Görüş Bildir
Haberler
‘Evet, bana Hanımağa derler’

‘Evet, bana Hanımağa derler’

Mert Kabak
25.06.2015 - 16:52 Son Güncelleme: 25.06.2015 - 21:44

Başarılı işkadını Hülya Gedik, babasından aldığı disiplinle Gedik Holding’i her geçen gün büyütüyor. Engellileri de unutmuyor. Onlar için 20 okul açıp iş imkânı sağlayan Gedik’e başarısının sırrını sorduk..

Gedik Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Gedik, babasından aldığı disiplinle şirketlerini yöneten başarılı bir işkadını.

Çalışmaktan başka onu mutlu eden tek şey kızları. Alışverişi bile

sevmiyor, “Hiç sevmem hatta sıkılırım. Kendim için fazla para harcamak

çok hoşuma gitmez” diyor. Gedik ile sürekli büyüme kaydeden

holdinglerinin hikâyesini, başarısının ardındakileri ve engelliler için

yaptırdığı okulları konuştuk.

■■ Babanın sağlığında kaynak, döküm ve vana fabrikalarının başına geçtiğin doğru mu?

Evet. Babamı Ağustos 2012’de kaybettim.

Tek başına şirketlerimizi yoktan var etti. Kurduğu şirketlerini hiçbir

zaman ticari bir mal varlığı olarak görmedi. Babam için şirketleri,

yaşaması için gereken oksijen gibiydi. Bana “Gel kızım şirketlerimizi

sen yönet” dedi. Çünkü hayattayken şirketleri nasıl idare edeceğimizi

gözlemlemek, gerekirse müdahale edebilmek istedi.

■■ Baban kaynak işine nasıl başlamış?

Erken yaşlarda iş hayatına atılmış. Okumak

için İstanbul’a gelmiş. YTÜ makine mühendisliğini bitirmiş. Yüksek

eğitim için Almanya’ya gidip uluslararası kaynak mühendisliği eğitimi

almış. Türkiye’nin ilk kaynak mühendislerindendir. Müdür olarak

başladığı uluslararası bir kaynak firmasının yıllar içinde sahibi

oluyor. Daha sonra döküm ve vana sektöründeki bir firmayı bünyesine

katıyor.

■■ Peki bir kadın için bu tarz bir işi idare etmek zor olmadı mı?

Hiçbir konuya kadın gözüyle bakmadım.

Yaşayan bir şirketin zorlukları olacaktır. Bu çok doğal. Deneyimli bir

kadro ile soğukkanlılıkla çözmeye çabalıyorum.

■■ Babanın hayattayken her şeyi sana devretmesi çok gururlandırmıştır...

Gururlandırmaz mı? Babam gerçekten kültürlü, ileri görüşlü birisiydi. Belki ben de bu özelliğimi babamdan aldım.

■■ Yanında şu an kaç kişi çalışıyor?

Şu an 1200 çalışanımız mevcut.

■■ Her şeyi tek başına mı idare ediyorsun?

Benim görevim doğru pozisyona doğru kişiyi konumlandırmak ve uzaktan kumanda etmek. Tüm önemli konuları birlikte idare ediyoruz.

■■ Sana “Hanımağa” denildiği doğru mu?

Evet, doğru. Çünkü Hanımağayım!

■■ “Hanımağayım” derken?

Hendek Belediyesi’nin 2009’da yapılan

geleneksel Selman Dede Yağlı Güreşleri’nde güreş ağalığını biz kazandık.

Ağalık bu sporun yaşaması ve gelişimi için yapılan bağışlarla tayin

ediliyor. O seneye kadar erkekler ağa olmuş. Hendek’in ilk hanımağası

ben oldum.

■■ Gedik Holding’in başına geçmeden önce sen de baban gibi her kademede çalıştın mı?

Evet. İlkokuldayken paketlemelerimizi elde

yapıyorduk ve mavi yaka çalışanlarımızla birlikte kutulara ürünleri

yerleştiriyordum. Ayrıca santralda çalışıp telefonlara baktım.

Sonrasında iç ve dış pazar bölümlerinde çalışmalarım oldu.

■■ Baban cumartesi günü doğum yapmana çok sevinmiş, “Pazartesi gider çalışırsın” demiş...

Disiplin ve sorumluluklarının bilincinde olmak çalışma yaşamına bir düzen getiriyor. Babamdan ilk öğrendiğim şey disiplin.

■■ Peki pazartesi işte miydin?

Evet, işteydim. Her zaman için işimi ciddiye alıp disiplinli çalıştım.

ENGELLİLERE ÜZÜLEREK DEĞİL HAYRANLIKLA BAKILMALI’

■■ Gedik Vakfı’nın faaliyetlerinden bahseder misin?

Gedik Eğitim Vakfı; 1994’te kuruldu.

Eğitim konusunda hizmet sunmanın yanında, sanayi kuruluşlarımızın

faaliyet alanlarında staj imkânı sağlıyor ve çalışanlarına, ailelerine

maddi katkı sağlıyor. Vakıf çatısı altında 2010’da Gedik Meslek

Yüksekokulu’nu, 2011’de Gedik Üniversitesi’ni kurduk.

■■ Engelliler için açtığın okullar inanılmaz...

Otistik ve eğitilebilir zihinsel engelli

çocukların tümünü kapsayan 20 hayır okulumuz mevcut. Hayır okullarını

kurup devlete bağışladık. Annemin adını taşıyan bu okulların

ihtiyaçlarına imkânımız dahilinde cevap veriyoruz. Okullarımızdan mezun

öğrencilere, becerileri doğrultusunda görev veriyoruz.

■■ İş hayatında çalışan engelliler başarılı oluyor mu?

Gayet disiplinli çalışıyorlar. Hayatın

içinde olup parasını kazanan ve topluma katkı sunan bireyler olmaları

onları da mutlu ediyor. Sosyalleşip aktif bir hayat yaşıyorlar.

Evlenmeleri, arkadaş bulmaları kolaylaşıyor.

■■ Onlar için üzülmeli miyiz?

Onlar için üzünülmesine çok karşıyım.

Onlar da bizim gibi insan ve bir hayat mücadelesi veriyorlar. Onlara

üzülerek değil, hayranlık ve takdirle bakılması gerektiğine inanıyorum.

■■ Peki sen neler düşünüyorsun o çocuklara bakarken?

Yaşamın içinde her şey mevcut... Bu

çocuklar engelli olarak dünyaya gelmiş. Bununla baş edebilmeleri için

onlara eğitim yoluyla yardımcı olmak gerek. Spor bilimleri fakültemizin

güzel bir çalışması vardı geçen hafta. Engelli çocuklarla engelsiz

çocukları bir arada buluşturduk. Normal bir çocuk, engelli çocuğu

dışlayabiliyor. Erken yaşta çeşitli alanlardaki faaliyetlerle engelli ve

sağlıklı çocukları bir araya getirilebilir, bir şeyler paylaşması

sağlanabilir. Toplumda birbirimizi kabullenerek yaşamayı öğrenmemiz

gerekir.

■■ Engelliler için okul açmaya devam edecek misin?

Devam edeceğiz. Engelliler için sadece

zihinlerini geliştirmeye yönelik çalışmalar yapıyoruz. Üniversitemizin

spor bilimleri fakültesinin hocalarının katkılarıyla 0-24 yaş arası

zihinsel ve bedensel engellilere çeşitli bedensel eğitim çalışmaları

düzenliyoruz.

İçeriğin Devamı Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0