Görüş Bildir
Haberler
'Eğer Terörü Bitireceksen Ben Sana Vereceğim O 400 Vekili'

'Eğer Terörü Bitireceksen Ben Sana Vereceğim O 400 Vekili'

Ulaş
09.09.2015 - 16:00 Son Güncelleme: 09.09.2015 - 19:06

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu son günlerde artan terör olayları ve şehit haberleriyle ilgili olarak açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu isim vermeden Erdoğan'a seslenerek, "Eğer terörü bitireceksen ben sana vereceğim o 400 vekili" ifadesini kullandı.

İçeriğin Devamı Aşağıda

İşte Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından notlar:

'Kimlik siyaseti yapan ülkeyi bölen kişidir'

Terör örgütünün beklentilerine uygun davranışlardan özenle kaçacağız. Beklentilerinden kaçınacağız. O toplumu bölmek istiyor. Bölünmeyeceğiz ve ayrışmayacağız. Provokasyonlara asla ve asla izin vermeyin. Bundan özenle kaçının.

Yeni genç arkadaşlarıma seslenmek istiyorum. Kim etnik kimlik üzerinden, inanç üzerinden, yaşam tarzınız üzerinden siyaset yaparsa onu bölücü kişi olarak sakın unutmayın. O kişi bu ülkeyi ayrıştıran ve bölen kişidir.

Onlara bu ülkede yaşayan herkesi kucaklıyorum, herkesin inancına saygı gösteriyorum, yaşam tarzına müdahaleyi istemiyorum ülkemi seviyorum deyin onlara. Onlar bölüyor, böldürmeyin. Yolcu otobüslerinin şu ilin ya da bu ilin diye taşlamak doğru değil. Plaka üzerinden ayrıştırma yapılır mı? Benim vatanım orası benim yurdum orası, benim bayrağım dalgalanıyor orada. Provokasyonlara sakın gelmeyin. Bu ülkeyi bölmek için PKK'nın değirmenine taşımaktır bunlar. Ne olursunuz ülkenizi bayrağınızı sevin bölücülerin değirmenine su taşımayın.

'Bu uyarıları Cumhurbaşkanı yapsın isterdim'

Siyasi partilere saldırmak, siyasi partiler anayasaya göre demokratik hayatın vazgeçilmiş unsurlarıdır. Yasalara göre kurulur, yasalara göre kapatılır. Bir siyasi partiyi beğenmeyebilirsiniz, oy vermeyebilirsiniz, yakıp yıkmak sadece terör örgütünün değirmenine su taşımaktır. Bu provokasyonlar çok tehlikelidir. Ben isterdim ki bu uyarıları Cumhurbaşkanı yapsın. Kardeşliği savunsun.

'Siyasi partiler terörle aralarına net çizgi koymalı'

Türkiye'deki bütün siyasi partilerin terör örgütü ile aralarına net çizgi koyması lazım. Âmâsız, fakatsız, lakinsiz. Terör insanlık suçudur. Hep beraber teröre karşıyız. Teröre karşı ortak çare arayacağız nokta. Bunları yaptığımız zaman biz oluruz. Değerlerimize sahip çıkmış olabiliriz. Dünya görüşümüz, düşüncelerimiz farklı olabilir bu ülkemizi sevmeyeceğimiz anlamına gelmez. Biz kurtuluş savaşını birlikte vermedik mi? O zaman çözemeyeceğimiz sorun yok.

Öfke ile değil akıl ve mantıkla bütün sorunlarımızı çözebiliriz. Terörü lanetliyoruz. 

'Medya üzerindeki baskıyı kabul edemeyiz'

Ama bir şeyi sakın unutmayın medya yani basın bizim gözümüz kulağımız ve sesimizdir. Nasıl toplumda çeşitliliğimiz varsa medyada da çeşitlilik var. Bir gazeteyi okur ya da okumayız, bir televizyonu izler ya da izlemeyiz ama medya üzerindeki baskıyı asla ve asla kabul etmeyiz. Bizim havuz medyası diye suçladığımız en sert eleştirilere maruz kaldığında ilk telefonu açan, geçmiş olsun dileklerini söyleyen benim. İki şey farklıdır. Medyaya özgür alan açacaksınız. Kırmak dökmek asla doğru değildir.

Birbirimizi eleştirebiliriz ama birbirimizi öldürmek incitmek yaralamak doğru değildir. Terör örgütü yıllardır zaten bunu istiyor. Nasıl bu toplumu bölerim diyor. İnsanları etnik kimlikleriyle nasıl birbirine düşürürüm diyor.

Terör örgütü ile uzaktan yakından ilgisi olmayan kişiyi terör örgütünün kucağına atmak demektir. Terör örgütünün 30 yılda yapamadığını provokasyonlara kapılarak yapmış oluruz. Slogan atın, terörü lanetleyin ama şiddet terör örgütünün değirmenine su taşımaktır.

'Silahlar kimin iktidarında konuşlandırıldı, ülkenin istihbarat örgütü neredeydi?'

Doçka silahları ağır silahlar bunlar yüzlercesi terör örgütü tarafından tepelere konuşlandırıldı. Kimin zamanında nasıl konuşlandırıldı. Soracaksınız bu soruyu. Oraya kamyon gitmez, cip gitmez. Hayvan sırtında gidiyor o silahlar. O silahlar konuşlandırılırken bu ülkeyi kim yönetiyordu. Bu ülkenin istihbarat örgütü neredeydi. Efendim biz doçkaları bombaladık 16 insan şehit olduktan sonra mı aklına geldi bu soruları sormak lazım. Zırhlı araçlar yolda gidiyor 1 ton 2 ton bomba yolu kazıp yola döşüyorsunuz üstünde asfalt var. Asker polis giderken patlatılıyor. Bu bombalar oraya konulurken kim iktidardaydı kim? Ve neden önlemini almadılar? Heronlar var insansız hava araçlar. Yerdeki karıncayı da tespit ediyor. Bıraktık karıncayı 1 ton 2 ton silahı, dokça silahları bile tespit edemiyor. Siz nasıl hükümetsiniz diye soru sorma hakkınız var. Terör örgütleri belli kentlerin kontrolünü ele aldı. Kendine yine soracaksın bunlar yapılırken kim iktidardaydı.

Bu soruların yanıtın bilmeden bu sorunu çözemezsin.

22 Ağustos 2013 dönemin başbakanı konuşuyor, 'hazmedilemeyen bazı durumlara rağmen operasyon yapmıyoruz' Şu soruyu sormak zorundayız o hazmedilemeyen durumlar nelerdir? Neydi de hazmedilemeyeni hazmettiniz. Toplumu ateşe attınız. Dönemin başbakanına bu soruyu sormanız lazım.

'Silahlar stoklanırken neredeydiniz?'

7 Eylül 2015 bakın ne diyor, dönemin başbakanı değil Cumhurbaşkanı, 'Çözüm sürecini bunlar silah stoklama süreci olarak geçirdiler, çok ciddi silah stoklaması yaptılar' şu soruyu sormayacak mısın? Bu silah stoklamaları yapılırken siz neredeydiniz.

Şehitlerimiz geliyor bu şehitlerin kanlarından kim sorumlu. Bu ülkeyi yönetenler nasıl yönetiyor. Bu ülkede devlet yönetiliyor mu? Devlet yönetiliyor mu? Yoksa yönetimde ciddi bir boşluk mu var? Bütün bunlara rağmen hala 400 milletvekili arayışınız var.400 milletvekili olsaydı terör olmazdı. Eğer terörü bitireceksen ben o 400'ü ben tamamlayacağım. Rahat yatamıyorum. Bizim bir sorumluluğumuz var siyasetçi olarak sorumluluğumuz var. Ülkeyi yönetmeye talibiz karıştırmaya değil. Ülkeyi yönetmeye talibiz ayrıştırma olmasın diye. Tam tersi bir sürecin içine soktular ülkeyi. Çok üzüntülüyüm. Böyle bir tabloyu Türkiye hak etmiyor. Ayakları yerine basamayan siyasetçiler ülkeyi yönetemez. Vatandaşını ateşe atan ülkeyi yönetemez. Dış borcun ne olduğunu bilmeyen bu ülkeyi yönetemez.

Bu sorunu çözmek için bir masa kurulacaksa o masanın parlamentoda olması lazım. Sorunun çözümü için en tutarlı görüşleri, en sağlıklı görüşleri biz ortaya koyduk. Çünkü biz akılcıyız. Ortak akla inanırız. Onlar ortak akılca değil üst akılcı.

  • Ajanslar
İçeriğin Devamı Aşağıda
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0