Görüş Bildir

Bu haber taslak halindedir!

Haberler
Az Bilinen Hikaye: Francesco Totti

Az Bilinen Hikaye: Francesco Totti

Onedio Spor
28.07.2020 - 12:52

1 takım, 785 maç, 307 gol, tek isim; Francesco Totti. Buraya kadar herkes biliyor, ne de olsa sosyal medyanın en çok ekmek yediği isimlerin başında gelir, sadece fotoğrafını koyun, 3-5k’nız garanti.

Öte yandan sosyal medya size gerçek hikayeyi anlatmaz, o yüzden de aslında Franceso Totti’yi pek kimse tanımaz.

7 yaşındayken futbola başlayan Francesco’nun aşması gereken en zor engel annesiydi, dar gelirli bu ailenin çocuklarının okuyup meslek sahibi olmalarını, kendilerini kurtarıp anne ve babalarına bakmalarını istiyordu. Futbol ise boşa zaman kaybıydı.

Francesco’nun futbol oynamasına izin veren babası Lorenzo’ydu. Hatta 5 yaşında minikler takımına götürmüştü, antrenörlerin “Bu çocuk çok küçük, bir yerine bir şey olur” demelerine rağmen ısrar etmiş ve takıma aldırmıştı.

Yerel takımların altyapısında oynadığı dönemde scoutların ilgisini çekmişti ve Milan’dan da teklif gelmişti. Ancak anne Fiorella, oğullarının yanından ayrılmasına izin vermeyi düşünmüyordu. Oğlunun futbola olan yeteneğine ikna olmuştu, zaten okul da pek iyi gitmiyordu.

1989’da bu defa şehrin takımlarından Lazio devreye girdi, Totti ise “Prens” Guiseppe Giannini’nin hayranıydı. Roma’nın efsanevi kaptanının peşinden gitmek istiyordu, kapıda ezeli rakip Lazio bekliyordu. Kulüpler anlaşmıştı ki Roma’nın yetenek avcılarından Gildo Giannini devreye girdi. 1989’da Francesco Totti artık Roma’lıydı.

Gildo Giannini, idolü Prens Guiseppe’nin babasıydı.

1991’de Inter ile oynanan UEFA Kupası finalinde top toplayıcıydı. Altyapıda oynuyordu ve sıklıkla A takım antrenmanlarına gönderiliyordu. Dönemin Roma’sının futbolcularından Ruggiero Rizzitelli, “O çok farklıydı” diye anlatıyor, “altyapıdan futbolcular A takıma antrenmana geldiklerinde profesyonel futbolculara çalım atıp bacak arası yapmazlar. Francesco ise eğleniyordu, özgüveni çok yüksekti, yeteneklerinin farkındaydı. Onu kimse korkutamıyordu.”

28 Mart 1993’te A takıma yükseldiğinde artık Prens’in kanatları altındaydı, kamptaki oda arkadaşı olarak Totti’yi seçmişti.

“Bana benziyordu, gençliğime… Onun için her şey kolaydı, abisi gibiydim. Ailesini tanıyordum, hatta bir sorun olduğunda beni ararlardı. İlk arabasını almak için ilanlara baktığı günü bile hatırlıyorum. 10 numaralı formayı bırakma zamanım geldiğinde, tek seçeneğim vardı, Totti giyecekti.”

Roma’da pek çok kulüpte görülmeyen bir geleneksel yapı vardı, hiyerarşide futbolcuların karar mekanizmasında söz hakkı olurdu. 1996’da Giannini ayrılırken formasını kime teslim edeceğini seçebiliyordu. Kaptan da kendisinden sonraki kaptanı…

Aldair, 1998’de kaptanlığı Abel Balbao’dan aldı ancak bir yıl sonra, 31 Ekim 1999’da pazubandını 22 yaşındaki Francesco Totti’ye vermek istediğini söyledi. Nedenini sorduklarında ise, “Totti’nin takım için sorumluluğu benden almasının zamanı geldi” dedi. Totti’yi Roma’nın başına geçiren Aldair’di; Il Capitano’yu o seçti.

Bu satırların yazarının ne kadar büyük bir Totti hayranı olduğunu tekrar etmeye gerek yoktur, ancak insan sevdiğini de olduğu gibi anlatabilmelidir.

Totti muhteşem bir futbolcuydu ancak insan ilişkilerinde çok başarısızdı. Bu sayfaların müdavimleri, Roma’nın gerçek kaptanının Daniele de Rossi olduğunu bilirler… Totti genelde soğuk, pek konuşmayan, mesafeli ve insanlardan uzak duran bir adamdır.

Ancak söz konusu kitleler olunca, Totti işte o zaman konuşmaya başlar.

8 Mart 2016'da, Real Madrid’in Şampiyonlar Ligi’ndeki rakibi Roma’dır. Dakikalar 74’ü gösterirken, Santiago Bernabeu Stadı’nda anons yapılır: “Oyuna giren oyuncu, Francesco Totti.”

Tüm Bernabeu ayağa kalkar ve yaklaşık 1 dakika boyunca elleri patlarcasına alkışlarlar…

Florentino Perez’in, “Real Madrid’in Los Galacticos’u kurarken çok para harcadım. Onu almayı çok istedim ama servetlerin yetersiz kaldığı bir adamdı, her zaman Roma’ya ait olacak” diyerek içinde kalmışlığı anlattığı o Totti, yıllarca yolunu gözleyen Real taraftarları tarafından ayakta alkışlanıyor.

Bu sahne, gittiği hemen her statta tekrarlandı, özellikle de son yıllarında… Saha içindeki tartışmaları, hakemler ve rakip oyuncularla girdiği münakaşalar, yaptığı sert fauller… Hepsi unutulmuştu. Artık sahaya çıkan adam her şeye ve herkese rağmen formasını asla terk etmeyen Il Capitono’ydu.

Modern futbol yıllarında bayrak adamlar için, başta Del Piero, Maldini ve Totti gibi büyük yıldızlar olmak üzere, futbola başladığı kulüpte nokta koymak gittikçe zorlaşmıştı. İtalya’yla Dünya Kupası kaldırmış bu isimler, kapılarında Real Madrid’ler, Manchester United’lar beklerken bir sene daha kontrat alabilmek için yönetimle başkanla kavga etmek zorunda kalıyorlardı, neredeyse tırnaklarıyla söküp alıyorlardı forma giyecekleri her bir maçı.

Futbol dünyası ruhunu takımına adamış futbolcuların bombardımanlarla yerle bir edilmiş kalplerinin mezarlığı gibidir… Canından çok sevdiği takımları için bıraksalar çimlere zincirlerlerdi kendilerini… Formaları üzerlerinden sökercesine alınmış oyuncuarın gözlerindeki yaşların bile akamadığı çaresizliklere şahit olduk!

Ama Totti yalnız değildi.

Totti pek çok zaman “Roma yönetimine rağmen” kalmıştır Roma’da… Onu göndermek isteyen teknik direktör de oldu, yönetimler de… Ama korkularından, daha cümleyi kuramadan ağızlarına geri tıkamak zorunda kaldılar.

Gladyatör savaşçıları Totti, tüm bu “gönderilme ihtimali” durumlarında yalnızca bir cümle ederdi; “Ben Roma formasından ayrılmak istemiyorum.” Yeterdi! Tüm Roma tribünü ayaklanır, ona dokunanı şehrin kendisi gibi yakarlardı.

Roma taraftarı Totti’ye kimsenin elini sürmesine izin vermedi, Totti isteseydi 50 yaşında da bu formayı taşırdı, arkasında taraftarı oldukça onu kimse Olimpiyat Stadı’ndan çıkartamazdı.

Bir gün geldi, Totti’nin vücudu artık kaldıramayacağını kabul etmek zorunda kaldı.

Ve Totti’den sonra Roma, bir daha asla eskisi gibi olamadı. Olimpiyat Stadı’nda, tüm dünyayla birlikte gözyaşı döken Francesco, bir devrin sonu oldu. Hem bayrak adamların, hem geleneksel Roma’nın hem de sadakatin…

1 Ağustos 2017’de, Totti’nin Genoa’ya karşı sahaya çıktığı son maçta giydiği 10 numaralı Roma forması, Fransız Gine’sinden havalanan bir roketle uzaya gönderildi.

Hiçbir son, daha güzel olamazdı.

Kaynak: https://www.asistanaliz.com/az-biline...
İçeriğin Devamı Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın