Görüş Bildir
Haberler
Bilim Açıklıyor: Hepimiz Etrafımızı Çevreleyen Görünmez Bir Enerji Baloncuğunun İçinde Yaşıyoruz!

Bilim Açıklıyor: Hepimiz Etrafımızı Çevreleyen Görünmez Bir Enerji Baloncuğunun İçinde Yaşıyoruz!

cakyz
05.07.2016 - 01:16

Beyinlerimiz yalnızca bedenimizin değil, etrafımızdaki alanın da farkındadır sevgili dostlar. Bu pek önemli bilgi, beynimizi kandırmak konusunda ünlü bir deney olan 'plastik el deneyi'nin benzeri bir deneyle kanıtlandı ve üstelik deneyin katılımcıları da etraflarını çevreleyen bu alanı hissedebildiklerini belirtti...

İçeriğin Devamı Aşağıda

Beynimizin, etrafımızdaki alanın bir temsilini oluşturduğu nörologlar tarafından uzun yıllardır bilinen bir gerçek.

Beynimizin, etrafımızdaki alanın bir temsilini oluşturduğu nörologlar tarafından uzun yıllardır bilinen bir gerçek.

Bu alana 'peripersonal space' adı veriliyor ve bir objenin ulaşabileceğimiz bir mesafede olup olmadığını anlamamızı sağlıyor, bizi dışarıdan gelecek tehlikelere karşı koruyor.

Örneğin bir ormanda yürüdüğünüzü hayal edin...

Örneğin bir ormanda yürüdüğünüzü hayal edin...

Ağaçların arasından geçiyor ve bu sırada yanınızdaki arkadaşınızla konuşuyorsunuz. Sonra âniden periferal görüş alanınıza kopmak üzere olan büyük bir ağaç dalı takılıyor. İçgüdüsel bir davranışla dalın altından hızlı bir biçimde çekiliyorsunuz. Bu şekilde peripersonal alanınız, dalın başınıza düşmesini engellemiş oluyor.

Bu konuya ilişkin sağlam bilimsel veriler edinilmesi 1990'lı yıllara dayanıyor.

Bu konuya ilişkin sağlam bilimsel veriler edinilmesi 1990'lı yıllara dayanıyor.

Princeton Üniversitesi'nden Michael Graziano ve çalışma arkadaşlarının 1990'ların sonunda maymunlar üzerinde gerçekleştirdikleri çalışmaya göre, bir objeye dokunulduğunda beynin parietal ve frontal loblarında bulunan nöronlarda gözlemlenen elektriksel aktivitenin aynısı, obje maymunlara yaklaştırıldığında da gözlemlenebiliyordu.

Bunun da ötesinde, bilim insanları söz konusu nöronları direkt olarak uyardıklarında maymunlar kendilerine yaklaşan bir şey varmış gibi başlarını ve kollarını kendilerini korumak amacıyla harket ettiriyor, gözlerini kırpıyor, yüzlerini buruşturuyor ve başlarını kollarının arasına alıyorlardı.

Bu çalışmalar insanlar üzerinde hiç denenmemiş de olsa, beynimizin belirli bölümlerinin peripersonal alandan sorumlu olduğu düşünülüyor.

Bu çalışmalar insanlar üzerinde hiç denenmemiş de olsa, beynimizin belirli bölümlerinin peripersonal alandan sorumlu olduğu düşünülüyor.

Örneğin felç sonucunda sağ arka parietal lobu zarar görmüş kişiler, vücutlarının sol kısmında yer alan uyaranları algılamakta güçlük çekiyor fakat peripersonal alanlarının dışında kalan, çok uzaklardaki uyaranları hissetme yeteneğine sahip olabiliyor. İsveç'te bulunan Karolinska Enstitüsü'nden Arvid Guterstam, bu durumu maymunların beyninde rastlanana benzer bir temsilin insan beyninde de var olduğuna dair bir kanıt olarak nitelendiriyor.

Bugün Guterstam ve çalışma arkadaşları, insanların bu alanı hissetmelerini mümkün kılmak için çalışıyor.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Guterstam geliştirdiği bu yeni deneyde 101 yetişkin insanla birlikte çalışıyor.

Guterstam geliştirdiği bu yeni deneyde 101 yetişkin insanla birlikte çalışıyor.

Ancak bu deneyde büyük bir fark var: Araştırmacılar bu kez fırçayı plastik ele sürmüyor, yalnızca üzerinde gezdiriyorlar ve aynı anda başka bir fırçayı gerçek ele sürüyorlar. Böylece denek, elinde fırçanın sürtünmesini hissederken, diğer fırçanın plastik elin üzerinde gezindiğini görüyor.

Ve katılımcıların çoğu, havada duran fırça ile plastik el arasında bir manyetik güç hissettiğini söylüyor.

Ve katılımcıların çoğu, havada duran fırça ile plastik el arasında bir manyetik güç hissettiğini söylüyor.

Denekler fırçanın görünmez bir bariyerle karşılaştığı için ellerine ulaşamadığını hissediyor ve tıpkı orijinal deneydeki gibi plastik eli kendi eli gibi sahipleniyor. Guterstam ve arkadaşları da doğal olarak deneklerin belirttiği bu tuhaf hissi ve fırça ile plastik el arasında ne olduğunu aydınlatmaya çalışıyor.

Ekip sonrasında yürüttüğü bir çalışmayla, fırça ve plastik el arasındaki mesafe arttıkça deneklerdeki illüzyonun da kaybolduğunu görüyor.

Ekip sonrasında yürüttüğü bir çalışmayla, fırça ve plastik el arasındaki mesafe arttıkça deneklerdeki illüzyonun da kaybolduğunu görüyor.

Fırçanın plastik ele olan uzaklığı 30-40 santimetreye ulaştığında denekler plastik eli sahiplenmemeye başlıyor. Bu yüzden bu uzaklığın, peripersonal alanın sonu olduğu düşünülüyor. Aynı şekilde, mesafe aynı tutulup el ve fırça arasına bir cisim koyulduğunda da illüzyon kayboluyor çünkü arada bir cisim olması, elin uzanıp fırçayı alma ihtimalini ya da ele bir cismin çarpma ihtimalini ortadan kaldırıyor. Bahsettiğimiz ilk çalışmanın sahibi olan Graziano, bu deney hakkında şunları söylüyor:

'Bu muhteşem bir deney. Nöroloji yıllardır parietal ve frontal lobları inceleyerek söz konusu görünmez alanı ortaya çıkarmaya çalışıyor ve şimdi çok çok basit bir deneyle bunu ispatlayabiliyoruz...'

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
30
11
11
2
1
1
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Muhammed Göktaş

balon var niye korumuyor havasımı sönmüş