Görüş Bildir
Haberler
10 Madde İle Günümüzde Kadının Son Noktası

10 Madde İle Günümüzde Kadının Son Noktası

UYARI:

Yapmış olduğum bu içerik hiç bir şekilde kadınları aşağılamak veya bireysel, hepimizin en doğal hakkı olan özgürlüğü kısıtlamak için oluşturulmuş bir içerik değildir. Feminizme veya kadın haklarına hiç bir şekilde saldırı da bulunmamaktadır. Lütfen bunu dikkate alalım ve içeriği buna göre inceleyelim. Kadının günümüzde son noktası.

İçeriğin Devamı Aşağıda

1. Hastalıklı, Estetik ve Güzellik Anlayışı

Gün geçtikçe her şey gibi güzellik ve estetik anlayışımız da değişime uğradı. Zamanla değişikliğe uğradığı gibi güzellik, çekicilik, karizma gibi etkenlerde bir insanda aranan ilk şeylerden oldular. Bu güzellik algısına ayak uyduramayan insanlar aşağılandılar, kırıldılar ve dışlandılar belki de. Herhangi bir nedenden ötürü estetik operasyon yaygınlaştı ve görüntüsünden memnun olmayan kadınlar bu şekilde istedikleri güzelliği elde ettiler. Buraya kadar her şey güzel. Fakat gün geçtikçe artan bu operasyonlar her kadında aynı fabrikasyon görüntüye, aynı donuk bakışlara ve aynı gittikçe tuhaflaşan, korkunç bir hale yol açtılar. Abartı bir şekilde şişirilen göğüsler ve silikonlu kalçalar moda oldu. He tarafta şişirilmiş balon gibi dudaklar, doldurulmuş büyük göğüsler vb. görmek elbet cazip gelebilir. Ve hatta belki alışıldık bir durum. Fakat Korkunç mu? FAZLASIYLA.

2. Mükemmel Fizik (!)

Tabii güzellik algısının da değişime uğradığı gibi bu değişimden haliyle fizik anlayışı da yeterince payını aldı. Yıllar öncesine kadar başlara taç edilen balık et, yerini boyla orantısız olmak üzere bizim tabirimizle sıskalık onların tarifiyle zayıflığa (!!) bıraktı. Modeller, genç kızlar ve bir çok kadın bu algıya ayak uydurmak üzere sağlıklı (!!!!) diyetler yaparak ve son derece sağlıklı (!!!!!!!!) haplar kullanarak, hayalini kurduğu muhteşem ve sağlıklı (!!!!!!!!!!!!!) fiziğe kavuştular. Tabii bu muhteşem diyetlerin ve son derece sağlıklı hapların hafif yan etkileri bulunmaktaydı. Ölüm gibi gibi. Özellikle yapılan bu minik ''1 haftada 300 kilo verme garantili'' diyetleri duble hamburgerlerimizi güzel tuvaletimize geri çıkararak yapmamızın bizi bulimia hastası yapması harika bir olay değil mi? 

Evet ne yazık ki kadının günümüzde geldiği nokta bu. Yorumu sizlere bırakıyorum. Elde edilmek istenen görüntüde, bu görüntüyü elde etmek için göze alınan şeylerde, bu görüntünün sağlık düzeyi de gayet berbat ve çirkin. Evet, evet yorumu kesinlikle sizlere bırakıyorum.

3. Makyajın Korkunç Yüzü

Makyaj elbet günümüzde ortaya çıkmış bir şey değil hepinizin de bildiği üzere. Yıllardır rağbet gören, sevilen ve hemen hemen her kadının kurtarıcısı olan oldukça güzel bir buluş. Ancak öyle bir yüzü var ki tanıştığım bir kadından ve yahut yolda herhangi gördüğüm bir kadından tırsmaya ve korkmaya başladım. Doğrusunu isterseniz, gördüğüm şeylere inanmaktan yoksunum. 

Olayı açalım ve size anlatmak istediğim bu olayı biraz daha yakından tanıtayım. Eğer mağarada yaşamıyorsanız ya da ilkel bir kabileden gelmiyorsanız kontur (umarım doğru yazmışımdır) denen şeyi en azından bir kez duymuş olmanız gerekiyor. Eğer duymadıysanız bir göz atabilirsiniz. Kısaca insanların ciltlerine kendi cilt tonlarından daha açık ve daha koyu olmak üzere iki rengi yayması ve aniden bambaşka bir insana dönüşmesi durumu. Rüya gibi bir şey değil mi? Büyü gibi, sihir gibi. Ama hayır bence daha çok korkunç bir durum. Bakın sivilce ya da siya noktalarını ustalıkla yok eden insanlardan bahsetmiyorum. Elmacık kemiklerini biraz daha çıkaran insanları da. Bahsettiğim kesim kendini tamamen bambaşka biri yapan kesim. Burnundan tut dudaklarına kadar. KORKUNÇ. Tek kelimeyle. Bana göre bu hakkında konuşulası bir durum. Öyle bir şey düşünün ki yıllarca gördüğünüz kişi o değil. Yıllarca gördüğünüz kişi bol bol kimyasal. Öyle bir şey düşünün ki yolda geçen herhangi biri aslında öyle değil. Bu korkunç mu? FAZLASIYLA

4. Kadınlar Bir Cinsel Obje Değildir!

Şu an yazmakta olduğum metin yanlış anlaşılmalara açık ve bir yandan da riskli bir metin. Ancak yazacağım. Neden mi? Çünkü buna ses çıkarmak istiyorum. Hem de çok. 

Elbet kadınlar bir cinsel obje değildir. Bunu hayatım boyunca destekledim. Fakat öyle bir kesim var ki, bir beğeni, bir takipçi, bir dolar uğruna cinsel bir obje olmayı kabul ediyorlar. Biliyorlar ki o dolarların, o takipçilerin, o beğenilerin tek kaynağı kadınsal organları. Bunun için bu tanrının onlara verdiği kadınsal özellikleri sergiliyorlar ve böyle olmadıkları halde kendilerini cinsel bir obje haline geliyorlar.

Özgürlük başlığı altında tutsak oluyorlar. Bu konu hakkında çok konuşmayacağım. Ancak cinsel organlarından prim yapan kişilerden sıkıldım.

5. ''Kıskanç erkek isterim''

Peki, kıskançlık ayarında ve tadında ise bu duyguya onayımız var. Ancak bir ilişkide yaptığı en ufak işe bile karışan, giydiklerine, gittiği yerlere, arkadaşlarına laf yapan 'erkekler' ne yazıktır ki günümüzde bir çok kadın tarafından beğenilmekte. Özgürlüğüne, insanlığına ve hareketlerine laf edilmesinden, el koyulmasından hoşlanan insanlara üzülüyorum ve kendilerini bir bireyden saymadıklarını ve kendilerine saygı duymadıklarını düşünüyorum. Aynı şey ''ben kıskancım yeaa'' diye gezen, söz de maço (!) erkekler için de sonuna kadar geçerlidir. O özgür, mutlu, güçlü, zeki ve mantıklı kadını özlüyorum...

Çok konuşmayacağım bu konu hakkında. Ne demek istediğim umarım anlaşılmıştır. Ne yazık ki kendini bir bireyden saymayan, erkek arkadaşlarının hayatlarına karışmasından zevk duyan kadınların sayısı oldukça fazla. Bu sayının ne kadar fazla olduğunu anlamanız için ''sen benimsin'' sözünün sıkça kullanıldığı ve her cümlesinde istemeyerek bile olsun kadını aşağılayan sözler bulunan, edebi değeri bazı kitapların (!) fan kitlelerine bakmanız yeterli. Hatta bu tür kitapların film olacak kadar sevilmesi bile yeterli bir olay. Üstelik bu tür bir çok kitap yazılmakta...

İçeriğin Devamı Aşağıda

6. Bad Girl!!!

Bu benim acıyı damarlarımda hissettiğim, beni yoran bir konu...Aslında yanlış anlaşılabilirim ama ne demeye çalıştığım anlaşılırsa anlamı elbet olacak.

Çağımızın ''kafa kız'', ''bad girl'', ''çılgın kız'' gibi, kafadan uydurduğu, terbiyesizliği ve ahlaksızlığı meşrulaştıran/meşrulaştırmaya çalışan yeni türettiği sözcükler var. Bu sözcükler her ne kadar kulağa hoş gelse dahi beraberinde, anneye babaya, büyüğe, küçüğe saygısı olmayan insanları beraberinde getirdi. Aynı eleştiriyi erkeklere de yapacağım ve bu madde erkeklerde de mutlaka bulunacak. Eski zamanların hanım, güzel, terbiyeli, ahlaklı güzel kadınları yerini marjinallik ve cesurluk başlığı altında terbiyesizlik yapan, Rihhana vb. sanatçıların kliplerini seyrederek o kliplerde gördüğü uyuşturucu bağımlısı, sözde çılgın kadına benzemeye uğraşan ve bunu da çok güzel beceren kadınlara ve hatta genç kızlara bıraktı. Kadının hür olmasına, çılgın olmasına, cesur olmasına lafım yok. Ancak yaşlılara ''moruk'' diyerek, evleri tuvalet kağıtlarıyla kaplayarak, büyüğe, küçüğe saygısızlık  ederek cesur, çılgın, hür ya da aklınıza her ne geliyorsa işte OLUNMAZ. 

Hür olmak istiyorsan Sabiha Gökçeni örnek alacaksın, o sözde kitap (!) platformundaki kıçı kırık ergen kızları değil. Çılgın olmak istiyorsan Nene Hatun'u örnek alacaksın, o ergen kanallardaki ergen, atarlı kızları değil. Hür, güçlü mü olmak istiyorsun? Canan Karatayı örnek alacaksın...

BU BİRAZ SADECE BİZİM ÜLKEMİZ İÇİN GEÇERLİ BİR YORUM OLDU AMA NEYSE..

7. Güzelsen Yaşadın

Kadınlar zamanla kendilerini bir güzellik kalıbına soktular. Ve şu an o kalıba uyum sağlamaya çalışmakla meşguller. Uyum sağlayanlar yaşadı! Çoğu şey için ayrıcalıkları var. Ee, dik, dolgun ve hoş göğüsler, estetikli bir yüz ve estetikli bir vücut...ha  bu bölümde 1. madde devreye giriyor. Bu topa girmiyorum. Değinmek istediğim konu şu: Güzelsen yaşadın ama, güzel değilsen....

Kadınlar bu estetik denilen şey yardımıyla o bahsedilen, sözü geçen ideal güzelliğe kavuştular. Kavuşamayan kadınlar ne mi yaptı? Depresyona girenler %65, intihar edenler %43, dışlananlar %80, öz güveni kat ve kat düşenler %90. Bu liste uzayıp gider ama genelleme böyle. Ben bu estetikti, güzellikti, primdi vs. toplarına zaten girdim. Bu kez değinmek istediğim şey işte bu yüzdeliklerdeki kadınlar. İşte intihar edeni, dışlananı, öz güveni düşeni benim değineceğim nokta. Üzülüyorum aslında. Bir insan nasıl oldu da bu kıçı kırık toplumun kıçı kırık güzellik algılarına ayak uydurmak pahasına bu kadar yordu ya da yorabiliyor anlamıyorum. Dışlanma mevzusunda araya başka bir tayfa giriyor. Bu tayfa öz güvensizlik ile besleniyor. Bu iğrenç toplumun iğrenç güzellik algılarına ayak uydurmaya çalışıp üzülen, sonra da bu toplum tarafından ezilen, kendini savunamayan ve öz güvenini daima aşağıda tutan kadınlardan yıldım. Keşke biz bu dönemleri görmeseydik. Keşke bir güzellik algısının olmadığı gibi bu güzellik algısına ayak uydurmak zorunda gibi hisseden kadınlar da olmasaydı..

8. Sadece PARA

Şimdi asla piç erkek efendi erkek mevzularına girmeyeceğim. Ben sadece bu insanları, parasından dolayı kullanıp sonra da bir tarafa atan kadınlardan nefret ediyorum. Aynı şey bir kadını cinsel olarak kullanıp sonra da kullanıp atan afedersiniz şerefsiz erkekler içinde geçerlidir.

Kadınların cinselliklerini kullanarak, güzelliklerini kullanarak bir erkeği ''heh tam dişime göre bu avanak!'' diye seçip sonra da kullanmalarına karşıyım. Ve bu tür kadınlar çoook.

Bir akşam yemeği yemek için çağrılan insanlar belki de çok büyük hayaller kurmuş olabilir. Çok üzerine tartışılacak bir konu değil. Ancak bir insandan (bakın cinsiyete bile değinmiyorum) kendi güzelliğini kullanarak faydalanmak insanlık değildir. Bu da ne yazık ki günümüzde yaygın...

9. Feminist Gibi Davran

Feminizm hafife alınacak bir şey değildir. Kadın ve erkek eşitliğini savunur ve tartışmasız bunu sadece egolu, aptal ve cinsiyetçi bir zihniyet kabul edemez, geri çevirir. Sonuçta bir erkeğin kadından, bir kadının ise bir erkekten üstün olmadığı düşüncesi bana göre gayet güzel ve haklı bir düşünce. Ee mantıken de aynı şekilde. Zira kadın erkeği, erkek kadını tamamlar. Bir cinsiyetin üstünlüğü gibi bir durum söz konusu değildir.

Şimdi bir enteresan grup var, feminizmi çok yanlış anlamış, esasında gerçek feminizmin savaş açtığı bir gruptan bahsediyorum. Ama öyle cahil bir grup ki bu grup, feminizmi erkek düşmanlığı sanıyorlar ve biz feministiz diye geziniyorlar. Esasında feminizm her iki cinsiyetin eşitiğidir. Ama ne hakla hizmetse bu kadınlar biz feministiz derler ve erkekleri alçaltıp kendilerini yükseltirler. Ne yazık ki ben bir çok kez böyle kadınla karşılaştım...Kadınlar  nasıl böyle bir noktaya geldi bilemiyorum. Ha tabii genelleme yapmak istemem ancak çoğunluk bu yönde ilerliyor...Lütfen feministseniz feministiz deyin, sonra etraf ''valla ben feministim'' deyince ''erkek misin sen len aq'' diye havlayan insan kaynıyor. Gerçi bu biraz da onların suçu ancak lütfen feminizmi saçma sapan anlatmayın. Cinsiyetçiyseniz cinsiyetçiyim deyin..

Medyadaki feminizm değil. Nöö

10. Sessizlik

Aslında bu kadının ayıbı değildir ancak ne yazık ki, kadının son noktasıdır. Tacize, tecavüze maruz kalan kadınların çoğu susmayı tercih ediyor. Neden korkuyorsunuz, neden susuyorsunuz diye soramam. Çünkü böyle bir adalet söz konusuyken korkmamak zor gerçekten de. Ama niye söylemeyeyim, üzülüyorum. İçim içimi yiyor. Size benden riskli bir itiraf. Tacize, tecavüze uğradığını söyleyemeyen kadınlara ekran ötesinden bağrıyor ''aptal!'' diye kzııyorum. Ama haklılar..

KEŞKE BUNLAR OLMASAYDI, KEŞKE MUTLU OLSAYDIK.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın