Geç Kalmış Bir Fazıl Say Yazısı

Bundan bir süre önce bu söyleme katılmıyor, katılmak istemiyordum. Kendimi dizginliyor, moralimi bozmamak için bazı şeyleri görmezden geliyordum.

Fakat artık gelemiyorum. Olup biten bunca şeyi görmezden gelmeyi kendime yediremiyorum.

Aslında biraz geç kalmış bir yazı bu. Say’acak onca hüneri varken son günlerde kini, öfkeyi, cezayı peşi sıra say’dırdığımız Fazıl Say’a hitaben yazılmış geç bir yazı…

Övünülecek hemen hemen hiç bir şeyi kalmamış bir ülkenin, sayılı hünerlerine yaptığı bu acımasızlık, bu “zorunlu taraftarlık”, artık uluslararası basınında gündeminde. Yani dünya bizi konuşuyor. İfade özgürlüğü konusundaki titizliğimiz artık dünya ülkelerinin dilinde.

Bugün yaşananlar, geçmişte acı hatıralarını yaşadığımız bir çok elim olayın modern halidir. ’Senlik-benlik’ kabadayılığının havada uçuştuğu, kendinden olmayana karşı sorgusuz sualsiz küfrün çarklarının harekete geçtiği, hakareti, öfkeyi marifet bilenleri içinde barındıran öfke zincirinin günümüz hali.

Zorunlu taraftarlık

Hani Fazıl Say’a, “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” suçundan ceza verildi ya…

Hemde ağzından tek kelime çıkmadan, hemde kendisinin değil, Ömer Hayyam’ın bir şiirini paylaştığı için…

Peki bu ülkede 25 milyon Alevi var. Sadece bir gün değil, hemen her gün hakarete, tehdide maruz kalıyorlar.

Bakınız son olay…

Hemde bir okulda…

Sözleşmeli din kültürü öğretmeninin tüm sınıfa, “onların elinden yemek yenmez” demek suretiyle Aleviliği aşağılaması. Hemde kendi sözleriyle, hemde bu ülkenin geleceği olan gençlere, hemde alenen…

Bu olay neden gündemde yer bul(a)madı? Birilerinin o din öğretmeniyle aynı fikirde olduğundan mı, yoksa Aleviliği benimseyen halkın halktan sayılmadığından mı.

Öyle ya, suçun adı, “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” değil mi?

İşte asıl alenen aşağılama budur.

Bu ülkede yaşayan, farklı din ve mezheplere mensup olan diğer insanlarımızı saymıyorum bile. Fakat onlara da belki ilerleyen günlerde farklı bir yazıyla değinebilirim.

Durumun özeti budur.

Burada yapılması gereken, öyle bir yerlerden alınan gazla hareket etmeyip, artık tüm dünyanın gördüğü, fakat bizim bir türlü göremediğimiz gerçeklerin farkına varmaktır.

Daha fazla düşmeden, daha fazla düşürülmeden.

Aşağıdaki yazılar da ilginizi çekebilir12 Mart 2013 -- Şu kanlı zalimin ettiği işler

Zulüm, sömürü, katliam.

Yıllardır Alevi kesimin payına bunlar düştü.

Faşizmin sömürü düzeninin devamı için hep Alevilerin kanı aktı.

Yanan, yakılan yine onlar oldu.

Sivas’ta, Çorum’da, Mar...10 Şubat 2013 -- Pozitif düşünmek, düşünmek ve biz

Pozitif düşünmeyi unuttuk.

Olup bitenler, yapılanlar, yazılıp çizilenler… Hepsi bize pozitif düşünmeyi, pozitif yaklaşmayı unutturdu. Olaylara gülümseyerek bakmıyoruz artık.

Sağımız solumuz, ark...11 Mart 2013 -- Cumhuriyet ve Kültür

Türkiye Cumhuriyeti’nin tam bir analizini yapabilmek için öncelikle Cumhuriyet kavramı üzerinde temel bilgiler edinilmeli. Cumhuriyet, siyasi bir oluşumun yanında toplumsal bir yaşam biçimi olarak da ...18 Şubat 2013 -- Ay antolojisi

Haftanın ilk gününe güzel bir ay antolojisi okuyarak başlayın istedim.

Hiç uzatmıyorum. Şimdi ben susuyorum, sözü her ay için yazılmış ve farklı kültürlerden derlenmiş bir 'ay antolojisi' olan aşağ...14 Şubat 2013 -- Sanatsız mısınız?

Sanat, insanoğlunun gereksinimleri doğrultusunda ortaya çıkmış ve bilimin temellerini oluşturmuştur.

Müzikten tiyatroya, heykelcilikten ressamlığa tüm bu alanlar insanoğlunun gücü ve yaratıcılığıyl...