Güneşin Kızları Dizisi Hafızalardan Silinmeyecek Bir Son İle Ekranlara Veda Etti
Televizyonlarda izlenme rekorları kıran ve geniş bir hayran kitlesi oluşturan Güneş'in Kızları dizisinin sona ereceği yönünde dedikodular geçtiğimiz haftalarda gündemde yer bulmaya başlamıştı.
Söylentiler doğru çıktı ve Güneş'in Kızları dizisi final yaptı.
Başlangıçta çok sevilen ve izlenen dizinin reytinglerinin aniden düşmesinin sebebi ise senaryonun izlediği yön olduğu oldukça açıktı.
Bu kafa yakan ilginç senaryoyu sizler için derledik.
Farklı yaş gruplarını ve farklı ilişkileri ele alan senaryo, Haluk karakterinin etrafında gelişiyordu.
Haluk, kısa süre önce mutsuz giden evliliğini bitirmişti ve oğlu Ali ile yaşıyordu. Varlıklı bir hayat süren Haluk karakteri, Güneş ile tanıştı ve evlenme kararı aldılar.
Güneş'in ise üç kızı vardı. Bu evlilikle beraber dizinin tüm karakterleri tek bir çatı altında toplandı.
Dizinin bu kadar sevilmesini ve büyük bir hayran kitlesi oluşturmasını sağlayanlar ise kesinlikle genç karakterler oldu!
Birbirinden genç, güzel ve sempatik, kızlı oğlanlı karakterleriyle ve bu karakterlerin dizide derinlikli bir şekilde işlenmesiyle insanlar senaryoya bağlandı.
Hüznünü, umursamaz ve dalgacı tavırlarının arkasına gizleyen Ali vardı mesela...
Ali karakteri sadece masmavi gözleriyle değil; varoluşsal dertleriyle, dostluğa verdiği değerle ve dayakçı babası Haluk'a karşı verdiği mücadeleyle de seyirci tarafından çabukça benimsendi.
"Ruh hastası" olarak yaftalanan yakışıklı Savaş ise Haluk'un fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı yeğeniydi.
Haluk, ablası Rana Hanım'ın oğlu olarak büyütülen Savaş'a da oldukça sert davranıyordu ve aslında Rana Hanım'ın çocuğu olmayan bu genci defalarca akıl hastanesi kapatmaya çalıştı.
Savaş'ın geçmişini, gerçek anne babasını ve Haluk'un ona olan nefretinin sebebini merak eden pek çok kişi de diziyi kaçırmadan izlemek zorunda kaldı!
Sürükleyici senaryonun yanında Savaş yakışıklısını izlemek ise bonustu!
Hırçın ve hareketli Nazlı...
Ailesine her şeyden daha fazla önem veriyordu ve dostu Savaş için çok çaba harcayacaktı.
Dünyalar güzeli Selin ise derdini tasasını içine atan havai bir kızdı.
O da Ali gibi geçmişinden kaçmaya çalışıyordu.
Bu gençlerin birbirlerine aşık olmaları diziye karmaşık ve tatlı bir hava kattı.
Genç aşıkların yollarına çıkan engelleri ve aralarındaki güzel kimyayı izlemek dizinin en etkili taraflarından olmuştu.
Fakat dizinin başında sadece öfkeli bir adam sandığımız Haluk'un eşini ve çocuğunu dövdüğüne dair karanlık sırları ortaya çıkmaya başlar.
Elbette ki dizi karakterlerinin çoğunun bunu fark etmesi zaman alacaktır.
Haluk sadece öfkeli biri değil, aynı zamanda hastalıklı bir psikolojiye de sahiptir.
Kendisiyle de kavgalı olan bu karakterin, çevresindekilere verdiği zararın haddi hesabı yoktur; fakat asıl en büyük suçu henüz gün yüzüne çıkmamıştır.
Haluk'un annesi, ikinci çocuğunun doğumundan sonra öldüğü için; Haluk bu durumdan erkek kardeşini sorumlu tutar.
Hatta erkek kardeşini baş başa çıktıkları bir av gezisi sırasında tüfekle vuran Haluk'u, erkek kardeşi yine de ihbar etmez.
Zamanla ortaya çıkar ki; Güneş aslında Haluk'un erkek kardeşinin geçmişte aşık olduğu bir kadındır. Bu durumda, Haluk'un Güneş'i kasıtlı olarak bulup evlenmiş olması ihtimaline seyircinin kafası takılır.
Lakin basit bir tesadüf olduğunu düşünenler de olur.
En büyük karanlık sır ortaya çıktığında ise, dizi büyük bir izleyici kitlesi kaybetti.
Şüpheci seyirciler haklı çıkmıştı: Haluk, kardeşine olan nefretinden dolayı, sırf onu üzmek için Güneş'in peşine düşmüş ve onunla evlenmişti.
Fakat senaryoya şok edici olaylar da eklendi. Güneş'in ikiz kızları Nazlı ve Selin, Haluk'un kızlarıydı!
Yıllar önce Haluk, Güneş'in eski kocasına para teklif ederek, Güneş'i ellerini ve gözlerini bağlayarak tenha bir bölgeye getirmesini istemişti. Güneş'in eski kocası, Haluk'un bu teklifini kabul etti ve Haluk, Güneş'e tecavüz etti.
Kendisine kimin tecavüz ettiğini bilmeyen Güneş, bu olaydan sonra hamile kaldı. Bu olayın travmasını uzun süre atlatamadı. Sonradan tecavüzcüsüyle evleneceğinden ise hiçbir haberi yoktu.
Bu sert ve tüyler ürpertici olayın senaryoda yer almasıyla beraber pek çok kişi izlemeyi bıraktı.
Bir yaz dizisi olarak başlayan ve güzel gençlerin heyecanlı hikayesini konu alan dizi çizgisinden oldukça uzaklaşmıştı.
Bu durumda aşık olan gençlerin de birbirleriyle akrabalık bağı bulunacağını düşüneceksiniz; fakat Savaş ve Ali de aslında başkalarının çocuklarıydı.
Tüyler ürperten bir sonla noktalanan dizinin ardından ise genç ve güzel aşıkların heyecanlı ve tatlı hikayeleri kaldı.
Hoşçakal, Güneş'in Kızları.
Türk izleyicileri inanılmaz senaryonu uzun süre unutamayacak!
Yorum Yazın