Görüş Bildir
Haberler
'Deli' Mimarlar Sayesinde Masal Diyarı Haline Gelen Yer: Sintra!

'Deli' Mimarlar Sayesinde Masal Diyarı Haline Gelen Yer: Sintra!

Portekiz, öyle Avrupa'da tatil deyince ilk akıllara gelen ülkelerden değil. Bir de Lizbon ve Porto gibi şehirleri bir yana, yolunuz bir şekilde düşmese adını duymayacağınız yerler var. İşte Sintra da bunlardan biri.

İçeriğin Devamı Aşağıda

1. Sintra Lizbon'un batısında, Estoril Bölgesi'ne ait bir şehir ve belediye bölgesi.

2. Unesco Dünya Mirası listesinde yer alan Sintra 19. yüzyıl Romantik mimarisi ile ünlü ve Portekiz kültürünü gözlemlemek için çok uygun bir bölge.

2. Unesco Dünya Mirası listesinde yer alan Sintra 19. yüzyıl Romantik mimarisi ile ünlü ve Portekiz kültürünü gözlemlemek için çok uygun bir bölge.

3. Lizbon'dan 28 km mesafedeki Sintra son yıllarda turistlerin gözde mekanlarından biri.

3. Lizbon'dan 28 km mesafedeki Sintra son yıllarda turistlerin gözde mekanlarından biri.

4. Şehrin en önemli motifi Palacio da Pena ancak şehir sadece bundan ibaret de değil.

4. Şehrin en önemli motifi Palacio da Pena ancak şehir sadece bundan ibaret de değil.

Sintra gezdikçe derinleşen ve insanı içine çeken garip bir şehir. İlk adım attığınızda yeşillikler içinde herhangi bir Avrupa şehri yanılgısına düşebilirsiniz, düşmeyin, ilk girdiğiniz yapıda bu fikriniz değişecek.

5. Avrupa'nın en batı ucundaki bu şehirdeki binalarda Portekiz'in hemen güneyinde bulunan Fas'ın etkisini görmek mümkün, özellikle Palacio da Pena'da.

İçeriğin Devamı Aşağıda

6. Sintra'nın en yüksek noktalarından birinde bulunan Palacio da Pena Sintra'ya hatta Portekiz'e gelip de görmeden gitmemeniz gereken eşsiz bir yapı.

Palacio da Pena o kadar yüksektedir ki havanın açık olduğu bir günde Lizbon'dan gayet net bir şekilde görülebilir.

7. Kraliçe II. Maria'nın eşi tarafından 19. yüzyılda yaptırılan saray, Gauidi'nin mimarisine benzetilse de eklektik bir tarza sahip.

7. Kraliçe II. Maria'nın eşi tarafından 19. yüzyılda yaptırılan saray, Gauidi'nin mimarisine benzetilse de eklektik bir tarza sahip.

Palacio de Pena eski bir manastırın kalıntıları üzerine inşa edilmiş. Ortaçağ'da bu tepenin üzerinde küçük bir şapel varken 1493 yılında Kral II. John eşi Kraliçe Leonor'a verdiği sözü yerine getirmek için bu mekanı bir hac mekanı haline getirmiş. Daha sonra varisi Kral I. Manuel'in de buraya düşkünlüğü ile tapınak yüzyıllar boyunca küçük, sakin bir meditasyon alanı haline gelmiş.

8. 18. yüzyılda ise manastır, önce 1755 yılında meydana gelen Büyük Lizbon Depremi'nden sonra da bir yıldırım düşmesinden onarılmaz şekilde hasar görmüş.

8. 18. yüzyılda ise manastır, önce 1755 yılında meydana gelen Büyük Lizbon Depremi'nden sonra da bir yıldırım düşmesinden onarılmaz şekilde hasar görmüş.

Fakat her şeye rağmen küçük şapel yıkıcı bir etkiye maruz kalmamış. Onlarca yıl dokunulmadan kaldıktan sonra Kral Ferdinand buranın Portekiz kraliyet ailesinin yazlık rezidansı olmasına karar vermiş ve Romantik tarzda yeniden inşa ettirmiş.

9. Yapının inşası 1842- 1854 yılları arasında tam 12 yıl sürmüş.

9. Yapının inşası 1842- 1854 yılları arasında tam 12 yıl sürmüş.

Daha çok Ren Nehri civarındaki şatolar hakkında bilgisi bulunan, maden mühendisi, amatör Alman mimar, Baron von Eschwege tarafından dünyanın her yerinden garipliklerin bir araya getirilmesiyle inşa edilmiş. Bol bol Neo Gotik, Neo Rönesans, Neo İslamik mimari üslupların yanı sıra yapıda Arap ve Fas etkisi de görülmekte.

10. Ormanın içinden geçerek ulaştığınız bu devasa saray renkleri ve görmeyi beklemediğiniz anda karşınıza çıkan terasları, heykelleri ve kuleleri ile hem neşeli hem de biraz ürkütücü olabilir ama eşsiz olduğu aşikar.

10. Ormanın içinden geçerek ulaştığınız bu devasa saray renkleri ve görmeyi beklemediğiniz anda karşınıza çıkan terasları, heykelleri ve kuleleri ile hem neşeli hem de biraz ürkütücü olabilir ama eşsiz olduğu aşikar.
İçeriğin Devamı Aşağıda

11. Giriş kemerinin hemen üzerinde binayı taşıyor gibi görünen heykel en sembolik parçalarından biri ve dünyanın yaradılışı alegorisi.

11. Giriş kemerinin hemen üzerinde binayı taşıyor gibi görünen heykel en sembolik parçalarından biri ve dünyanın yaradılışı alegorisi.

12. Şehrin merkezinde tek başına görseniz çok ilginç olabilecek Palacio Nacional da Sintra ise tepedeki Palacio Pena yanında sadece bacaları garip olan sıradan bir bina gibi kalıyor.

Aslında yine Mağribi döneminde inşa edilmiş fakat Portekizlilerin Sintra'yı tekrar alması ile kraliyet ailesinin yazlık sarayı oluvermiş.

13. Tarihi 1000 yıl öncesine dayanan Sintra'nın ulusal sarayının yapımının Müslümanların İber Yarımadası hakimiyeti sırasında olduğu bilinmekte.

13. Tarihi 1000 yıl öncesine dayanan Sintra'nın ulusal sarayının yapımının Müslümanların İber Yarımadası hakimiyeti sırasında olduğu bilinmekte.

Bu bilgiye 11. yüzyıla ait kaynaklarda rastlanıyor.

14. Mağribilerin yaptırdığı bu saray 1147 yılında Portekizlilerin Lizbon'u alması ile kraliyet ailesine geçmiş.

14. Mağribilerin yaptırdığı bu saray 1147 yılında Portekizlilerin Lizbon'u alması ile kraliyet ailesine geçmiş.

15. Mimarisindeki Mağribi etkisi mekan içindeki avlularda, bu avlulardaki hafif su sesinin kaynağı fıskiyelerde, pencerelerde ve elbette duvarlardaki geometrik çinilerde görülmekte.

15. Mimarisindeki Mağribi etkisi mekan içindeki avlularda, bu avlulardaki hafif su sesinin kaynağı fıskiyelerde, pencerelerde ve elbette duvarlardaki geometrik çinilerde görülmekte.
İçeriğin Devamı Aşağıda

16. Süslemelerde geometrik desenli çinilerin yanı sıra bir Portekizliler için aşırı önemli olan denizcilikle ilgili sahneler de görmek mümkün.

16. Süslemelerde geometrik desenli çinilerin yanı sıra bir Portekizliler için aşırı önemli olan denizcilikle ilgili sahneler de görmek mümkün.

Hatta bu gemiler arasında dönemin en güçlü denizci ülkeleri arasında görülen Osmanlıların da bayrağını görebilirsiniz.

Fotoğraf: Kostas Papadopoulos

17. Şehirde Mağribilerin etkilerini çinilerden çeşmelere, mimariden renklere her yerde görmek mümkün.

17. Şehirde Mağribilerin etkilerini çinilerden çeşmelere, mimariden renklere her yerde görmek mümkün.

18. Sıra geldi Monserrate'ye. Bu muhteşem yapının vahşi ve romantik bahçesinde türlü türlü egzotik bitkiyi bir arada görebilirsiniz.

Ancak bu kadarla sınırlı değil. Bu yapıya gelene kadar bir şelale, bir göl ve bir tür bonsai ağacı olan Ficus'un köklerinde inşa edilmiş bir şapel bile göreceksiniz. Sintra gezdikçe size tek bir masal değil birkaç masalı birden yaşatır, birinden çıkar birine girersiniz.

19. Quinta da Regaleira

Yani Regaleira Sarayı ve bahçeleri büyüklüğü, mimarisinin garipliği ile dikkat çekiyor.

20. Yerin dibine doğru ters bir kule

Bahçeye girdiğinizde birden kendinizi bir kulenin tepesinde ve hatta ve hatta bir 'kulenin dibinde' bulabileceğiniz oldukça ilginç bir yer Quinta da Regaleira. Yanlış okumadınız, bu bahçede yerin dibine doğru giden ters bir kule bile var!

İçeriğin Devamı Aşağıda

21. Bahçenin içinde birçok gizli geçit mevcut.

Quinta da Regaleira'nın bahçesi gizli geçitlerin ve labirentlerin birbirine bağlandığı, girişte girdiğiniz mağaradan bahçenin en uzak köşesine çıkabileceğiniz enteresan bir yer.

22. Avrupa'nın en batısı

22. Avrupa'nın en batısı

Jules Verne'in 'Dünyanın Ucundaki Fener' adlı hikayesini bilirsiniz, şimdi ise oraya gerçekten gidebiliriz. Cabo da Roca: gerçekten de Avrupa'nın en batı ucu ve bu en batı ucunda uçurumun hemen üzerinde yer alan feneriyle sizi Amerika'nın, daha keşfedilmemiş dünyanın bilinmezlerle dolu olduğu zamanlara götürüp, kendinizi kaşif gibi hissedebilirsiniz.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
173
77
7
5
4
2
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Pasif Kullanıcı

böle binamı olur yaw acilen ağaoğlunu gönderelim

Ahmet D.

ulan bi gidesim geldi şimdi, neyse 2050 de emekli olursak ikramiye alırsak, kefen parasını ayırıp gideriz. (gidemedi, öldü?).

KotRot

Güzelmiş akşam istihare namazı kılayım