Görüş Bildir
Haberler
Babanın ölmesi ; Baş parmaklarının kesilmesiymiş.

Babanın ölmesi ; Baş parmaklarının kesilmesiymiş.

Babanın ölmesi ; Baş parmaklarının kesilmesiymiş.

Evet bu yazıyı okuyan kişi... Babasızlık kaldığında sanki baş parmaklarını da onunla birlikte gömüyorlar. Bu gün  babam öleli tam 25 gün oluyor. Benim için 25 yıl kadar uzun ve derin bir süreç... Babamla aramızda sıradışı bir bağ vardı. Benim kardeşlerimin babası benim ise evladım öldü. Çünkü babam öldüğün de bir ayağı kesilmiş, ciğerin de tam 8*10 cm çapında kötü huylu tümör vardı aynı zaman da felç idi. 

Size babamı anlatmak istiyorum. Kimse okur mu bilmem. Ama içimi dökmezsem eğer, kendimi b*k çukuruna dökmeme ramak kaldı... 

Babam ömründe sigara içmemiş, zararlı hiç bir madde kullanmamış kendi halinde sıradan bir insan. Kanser olması için hiçbir neden yoktu. 06/11/2014  babamın bacağında büyük bir şişlik var. Bizden habersiz gitmiş hastaneye. Doktor : Ameliyat olacak mısın diye sorunca, Babam : Olmam gerekse olurum diyerek hastaneye yatıyor. Tabi ben o zaman kanseri bir çeşit futbol takımı zannediyorum... 

Babam bir düzine ameliyat olmasına rağmen ayağını kesiyorlar. Dağ gibi babamın ayağını... Babamın ayağını keserlerken benim de bütün hayallerimi, hayata tutunduğum ellerimi kestiler sanki... Olsun dedim. Babam sağ ya başımda ya o yeter... Ulan babamın gölgesi yeter dedim. Onun gülüşü için ben dağları sırtımda taşırım dedim. Sonra enfeksiyon kaptı dediler ve 67 gün yine hastanede kaldık. Bu defa tamam değil mi dedim doktorlara. Bitti mi dedim... Evet cevabını duyamadım. Kemoterapi alması lazım dediler. Her kür 5000 mg  dağ gibi babam günden güne eridi gözümün önünde. 6 ay babam yemek yemedi bende yemedim. Bu defa bitti dediler Tekrar hayata sarıldım. Babam hala dimdik ve gülümsüyor.  Taki 15 Ağustos 2017 tarihine kadar...

Babama birşey oldu diye telefon açtılar. Eve nasıl geldim bilmiyorum. Babam ağlıyor. Konuşmuyor sadece ağlıyor. Hemen özel hastaneye götürdük, psikolojik dediler. Sonra akşam Tıp fakültesine götürdük. Psikolojik dediler. Hafta sonu başka çarem yok. Pazartesi Devlet hastanesine gitmemizle acı gerçeği öğrendik. Babamın kalbinde büyük bir pıhtı var ve bu beyine pıhtı atmış. 

Ama olsun dedim. Kan sulandırıcı kullanırız, geçer. Babam aklını yitirmiş gibi davranıyor ama olsun dedim. Babam sağ, nefes alıyor, bana bakıyor. 1 ay da devlet hastanesinde kaldık ve bizi taburcu ettiler. 3 gün sonra babam kollarında büyük beyin kanaması geçirdi. Ortada bir neden yok, gülüyoruz, yemek yiyoruz. Mutluyuz ya... Babam hastada olsa yanımda.  Ama kollarım da bayıldı... Ölüyor sandım. Elim ayağıma dolaştı. Bağırıyorum ambulans çağırın diye. Gözlerimden 2. defa yaşlar yağmur gibi boşalıyor. Bu anı hatırlıyorum. Ayağını kestikleri günde böyle olmuştum.

10 gün yoğun bakımda yattı. Bu sürede konuşma yeteneği kayboldu. Ben her akşam yemek yemeye gidiyordum. Ben çıkarken arkamdan ağlıyordu ve ben daha çok ağlıyordum. Günlerce babamın yanına gittim yemek yedirdim ben giderken arkamdan ağlıyordu. Ben ise diken yutmuşcasına canımın yanmasına katlanıyordum.

Tam bundan daha fazla canım yanamaz derken... Ciğerinde 8*10 cm boyunda tümör olduğunu ve eski hastalığın sinsi sinsi büyüdüğünü öğrendim.  ALLAH'ım dayanacak gücüm kalmadı dedim içimden. Gerçekten takatim kalmadı. Babam felç olmuş, kalbinde 5 cm pıhtı var, konuşamıyor üstüne kanser...

Eve getirdim, tam 5 ay altını temizledim, yemeğini yedirdim. Saatlerce konuştum, o konuşmasa da ben onunla dertleştim. Tabi bu 5 ayda 3 kez daha yoğun bakımda ve serviste yattı. Sabahlara kadın ağrıdan feryat ederdi ve ben hüngür hüngür ağlardım. Elimden birşey gelmiyordu. Çaresizdim ve artık dayanacak gücüm kalmamıştı. Manyofobi olmuştum resmen. Artık dayanamadım ve yeter dedim. Babamı çıkartmak istiyorum. Evde ben iyi ederim onu. Çünkü o benim babam ya. Bakarım ben. Bitkisel ilaçlar, kremler, sabahlara kadar araştırmalar, babamın inlemesinden sabahlara kadar uykusuz ve acı çekerek sabahlamalar... 

 En son 14 kasım 2017 de GİS kanaması olduğunu öğrendim ve istemeye istemeye hastaneye götürdüm. Yoğun bakım dediler ve ben yine çocuk gibi ağladım. Bakamıyorlar orada, benim gibi bakamazlar diye ağladım. Babama ne yemek ne de su veriyorlardı. Kanamanın yerini tespit etmeleri için bu şekil de olması gerekiyormuş. Susuzluktan dudakları yara olmuş, inlemekten takati kalmamış... Her gün gittim ve babamı göremesem de geldiğimi hissetsin istedim. 27 kasım  hastaneye gittim. 

Ben : Babamı ne zaman çıkartacaksınız artık ?

Doktor : Babanı canlı çıkartamıcaksın yoğun bakımdan.

Ben hastane koridorun da yürüyorum ama her adımda gözümden yaş akıyor. Oturdum hastanenin önüne kalkamadım. Eve geldim anneme grip olduğumu o yüzden gözlerimin kırmızı olduğunu söylemek zorunda kaldım. 4 saat sonra nöbetçi doktor aradı. Babanın durumu kritik nabız 180 olmuş.  Koştum hastaneye yanına girdim. Durmuyor gözümün yaşı ama babam kendinde değil ben ellerini öpüyorum. Kalk baba uyan hadi diyorum. O kalkmıyor. 

Sabah oldu ve babamın doktoru aradı. Babanı makine bağladık artık bekliyoruz diye. Yine ağladım ve hastaneye koştum. 1 saat doktoru bekledim iyi bir haber almak için. Doktor yanıma geldi ve o korktuğum cümleyi söyledi...

Başınız sağolsun... Ben babam için sırtımda bu kadar acıyı bu kadar kederi taşıyordum biran da hepsi var gücü ile beni yere yatırdı. Kalkamıyorum. İnsanlar bize bakıyor. Hepimiz ağlıyoruz.  Babamı morgda gördüm ve tanıyamadım nur yüzlü babamı. Sanki babam değildi o.. Başka biriydi... 

Babanız hayatta ise ona çokça sarılın. Kemikleri ağrısın gerekirse. Yanaklarından öpün kocaman kocaman. Ben babamın yanaklarından sadece tabutun içinde öptüm. Buz gibiydi. Sıcacık babam değildi sanki orada yatan. 

Bugün 25 gün oldu ve ben hala yokluğuna alışamadım. Sanki kalbimi dikenli bir sarmaşık sarmış ve her kalbim attığında canım yanıyor. Canımın yanmasına alışamıyorum. Üstelik baş parmaklarım kesilmiş sanki. Hiç bir şeyi tam yapamıyorum. Her şey eksik sanki. Sanki yarım yaşıyorum ve tamamlanamıyorum. 

Nasıl alışacağım nasıl bitecek bilmiyorum. Yanına gitme ihtimalim olsa biran durmam... Çok özledim. Çok...

İçeriğin Devamı Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın