liverpool’un kadın takımı ligden düşme tehlikesiyle karşı karşıya.

Merseyside’ın mavi tarafında ise durum tamamen farklı. Everton Kadın Futbol Takımı Teknik Direktörü Willie Kirk, Goal’e yaptığı açıklamada “Erkek takımının durumu ne olursa olsun kadın takımına verilen destek hiçbir zaman azalmadı” ifadelerini kullanmıştı.

ABD Futbol Federasyonu’nun “bilimsel açıklaması” ve Liverpool’un davranışı, futboldaki ayrımcılığın apaçık göstergesi.

Kadınlar futbolu bütün bunlara rağmen büyüyen bir çekiciliğe sahip olduğunu, evrensel olduğunu, tek başına ayakta durabileceğini, izleyen milyonlarca insanı eğlendirebileceğini göstererek değerini kanıtladı.

Kadınlar futboluna olan bu tutumu değiştirmek kolay olmayacak ama unutmayın ki hiçbir şey imkansız değildir.