Görüş Bildir
Haberler
5 Yazarın Tek Romanı ''BEŞPEŞE''

5 Yazarın Tek Romanı ''BEŞPEŞE''

      Romanda Zehra isimli Mimar Sinan Üniversitesi  Tiyatro bölümü öğrencisinin  çocuk sayılan yaşta annesinin ölümü ,babasının sessizliği ve ruhsal durumu ,anneannnesinin annesiyle olan ilişkisi üzerinde durmuş ''yazarlar'' . Bu kitabı Bülent ERKMEN'in sayesinde Murathan MUNGAN ,Faruk ULAY,Elif ŞAFAK,Celil OKER ve Pınar KÜR yazmış.Kitap kesinlikle farklı ve her yazarın kalemini ,olaylar üzerinde ki farklı etkilerini net olarak hissedilebiliyor.  Kitaptan dikkat çeken bir kaç noktaya ve karaktere  değinelim.

İçeriğin Devamı Aşağıda

1.

1.

''Zehra ,Fatin Bey'in , aşık bir kadına istediği her şeyi kayıtsız koşulsuz yaptırabilen ,hatta onu fahişe olarak başkalarına  pazarlayan bir adamın nasıl biri olabileceğini düşündürdüğünü fark etti. O sahiplik ilişkisini  , oradaki teslimiyeti derinden anladığını hissetti. Çünkü ,olanca bilgisine ,birikimine ,uygar bilgisine karşın , Fatin Bey ' in  entellektüelliğinde yabanıl bir yan vardı. Gizli bir saldırganlık ,karşı konulmaz bir buyurganlık..Kendisinin olmadığı yerde bile ,üzerinde pençelerinin varlığını hissettiren bir avcı gücü...Erilliğinin vahşi ,buyrgan gücü...''demiş Murathan MUNGAN.

2.

2.

Zehra : duru ,açık tenli ,renkli gözlü , kırmızı kendinden dolgun ve biçimli dudakları ,gür ,parlak, kolay biçim kazanan  saçları,düzgün ve uzun bacaklı ince belli bir kız...                                                                                                                              ''Ondan hiçbir şey beklemeden ,ona hiçbir yükümlülük ve sorumluluk yüklemeden , onu, aşkımdan bile haberdar etmeden aşkıyla ya da aşk acısıyla hiç rahatsız etmeden,ondan hiç bir şey ümit etmeden , kayıtsız koşulsuz kölece seviyordu.Yalnızca seviyordu.''                                                                                                                           ''Zehra gerçek aşkın böyle bir şey olması gerektiğini düşünüyordu. Güzel cemallere aşık olanların tasavvufi aşkında güzele aşık olmanın kolaylığı vardı aslında.Gerçek aşk nesnesi 'suret' çirkin olmalıydı.Dünyanın öteki yüzü yani...Çoğunluk yüzü...Üsküdar 'da gittiği bir tarikat toplantısındaki konuşmalar sırasında keşfetmişti bu gerçeği.  Aşk ,cezaydı.''                        

3.

3.

    ''Rıdvan tam bir aşk adamı, tam bir profesyonel aşıktı.Bir aşıktan beklenen hemen hemn her şeyi eksiksiz yerine getiriyor ,aşkın ritüellerinin hiç bir ayrıntısını atlamıyordu.Aşık olmak onun için bir yaşam gereksinimi, bir haikat bilgisiydi.Kendisine olmasa, onun mutlaka bir başkasına aşık olacağını biliyordu Zehra. Tanıdığı en kadın seven erkeklerdendi o. Çok yakışıklı erkeklerde görülen kendi bedenine hayranlık duymapayına hiç sahip olmadığından, bütün varlığıyla kadınlara yönelmişti.Kadınları tutkuyla,tapınırcasına seviyordu. Onun aşkında,kösnül bir iştahtan çok, sanki ana tanrıça Kybele'ye sunulan 'kalp'ten bir adak söz konusuydu.''  Rıdvan için Zehra ile olan ilşkisi inandırıcılıktan o kadar uzak geliyordu kibirlikteliğini sürekli başklarının gözü önünde yaşama gereği duyuyor. Zehrayı insanlara göstermek istiyor hem yaşadıklarına iannamak için hem de bugüne kadar uğradığı bütün bozgunların acısını  çıkartırcasına, övünürcesine göstermek..

4.

4.

Zehra'nın anneannesi Semiha Hanım hakkında ise her yeri antikalarla, dev çin vazoları ve el yazmaları ile dolu Erenköy'ün tek köşkünde yaşadığını ve 'İnsan istemedikten sonra hiç ölmez.,' dediğini biliyoruz.

5.

5.

Şu Kıvanç TATLITUĞ'a benzeyen arkadaş Fırat oluyor.Çünkü Fırat tipik bir sarışın yakışıklı. Hatta Faruk ULAY :''Fırat ise kızlardan daha güzel demiş.''

İçeriğin Devamı Aşağıda

6.

6.

Zehranın babasının : sarışın ,yakısıklı, kitap okuyan ve gençken Londra'ya gitmek ve ingilizcesini kullanmak istediğini ama gerçekleştiremediğii biliyoruz.

...

''İki büyük cemaat var bu dünyada: elindekilerle yetinmesini iyi kötü bilenler ve elindekilerle yetinemediklerini bilecek kadar iyi kötü kendini bilenler...senin kabahatin ikinci gruptan olduğun ve bunu pekala bilidiğin, iliklerine kadar hissettiğin halde, öyle değilmiş gibi görünmene,birincilerdenmiş gibi algılanmana müsade etmek oldu bunca zaman.''

Elif ŞAFAK'ın bölümünde duygu ve düşünce üzerinde çok fazla yoğunlaşma var ve bu yüzden bazı sayfaları bir kaç defa okumak  farz oluyor.Şafak her kitabında olduğu gibi kadın  kadın olmak ve aile gibi konulara değiniyor.

7.

7.

''Anneni mi dah çok seviyorsun babanı mı? Yetişkinlerin çocuklara eziyet olsun diye sordukları bu kalıp özünde sevgiyi değil, öfkeye dairdir sanılanın aksine.İleride ,büyüdüğünde,çocukluğunun arızalarından anneni i sorumlu tutacaksın , yoksa babanı mı sorusudur özünde. Hangisini bağışlama kayığına alıp batmaktan kurtaaracak ,hangisini geride bırakıp çırpınmaya terk edeceksin resmi hatıralarında. Hangisi ayın ışıltılı yüzü olacak, hangisi karanlık yüzü çocukluğunun amel defterinde.''

Muhteşem denmesede okunması gereken kitaplardan...

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın