Görüş Bildir
Haberler
Doğumdan sonra iş bırakmaya son!

Doğumdan sonra iş bırakmaya son!

Hukuk
30.04.2015 - 14:52 Son Güncelleme: 05.05.2015 - 18:53

Doğumdan sonra iş bırakmaya son!

Bakanlar Kurulu’nca 19/1/2015 tarihinde kararlaştırılan “Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, meclis gündemine alındı.

Tasarıyla, özel kreş ve gündüz bakım evlerine 5 yıl vergi muafiyeti getirilerek, ulaşılabilir ve nitelikli çocuk bakım hizmetlerinin yaygınlaşmasının sağlanması, böylelikle fiyatların düşürülmesi, Gerek devlet memuru, gerekse özel sektörde çalışan kadınlara, doğum sonrası yarım zamanlı çalışma ve ödenek imkanı getirmek  suretiyle, hem ebeveynlerin çocukları ile okul öncesi daha sık vakit geçirmelerinin sağlanması, kadın çalışanların, doğum nedeniyle iş bırakmalarının önüne geçilerek, kadın istihdamı oranının arttırılması amaçlanmıştır.

Tasarının gerekçesinde;

Çalışan kadınların iş ve aile yaşamı dengesini sağlayacak destek unsurlarında yaşanan sorunlarla birlikte ülkenin demografik yapısı değerlendirildiğinde, Türkiye’nin nüfus yapısı itibarıyla yaşlanan ülke olarak kabul edilmeye başlandığı,

Toplam doğurganlık hızı 1973’te 4,33 iken, 2008’de 2,16’ya, 2013’te ise 2,07’ye düştüğü. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan demografik projeksiyonlarda gerekli önlemler alınmadığı takdirde 2050 yılında bu rakamın 1,65’e düşeceğinin hesaplandığı,

2013 yılında 5,9 milyon olan 65 yaş üzeri nüfusun 2023 yılında 8,6 milyon ve 2050 yılında 19,5 milyon olacağının öngörüldüğü, bunun, pek çok Avrupa ülkesinin nüfusundan daha büyük bir kitleyi oluşturduğu, bu durumun, ülkemizin önemli stratejik avantajlarından biri olan genç nüfusun azalmasına ve kalkınma sürecinin sekteye uğramasına yol açabileceği endişesini yarattığı,

Bu bağlamda,  genç nüfus artışını destekleyecek yeni politika ve düzenlemelere ihtiyaç olduğu, bu kapsamda halen çalışan kadınların her bir doğumu için yapılan doğum yardımı ve emzirme ödeneği yerine doğum yapan her anneye bu ödeneğin verilmesinin, bu yöndeki nüfus politikalarını destekleyeceğinin öngörüldüğü,

Anayasanın eşitlik ilkesini düzenleyen 10 uncu maddesinde, vatandaşlar arasında cinsiyete dayalı bir ayrımcılık yapılamayacağı, kadınlar ve erkeklerin eşit haklara sahip olduğu; Devletin, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlü olduğu, bu maksatla alınacak tedbirlerin eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamayacağının hükme bağlandığı,

Bununla birlikte Onuncu Kalkınma Planı (2014-2018) Öncelikli Dönüşüm Programları kapsamında oluşturulan Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Eylem Planında; kaliteli, hesaplı ve kolay erişilebilir kreş imkânlarının yaygınlaştırılmasının amaçlandığı,

Bu bağlamda Millî Eğitim Bakanlığı izni ile açılan okul öncesi eğitim kurumlan beş vergilendirme döneminde gelir vergisi ve kurumlar vergisinden istisna tutulurken, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının açılış izni ile faaliyet gösteren özel kreş ve gündüz bakımevlerinin bu destekten yararlanamadığı, ancak her iki kurumun izni ile hizmet veren okul öncesi kurumlarda uygulanmakta olan eğitim programlarının birbirleri ile uyumlu olduğu, dolaysıyla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının açılış izni ile faaliyet göstermekte olan özel kreş ve gündüz bakımevlerinin vergi istisnası uygulamasından yararlanamaması aynı hizmeti sunan kuruluşlar arasında haksız rekabete yol açtığı,

Bu kapsamda, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının açılış izni ile faaliyet gösteren özel kreş ve gündüz bakımevlerinin faaliyete geçtiği vergilendirme döneminden itibaren Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okul öncesi eğitim kurumlarında uygulandığı gibi beş vergilendirme dönemi itibarıyla elde edilen kazançların gelir vergisinden ve kurumlar vergisinden istisna tutulmasına yönelik düzenlemenin yapılmasına ihtiyaç duyulduğu, ayrıca, yapılan düzenleme ile pek çok Avrupa Birliği (AB) ülkesinde olduğu gibi belediyelere kreş ve gündüz bakımevlerini açma yükümlülüğü getirilmesi, böylece yerel yönetimler aracılığıyla ulaşılabilir okul öncesi bakım kurumları sayısının arttıracağının hedeflendiği,

Diğer taraftan, sağlıklı nesiller yetiştirerek toplumun devamlılığına hizmet eden ebeveynlerin aile, toplum ve bireyler için taşıdığı bu denli önemli sorumluluğun, Devlet memuru iken muvazzaf askerlik hizmetini yapmak üzere görevinden ayrılan memurların askerlikte geçen sürelerinin derece ve kademe ilerlemesi yapılmak suretiyle değerlendirildiği gibi, Devlet memuru iken doğum sonrasında kullanacakları aylıksız izin sürelerinin de aynı şekilde derece ve kademe ilerlemesi yapılmak suretiyle değerlendirilmesi, memur olan kadınların çalışırken çocuk sahibi olmasını desteklemesi bakımından önemli olduğu,

Ulaşılabilir ve nitelikli çocuk bakım hizmetlerinin yaygınlaşmasının kadın istihdamını artıracağı hususuna, gerek uluslararası gerekse ulusal dokümanlarda yer verildiği,  konuya ilişkin olarak uluslararası gelişmelere bakıldığında; EUROSTAT (Avrupa İstatistik Ofisi)‘ nin 2013 yılı verilerine göre AB-28 ülkelerindeki 15-64 yaş grubundaki kadın istihdamı oranının %58,8 olduğu, bu oranın yüksek olmasında yarı zamanlı çalışmanın yaygın olması yanında “Ebeveyn izni” kapsamında uygulanmakta olan izin politikalarının da etkili olduğunun görüldüğü,

Onuncu Kalkınma Planının birçok bölümünde ise kısmî çalışmayı da kapsayan esnek çalışmaya atıfta bulunulmakta olup; esnek çalışma biçimlerinin yaygınlaştırılması, kamu personel sisteminde uygun iş ve kuruluşlardan başlanarak esnek çalışma modelinin geliştirileceği hedefine de yer verildiği vurgulandı.

Gerekçede ayrıca, okul öncesi dönemin, çocuğun anne ve babaya en fazla ihtiyaç duyduğu zaman dilimi olduğu, bu dönemin sorunsuz geçirilmesi için ebeveynler tarafından kullanılacak kısmî çalışma sürelerinin düzenlenmesi sağlıklı bir toplum için son derece önemli olduğu,

Ülkemizde çok sayıda çalışan kadın, 16 haftalık analık izninin bitiminde bebeğini yeteri kadar anne sütü ile besleyememesi, çocuğunu bırakacağı kimse bulamaması veya çocuk bakım hizmeti satın alabilecek ekonomik yeterliliğe sahip olmaması gibi nedenlerle işgücü piyasasından çekilmek zorunda kalabildiği, Uzmanlara göre, çocuğun ileriki yaşantısında sağlıklı bir ömür geçirebilmesi için ilk altı ay, anne sütü ile beslenmesi nedeniyle daha uzun süre anne ile birlikte olmasına ihtiyaç duyduğu bir dönem olduğu,  yine, özgüven gelişiminin insanda doğumla başladığı ve doğumdan sonraki ilk bir yıl içinde psiko-sosyal açıdan bakıldığında temel güven duygusunun oluştuğu bir süreç olarak devam ettiği, Dünya Sağlık Örgütü’nün ; çocuğun ruh ve beden sağlığı için bebeklerin ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmesini önerdiği, bu kapsamda kadın memur ve işçilerin kullandıkları analık izni sonrasında birinci doğumda iki ay, ikinci doğumda dört ay, sonraki doğumlarda ise altı ay süreyle günlük çalışma süresinin yarısına kadar azaltılabilmesi imkânının tanınmasıyla, hem bebeğin daha uzun süre annesiyle kalması ve anne sütü ile beslenmesi hem de kadının iş ortamından daha uzun süre uzak kalmasının önüne geçilmesinin sağlanacağı,

Bu Kanun ile yapılacak düzenlemede; çalışan ebeveynlere çocuk mecburi ilköğretim çağma gelinceye kadar haftalık çalışma saatlerini yarısı kadar azaltarak çalışma imkânının tanınması ile; hem kadınların iş hayatından kopmadan çalışma imkanı sağlanacak hem de çocuk bakım sorumluluğunun ebeveynlerin ortak sorumluluğunda olduğu ve geleceğin sağlıklı nesillerle inşa edilmesi anlayışının bir Devlet politikası olarak algılanması destekleneceği belirtildi.

AİLENİN VE DİNAMİK NÜFUS YAPISININ KORUNMASI AMACIYLA BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 20 nci maddesinin başlığı “Kreş ve gündüz bakımevleri ile eğitim ve öğretim işletmelerinde kazanç istisnası” şeklinde değiştirilmiş, aynı maddenin birinci fıkrasında yer alan “Okul öncesi eğitim” ibaresi “Özel kreş ve gündüz bakımevleri ile okul öncesi eğitim” şeklinde değiştirilmiş ve aynı fıkranın ikinci cümlesine “İstisna,” ibaresinden sonra gelmek üzere “kreş ve gündüz bakımevleri ile” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 2- 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesinin “Ortak Hükümler” bölümünün (C) fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.

“8- 108 inci maddenin (B) fıkrası uyarınca kullanılan aylıksız izin süreleri, her yıl için bir kademe ilerlemesi ve her üç yıl için bir derece yükselmesi verilmek suretiyle değerlendirilir.”

MADDE 3- 657 sayılı Kanunun 104 üncü maddesinin (A) fıkrasına beşinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle ile aynı fıkranın sonuna aşağıdaki cümleler ve aynı maddeye (E) fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş, mevcut (F) fıkrası (G) fıkrası şeklinde teselsül ettirilmiştir.

“Doğum Öncesi analık izninin başlaması gereken tarihten önce gerçekleşen doğumlarda ise, doğumdan analık izninin başladığı tarihe kadarki süre doğum sonrası analık iznine ilave edilir.”

“Üç yaşını doldurmamış bir çocuğu eşiyle birlikte veya münferit olarak evlat edinen memurlar ile memur olmayan eşin münferit olarak evlat edinmesi hâlinde memur olan eşlerine, çocuğun teslim edildiği tarihten itibaren sekiz hafta süre ile izin verilir. Bu izin evlatlık kararı verilmeden önce çocuğun fiilen teslim edildiği durumlarda da uygulanır.”

“F) Doğum sonrası analık izni süresi sonunda kadın memur, isteği halinde süt izni verilmeksizin ve çocuğun hayatta olması kaydıyla birinci doğumda iki ay, ikinci doğumda dört ay, sonraki doğumlarda ise altı ay süreyle günlük çalışma süresinin yarısı kadar çalışabilir. Çoğul doğumlarda bu sürelere birer ay ilave edilir, çocuğun engelli doğması halinde her durumda bu süre onıki ay olarak uygulanır. Üç yaşını doldurmamış bir çocuğu evlat edinen memur da isteği üzerine çocuğun fiilen teslim edildiği tarihten itibaren bu haktan aynı esaslar çerçevesinde yararlanır. Memurun çalışacağı süreler ilgili kurum tarafından belirlenir.”

MADDE 4- 657 sayılı Kanunun 108 inci maddesinin (B) fıkrasına “analık izni süresinin bitiminden” ibaresinden sonra “veya aynı maddenin (F) fıkrası uyarınca verilen izin süresinin bitiminden” ibaresi eklenmiş ve aynı maddenin (C) fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Üç yaşını doldurmamış bir çocuğu eşiyle birlikte veya münferit olarak evlat edinen memurlar ile memur olmayan eşin münferit olarak evlat edinmesi halinde memur olan eşlerine, çocuğun fiilen teslim edildiği tarihten itibaren, istekleri üzerine yirmidört aya kadar aylıksız izin verilir.”

MADDE 5- 657 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“Doğum sonrası yarım zamanlı çalışma

EK MADDE 43- Doğum yapan memurlar doğum sonrası analık izninin veya 104 üncü maddenin (F) fıkrası uyarınca kullanılan iznin bitiminden, eşi doğum yapan memurlar ise babalık izninin bitiminden, ilgili mevzuatı uyarınca çocuğun mecburi ilköğretim çağının başladığı tarihi takip eden aybaşma kadar olan dönemde, çocuğunun bakımı ve yetiştirilmesi amacıyla haftalık çalışma saatlerinin normal çalışma süresinin yarısı olarak düzenlenmesini talep edebilirler. Bu kapsamda yarım zamanlı çalışmaya başlayan memur, aynı çocuk için bir daha bu haktan yararlanmamak kaydıyla izleyen aybaşından geçerli olmak üzere normal zamanlı çalışmaya dönebilir. Bu fıkra hükmünden yararlanan memura, fiili çalışmaya bağlı ödemeler hariç olmak üzere mali haklar ile sosyal yardımlarına ilişkin her bir ödeme unsurunun yarısı esas alınarak ödeme yapılır. Derece yükselmesi ile kademe ilerlemesi, belli görevlere atanma veya terfi süreleri ve 68 inci maddenin (B) bendi uyarınca aranan süreler açısından bu şekilde çalışılan dönemdeki hizmet süreleri yarım olarak dikkate alınır. Bunların fiili çalışmaya bağlı ödemeleri hakkında ilgili mevzuat hükümleri uygulanmaya devam olunur. Bu kapsamdaki memurun çalışma saatleri ilgili kurum tarafından belirlenir. Bu fıkra hükmünden, çocuğun ana ve babasının rızasının kesinleştiği tarihten veya vesayet dairelerinin izin verme tarihinden daha önceki bir tarih olmamak kaydıyla, aynı tarihler esas alınarak belirlenecek dönem itibarıyla evlat edinenler de talepleri halinde yararlanır. Bu hakkın amacı dışında kullanıldığının tespit edilmesi halinde yarım zamanlı çalışma sona erdirilir. Yarım zamanlı çalışma hakkından yararlanamayacak memurları; hizmet sınıfı, kadro unvanı, kurum veya teşkilat bazında birlikte veya ayrı ayrı belirlemeye Maliye Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu yetkilidir.”

MADDE 6- 657 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 42- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte 108 inci maddenin (B) fıkrası kapsamında aylıksız izin kullananlar da, kalan izin süreleri bakımından 36 ncı maddenin “Ortak Hükümler” bölümünün (C) fıkrasının (8) numaralı bendi hükmünden yararlandırılır.

104 üncü maddede yapılan değişiklikler ile ek 43 üncü madde hükümleri, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra gerçekleşen doğum, evlat edinme ve erken doğumlar hakkında uygulanır.”

MADDE 7- 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 207 nci maddesi ile 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununun 176 ncı maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 8- 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 53 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (B) bendine aşağıdaki alt bent eklenmiştir.

“g) Ek 3 üncü madde kapsamındaki doğum sonrası yarım çalışma ödeneği ödemeleri ve prim giderlerinden,”

MADDE 9- 4447 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“Doğum sonrası yarım çalışma ödeneği

EK MADDE 3- Kadın işçiye, 4857 sayılı Kanunun 74 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca verilen ücretsiz izin süresi kadar doğum sonrası yarım çalışma ödeneği ödenir. Ödenek süresi, 4857 sayılı Kanunun 63 üncü maddesinde belirtilen haftalık çalışma süresinin yarısı kadardır. Yarım çalışma ödeneği, çalışılan aya ait aylık prim ve hizmet belgesinin ilişkin olduğu aydan sonraki ikinci ay içinde Fondan aylık olarak yapılır. Doğum sonrası yarım çalışma ödeneğinin günlük miktarı, günlük asgari ücretin brüt tutarının %80’i kadardır.

Bu madde hükümlerinden yararlamlabilmesi için işçinin adına doğum tarihinden Önceki son üç yılda en az 600 gün işsizlik sigortası primi bildirilmiş olması, 4857 sayılı Kanunun 63 üncü maddesinde belirtilen haftalık çalışma süresinin yarısı kadar fiilen çalışılması ve doğum sonrası analık hali izninin bittiği tarihten itibaren 30 gün içinde Kuruma doğum sonrası yarım çalışma belgesi ile başvuruda bulunulması gerekir. Mücbir sebepler dışında, başvuruda gecikilen süre doğum sonrası yarım çalışma ödeneği almaya hak kazanılan toplam süreden düşülerek ödeme yapılır. Bu ödemeler damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaz. Geçici işgöremezlik ödeneği almaya hak kazananlara, bu durumlarının devamı süresince doğum sonrası yarım çalışma ödeneği ödenmez. İşverenin hatalı bilgi ve belge vermesi nedeniyle yapılan yersiz ödemeler kanuni faiziyle birlikte işverenden tahsil edilir. Bu madde hükümleri 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sandıkların statülerine tabi personel için de uygulanır.

Birinci fıkra kapsamındaki sigortalılar için, 5510 sayılı Kanunun 82 nci maddesinde belirtilen prime esas kazanç alt sınırı üzerinden aynı Kanunun 81 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (f) bentleri uyarınca toplam %32,5 oranında sigorta primleri işçi ve işveren payları doğum sonrası yarım çalışma ödeneği ödenen gün sayısı kadar Fondan Sosyal Güvenlik Kurumuna Ödenir. 5510 sayılı Kanun kapsamında, Kurum prim Ödeme yükümlüsü olmakla birlikte işyeri ve işveren sayılmaz ve bu kişiler için işe giriş ve çıkış bildirimi yapılmaz.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, Kurum ve Hazine Müsteşarlığı tarafından müştereken belirlenir.”

MADDE 10- 8/1/2002 tarihli ve 4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 1 inci maddesine sekizinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri kapsamında, özel şahıs veya şirketlere ait olup belediyeler tarafından şehiriçi toplu taşıma hizmeti vermekle yetkilendirilen ve ilgili mevzuatına göre ayakta yolcu taşıyabilen her bir özel halk otobüsü ve özel deniz ulaşım aracı için bunların işletmecilerine, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bütçesine bu amaçla konulan ödenekten ilgili belediyeler aracılığıyla her ay gelir desteği ödemesi yapılır. Yapılacak aylık gelir desteği ödemesini yıllık olarak belirlemeye, bu tutarı faaliyette bulunulan yere ve/veya özel halk otobüsü ve özel deniz ulaşım aracının taşıma kapasitesine göre farklılaştırmaya ve yapılacak ödemeye ilişkin diğer esas ve usulleri belirlemeye Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı müştereken yetkilidir.”

MADDE 11- 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa 7 nci maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.

“Özel istihdam bürosu aracılığıyla geçici iş ilişkisi

MADDE 7/A- Özel istihdam bürosu aracılığıyla geçici iş ilişkisi, Türkiye İş Kurumunca izin verilen özel istihdam bürosunun, işçisini geçici olarak bir başka işverene yazılı devri ile kurulur. Geçici iş ilişkisi; askerlik hizmetinin ifası durumunda askerlik süresince, doğum, analık ve süt izni ile ücretsiz izin hallerinde izin süresince, ebeveynlere doğumdan sonra tanınan kısmî süreli çalışma süresince, mevsimlik tarım işlerinde ise en fazla altı ay için kurulabilir.

Bu madde kapsamındaki hak ve yükümlülüklerde, 7 nci maddenin üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkraları uygulanır. Sözleşmede yer alacak hususlar ile diğer hak ve yükümlülükler yönetmelikle belirlenir.”

MADDE 12- 4857 sayılı Kanunun 13 üncü maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Bu Kanunun 74 üncü maddesinde Öngörülen izinlerin bitiminden sonra mecburi ilköğretim çağının başladığı tarihi takip eden aybaşma kadar bu maddeye göre kısmî süreli çalışma talebi karşılanır. Bu talep, geçerli fesih nedeni sayılamaz.’’

MADDE 13- 4857 sayılı Kanunun 74 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümleler, maddeye birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra, maddenin mevcut beşinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Doğumda veya doğum sonrasında annenin ölümü halinde, doğum sonrası kullanılamayan süreler babaya kullandırılır. Üç yaşım doldurmamış çocuğu evlat edinen eşlerden birine veya evlat edinene çocuğun aileye fiilen teslim edildiği tarihten itibaren sekiz hafta analık hali izni kullandırılır.”

“Birinci fıkra uyarınca kullanılan doğum sonrası analık hali izninin bitiminden itibaren çocuğunun bakımı ve yetiştirilmesi amacıyla ve çocuğun hayatta olması kaydıyla kadın işçi ile üç yaşını doldurmamış çocuğu evlat edinen kadın veya erkek işçilere istekleri halinde birinci doğumda altmış gün, ikinci doğumda yüzyirmi gün, sonraki doğumlarda ise yüzseksen gün süreyle haftalık çalışma süresinin yarısı kadar ücretsiz izin verilir. Çoğul doğum halinde bu sürelere otuzar gün eklenir. Çocuğun engelli doğması halinde bu süre üçyüzaltmış gün olarak uygulanır. Bu fıkra hükümlerinden yararlanılan süre içerisinde süt iznine ilişkin hükümler uygulanmaz.”

“Bu izin, üç yaşım doldurmamış çocuğu evlat edinme halinde eşlerden birine veya evlat edinene verilir.”

“Bu madde hükümleri iş sözleşmesi ile çalışan ve bu Kanunun kapsamında olan veya olmayan her türlü işçi için uygulanır.”

MADDE 14- 4857 sayılı Kanunun 99 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “5 inci ve 7 nci maddelerde” ibaresi “5 inci, 7 nci ve 7/A maddelerinde” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 15- 25/6/2003 tarihli ve 4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanununun 2 nci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki tanım eklenmiştir.

“Özel istihdam bürosu: İş arayanların elverişli oldukları işlere yerleştirilmesine ve çeşitli işler için uygun işçiler bulunmasına aracılık yapmak ve/veya geçici iş ilişkisi kurma faaliyeti yürütmek üzere Kurum tarafından izin verilen gerçek veya tüzel kişiler tarafından kurulan büroları,”

MADDE 16- 4904 sayılı Kanunun 17 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Özel istihdam bürolarının kurulması, faaliyet alanı, geçici iş ilişkisi kurma yetkisinin verilmesi ve denetimi

MADDE 17- Aşağıdaki şartlar dâhilinde aracılık faaliyetine izin verilir:

a-Aracılık faaliyeti gerçek kişi tarafından yapılacaksa Türk vatandaşı olması,

b-Gerçek kişiler ile tüzel kişileri idare, temsil ve ilzama yetkili kişilerin; Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamaları,

c-İş ve işçi bulma faaliyetlerini gerçekleştirebilecek ölçüde nitelikli uzman personel, teknik donanım ve uygun bir işyerine sahip olmaları,

d-Ticaret veya esnaf sicil kaydı ile vergi numarasını Kuruma ibraz etmeleri,

e-Kurumca belirlenen masraf karşılığını Ödemeleri,

f-Kuruma başvurulan tarihte brüt asgari ücret tutarının yirmibeş katma denk gelen miktarda teminat verilmiş olması.

Özel istihdam büroları, birinci fıkrada yer alan şartları yerine getirmek kaydıyla şube açabilirler veya sistem ve markasını kullandırabilirler. Şube açılması halinde birinci fıkranın (f) bendi uygulanmaz.

Özel istihdam bürolarının nitelikli uzman personel, teknik donanım ve işyeri yeterliliklerine ilişkin hususlar, Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle belirlenir.

Özel istihdam büroları, iş ve işçi bulmaya aracılık faaliyeti yapar, işgücü piyasası ile istihdam ve insan kaynaklarına yönelik hizmetleri yürütebilir, mesleki eğitim düzenleyebilir ve yetki verilmesi halinde geçici iş ilişkisi kurabilir. Özel istihdam büroları, kamu kurum ve kuruluşlarında aracılık faaliyeti yapamazlar ve geçici iş ilişkisi kuramazlar.

Kurum tarafından düzenlenen aktif işgücü hizmetleri kapsamındaki kurs ve programlar sonucunda bu faaliyetten yararlananları işe yerleştirmek üzere Kurumla sözleşme yapan yükleniciler, bu programları başarıyla tamamlayanlarla sınırlı kalmak kaydıyla sözleşme çerçevesinde iş ve işçi bulmaya aracılık yapabilir.

Kurumdan izin almaksızın, bir işyerinde veya 9/6/2004 tarihli ve 5187 sayılı Basın Kanununda yazılı araçlarla ya da radyo, televizyon, video, internet, kablolu yayın veya elektronik bilgi iletişim araçları ve benzeri yayın araçları ile iş ve işçi bulmaya aracılık yapılamaz ve geçici iş ilişkisi kurulamaz.

Basın ve yayın kuruluşları ile diğer bilgi iletişim araçları vasıtasıyla Kurumdan izin almadan iş ve İşçi bulmaya aracılık ve geçici iş ilişkisi kurma faaliyeti gösteren kişilere ait reklam ve ilanların yayını yapılamaz.

Özel istihdam bürolarının yurtdışma işçi göndermesi halinde, işçilerin yurtdışı hizmet akitlerinin Kuruma onaylatılması zorunludur.

Başvuru tarihinden önceki üç yıl süresince kesintisiz faaliyet gösteren Kuruma kayıtlı özel istihdam bürolarına;

a-Kurumca yapılacak inceleme sonucunda olumlu rapor düzenlenmiş olması,

b-Geçici iş ilişkisi kurma yetkisi almak üzere Kuruma başvurulan tarihte brüt asgari ücret tutarının ikiyüz katma denk gelen miktarda teminat verilmiş olması,

c-Kurum alacağının ve vergi dairesine vadesi geçmiş borcunun bulunmaması veya vergi dairesine olan borcunun 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesine göre tecil edilmiş, taksitlendirilmiş veya ilgili diğer kanunlar uyarınca yeniden yapılandırılmış olması ve bu tecil, taksitlendirme ve yapılandırmaların devam etmesi,

d-Özel istihdam bürosunun, Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcunun bulunmaması veya söz konusu borçların 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre tecil edilmiş, taksitlendirilmiş veya ilgili diğer kanunlar uyarınca yeniden yapılandırılmış olması ve bu tecil, taksitlendirme ve yapılandırmaların devam etmesi,

kaydıyla Kurum tarafından geçici iş ilişkisi kurma yetkisi verilebilir.

Teminat miktarı her takvim yılı başından geçerli olmak üzere brüt asgari ücrete göre yeniden hesaplanarak artırılır. Özel istihdam büroları Şubat ayı sonuna kadar teminat miktarını tamamlamak ya da ek teminat vermek zorundadır.

Özel istihdam bürosunun kendi isteği ile aracılık faaliyetine veya geçici iş ilişkisi kurma yetkisi kapsamındaki faaliyetine son vermesi halinde teminat, varsa vergi dairesi, Sosyal Güvenlik Kurumu ve Kurum alacaklarının ödenmiş olduğunun belgelenmesi şartıyla özel istihdam bürosunun talebi üzerine iade edilir. Ancak ödenmemiş alacakların bulunması halinde, iade işlemi alacaklar mahsup edildikten sonra yapılır.

Özel istihdam bürosunun aracılık faaliyeti veya geçici iş ilişkisi kurma yetkisinin iptal edilmesi halinde dokuzuncu fıkranın (b) bendine göre alman teminat, varsa vergi dairesi ve Sosyal Güvenlik Kurumunun özel istihdam bürosundan olan alacakları ile işçinin alacakları ödendikten sonra Kuruma gelir kaydedilir.

Özel istihdam bürolarının faaliyetlerine ve geçici iş ilişkisine yönelik inceleme, kontrol, denetim ve teftiş, kurumlarınm görev alanlarına giren konularla sınırlı olmak üzere; iş müfettişleri ve Sosyal Güvenlik Kurumunun denetim ve kontrol ile görevli memurları tarafından yapılır. Bu durumda özel istihdam büroları, istenilen her türlü bilgiyi vermek ve bu bilgilerin doğruluğunu ispata yarayan defter, kayıt ve belgeleri ibraz etmek zorundadırlar. Özel istihdam bürolarında yapılacak inceleme, kontrol, denetim ve teftişe ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.”

Av. Ahmet ERKAN

Kaynak: http://hukukitavsiyeler.com/2015/04/d...
İçeriğin Devamı Aşağıda
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın