Doğayı ve Kendi Sağlığınızı Korumak İçin Kullanmamanız Gereken Ürünler
Kendi çevremizi, yaşadığımız dünyayı daha yaşanabilir kılmak için yapmamız gerekenler çok da zor değil aslında. Biz bu yazıda yapmamız gerekenlere değil, 'yapmamamız gerekenler'e odaklanacağız.
Mesela, ihtiyacımızdan fazlasını tüketmeyelim. Bunu giyecekten yiyeceğe, elektrikten suya her konuda uygulayalım.
Bunu söylemeye bile utanıyorum ama çöplerimizi yerlere atmayalım. Hatta daha az çöp üretelim. Çöplerimizi ayrıştıralım. Plastik ambalajlı ürünleri kullanmayalım... Bunların hepsini kendimiz için, çocuklarımız için yapalım...
Daha sürdürülebilir bir yaşam için, uygulaması çok kolay öneriler hazırladık. Bakalım mı beraber?
'Bu içerikteki ürünler, Onedio editörleri tarafından seçilmiştir. Beğeneceğinizi umuyoruz! Bu içerikten alışveriş yapmaya karar verirseniz, Onedio sayfadaki bağlantılardan gelir elde edebilir.'
1. Deodorant kullanmayın!
Bazılarımızın sıklıkla kullandığı deodorantların içinde bulunan gazlar, hem ozon tabakasına hem de doğaya çok ciddi zararlar veriyor.
Bu tarz ürünler, çevreye olduğu kadar sağlığa da zararlı. Özellikle evde alerjisi olan, ya da astımı olan kişiler varsa, ciğerleri tam gelişmemiş çocuklar ve bebekler varsa, deodorant kullanmanın onlar açısından da çok zararlı olduğunu da hatırlatalım.
Aslında deodorant ikamesi çok kolay olan bir ürün.
Deodorant yerine roll-on tercih edebilirsiniz.
2. Bulaşıkları elde yıkamayın.
Bunu artık reklamlarda da bangır bangır söylüyorlar. Elde yıkadığınız bulaşık ne yazık ki çok su kullanmanıza sebep oluyor.
Bulaşıkları elde yıkadığımızda, yaklaşık 110 litre su kullanırken, makineye koyduğumuzda ise sadece 9 litre kullanıyoruz.
Elde bulaşık yıkamanın bir diğer olumsuz yanı da, uzun süre ıslak kalan bulaşık süngerlerinde oluşan bakteri riski. O süngerleri sık sık değiştirmiyorsanız, ya da dezenfekte etmiyorsanız, yıkadığınız bulaşıklar sandığınız kadar temiz olmayabilir.
Ama yine de, hepimizin evinde, az da olsa arada elde yıkamamız gereken şeyler olabiliyor. Acil temizlenmesi gereken bir biberon, ya da tahta kaşıklar... Bu durumda da en azından, kimyasal içermeyen bitkisel deterjanlar kullanırsak, çevreye verdiğimiz zararı bir nebze hafifletmiş oluruz diye düşünüyorum.
3. Bulaşıkları makinede yıkamadan önce sudan geçirmeyin ya da en azından sudan geçirme işini abartmayın!
Etrafınızda mutlaka vardır. Makineyi açarsınız, kirli mi temiz mi anlayamazsınız. Çünkü ev sahibi bulaşıkları önce elde yıkamış (o kadar temiz olunca ona sadece sudan geçirme demek haksızlık olur), sonra makineye dizmiştir. Elbette üstünde yemek artıkları ile koymayalım makineye ama sıyırma işlemini pekala bir kağıt havlu yardımıyla yapabiliriz.
Evet ön yıkama yapmadan makineye koyuyoruz.
Peki ya deterjan? Doğal deterjanlar her zaman daha iyi bir tercih olacaktır. Neden derseniz eğer, kimyasal temizleyiciler, hem bize hem de doğaya çok büyük zararlar veriyor.
En basitinden şöyle düşünün, bu deterjanlar o kadar yoğun kimyasal bileşenlerle hazırlanıyor ki, bunları su içtiğimiz bardağımızdan, tabaklarımızdan, çatal kaşıklarımızdan temizlemek imkansıza yakın bir şey. Yani yediğimiz ve yedirdiğimiz her şeye kimyasal katmış oluyoruz. Bu kimyasalların suları kirletmesi de cabası...
Yine aynı sebeplerden, çamaşır makinemiz için de bitkisel çamaşır deterjanı tercih etmeliyiz. Yatarken ağzımızın burnumuzun değdiği nevresimi düşünelim... Kimyasalları düşünelim... Ya da bitkisel doğal ve zararsız olan bir şeyi soluduğumuzu düşünelim... Hem kendi sağlığımız hem çevre açısından en doğrusu bitkisel deterjan olacaktır.
4. Faturalarınızı, kredi kartı dökümlerinizi kağıt olarak kabul etmeyin.
Mümkün olan her şeyi e-mailinize yönlendirebilirsiniz.
Çocuğunuz varsa ya da işiniz gereği çok fazla müsvette kağıt kullanıyorsanız, kağıt israfı yapmak yerine, bir yazı tableti edinebilirsiniz.
5. Streç film kullanmayın!
Streç film neredeyse her evde olan bir şey biliyorum.
Ama onun da ikamesi son derece kolay.
Yıkayarak sürekli kullanabileceğiniz silikon gıda kapakları çok daha iyi bir tercih olacaktır.
6. Plastik pipet kullanmayın!
Bazı ülkelerde yasaklandı bile...
Dilerim yakın bir zamanda, bizim ülkemizde de yasaklanır. Çünkü plastik pipetlerin doğaya verdiği zarar çok büyük.
Topu topu sadece 15 dakika için kullandığımız o plastik pipetler, doğada kaybolmak için tam 500 yıla ihtiyaç duyuyorlar. Bu çok acımasız bir oran değil mi sizce de?
Kağıt pipetler daha pahalı biliyorum ama sağlığımız için buna değer diye düşünüyorum.
Ben sürekli pipet kullanıyorum, kağıt pipet ok masraflı olur diyorsanız, evde tekrar kullanılabilen, kolay temizlenebilen metal pipetleri tercih edebilirsiniz. Dışarıdayken de kağıt pipet seçeneği yoksa, pipet istemediğinizi belirterek çevreye ve dolayısıyla kendi sağlığınıza katkıda bulunabilirsiniz.
7. Plastik kullan at ürünler kullanmayın.
Kullan at ürünler aslında doğaya zarar vermiyor. Eğer geri dönüştürülebiliyorsa. Çünkü yıkanmadığı için su ve deterjandan tasarruf etmiş oluyoruz.
Ama burada önemli olan nokta, geri dönüştürülebilir olmaları.
Bu sebeple, çevremizi yani dünyamızı korumak için, geri dönüşümü mümkün olan kullan at tabakları tercih etmeliyiz.
8. Geri dönüştürülebilecek ürünleri çöpe atmayın.
Çöplerimizi ayrıştırmamız çok önemli... Hatta belki de en önemlisi...
Yapmak istiyorum ama çöpe atmak kolayıma geliyor diye düşünüyor olabilirsin.
Bu tarz çift taraflı bir çöp kovası alarak, geri dönüşüm için çöplerini çok kolay bir şekilde ayırabilirsin.
9. Enerji tasarruflu olmayan ampulleri kullanmayın.
Tasarruflu ampuller fiyatı daha yüksek olduğu için ilk bakışta maliyeti yüksek gibi gözüküyor. Ancak işin aslı öyle değil.
Tasarruflu ampullerin, elektrik faturasını düşüreceği gerçeği ve normal ampule kıyasla daha uzun ömürlü olması sebebiyle, aslında çok daha ekonomik.
Yani bu tasarruflu ampuller, sadece doğaya değil sizin cebinize de katkıda bulunuyor.
10. Plastik tüketimini azaltmak için dışarıdan su almayın!
Ne yapacağım susuz mu kalayım demeyin. Çok kolay bir çözümü var bunun.
Yanınızda suluk taşıyın. İnanın bir süre sonra alışkanlık haline gelecek ve mataranızı almadan evden adım atamayacaksınız.
Bu hem cebinize, hem sağlığınıza hem de çevreye olumlu bir katkı olarak size geri dönecek.
11. Kullandığınız kağıt kahve bardaklarını çöpe atmayın.
Ya geri dönüşüm kutularına atın ya da tercihen kendi termosunuzu yanında taşıyın.
Bu kağıt bardaklar aslında doğaya zarar vermiyor eğer - şimdi kocaman bir parantez açacağım- kağıt dönüşüm kutularına atılırsa ve değerlendirilirse.
Aslında sizin kullanacağınız termoslar, eğer çok su harcanarak elde yıkanıyorsa, bu aslında doğaya kağıt bardaktan bile daha çok zarar veriyormuş biliyor musunuz?
Kısacası aslında iş bizde bitiyor. Kağıt bardak kullanıyorsak geri dönüşüme atmalı, termos kullanıyorsak da makinede yıkamalıyız.
12. Plastik poşet kullanmayın.
Türkiye’de 1 Ocak 2019 tarihinde itibaren ücretli poşet uygulamasına geçildi biliyorsunuz. Dünyada çok daha uzun zamandır uygulanan bir yöntem bu. Ancak bizde ücretli olması çok da etki etmedi sanıyorum ki hala çoğunluk plastik poşet kullanıyor. Elbette bu benim gözlemim...
Bunun da tek bir nedeni olabilir diye düşünüyorum. Yanımıza alışveriş çantası almayı unutuyoruz.
Bazen markete ani bir kararla gidebiliriz ya da evden çok aceleyle çıkabiliriz. Çok normal, unutabiliriz. Unutmamak için varsa arabamıza, yoksa çantamıza hiç çıkarmamak üzere bir bez alışveriş çantası koyabiliriz.
O çanta hep orada elimizin altında olursa, biz de bu şekilde marketteki plastik poşet kullanımını azaltıp doğaya katkıda bulunmuş oluruz.
Aslında istedikten sonra, hiçbir şey zor değil...
Yorum Yazın