Armanın Öteki Yüzü: Valencia

“Ben geceyim. Ben intikamım...Ben Batman’im… Aynı zamanda DC Comics ile Valencia’nın arasındaki husumetin sebebiyim.”

Efsanevi süper kahraman Batman’in yapımcısı DC Comics, yeni bir arma tasarlayan Valencia’yı telif hakları gerekçesiyle on bir sayfalık bir belge düzenleyerek Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi’ne şikayet etmişti ve dava açmıştı. Çünkü yeni tasarlanan armada yarasanın kanatları tıpkı Batman’in logosunda olduğu gibi iki yana doğru açıktı ve bu benzerlik ticari markanın ihlali sebebiyle DC Comics’i deyim yerindeyse çıldırtmıştı.

Kurulduğu 1919 yılından bu yana armasında yarasayı kullanan Valencia, ilk kez 1939 yılında Batman’i yayınlayan DC Comics’in davasına karşılık yeni tasarımın kullanılmayacağı açıklayarak geri adım atmıştı.

Ancak yarasa çekişmesi bu olayla sınırlı kalmadı.

2019 yılında 100. yılını kutlamaya hazırlanan Valencia yıl dönümüne özel bir arma tasarlamış ve bunu formasında kullanacağını duyurmuştu. Sonrasında kulübe DC Comics’ten bir mektup geldi ve kulübü dava etmekle tehdit ettiler.

Fakat Valencia bu sefer geri adım atmak şöyle dursun; Batman yaratıcılarına öyle bir cevap verdi ki Joker duysa gurur duyardı:

“DC Comics dedi diye armamızda yarasa kullanmayacak değiliz. Dünya üzerinde hiçbir ticari markanın yarasalar üzerinde ayrıcalıklı bir hakkı yok. Biz göğsümüzde bu simgeyle oynarken Birleşik Devletler'de insanlar bizonları kovalıyordu.”

Peki, Valencia’nın yarasaları Batman’den önce keşfetmesini ve onlar hakkında bu kadar duyarlı olup da armasında kullanmasını sağlayan esas sebep neydi?

18 Mart 1919’da kurulan Valencia Kulübü’nün arması şehrin hanedanlık mühründen ilham alınarak formaya işlendi.

Valencia kentinin başlangıçta bu armayı tercih etmesinin ise 2 nedeni olduğu söylenir: Birincisi bölgede yarasaların yoğunluklu olmasının etkili olduğu yönünde. Oldukça sıradan ve makul.

İkincisi ise elbette ki şehrin tarihinden geliyor. Bunun bir efsane mi, yoksa gerçekten yaşanmış bir olay mı olduğu sorusunun ne yazık ki net bir cevabı yok. Ama üstünde durmakta fayda var. Üstelik bu da kendi içerisinde ikiye ayrılan bir hikaye:

Aragon Kralı ‘Fatih’ I. Jaime, 9 Ekim 1238 yılında Morolar* yönetimindeki Valencia şehrini yeniden ele geçirmek için girişimlere başlamıştı. Şehir, Katalonya ve Aragon birlikleri tarafından kuşatılmıştı. Bir gece, şehrin eteklerinde kamp kuran I. Jaime’nin ordusundan bir asker, kralın çadırının yakınlarından gelen bir sese uyanır. Sesi duyan asker hızla kralı uyandırmaya gider. Kral uyandıktan sonra ordusunu alarma geçirir ve tetikte olmalarını söyler. Tetikte olan ordu gözcüleri Morolar’ın kampa yaklaştığını ve I. Jaime’nin ordusuna pusu kurmak üzere olduğunu fark eder. Sonrasında saldırıya geçen Aragon ve Katalonya birlikleri ile Morolar arasında korkunç bir muharebe yaşanır ve o gece yüzlerce Morolu asker öldürülür. Morolar bu saldırı karşısında geri çekilmek zorunda kalır; düşmanı gafil avlamak isterken avlanırlar.

Ara bilgi: Morolar, Mağrip, Sicilya ve Malta’nın yanı sıra İspanya ve Portekiz’in yer aldığı İber Yarımadası’nda yaşamış Müslüman bir topluluktu. 711'de, çoğunlukla Kuzey Afrika’dan gelen Morolar’ın oluşturduğu birlikler, Emevîler'in o dönem Romalılar tarafından Hispania olarak adlandırılan İber Yarımadası’nın fethine öncülük etmişti. Sonrasında bu bölge Endülüs olarak adlandırılmıştı.

Savaşın sonunda Kral I. Jaime, ordusunu gecenin bir yarısında uyaran sesin kaynağını öğrenmek ister. Sonunda bu sesin bir yarasadan geldiği öğrenilir. Yarasa savaş davullarına takılı halde bulunur ve kendini kurtarmak için kanat çırparak çıkardığı ses, Kral I. Jaime ve ordusuna Valencia şehrinin kilidini açan anahtar rolü üstlenir.

Kral I. Jaime, kendilerine savaş çağrısında bulunan ve zaferin elçisi olarak gördüğü bu yarasayı Valencia şehrinin hanedanlık armasına yerleştirerek şükranlarını sunar.

Hikayenin bir diğer versiyonuna göre ise Kral I. Jaime ve ordusu Valencia şehrini fethettikten sonra hanedanlık bayrağının üzerine bir yarasa konar. Kral bunu iyi bir işaret olarak yorumlar ve yarasa nasıl bayrağın tepesine konduysa simgesi de armadaki tacın tepesine yerleştirilir.

Valencia Kulübü’nün 1919 yılında kullandığı ilk arması bir halka şeklindeydi. İçerisinde kral tacı ve tepesindeki yarasaya kulübün isminin baş harfleri eşlik etti.

1921 yılına gelindiğinde bugünkünün neredeyse aynısı olan arma, İspanyol tasarımcı Francisco Aguar tarafından hayata geçirildi. Bu armada yarasa, kulübün adının üzerine yerleştirildi. Arka planda Senyara (Katalonya) bayrağına; tam ortada ise bir futbol topuna yer verildi. Armanın şekli, günümüzdeki haline ise çok yakın bir şekilde tasarlandı. Takip eden yıllarda Valencia’nın arması büyük bir değişime uğramadı. Armaya yapılan son değişiklik 2009 yılında oldu.

2018 yazında Valencia, 2018-19 sezonuna özel kulübün 100. yılı için altın sarısı ve siyah renklerden oluşan bir arma tasarladı ve o sezonda bu armayı formada kullandı. Armanın tepesinde asırlık anlamına gelen “Centenari” ifadesine yer verilirken alt kısma da 1919-2019 tarihleri işlendi.

Gotham şehrinin koruyucusu şehrin haydutlarını temizlemeye başlamadan 20 yıl önce yarasayı armasına ekleyen Valencia, süper kahramanlar evreninde yer almasa da Batman’e diş geçirebilenler listesinde ilk sıraya yerleşebilir…