Görüş Bildir
Haberler
Erdoğan: 'Başkanlık Konuşulmaz Yaşanır'

Erdoğan: 'Başkanlık Konuşulmaz Yaşanır'

FreiGeist
10.03.2015 - 14:10 Son Güncelleme: 10.03.2015 - 14:11
İçeriğin Devamı Aşağıda

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ' CHP'nin kapatılacağı' yolundaki iddilara ilişkin olarak, 'Ana muhalafet partisi de gelsin. Parti kapatmayı yasaklayın. Ondan sonra hiç kimse kuşlardan haber aldım. Bizim parti kapatılacak diye ortalarda dolaşmasın' dedi. Erdoğan başkanlık sistemine ilişkin ' Başkanlık konuşulmaz yaşanır' ifadelerini kullandı...

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda dördüncü kez muhtarlara hitap etti.

Erdoğan, parti kapatma iddiaları hakkında değerlendirmede bulunarak 'Ben geçenlerde başbakana da söyledim. Meclis'e getirin bu işi. Buyrun gelin bir hafta içerisinde hemen birlikte yasa teklifini getirelim. Fazla bir şey değil 3-5 maddelik iş. Partilerin kapatılmasını ortadan kaldıralım. İktidar partisi adım attı. Hadi gelin destekleyin. Sağa sola kaçmayın. Neyin şikayetini yapıyorsunuz? Temenni ederim ki süratle bu iş hallolur. Ana muhalefetle iktidar partisi bir araya gelsin, bu işi bitirir. Artık ondan sonra da hiçkimse kuşlardan haber aldım. Benim partimi kapatacaklar diye ortada dolaşmasın' dedi. 

'CUMHURBAŞKANLIĞI KÜLLİYESİ, ARTIK SARAY DEMEYECEĞİZ'

Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na artık Cumhurbaşkanlığı Külliyesi deneceğini kaydeden Erdoğan, 'Toplantılarımızı en büyük ölçekte bu salonda yapabiliyoruz. Yakında şu anda inşaatı devam eden aynı anda 2 bin kişiyi alabilecek büyüklükte bir kongre merkezi inşa ediyoruz. Bu kongre merkezimiz bittiği anda o zaman 2 bin muhtarımızı bir anda oraya davet edeceğiz. Bu bize bir şey sağlayacak. Türkiye'nin geniş katmanlı bütün STK'larıyla gruplarıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde artık saray demeyeceğiz, bir araya gelmek suretiyle devlet milletiyle çok daha farklı şekilde kaynaşmaya başlayacak. Burası milletin evi' diye konuştu.

'ANA MUHALEFETLE İKTİDAR PARTİSİ BİR ARAYA GELSİN, BU İŞİ BİTİRİR'

Parti kapatma iddiaları hakkında konuşan Erdoğan, 'Neymiş partilerini kapatacaklarmış. Niye senin partini kapatsınlar? Benim genel başkan olduğum parti 2007'de kapatılmak istendi. Bunların hiçbirinin sesi çıkmadı. Kapatılsa zil takıp oynayacaklar. 2010'da Anayasa değişikliğinde dedik ki parti kapatılmasını yasaklayalım. İnanır mısınız o maddenin görüşülmesinde hepsi Meclis'i terk etti. Ne yazık ki partimin içinden de ihanet edenler çıktı. Onlar da o maddenin görüşülmesinde bulunmayınca biz 330'u yakalayamadık. Ben geçenlerde başbakana da söyledim. Meclis'e getirin bu işi. Buyrun gelin bir hafta içerisinde hemen birlikte yasa teklifini getirelim. Fazla bir şey değil 3-5 maddelik iş. Partilerin kapatılmasını ortadan kaldıralım. Zorlaştıralım demiyorum. Kapatılmayı tamamen ortadan kaldıralım. Bunun adımı atılsın. Milleti aldatmaya gerek yok. Dürüst olmak gerek. İktidar partisi adım attı. Hadi gelin destekleyin. Sağa sola kaçmayın. Neyin şikayetini yapıyorsunuz? Temenni ederim ki süratle bu iş hallolur. Ana muhalefetle iktidar partisi bir araya gelsin, bu işi bitirir. Artık ondan sonra da hiçkimse kuşlardan haber aldım. Benim partimi kapatacaklar diye ortada dolaşmasın' ifadelerini kullandı.

'BÜYÜK DEVLETLERE BURALAR YAKIŞIR'

Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na yönelik muhalefetin eleştirilerini değerlendiren Erdoğan, 'Şu anda içinde bulunduğumuz Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile ilgili ana muhalefetin başındaki zat, yok kaçak saraydı yok şuydu yok buydu durmadan atıyor, tutuyor. Büyük devletlere buralar yakışır. Bunu böyle bileceksin. Büyük hedefleri olmayanlar büyük hayallergözetmeyenler buraları düşünemezler. Bu millet büyük bir millet. Dolayısıyla ona yakışan neyse onu yapacaktır ev şu anda bunu yapıyor' şeklinde konuştu.

'KADINA ŞİDDETLE İLGİLİ GELECEK BÜTÜN HABERLERİ CUMHURBAŞKANLIĞI SARAYI'NDAN TAKİP EDECEĞİZ'

Kadına yönelik şiddetin engellenmesi konusunda Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda çalışma yapacak bir birim kurulacağını aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Kadına şiddet insanlığa ihanettir. Kadın dediğiniz erkek dediğiniz herkes nihayetinde insandır. Gerçekten de karşımızdakine kadın-erkek diyerek değil de insan olarak baktığımızda pek çok meselenin kendiliğinden çözüm yoluna girdiğini görürüz. Cumhurbaşkanlığında bir birim oluşturuyorum. Bu birimdeki kardeşlerimiz hanım kardeşlerim özellikle Türkiye genelinde kadına şiddetle ilgili gelecek bütün haberleri bizzat buradan takip edeceğiz. Böylece nerede ne oluyor anında bunlara müdahale etmeye fırsat bulacağız. Mahallesinde şiddete uğrayan mazlum durumuna düşen kadınların bulunduğu muhtarımız, eğer bu sıkıntı kendi aile fertlerinden birinin başına gelmiş gibi hissedip gerekli mücadeleyi verecektir. Allah'ın emanetine sahip çıkmayan milletin emanetine de sahip çıkamaz. Kadınlar Allah'ın tüm insanlığa bir emanetidir. Ben bunu söyledim diye, bir kadın STK'sının başında olan kadın diyor ki 'Kadın emanetmiş nasıl söylenir' diyor. Bu yüceltmedir, kadının önemini ortaya koymadır. İnsan emanetinin kıymetini bilmezse insan değildir. Emanete hıyanet neyse odur. Ben muhtarlarımızdan bu konuda çok daha fazla hassasiyet bekliyorum'

Erdoğan'ın açıklamalarından diğer öne çıkanlar şöyle:

Ülkenin seçilmiş cumhurbaşkanına, iktidarına diktatör yaftası vuruyorlar. Bu şekilde iftira ettikleri kişi, bir değil, iki değil, üç değil tam dokuz defa, hem de oylarını sürekli artırmak suretiyle milletin desteğine mazhar olduğunu göstermiş biri.

Zannediyorlar ki bu millet değerlendirmesini yapmıyor. Bu millet çok uyanık ya. Milletimizle kimse dalga geçmesin, cevabını sandıkta alır. Muhalefetin başındakiler böyle bir destek elde etse, bana hemen anında milli şefliğini ilan etmeye kalkar. Bunların geçmişinde iktidarı ele geçirmek, her şeyi meşru sayan bir kültür var. Olmayan hadiseleri olmuş gibi gösterip kamuoyunu galeyana getirme konusunda bunlar pek mahirdir. Dökülürler sokağa, üniversitelileri sokağa dökmeye kalkarlar. Bu yaptıkları işler bizi hep geriye götürdü.

12 Eylül öncesinde kardeşi kardeşe kırdırmak için kurulan tezgahları, katledilen evlatlarımızı unutmadık. Gezi olayları sırasında sergilenen, panzer insanları ezip geçti, annelerin kucaklarından çocuklarını alıyorlar ahlaksızlıklarını unutmadık. Bunları unutmadık. Dönemimizde 3,5 milyar fidan ve ağaç diktik biz. Bize kalkıp Taksim'de 12 tane ağacın söküldüğünü, şöyle yapıldı böyle yapıldı, hepsi yalan.

Sökülerek, modern imkanlarla, ağacı söker bir başka yere de gider diker. Taksim'den alınıp hürriyet tepesine dikilecek ağaçlarla ilgili kıyameti kopardılar.

Ama Yalova'da asırlık çınarı kestiler, hiç onların sesi çıkmadı. Sarıyer'de sesleri çıkmadı. Neredesiniz tencere tavacılar? O canım canım çınarların nasıl kesildiğini gördünüz.

Hala masum gençlerin canı pahasına üniversiteleri kavgaların merkezi haline getirme, Gezi olaylarını yeniden alevlendirme rüyasını görenler var. Türkiye o karanlık günleri geride bıraktı. Artık hiçbir vatandaşım bu provokasyonlara rağbet etmiyor, etmeyecek. İçinde şiddet olduğu hiçbir hareketin grubun milletimizden güç almak mümkün değildir.

Bir spot film gösterildi. Bu film internette televizyonlarda yayınlanıyor. Belki seyretmeyenler vardır diye, bunu sizlerle birlikte bir daha seyredelim. Ne diyoruz bu filmde, kadına şiddet insanlığa ihanettir. Kadın erkek engelli çocuk yaşlı dediğimiz herkes insandır. Neşet Ertaş, kadın insan, erkek insanoğlu diyor. O meşhur roman şarkısında ne diyorlar, o da Allah kuludur her kim olursa olsun. Karşımızdakine kadın diyerek, erkek diyerek, şu mezhepten diyerek değil de insan olarak baktığımızda pek çocuk meselenin kendiliğinden çözüm yoluna girdiğini görürüz.

Ben Uşak'ta 2006 orada konuşmamda dedim ki, 'devletin bireysel suçları yani bir kişinin bir kişiyi öldürmesine karşı affetme yetkisi yoktur. Öbürünün affetme yetkisi mağdurundur, mazlumundur. Diyelim ki Özgecan'ın annesi babası affederse affedebilir. Devlet Özgecan'ın katilini failini ki hemen yakalandılar, affetme yetkisine sahip değildir'

Ağırlaştırılmış müebbet hapisle bu süreç şu anda işliyor. Bu konuda artık sorumluluk yargınındır. Yargı bu konuda adaletle karar vermek durumundadır ki o anne o baba ne yapsın, huzura ulaşmaz ya, kısmen biraz huzur bulur.

Mahallesinde şiddete uğrayan mazlum durumuna düşen kadınların bulunduğu muhtarımız, eğer bu sıkıntı kendi aile fertlerinden birinin başına gelmiş gibi hissedip gerekli mücadeleyi verecektir. Allah'ın emanetine sahip çıkmayan milletin emanetine de sahip çıkamaz. Kadınlar Allah'ın tüm insanlığa bir emanetidir.

Ben bunu söyledim diye, bir kadın STK'sının başında olan kadın diyor ki 'kadın emanetmiş nasıl söylenir' diyor. Bu yüceltmedir, kadının önemini ortaya koymadır. İnsan emanetinin kıymetini bilmezse insan değildir. Emanete hıyanet neyse odur. Ben muhtarlarımızdan bu konuda çok daha fazla hassasiyet bekliyorum.

Eskiden eğlence için üretilen hava fişekleri artık can almaya dönüştü. Biz sapanı eskiden çocuklukta farklı kullanırdık. Bunlar sapanı demir bilyeyle insan canı almakta kullanıyor. Silah neyse, molofot da o, sapan da o, havai fişek de o. Cezaları şimdi arttı, arttığından dolayı rahatsızlar.

'ERKEKSEN PANTOLONUNLA DOLAŞ, NİYE ETEK?'

İç Güvenlik Paketi hakkında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: 'Durmadan engelliye engelliye daha şurada 50 küsür maddeye ancak gelebildiler. Çıkacak, o ayrı mesele. Ama niye bize zaman kaybettiriyorsunuz? Bir an önce parlamentogörevini yapsın. Zaman kaybettirmekten başka işe yaramıyor. Eskiden eğlence için üretilen hava fişekleri artık can almaya dönüştü. Biz sapanı eskiden çocuklukta farklı kullanırdık. Bunlar sapanı demir bilyeyle insan canı almakta kullanıyor. Silah neyse, molofot da o, sapan da o, havai fişek de o. Cezaları şimdi arttı, arttığından dolayı rahatsızlar. Bakınız çok daha enteresan. Maskeyle dolaşıyorlar. Niye dolaşıyorsun? Eğer terörist değilsen maske takmana gerek yok. Niye etek? Erkeksen pantolonunla dolaş, niye etek? Orada da yine hanım kardeşlerimize saygısızlık var. Tanınmayalım diyor, etek giyiyor, maske takıyor. Bir kısmı da maskeyle parlamentoda oturuma katılıyor. Nasıl bir milletvekilisiniz siz ya? Neymiş poşu takmış, o öyle takılmaz. Yasal olmayan şeyleri meşrulaştırma gayretleri var'

'BAŞKANLIK SİSTEMİ BENİM ŞAHSİ ARZUM ASLA DEĞİLDİR'

Demokratik sistem içinde hızlı karar alabilme, bunları uygulama mekanizmalarına ancak başkanlık sistemiyle sahip olunabilir. Bunu 12 yıllık başbakanlık dönemimde yaşadım, gördüm. Yani damdan düştüm. Damdan düşerek de nerede sıkıntı var, bunu bizzat yaşadım. Nerede eksik var, bunu bizzat yaşadım.

Bu konu sıradan bir teori olayı değildir. Teorinin pratikle, uygulamayla bütünleşme olaydır. Bu konuşulmaz, bu yaşanır. Ben bunu aynı zamanda yaşadığım için anlatıyorum. Bugün G7 ülkelerinin de G20 ülkelerinin de önemli bölümü, başkanlık veya yarı başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Bu adamlar akılsız mı? Bunlar şimdi en ileri olan ülkeler. Bunlar niye acaba başkanlık sistemiyle yönetiliyor? Geri kalmış ülkelere baktığınız zaman, oralarda da rastgele şeyler görürsünüz.

Ajanslar

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0