Özgecan Aslan - Kadın değil İNSAN !
Gündeme büyük yer tutan her olay için her zaman yaptığım gibi, bu olay içinde yine düşüncelerimi, üzüntümü ve acımı kendimle paylaştım, kendi içimde yaşadım. Ama dayanamadım, birkaç cümle yazmak geldi içimden, belki bazı insanların hislerine tercüman olur, bazı insanlara bir şeyleri anlatabilirim diye...
Ölen masum bir canın ardından olayı (her türlü) siyasi boyuta taşıyan kimseler, o sapıktan, o ahlaksızdan, o vicdansızdan, o inançsızdan, o gebermesi gereken adi yaratıktan farksızdır benim için, kalpleri kara bağlamış iğrenç insanlardır. Can gidiyor arkadaşım can gidiyor, lanet olsun ideolojilerinize, Allah kahretsin sapkın fikirlerinizi!
Evet bu iğrenç olayın tek çözümü İDAM, evet cinsiyet farketmeksizin vahşice işlenen her cinayet suçunun cezası idam olmalı. Herkesi derinden sarsan, insanlığından utandıran bu olayda bile toplum olarak kutuplaşabiliyoruz. Kadın-Erkek kutupları, o parti-bu parti kutupları.. Artık anlayın bu mağduriyetin kadını-erkeği yok, o suçun o partisi-bu partisi yok! Bu bizim insanlık suçumuz. Daha geçtiğimiz Nisan ayında 9 yaşındaki Mert'e kıydılar. Keşke o zaman sesimiz (sesiniz) daha gür çıksaydı. Bu iğrenç olayı yaşamak zorunda kalan küçücük bir 'erkek' çocuğu olduğu için belkide umursamadı kimse.. Unutuldu gitti küçük Mert, ya katili? Napıyor sizce, hiç geliyor mu aklınıza? Adını biliyor musunuz o şerefsiniz? Hayır! Ondan daha evvel Münevver vardı. Belkide bir nesli en derinden sarsan ilk cinayet vakası, onu epey uzun süre konuştuk. Çok üzüldük. Sonra unuttuk, 'kızın babasını da parayla susturdular' denildi. Biz can alan adi ile, can veren kızcağızı konuşacağımıza babalarını-analarını konuştuk. Kısa süre önce o katil intihar etti denildi, inanmadık, kaçmıştır kesin dedik. Evet sadece dedik, ve hayatımıza devam ediyoruz. Şimdi günahsız Özgecan'ı konuşuyoruz, içimiz acıyor, ama onuda unutacağız, malesef unutacağız. Bu suçu işleyen oğlunu adalete teslim etmek yerine, yardım eden bir baba var olayın içinde.. Bu iğrençliği ne yasalarla açıklayabilirsiniz, ne kültürle, ne dinle ne de ilimle..
Bunun bir açıklaması yok. Biz belkide böyle adamlarla/kadınlarla aynı mahallede oturuyoruz, aynı otobüse biniyoruz, aynı sokakta yan yana yürüyoruz. Kızını okula göndermeyen, körü körüne anlamadan dinini yaşamaya çalışan yobaz ile, “Pornoma dokunma” – “Sevişirim evlenmem, hamile kalırım doğurmam” pankartlarıyla eylem yapan zihniyet aynıdır. Bu boktan toplumun tek sorumlusu bunlardır.
Siz fikirlerinizi siyasetten çıkarıp insan odağında toplamadığınız sürece tüm katledilen masumları unutacağız. Çünkü biz tüketim toplumuyuz.. Sevgimizi, saygımızı, hoşgörümüzü, nezaketimizi tüketirken farketmeden insanlığımızı tüketiyoruz. Bu belkide bizden bir önceki kuşağın suçu, ülkeye yaşatılan travmaların bedeli, darbe ile sindirilen, sağ-sol, kürt-türk, sünni-alevi olarak ayrıştırılan toplumun ortasına düşmüş anne-babalarımızın suçu.. Yobazlıkla ilimden, inançsızlıkla dininden uzaklaştırılan çok çocuk, çok genç var bu ülkede.. İkisine aynı anda sahip olmalı insan, siz siz olun iyi kalpli,saygılı,sevgili, ahlaklı ve akıllı çocuklar yetiştirin. Bu toplumsal çöküşü yasalar değil, yetiştirdiğiniz doğru insanlarla düzeltebilirsiniz. Ve son olarak;
Akıl fen ilimleriyle tatmin olur, vicdan ise din ilimleriyle..İkisi birleşince hakikat ortaya çıkar.
Yorum Yazın