Görüş Bildir
Haberler
'Erdoğan'ın Ruh Sağlığı Bozuldu'

'Erdoğan'ın Ruh Sağlığı Bozuldu'

Batuhan
24.05.2015 - 11:50
İçeriğin Devamı Aşağıda

HDP Mersin Milletvekili Adayı Dengir Mir Mehmet Fırat, AKP'yi birlikte kurdukları Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, bugün kendisini bir hastaya dönüştüren boyutta korku içerisinde olduğunu söyledi.

Kaynağında HDP’nin de yer aldığı bu korkunun “Tek başına iktidarını kaybetmekten değil, aynı zamanda kendisi ve ailesinin bulaştığı yolsuzlukların ortaya çıkması sonucu yargılanmasından da kaynaklandığını” belirten Fırat, herkese “Ruh sağlığı bozuk bir kişinin yönetimi altında kalmak istemiyorsanız, bunun önüne mutlaka geçmemiz lazım” sözleriyle seslendi.

DİHA’nın sorularını yanıtlayan Dengir Mir Mehmet Fırat’ın açıklamaları şöyle:

BAŞBAKANLIĞA DEVAM ETSEYDİ 

Tayyip Erdoğan TBMM çatısı altında okuduğu Anayasal metne sadık kalmadı, tarafsızlığını yitirdi. Madem meydanlara çıkıp oy isteyecektin, başbakanlığa devam etseydin. Cumhurbaşkanı’nın bu duruma düşmesini istemezdim. Türkiye Devleti Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın saygınlığına gölge düşürülmesini bir yurttaş olarak kabul edemem. Çünkü benim Cumhurbaşkanım, yalan söylemeyen, dürüst, yemininin gereğini yerine getiren tarafsız bir Cumhurbaşkanı olmalı. Çünkü o, 77 milyonu temsil ediyor. Her ne kadar kendisi, ‘Ben AKP’yi kurdum, genel başkanlığını yaptım, tarafsız olamam’ diyorsa da o zaman yapması gereken, Başbakanlığa devam etmesiydi. Bunda bir problem olmaz. O zaman tabii ki meydanlara çıkacak ve oy isteyebilirdi. Halkın cumhurunun, din, inanç, örf ve adetlere göre yalan söylememesi, iftira etmemesi, milleti birbirine düşman hale getirecek söylemlerden kaçınması gerekir. Fakat bunların hepsini yapıyor, durmadan yalan söylüyor. Mesela en güzel yalanlarından birini hatırlatayım. Hemen her konuşmasında, ‘HDP Genel Başkanı -ismini de söylemiyor- ‘Bizim Kâbe’miz Taksim’dir demiş’ diyor. Selahattin Başkan ise çıktığı her mitingde, her toplantıda ‘Ağzımdan böyle bir şey çıkmadı. Nerede söylemişsem ispat edin, özür dileyeyim’ diyor. Fakat Cumhurbaşkanı ise meydanlarda halka veya muhtarları, sanayicileri, emlakçıları sarayında toplayıp, bu yalanları söylüyor.

ETRAFINI YALAKALAR SARMIŞ 

Erdoğan’ı, eski bir dostu ve bu cumhuriyetin bir vatandaşı olarak bir kez daha uyarıyorum. Cumhurbaşkanlığı makamının bu hale gelmesi bir utanç vesilesidir. Erdoğan aklını başına toplayarak, bu yaptıklarından bir an önce vazgeçmelidir. Eğer beraber çalışıyor olsaydık, zaten bunu ben ona yaptırmazdım. Fakat şu anda etrafında bir avuç yalaka, saray soytarısı var ve o ne yaparsa yapsın, ‘Efendim siz haklısınız’ diyorlar.

YOLSUZLUKLARDAN YARGILANMAKTAN KORKUYOR 

Çok iyi tanıdığım Tayyip Erdoğan şu an büyük bir korku içinde. Öyle ki bu korkuyu mimiklerinden bile anlayabiliyorum. Tek korkusu, iktidarı kaybetmek değil. İktidarı kaybettikten sonra, özellikle yolsuzluklardan, kendi ailesinin de bulaştığı yolsuzlukların ortaya çıkmasından ve yargılanmaktan korkuyor. Onun için de şimdi ‘kefen edebiyatını’ çıkardılar. İdam insanlık suçudur, idama karşıyız. İkincisi, hırsızlığın karşılığı ne idam ne de ömür boyu hapistir. Belli bir hapis süresi vardır, dolayısıyla kefen edebiyatı yapmanıza gerek yok

ONA BU KORKUYU ‘PARALEL’ DEDİKLERİ AŞILADI 

Erdoğan’ın, yaşadığı ağır korku nedeniyle ruh sağlığı ve psikolojisi bozuk. Ona bu korkuyu bugün “paralel” dediği insanlar aşıladı. Yaklaşık 10 yıl önce resmi bir temas için Erdoğan ile birlikte Kıbrıs’ı ziyaret ettik.Cuma namazı için camiye gittik. Yanımızda birkaç devlet memuru, iki de koruma polisi vardı. Zırhlı arabası yoktu. Camiden birlikte çıkıp bütün Girne’yi dolaştık. O zaman korkusu yoktu. Ama şu anda 500 kişilik yakın koruması var, 750 kişi de sarayın çevresini sarmış vaziyette. Bir yere gittiğinde de Türkiye’nin her yerinden ek polisler geliyor. Böylesine bir korku, insanı mutlaka hasta eder ve şu anda da maalesef cumhurbaşkanımız hasta. Eğer dua ile iyi olabilecekse, hepinizden ricam, psikolojik sağlığına kavuşsun diye O’nun için hep birlikte dua edelim. Ama psikolojik hastalıklar genellikle bu şekilde iyi olmaz. Ancak psikiyatriye gitmek lazım.

HDP BARAJI AŞAMAZSA ÖNÜMÜZ KARANLIK 

Ben inanıyorum ki 8 Haziran sabahı, Türkiye’nin ufkunda bir güneş doğacak ve karanlığı yok edecek. Ama bu olmazsa ne olacak? Onun da cevabını vereyim. HDP bir siyasi parti, siyasetini meclis dışında yapmaya devam edecek. Fakat HDP Meclis’e giremezse önümüz çok karanlık ve önümüzde uçurumlar var. Hangi uçurumdan düşeceğimizi de hep beraber yaşayarak göreceğiz. Seçilemezsek bize bir şey olmaz, gider evimizde torunlarımızı severiz. Ama Türkiye halkları bu büyük tehlikenin farkında olarak tercihini yapmasını umuyor ve diliyoruz. 

DİHA

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1
0
0
0
0
0
0