Görüş Bildir
Haberler
'İçeride Farklı, Dışarıda Farklı Maç Yönetmiyorum, Kaybeden Suçlu Arıyor'

'İçeride Farklı, Dışarıda Farklı Maç Yönetmiyorum, Kaybeden Suçlu Arıyor'

Ulaş
02.08.2014 - 15:06

Dünya Kupası’nda Arjantin ile Hollanda arasında oynanan yarı final maçını yöneten FIFA kokartlı hakem Cüneyt Çakır , Türkiye’de farklı, yurtdışındaki maçlarda farklı bir yönetim gösterdiği iddialarıyla ilgili olarak, “Türkiye’de herkes bir takımın taraftarı. Futbola bakarken bu gözlükle bakıyoruz. Kazanma odaklı bir yaklaşım var. Türkiye’de kaybeden suçlu arıyor” dedi.

Dünya Kupası’nda Türk hakemliğini 40 yıl sonra temsil eden FIFA kokartlı hakem Cüneyt Çakır, düdük çaldığı her maçta beğeni toplayarak, yarı finalde Hollanda Arjantin maçını yönetti.

Cüneyt Çakır, Brezilya’da düzenlenen Dünya Kupası’nda yaşadıklarını, kariyerini ve Türk futbolunu Habertürk gazetesinden Atilla Türker ’e anlattı.

Atilla Türker’in Cüneyt Çakır ile yaptığı söyleşinin bir kısmı şöyle:

Sizin için “Türkiye’de ayrı, yurt dışında ayrı düdük çalıyor” iddiaları var, ne diyeceksiniz?

Türkiye’de herkes bir takımın taraftarı. Futbola bakarken bu gözlükle bakıyoruz. Kazanma odaklı bir yaklaşım var. Sporun özünde her zaman kazanmak yoktur. Kazanmak için fair play ruhu içerisinde mücadele etmek, hoşgörülü olmak, kendine; rakibine; hakeme saygılı olmak, daha iyisini yapabilmek için mücadele etmek, kazananı alkışlayabilmek gibi temel ilkeler var. Türkiye’de kaybeden suçlu arıyor. Spor sadece bir netice oyunu değildir. Bir felsefedir. Bir yaşam biçimidir. Sağlıktır, eğlencedir, paylaşmaktır, takım olabilmektir, mücadeledir, emektir. Sporun temel ilkelerini doğru şekilde benimseyebildiğimiz zaman arada bir fark olmadığını göreceksiniz.

Biraz daha açar mısınız?

Biz dünya arenasında boy gösterirken bize bakan gözler, skora değil bizim yaptıklarımıza odaklanıyor. Bizim verdiğimiz emeğin farkına varıyor. O arenada olabilmenin zorluğunun farkına varıyor. Saygı duyuyor. Tıpkı bir milli takım gibi ülkemizi temsil ettiğimizi fark ediyor. Bizim ufak yanlışlarımızı dahi büyük bir hoşgörüyle karşılıyor ve başarılı olmamız için dua ediyor. Bakış açısı farkı.

Türk ve yabancı futbolcular arasında hakeme yaklaşım açısından belli bir mental farkı var mı?

Kritik kelime saygı... Herkes birbirine saygı duyarsa arada hiçbir yaklaşım farkı olmaz.

Tarihi bir başarı sağladınız...

Çok mutluyuz. Gururluyuz. 40 yıl sonra Dünya Kupası’nda görev yaptık. Bu, hakemliğe ilk başladığım günden beri en büyük hayalimdi.

Yeni hedefiniz nedir?

Hakemlikte hedefler bitmez. En büyük hedef; Türk hakemliğinin uluslararası büyük turnuvalarda kalıcı olmasını sağlamak. Önümüzde Avrupa Ligi, Şampiyonlar Ligi, 2016 Avrupa Şampiyonası, 2018 Dünya Kupası gibi büyük organizasyonlar var. Bu büyük organizasyonların bir parçası olabilmek çok önemli. Bunun için çok çalışıyoruz. 40 yıl daha beklemeye kimsenin tahammülü yok. Ülkemizde genç hakemlerin yetişmesine katkıda bulunmak, gençlerin bizim başarılarımızı unutturacak başarılar elde etmesine katkıda bulunmak en büyük hedefimiz.

Bugünlere gelebilmek için nelerden fedakarlık yaptınız?

Geçen yıl tam 160 gün evimden uzaktaydım. Hakemlik dışındaki her şeyi ikinci, üçüncü plana attım. Ailem ve hayatımı kazandığım profesyonel işim arka planda kaldı. Buna mecburum. Türkiye’de hakemlik hala amatör bir uğraş. Aramızda herhangi bir sözleşme yok. ‘Bana ne kardeşim’ deme lüksümüz de yok. Türk hakemliği için bu fedakarlığı yapmak zorundayız. 40 yılda bir gelen şansı iyi kullanmak zorundayız. Kalıcılığı sağlamak için çok çalışmak, çok fedakarlık yapmak zorundayız. Günü gelince inşallah her şey daha güzel olur. Bize düşen, o gün gelene kadar kendi imkanlarımızı sonuna kadar zorlayarak bu hedefin içerisinde olmak.

Maç içinde çok sakin ve güleryüzlü gözüküyorsunuz...

Tecrübe kazandıkça daha rahat oluyorsunuz. Bu konuda çok çalışıyoruz. Özel eğitimler alıyoruz. Mental olarak çok iyi hazırlanıyoruz. Fiziksel olarak güçlü olup, oyunu yakından izlemeye çalışıyoruz. Hakemlik yapıyorsanız gürültü ve patırtının ortasında sükunetle dolaşmayı başarabilmeniz gerekiyor. Eğer bunu yapamazsanız üst düzeyde görev yapmak mümkün değil.

Brezilya’da 45 gün kaldınız. Çabuk adapte oldunuz mu?

Brezilya’daki iklime daha hazırlıklı olmak adına Antalya’da bir haftalık kamp yaptık. Bu adaptasyonumuz açısından fayda sağladı.

Brezilya’da ne yediniz, ne içtiniz?

Damak tadları bize yakın. Dünyanın pek çok yerinde maç yönetince, bu konuda deneyim kazanıyoruz. Sürekli fit ve güçlü olmak durumundayız. Çalışmaktan arta kalan vakitlerde şehir içinde gezerek kültürü yakından tanımaya çalıştık. Okyanus kıyısında yürüyüşler yaptık. Bol bol kitap okudum.

Belli alışkanlığınız ya da uğurunuz var mı?

Maçtan önce telefonumu kapatmadan ailemin hayır dualarını alırım mutlaka.

Ne dinler, ne yer, ne içer, nasıl vakit geçirirsiniz?

Rock dinlerim. Çok kitap okurum. Özellikle seyahat sırasında Lost, Prison Break, 24, Breaking Bad, Game of Thrones gibi dizileri izlerim. Masa tenisi oynarım.

Brezilya’da günlük hayatta sizi en çok ne etkiledi?

İnsanların futbola olan sevgisi çok etkiledi. Bunu duyuyorduk. Ama orada canlı olarak hissettik. Sokaklarda, kumsallarda futbol oynayan insanlarla geçirdiğimiz 45 gün sayesinde, iliklerinize kadar futbol sevgisini hissediyorsunuz. Ayrıca Türkiye’den gelen hakem arkadaşlarımız oldu bize destek için. Sevgili İlker Meral, Alpaslan Dedeş, Hakan Yemişken, Cevdet Kömürcüoğlu ve Tuncer Keçeci’ye çok teşekkür ederiz....

Son düdüğünüz sonrası neler hissettiniz?

Allah’tan, tekrarını nasip etmesini diledim. Görevimizi başarıyla yerine getirmiş olmanın tarifsiz bir huzuru vardı. Bu başarı bugüne kadar yetişmemizde emeği olan herkese, birlikte ter döktüğüm arkadaşlarıma, bizi destekleyen yönetici kadrolarına, dualarıyla destekleyen Türk halkına armağan olsun. Türk insanının neler yapabileceğini gösterdik. İnşallah göstermeye de devam edeceğiz.

Yardımcılarınız Bahattin Duran ve Tarık Ongun ile adeta akraba oldunuz?

2010’dan bu yana birlikteyiz. Eşlerimizden çok birbirimizi görüyoruz. Hakemlik tarihine geçecek başarılara imza attık. İyi bir takımız. Allah’a şükür hiçbir sıkıntı yaşamadık. Birbirimizin en büyük destekçisiyiz.

Dünya Kupası’nda maç yönetmek nasıl bir duygu?

Muhteşem bir duygu. Dünyanın en iyi oyuncuları, dünyanın en önemli takımları bu turnuvada boy gösteriyor. Dünyanın en iyi hakemleriyle birlikte görev yapıyorsunuz. Atmosfer, seyircilerin ilgisi çok iyi.

Futbolcularla sıcak bir iletişim içindeydiniz?

Futbolda temel ilke olarak saygı kelimesi işleniyor. Hem rakibe hem hakeme hem de kendi yaptığınız işe saygılı olmak, artık futbolun temel ilkesi haline geliyor. Sıcak iletişim, karşılıklı saygının bir sonucu.

  • T24
Kaynak: http://t24.com.tr/haber/cuneyt-cakir-...
İçeriğin Devamı Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0